KATEGORİLER

24 Mart 2020 Salı

AĞAÇ EV SOHBETLERİ # 31

Covid-19 bütün dünyayı etkisi altına almış durumda. Bütün haber kanallarının ortak konusu Koronavirüs. Geçen hafta Ağaç Ev Sohbetlerinde biz de aynı konuyu tartışmıştık. Sevgili Deep Tone, diğer arkadaşlardan başka öneri gelmeyince bizzat kendi belirlemiş haftanın sohbet konusunu. Çok da iyi yapmış. Değişik ve hafif bir konu seçmiş bu kez. Evet, bir süreliğine de olsa Koronavirüsü düşünmeyip arkadaşımızın sorusuna konsantre olalım. 

Kuş beyinli denilince ne düşünüyorsunuz?

Genellikle kızgınlık anında ya da alay etmek için söylenen bir hakaret sözü olduğunu düşünüyorum ilk bakışta. Zekası kıt ve aklını kullanmayan insanlar için söylenir bu söz, kuşlara hakaret amacını gütmez. Doğrudan kuşlara söylendiğini duymadım hiç, zaten söylense de onlar buna pek kulak asmazlar buna. 

Araştırmalar gösteriyor ki beyin büyüklüğü zeka seviyesini göstermemekte. Öyle olsaydı en büyük beyne sahip canlılardan balina ve filin en zeki canlılar olması beklenirdi. Zeka ve beyin büyüklüğü arasında kanıtlanmış doğrudan bir ilişki bulunmamakta. Bazı bilim adamları beyin ve vücut kitle oranının daha anlamlı bir sonuç verdiğini iddia etmişler. Basit olarak beyin/vücut oranı insanda 1/40 iken küçük kuşlarda bu oran 1/12 çıkıyor. Yani vücut ağırlığına göre kuşların beyinleri insan ve diğer canlılara göre daha büyük! İnsan beyni beyin/vücut kitle oranına en yakın olan hayvan cinsi ise farelermiş! 

"Kuş beyinli" ifadesiyle kuşun küçük beynine atıfta bulunulduğunu sanmıyorum. Burada kızgınlıkla anlatılmak istenen muhatabının beyin büyüklüğünün kuş kadar olması, yani ufacık olduğuna işaret edilmesi. Oysa beyin büyüklüğü ile zeka arasında doğrudan bir ilişki bulunmadığına yukarıda değinmiştim.

Kuşların zekasıyla dalga geçmek, onlara hakaret etmek insanın haddine değil. Zira Evrim Teorisine göre canlı yaşam suda başlayıp oradan karalara geçmiş. Ve son merhale gökyüzü! Uçmaya başlamış bazı canlılar, özgürce, kardeşçe. Siz hiç savaş halinde kuş sürüsü duydunuz mu? Binlerce kuşun sürüler halinde hiçbir kargaşaya mahal bırakmadan kilometrelerce göç ettiğini düşünün. Birbirleriyle kurdukları sosyal ilişkileri inceleyin. Biz insanlar birbirimizi anlamakta zorlanırken kuşları kendimizden aşağı görmek ne haddimize. 

Zannetmiyorum ki sahilde kanatlarını açmış, keyifle süzülen bir çift martının yaşadığı mutluluğun zerresine sahip olalım. Biz insanlar, çevreyi kirleterek kuşlara da büyük zarar veriyoruz. Konumuz zeka ise canlılar arasında birbirine ve diğer canlılara en büyük zararı veren insanı beyin büyüklüğünden dolayı yüceltmek çok akılcı gelmiyor bana.

10 yorum:

  1. Ne kadar güzel anlatmışsınız. Akademik ve de akıcı. Yüreğinize, emeğinize sağlık. Selamlar 😊🤚

    YanıtlaSil
  2. oooo bu yazın çok güzeldiiii :) hem bilimsel hem duyarlı hem de yumuşak :) viva birds :)

    YanıtlaSil
  3. Kuş beyinli hakkında bilimsel çalışma gibi olmuş..Aslında bir insana "kuş beyinli" demek doğru birşey değilmiş,çünkü "bunun etkisi söyşeyen insana geri dönermiş" deniyor..Emeğinize sağlık..😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle mi? Bak bunu duymamıştım:)) Teşekkürler:)

      Sil
  4. ustune hic dusunmedigim bir konuda ilginc bir yazi olmus, kafayi dagitmak gerek bazen :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet kafayı dağıtmazsak, yakında keçileri kaçıracağız:)

      Sil
  5. Ben de bu etkinliğe ilk katılanlardanım ama inanın bu etetkinliğin böyle büyüyeceğini ben bile tahmin edemedim.

    YanıtlaSil