Bugün haftanın en sevdiğim günü. Pazartesi ödeme günüm olduğu için daha hafiflemiş hissediyorum kendimi. Çalışanlar bugün pazar alışverişlerini yapıyorlar. Bu sebeple çoğu zaman çalışma olmuyor. Bu sabah daha geç kalktım. Hiçbir yere yetişeceğim endişesi olmaksızın rahat rahat kahvaltımızı ettik. Kahvaltıdan sonra dün gece uykumuz geldiği için yarım bıraktığımız uzun bir filmin devamını kızımla birlikte seyrettik. Film Wolfgang Amadeus Mozart'ın hayatını anlatan ve tam üç saat süren bir film. Çok beğendik. Dahilik ile delilik birbirinden bir kıl kadar uzakmış. Mozart bu kurama bir örnek olmalı. Tam bir müzik dehası ama hafif çatlak yönleri de var. O da pek çok sanatçı gibi kısacık ömründe pek rahat yüzü görmüyor. Müziğe tapıyor adeta. 4 yaşında ilk konçertosunu, 7 yaşında ilk senfonisini, 12 yaşında ilk operasını besteliyor. 35 yıllık ömründe tam 626 esere imza atıyor. Dönemin en usta müzisyen ve bestecileri onun yanında çırak gibi kalıyorlar.
Salı günleri hiçbir şeye ihtiyacımız olmasa bile o pazarın havasını solumak istiyorum. Kızımızı da alıp hep birlikte çıktık. Tire Pazarı güzel güzel olmasına da, bir de park sorunu olmasa. Arabayı oldukça uzak bir yere park etmek zorunda kalıyoruz. Akşama balık yemeyi koymuşuz kafaya. Yeni Camii yakınındaki Dokumacılar Kahvesinde bir taşçı ile buluşacaktım. Eşim ve kızım halden balık alırken ben bu işimi halledip onların yanına döndüm. Alışveriş bittikten sonra eve döndük. Masa kuruldu. Salatalar yapıldı, balıklar pişirildi, afiyetle yenildi.
Yemek sonrası çaylar içilirken ben de bizim evde hiç eksik olmayan tatlılardan biriyle cilamı çektim. Bir saat kadar önce kızımızı İzmir'e uğurladık. Yılbaşında yine beraberiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder