"Beş yıl önceki yaşantınız nasıldı? On yıl sonrası için hayalleriniz, beklentileriniz ve yaşama dair hedefleriniz nelerdir?"
Beş yıl önce neredeydim, neler yaşadım sorularının cevabı benim açımdan hayli kolay. Kolay olmasının sebebi de o sıralar tutmuş olduğum günlükler. Evet, bundan tam beş yıl önce en büyük hayallerimden birini gerçekleştirdim. Tire'nin Kaplan Köyünde, 2015 yılı sonuna doğru başladığım inşaat işlerini tamamlayıp 14 Ağustos 2016 Pazar günü Taş Ev Restaurant'ı eşimle birlikte işletmeye başlamıştık. İnşaat safhası dahil olmak üzere işletmeye aldığımız günden kapanışa kadar aksatmadan tuttuğum günlükleri her okuduğumda, yüzümde bir gülümseme belirir. O günler, hayatım boyunca unutamayacağım türlü anılarla, dolu dolu geçmiştir. Bir yandan devam eden inşaat, diğer yandan ceviz, kestane, zeytin ve diğer meyvelerin hasat işleri, geniş arazinin tamamına damlama su hatlarının çekilmesi, eşimin zoruyla çıktığım pazar alışverişlerinde zorlukla taşıdığım poşetlerin haricinde en ufak bir yük taşımadığım halde kapasitemi test edercesine sırtlandığım koca koca ceviz ve kestane çuvalları gözümün önünden adeta bir film şeridi gibi geçiyor şimdi.
Beş yıl önce neler yaşamadım ki! Esnafla, işçilerle boğuşurken, büyük çaplı alışverişler, hastalıklarla mücadele ederken aile boyu gezmelerimiz, okumalarım, yazmalarım... Hayatımın en özel ve en güzel günlerini geçirdiğim Kaplan Köyünde daha önce hiç tanımadığım kırsal hayatın içinde bulmuştum kendimi. Yeni insanlar tanıdım, onlarla yaptığım sohbetleri blogumda paylaştım. Başlangıçta günlük tutmamın amacı, dışarıdan bakıldığında son derece cazip gelen restaurant işletme fikrine ilgi duyanlar için rehberlik etmekti. Kim bilir belki de tuttuğum bu günlükleri günün birinde kitap haline getirebilirdim. Evet dostlar, beş yıl önce Ankara'dan temelli yerleşmek üzere geldiğimiz Tire'de eşimin dedesine ait metruk Rum evini yıktıktan sonra Taş Ev Restaurant olarak yeniden inşa etmiş ve akabinde işletmeye almıştık. O yıl boyunca çoğu günlük tarzında olmak üzere toplam 422 yazı yazmışım. Şantiyeler ve şehir merkezi arasında geçen uzun ve yorucu profesyonel meslek hayatımdan sonra köpekleri, tavuklarıyla, meyvesi, sebzesiyle, suyu ve toprağıyla değişik ve güzel bir deneyim olmuştu benim için kırsal yaşam.
İlk soruyu kolay cevaplandırırken o günleri yeniden yaşamak duygulandırdı beni fakat ikinci soruya cevap bulmak benim açımdan hayli zor. Yarına çıkıp çıkmayacağımızın belirsiz olduğu bir düzende genlerimin bana verdiği yetkiye dayanarak on yıl sonrasını göreceğime inanıyorum. Ne var ki, bundan sonra, okulumu bitirip mesleğimde yükseleceğim, akademik kariyer yapacağım, müzikle ya da başka bir sanat dalıyla uğraşacağım türünden ulvi hedefler peşinde koşacak yaşları çoktan geride bıraktım. Ülkenin ve dünyanın sorunları ile ilgileniyorum ancak sevgili Deep'e verdiğim sözü tutarak bu yazımda siyaset konularına hiç girmeyeceğim. Bundan böyle hayat felsefem beklentilerimi asgari düzeyde tutarken daha az acı çekip daha fazla mutlu olmak. On yıl sonrası için hayalim entelektüel birikim bakımından iyi bir seviyeye gelmek ve bir ya da daha fazla sayıda kitap yayımlamak. Bunlardan ilki hayalden öte kesin hedefim diyebilirim, ikicisi ise eğer kendimi yeterli bulup hazır hissettiğim takdirde olabilecek bir şey.