KATEGORİLER

3 Ağustos 2020 Pazartesi

AĞAÇ EV SOHBETLERİ # 50

Ağaç Ev Sohbetleri'nde bir yılı devirmeye çok az kaldı. Taha Akkurt ve Edischar tarafından başlatılan, daha sonra Deeptone ve İrem Can 'ın destek verdiği ve son zamanlarda Kedi Mırıltısı'nın moderatörlüğünü üstlendiği güzide sohbet platformumuza en çok emeği geçen kişilerden biri olan Deeptone, bu haftanın konusunu benden istedi. Hem ona, hem de sohbete destek veren bütün blog arkadaşlarımıza teşekkür ederim. 

Bildiğiniz üzere sanal dünya insanı yalnızlaştırıyor, eski dostluklar ve komşuluklar gerilerde kaldı. Şimdi sayısal olarak çok ama nitelik bakımından az sayıda arkadaşımız var çoğumuzun. Herkes yeni tanıştığı birine şüpheyle bakıyor, güvensizlik had safhada. Bunun pek çok sebebi var elbette ama bu yaz sıcağında öyle fazla ağır konulara girip sizleri sıkmak niyetinde değilim.
Sorum şu;


"Yeni tanıştığınız biriyle gerçek bir arkadaşlık kurabilmek için aradığınız üç temel kriter nedir?"  


Ve işte bu konuda benim düşüncelerim:

1. Dış Görünüş: Kendimi bildim bileli söylenen bir söz var. "İnsanın dış güzelliği önemli değil, önemli olan iç güzelliği!" Evet, dış görünüş yanıltıcı olabilir belki ama bir insanın içini anlayabilmek çok daha zor, hatta imkansızdır. Diğer taraftan güzellik göreceli bir kavramdır. Zaten benim asıl bahsettiğim konu standart fiziksel bir güzellik de değil. Ben bir bakışta ya da iki laf ettikten sonra karşımdaki kişiye notumu veririm. Güzellik denen şey çoğu zaman bir maskedir. O maskenin altından bakarım insana. Konuşması, oturup kalkması, giyim kuşamı, alçak gönüllülüğü, kültür seviyesi, hayat görüşü, espri anlayışı ve bunun gibi pek çok özellik dışına yansır insanın. Değerlendirmem sonucunda tamam derim bazen, bu adam/kadın kafama göre. İlk sınavı geçmiştir gözümde. 

2. Samimiyet/İçtenlik: "Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol." Mevlana'ya atfedilen ama gerçekte ona ait olmayan bir deyiş. Kime ait olduğuna dair tartışmalar süredursun, bu benim çok değer verdiğim bir söz. Kendini başka türlü göstermeye çalışan, ortama göre şekilden şekile giren, yüze gülüp arkadan laf eden, yalan söylemeyi huy haline getiren insanlardan uzak dururum. Bu yüzden ikinci kriterim samimiyet, dürüstlüktür.

3. Bilgelik: Arkadaş olarak kabul edeceğim kişi, bana mutlaka yeni bir şeyler öğretmeli, ufkumu genişletmelidir. Bilgelik deyince ak sakallı, tecrübeli yaşlılar gelmesin aklınıza. Her yaşın her milletin insanı benim için birer bilgi kaynağıdır. Gerekmesi durumunda onlardan alacağım fikirler benim kararlarımda etkili olur. Hayatı sadece eğlence ve şamatadan ibaret gören ya da bir kişiye, bir görüşe, bir inanca körü körüne bağlı insanlar arkadaşım olamaz. 

Evet benim gerçek arkadaşta aradığım temel kriterler böyle. Sizlerin arkadaş seçiminde aradığınız kriterler nelerdir? Sohbete katılacak arkadaşlara şimdiden teşekkür ederim.     

35 yorum:

  1. okeys gelcam yineee :) en iyi arkadaş ölü arkadaştır. hiç zarar vermez oh ne güzel :) o yüzden en iyi arkadaşımı önce öldürürüm :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen bu aralar çok cinayet filmi izledin, çok etkilendin sanırım:)

      Sil
  2. güzel kriterler, yalan söylenmemesi de benim en önemli kriterim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle arkadaşlığı bitirecek bir şey, yalan. Bir kez söylense bile.

      Sil
  3. Kesinlikle olmazsa olmaz kriterler.

    YanıtlaSil
  4. Kendimizi kandırmayalım. Önce dış görünüşe bakarız ama iç güzellik der dururuz :) Sonra samimiyeti gelir. Bir kaç hareketi ve konuşması arkadaşım olup olmayacağına karar vermem için yeterlidir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İç güzellik zamanla çıkar ortaya ama dış görünüş pek çok şeyi ele verir. Aynen:)

      Sil
  5. Güzel bir konu ve hepsi de önemli maddeler. Özellikle 3. madde ile ilgili eşimin şu sözü geldi aklıma: Öyle bir yaşayayım öyle bir ortamı soluyayım ki bulunduğum topluluğun en alt katmanını ben temsil edeyim, yeter ki birşey öğrenebileyim. ☺️🤚

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim:) Eşinizi gerçekten çok takdir ettim. Ben de benzer bir ortamda olmak isterim.

      Sil
  6. anşadıııım ak sakallı dede istiyon seen, şemsi tebrizi, diyojen filan gibi, ya da bunların gençlikleri, rafael de olabilir belki :) insanın içi önemliii, böbrekleri filan sağlam olmalı hıhım, kalbi de temiz olmalı ki kalp nakli filan gerekirse yaniii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen beni çok iyi anlıyorsun deep. Ama hep yanlış anlıyorsun:)))
      Şems ile Mevlana'nın arasına girmem:)
      Diyojen kafa adam bak:)
      Rafael iyi de Şirak'ın durumu vahim sanırım:)
      Tabii, iç hastalıkları kötü, kalbi de temiz tutmak lazım, maske takmak gerek, korona morona bulaşmasın, kirlenir sonra maazallah:))) La Havle:)

      Sil
  7. Konu güzel, sizin kriterleriniz tartışmasız Mr. Kaplan. Hepsine katılıyorum. Ama ben önceliği dobralığa veriyorum sanırım. Arkadaş olacaksak lafı dolandırmadan söylemeli. Misal "Rüya böyle dedin ama bu yanlış" ya da "Rüya, onu giydin ama olmamış" diyebilmeli kıvırmadan. Yani dost acı söylemeli ama zor durumlarda acıyı, tatlı dille söylemeyi bilmeli. Arkadaşlığımız bozulmasın diye yanlışımı görmezden gelmesin, her koşulda yanımda olsun ama yanlışımı değil; beni, varlığımı desteklesin. Yargılamasın, yanlışım diye yalnız bırakmasın ama yanlışta ısrar etmeme de çanak tutmasın. Böyle dost bulunca sımsıkı sarılıyorum, ne dese be yapsa başımın üstünde yeri oluyor :) Bulması zor ama ne şanslıyım ki var böyle dostlarım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dobralık benim için de çok önemli. Tamamen katılıyorum size. Sanırım benim sıraladığım kriterlerin içine de giriyor bu husus. Dış görünüm derken oldukça geniş bir çerçeve çizdim. Bu başlığa konuşma şeklini, oturup kalkmayı vs. dahil ettim. Hatta yazmayı bile dahil edebilirim. Birinin dobra olup olmadığı ilk seferinde olmasa da birkaç konuşmadan sonra anlaşılabilir. Haklısınız, dobralığı da tatlı bir dille, saygıyla ifade etmeli arkadaş dediğin. Bir insanın yazısından bile dobralığı belli olur.
      Gerçek arkadaş, dost bulmak zordur, evet. Çünkü günümüzde arkadaşlık tamamen menfaat ilişkisine dayalı ne yazık ki.

      Sil
    2. dost acı söyler ama acıyı da tatlı dille söyler.. ;)

      Sil
  8. Benim için üç şey eğlenceli/deli olması, güvenilir olması ve açık fikirli olması. Şu hayatta kesinlikle iletişim kuramadığım tek insan tipiyse çok ciddi insanlar, iki dakika yanlarında duramıyorum ne yazık ki. Sizin kriterlerde çok önemli. Zaten tipe bakmam diyene inanmıyorum ben açıkçası.

    Güzel konu güzel soru zamanım olursa uzun uzadıya yazacağım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçek arkadaşta aradığım kriterlerden ikincisinin, yani samimiyet/içtenlik kriterinin, güvenilir ve açık fikirli olmayı kapsadığını düşünüyorum. Eğlenceli/deli olması elbette bonus benim için:)
      Yazınızı merakla bekliyoruz:)

      Sil
  9. ımm bence arkadaş öncelikle güvenilir olmalı, yani samimi ve içten. kültürlü ve ön yargısız olmalı, birbirimize katacağımız birçok bilgi, bakış açısı olmalı. eğlenceli olmalı. bunu belki daha ayrıntılı düşünüp yazarım ben de.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Samimiyet başlığı içine güvenirlik konusunu koyduğumu sanıyorum. Hadi sen de yaz, okuyalım:)

      Sil
  10. Tabi ki dış görünüş önemli şöyle ki kişi kendine ne kadar değer veriyorsa çevresine de o kadar değer verir, kendine değer vermeyen, dönüp aynada kendine bakmayan ve kendisine çeki düzen vermeyen, kişisel temizliğine dikkat etmeyen... bir insanla ne kadar sürdürülebilir arkadaşlık? Öte yandan diğer hususlara gelirsek orada belli bir ölçekte uyum, belli bir ölçekte aykırılık lazım sanırım ki birebir ikiz gibi bir arkadaşlık iyi olmasa gerek. Arkadaşın kişiyi geliştirebilir ve bir değer katabilir nitelikte olmasına ise katılıyorum ve önemli bir kriter olarak değerlendiriyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Genelde iç güzelliği derler ama ilk değerlendirme dış görünüşe göre yapılır. Dış görünüşte dediğim gibi pek çok şey ortaya çıkar, oturup kalkışından, konuşmasından, hareketlerinden nasıl bir kişiliğe sahip olduğu anlaşılır insanın. Arkadaş seçiminde kriterler çoğaltılabilir. Ben de üç kriterle sınırlandırmak zorunda kaldığım için zorlandım biraz. Bu yüzden samimiyet başlığı altında yalan söylememek, güven gibi bazı hususları dile getirmek istedim.

      Aykırılık mevzuunda haklısınız. Elbette arkadaşlar arasında huy ve karakter özellikleri farklı olabilir. Bunun için tarafımızdan tolere edilebilecek aykırılıkları doğal karşılamak gerekir. Herkes birbirinden farklıdır çünkü. Teşekkürler:)

      Sil
  11. Arkadaşın kişiye birşeyler katması gerçekten de önemli. Bana sorsalar dış görünüş demezdim ama yazınızı okuyunca aslında baktığımı farkettim. İnsanın kendine saygısı olması önce.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dış görünüşü ilk sıraya koymak benim için riskliydi belki. Fakat bundan kastım fiziksel güzellik, ya da giyim kuşam ya da makyajla saklanmış güzellik değil. Daha ilk görüşte bir insanı kendinize yakın hissedebilir, ya da asla bir daha karşılaşmamak isteyebilirsiniz. Örneğin yeni tanıştığınız biri, hep kendini över, ben şöyleyim, böyleyim dediğinde, anlarım ki boş biridir ve ondan uzak dururum. Nitekim, yeni tanıdığınız bir insanın güven duyulacak biri olup olmadığı, yalan söyleyip söylemediği ve dünya görüşü hakkında kısa zamanda bilgi sahibi olabilirsiniz. Dış görünüşten kastım bu tür özelliklerdi:)
      İnsanın kendisine ve çevresine saygılı olması önemli elbette.

      Sil
  12. E yazmama gerek kalmamış %100 katılıyorum. Aslında sadece arkadaş için değil, çevremdeki insanlar için aradığım özellikler bunlar. Arkadaş için bunlara bir tutam da "ortak yaşam keyifleri" ve "birbirini anlamak için dinleyebilme yetisi" ekliyorum, dost için bunun da üstüne "yargısız olmak" yeteneğini ekledim mi, tamamdır :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Sadece C,
      Gerçek bir dost/arkadaş için belirttiğim üç kriter benim için en önemlileri. Bazı şeylerin eksik kaldığını fark ettim tabii ki:) Aslında bir yandan da bu üç kriteri bile gerçek manada bir arada görebileceğim kişi sayısı öyle az ki!

      Bütün bu yazdığım özelliklerin yanında dediğiniz gibi, ortak yaşam keyfi, dinleme yetisi, yargılamaksızın fikrini paylaşma özelliklerini de eklersek, arkadaşlığın "crème de la crème" durumu husule gelir:))

      Sil
    2. bol tanış, az arkadaş, bir iki dost :)

      Sil
  13. İnsanlarda bıraktığım ilk etkiyi sonradan itiraf eden arkadaşlar."soğuk nevale " diye nitelerler.Kaplumbağa gibi ortalığın güvenilir olduğunu anlayınca kafamı çıkarırım.Önce muhatabımı tanır sonra kendi dünyamın kapılarını aralarım.
    O insanın yanımda neden bulunduğunu anlamaya çalışırım menfaat mi arkadaşlık mı?
    ama genel olarak yalnız hayata tutunabilme taraftarıyım.sevgiyle kalın
    BU insanla etkileşimimden ortaya iyi bir netice katıyor mu?
    Güvenilir mi?
    bana bir şey mi katıyor? yoksa beni eksiltiyor mu?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kim ne derse desin, doğrusunu yapıyorsunuz bence:) Kaplumbağa benzetmeniz de cuk oturmuş. Kaplumbağaların uzun yaşamasının bir sebebi de bu olmalı. Muhatabınızı iyice tanıyıp emin olduktan sonra onunla sıcak ilişkiye girmek sizi pek çok sözde arkadaştan koruyacaktır.

      Ne var ki, bazı mesleklerde sizin sahip olduğunuz bu karakter sıkıntı yaratabilir. Mesela sizden iyi bir siyasetçi olmaz. Zira ayırt etmeksizin herkese gülücükler dağıtıp bol miktarda yalan söylemek zorunda kalmak zorunda siyasetçi. Halkla ilişkiler ona keza. Yüzünüze bir gülümseyen maske takıp sahte bir samimiyet göstermek size göre değil.

      Gerçek dostluk ve arkadaşlığı arayan sizi mutlaka bulacaktır:)

      Sil
    2. Doğru benden siyasetçi olmaz :) Lakin halkla ilişkilerimi küçümsemeyin derim.Nerdeyse bütün mesleklerde insanlarla iç içesin ki.Manav olup domates satsan da aynı,şirket yönetsen de :)Özetle Hayata Tutunmak istiyorsan ortama uygun kalıba girmen gerekebilir bazen :)Bu iyi bişey mi bilmiyorum ama meslek icabı İŞGÜZARLIĞımı geliştirdim baya.
      arkadaş konusu farklı bi mevzu :)
      Destan gibi bir yorum oldu bu da...

      Sil
    3. Yok, küçümsemek ne haddime:) Sözleriniz çerçevesinde yaptığım bir gözlem sadece. Doğru söylüyorsunuz, insanlarla iç içe girmek zorunda kaldığınız birçok meslekte yapmacık bir samimiyet ya da güler yüz göstermek zorunda kalıyorsunuz. Siz buna "işgüzarlık" demişsiniz. Kendimi de bu bakımdan dışlamıyorum ama keşke her zaman karakterimizden ödün vermesek.

      Doğrusunu söylemek gerekirse bazı insanlar doğuştan güler yüzlü ve bu özellik ilişkilerde inanılmaz derecede pozitif etki bırakıyor. Bu tür insanlar son derece doğal ve en ufak bir yapmacıklık sezilmiyor yüzlerinde. Keşke onlar gibi olabilseydim diyorum ben de:)

      Sil
  14. iyi bir konu seçimi olmuş :) aslında arkadaş seçerken elimizde hazır baktığımız bir liste yok tabi ki hiçbirimizin yani bunlar aklımıza gelen şeyler değil normal yaşantıda fakat yaşamımız boyunca edindiğimiz deneyimler bizi bu konuda yönlendiriyor :) senin maddelerin de benim dikkat ettiğim şeylerden hatta hepimizin dikkat ettiği daha bir dolu şey vardır. çok da güzel açıklamışsın mesela dış görünüş maddesi fiziksel bi olay olarak değil de eda tavır tepki ve o saydığın diğer şeyler açısından önemli benim için de diğer söylediklerine de katılıyorum :) güvenilir olunması yalan söylenmemesi ve ufak tefek bazı şeyler de mesela bir buluşma ayarlamışsak beni öylece bir kenera bırakıp ilgilenmemesi bi arkadaşın çok can sıkıcı olur veya sadece kendi rahatını düşünmesi filan bir de daima "ben böyleyim benim huyum bu beni böyle çekeceksiniz" diye dolaşması hiç hoş olmuyor soğuyorum valla ay çok detay var böyle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim:) Liste herkesin kafasında. Fakat kişiye göre liste değişebilir. Bu sohbetin gayesi de bu zaten. Öncelikler değişebilir mesela. Diğer taraftan dış görünüş konusunda demek istediğimi anlamışsın. Sonra başka bir kelime daha buldum, izlenim. Ya da eski haliyle, intiba. Elbette, pek çok şey arıyoruz kendimize arkadaş ve dost seçerken. İlk akla gelen ve en önem verdiklerim benim yazıdaki listeme girenler:)

      Sil