KATEGORİLER

8 Kasım 2022 Salı

AĞAÇ EV SOHBETLERİ # 168

Sevgili DeepTone tarafından organize edilen Ağaç Ev Sohbetleri etkinliğimiz tüm heyecanıyla devam ediyorÖnceki haftaların sohbet konularını ve konu başlıklarını öneren arkadaşlarımızın isim listesini burada bulabilirsiniz. Bu haftanın konusu, Sade ve Derin / DeepTone'dan geliyor: 

"Sirkler kaldırılsın mı?"

Eğer karar bana kaldıysa ne âlâ. Tez kaldırılsın derim. Şimdiye kadar herhangi bir sirke gitmişliğim yok. Merak da etmedim doğrusu. Hayvanları güya terbiye etmek için kancalarla, kamçılarla, değneklerle nasıl eziyet edildiğini, canlarının nasıl yakıldığını az çok tahmin edebiliyorum. İlk bakışta TV den izlemesi güzel geliyor insana, maymunların bisiklete binmesi, ayıların hünerlerini göstermesi etkileyici. Fakat düşününce insan utanıyor. Bu yüzden düşünmek önemli. Sevdiğimiz her şey iyi değil, her zaman düşünmek iyidir. 

İnsana türünün sözüm ona en gelişmiş canlısı deniyor. Eskiden zencileri kafese koyup sergileyen de insan. Hayvanları terbiye edeceğine önce insanın kendisini terbiye etmesi lâzım. Hayvanat bahçeleri sirkler vahşet içermese de bence kaldırılması gerekir. Hayvanların rahat bırakılıp kendi ortamlarında yaşamasına izin verilmeli. Günümüzde internet her türlü canlının tanınması ve özelliklerinin öğrenilmesi için yeterli. O zaman onlara yapılan bu eziyet niye?

Sirk ve hayvanat bahçelerine niye müsaade ediliyor? Bunları işleten mi suçlu yoksa ziyaret edip para dökenler mi? Çevreye duyarlı olması gereken devlet, başörtüsüne yasa çıkaracağına hayvan haklarına aykırı bir sürü şeyin yapıldığı sirkleri ve hayvanat bahçelerini kapattırmalı bence. En azından hayvanat bahçeleri için geniş alanlar tahsis edilip, hayvanların doğal yaşamına uygun bir hale getirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Buraya kadar güzel. Madem dürüst olmaya çalışıyoruz, konunun biraz daha üstüne gidelim. Sirke giden, o fillerin, aslanların, maymunların ve atların hünerlerini izleyen insanların hepsi cani ruhlu mu? Hiç sirke gitmedim demiştim fakat Tayland'a yaptığımız turistik seyahat esnasında bizleri timsah ve fillerin gösterisine götürmüşlerdi. İri timsahlar pistin içinde bakıcıları ile birlikte gösteriye hazırlanırken seyirciler, kendimizi emniyete alan cam paravanların arkasındaki tribünde, heyecanla, olacakları bekliyorduk. Eğitmen, elindeki değneği kullanarak timsahları sıraya dizdi ve ağızlarını açtırdı önce. Kocaman ağızlarına renkli bir balonu koyar koymaz ürkütücü bir şak sesi duyuldu. Saniye geçmeden balon patlamış, hayvanın kuvvetli çeneleri birbirine kilitlenmişti. İkinci safhada timsahlardan en irisi eğitmenin talimatıyla yine açmıştı ağzını. Bu kez adam eğilip kafasını o keskin dişlerin arasına soktu. Timsah, ağzını kapatıp balona yaptığını yapsa, kafasız bir eğitmen görecektik. Anlatılanlara göre bu tür faciaların yaşanması hiç de sürpriz değilmiş. Nefeslerimizi tuttuk. Neyse ki korkulan olmadı bu kez. Yine aynı yerde iki yırtıcı hayvanın kapışmasını izlettiler. Başka bir yerde fillerin gösterisi vardı. Büyük tuvaller üzerine hortumlarına doladıkları büyük fırçalarla, renkli boyalar kullanarak yaptıkları soyut resimler daha sonra satışa sunuluyordu. Fakat en çok hoşumuza giden yavru fillerdi. Üzerlerine elbise başlarına şapka giydirmişler, popolarını sallaya sallaya büyüklerin arasında top oynuyorlardı. Şimdi bütün bunları izlemiş olan ben gerçekten cani miyim? Eh, yani kabul etmem gerekir ki, istemeden de olsa bu vahşete bir miktar katkım olmuş. Düşüncesizlik etmişim.  

Sanırım olaya her açıdan bakmak lâzım. O hayvanların türlü marifetlerini izlerken eğlendik belki, fakat o sırada onların nasıl bir eğitimden geçirildiği, hangi ortamlarda yaşadıkları aklımızın ucundan geçmedi. Sorun burada. Sirklerde ve buna benzer gösteri mekânlarında hayvanlara türlü eziyetler edildiğini aklımızdan çıkarmamamız gerekir. Televizyon ve diğer medya araçları sirk gösterileri yerine hayvanlara uygulanan işkenceyi anlatmalılar. O sevimli yunuslar, filler ve diğerleri eğitilirken ne eziyetler çekiyor herkes tarafından bilinmeli. 

Bugün vahşi hayvanların sahneye çıkmasını tamamen ve kısmen yasaklayan yaklaşık 40 ülke var. Bana göre bu tür yaklaşımlar gelişmişliğin bir göstergesi.

13 yorum:

  1. Bu tür yaklaşımların gelişmişliğin bir göstergesi olduğuna katılıyorum. Bence de yasaklansın. Hatta hayvanat bahçelerine de gerek yok. Bir arkadaşımın bilet almasıyla bizde Çınar'la gitmiştik ama gittikten sonra üzerine düşününce bu yaptığımız beni çok rahatsız etmişti. Tekrar da adım atmadım. Sirke de gitmedim, zaten hayatımız olsun sirk, bir de hayvanlara eziyet edilmesine ihtiyacımız yok.

    Son olarak "Sessiz ve Derin" değil "Sade ve Derin" diye düzeltmek isterim. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 165. haftadan beri Sessiz ve Derin takılmış. Deep bile farkına varmamış, ya da kibarlığından söylemedi:)) Teşekkürler düzeltme için.
      Bu haftanın sorusuna kaldırılmasın diyecek kimse yoktur sanırım. Evet sirkler, hayvanat bahçeleri kaldırılsın o zaman:)

      Sil
  2. izmirdeki flamingolar, doğal yaşam parkı, kuş cenneti ne güzel yaa öyle yapsınlar işte :) haftaya ağaç evi sen yazabilir misin? çarşambadan çarşambaya çok yoğun çevirim var da ben de haftaya çarşamba yazarım konuyu senden görüp :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer hayvanları mutlu edecek bir ortam sağlayabiliyorsa güzel olur tabii. Fakat vahşi hayvanları evcil ortamlarda yaşatarak onları gösteri amaçlı kullanmak insana yakışır bir davranış değil.
      Ben de onu diyecektim. Sana çok yüklendik. Fakat baktım ki birbiri ardına konuları sıralıyorsun, sesimi çıkarmadım:) OK gelecek hafta bende. İşin olduğu zaman söyle bana. Çeviri işlerinde sana kolaylıklar diliyorum:)

      Sil
  3. Hayvanları doğal ortamından koparmak onlara eziyetse ( eziyettir) hayvanat bahçeleri de sirkler de su parkları da kaldırılmalıdır. Hatta ne kafeste kuşlar satılmalı ne de evcil hayvanlar. Kimi kafes kuşları genetik olarak bu halde olarak üretilliyormuş artık, muhabbet kuşları gibi. Onlar bile olmamalı bence. Muhabbet kuşlarını sevdiğim halde sırf bu yüzden alamıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de öyle. Fakat önce sirklerden ve su parklarından daha sonra hayvanat bahçelerinden başlamak gerekir. Eskiden bazı hayvanlar binek olarak ve yük taşımacılığında kullanılırdı. Şimdi faytonlarda, yarışlarda zevk için. Bunların hiçbiri olmaması lâzım bence. Sizinle tamamen hemfikirim:)

      Sil
  4. Size kesinlikle katılıyorum, hayvanlara canlı değil de pilli birer oyuncak muamelesi yapılıyor, onlara giysi vs giydirilmesi de hoş değil bence, her canlı saygıyı hak ediyor, elinize sağlık:)

    YanıtlaSil
  5. Öyle güzel yazmışsınız ki ilave edecek bir şey bulamadım. Ülkemizde temmuz ayında çıkan yasa gereği pet shop'larda evcil hayvan satışının yasaklanmasına benzer şekilde umarım bu konuda da gerekli yasal düzenlemeler en kısa zamanda yapılır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim:) Umarım dediğiniz gerçekleşir. Hayvan satışı ne yaa. Bir zamanlar köle insan ticareti yapılıyormuş. Zaman gelecek kölelik ortadan kalktığı gibi hayvan satışları da biter. Kölelik kalkmış derken, modern kölelik çıkmış ortaya ayrı. Para olduğu zaman insan hayvan bir şekilde sömürülmeye devam edecek gibi.

      Sil
  6. Belki biriler bu işten geçimini sağlıyor (oradaki çalışanların da çok kazandığını sanmam, cidden zor hareketler de yapıyorlar) ama evet kaldırılmalı bence de.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sirk denilince hep hayvan gösterileri üzerinde durduk. Vahşi hayvanları eğiten kişiler arasında yaralanan ya da can verenler çok. Hayvanın olmadığı diğer gösteriler de tehlikeli ve hayatını kaybedenler ya da sakat kalanlar vardır mutlaka. Sonuçta insan karnını doyurmak için her işe girişiyor. Keşke bütün işler ne kişinin kendisine ne de diğer canlılara zarar vermeden yapılabilse. İnsanın gözü aç olunca önüne geçilemiyor işte...

      Sil
  7. çocukken hoşuma giderdi ama şimdi ne kadar vahşi olduklarını anlayabiliyorum izin vermeyen ülkelere de helal olsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşin iç yüzünü bilmeden izleyenlere diyecek sözüm yok. Özellikle perde arkasında saklıyorlar gerçekleri, sanki hayvanların zekâ gösterisi olarak sunuyorlar. Ben de öyle.

      Sil