KATEGORİLER

3 Ağustos 2021 Salı

AĞAÇ EV SOHBETLERİ # 102

Sevgili DeepTone tarafından organize edilen Ağaç Ev Sohbetleri etkinliğimizin 102. Haftasına girmiş bulunuyoruz. Daha önceki haftaların sohbet konularını ve konuları öneren arkadaşlarımızın isim listesini burada bulabilirsiniz. Bu haftanın konusunu sevgili Kavanozdaki Beyin / Sessiz Gemi belirledi. Gündemdeki orman yangınları konusuna girmeye haklı olarak gücünün yetmediğini belirten arkadaşımız farklı bir konu seçerek bu hafta için pandemi boyunca kişisel gelişim ve eğitim adına uyguladığımız şeylerden bahsetmemizi uygun görmüş. Haftanın konusu şöyle:

"Kişisel gelişim adına ve eğitim için pandemi sürecinde bir şeyler yaptığınız oldu mu, yaptıysanız neler yaptınız ve gelecekte bu türden plânlarınız, düşünceleriniz varsa bizimle paylaşabilir misiniz? Böylece hepimiz birbirimizden faydalı bilgiler ve uygulamalar öğrenebiliriz. Örneğin online seminerler, eğitimler olabileceği gibi kişisel arınma için meditasyon teknikleri vs. olabilir."

Kişisel gelişimi, rutin yaşantının dışına çıkıp insanların bilinçli olarak, kendi bilgi ve becerilerini geliştirmek amacıyla yaptıkları psikolojik bir mücadele olarak görüyorum. Bu yolda ilerleyebilmek için birçok eğitici, yol gösterici kitaplar ve kendilerini kemâle ermiş! gösteren sayısız abiler, ablalar var. İşin doğrusu bu dalda yapılan çalışmalar ticari kaygının ötesinde bazıları için pozitif etki sağlamış olsa da bana çok fazla hitap etmediğini söylemek isterim. Kişisel gelişimime bir fayda sağladığına inanmadığım halde fırsat buldukça TEDx türünden konuşmaları takip eder ve izlerken büyük keyif alırım. Ancak dikkat ettim, bu tür yayınlar sabun köpüğü gibi kısa süre sonra zihnimden uçup gidiyor. Konuşmacılar, kendi alanlarına giren konularda, nasıl başarılı olduklarını, başarısızlıklarını ve hayatlarından ilginç buldukları kesitleri anlatıyorlar. Kişisel gelişim üzerine kaç konuşma, kaç film izlersek izleyelim sonunda yine kendimizle baş başa kalıp hayatımızı kendimiz plânlarız. İşte bu videolardan biri de yönetmen İlker Canikli'nin TEDx konuşması (Bkz). Canikli ile düşüncelerimiz birbirine o kadar yakın ki! Doğal olarak hoşuma gidiyor söyledikleri. Onun kadar hitabeti kuvvetli biri olmadığımdan kendimi böylesine başarılı ve esprili bir şekilde anlatamam.  

Yazıma başlamadan önce sevgili Sessiz Gemi ve DeepTone'nun yazılarını okudum. Pandemi sürecinde neler neler yapmışlar. Kıskanmadım desem yalan olur. Hayatta yapılacak o kadar çok ve o kadar güzel şey var ki! Bununla birlikte ben bir şey yapmadan önce uzun uzun düşünürüm. Onca şeyin arasında hangisini yapmalıyım? Bu bana ne yarar sağlayacak? Sonunu getirecek gücü ve zamanı bulabilecek miyim? Bazı özelliklerimi beğeniyorum, söz gelimi bir şeye karar verip başlayınca mutlaka sonunu getiririm. DeepTone proz.com'dan bahsetmiş. Daha önce bu siteyi keşfetmiştim.  Yabancı dil ve çeviri konusuna ilgi duyuyorum. Deep bu konuda çok iyi, özellikle de hız bakımından özel bir arkadaşımız. Ben bu hıza ayak uyduramam diye düşünüyorum. Konuşmak yerine yazarak kendimi daha iyi ifade ettiğime inanıyorum. Pandemi öncesinden başlayarak iki roman çevirisi yapıp bir roman yazma deneyimim oldu. Yazarak, okuyarak son zamanlarda kaliteli film izleyerek insanın bilgi ve kişisel gelişimini kendi kendine sağlayabileceğini düşünüyorum. Okumaktan kastım insanı hayal alemine götüren kişisel gelişim kitapları değil elbette. "Her şey sevgiyle başlar. Yeter ki isteyin, siz isterseniz dünya dünya değişir." türünden saçmalıklar yerine realist düşüncelere çok daha yakınım.

Bu bakımdan arkadaşlarıma ne yazık ki kişisel gelişim adına yardımcı olacağım bir aktivite, eğitim ya da yine kendini kandırma yolu olarak gördüğüm yoga, meditasyon gibi aktivitelerim yok. Biliyorum, bazıları bu tür etkinliklerden büyük fayda gördüklerini ve hayatlarının düze çıktığını anlatacaklar. Onlara diyeceğim hiçbir sözüm olamaz. Ama ben şahsen kendi kendimin eğitmeniyim. Bu herşeyi bildiğim manasına gelmesin, tam aksine hiçbir şey bilmiyorum ve bilgiye açım. Sadece kendimi tanıyorum, bu inanılmaz bir kuvvet, sabır ve huzur veriyor bana. 

Pandemi sürecinde bir ara varoluşa taktım kafayı. Uzun uzun araştırdım, okudum, yazdım. Cesarete bakar mısınız, binlerce yıl onca filozofun anlayamadığı bir konuyu ben keşfedeceğim! Sonra yavaş yavaş sıyrıldım bu düşüncelerden ama ara sıra yine aklıma takılmıyor değil. Felsefe, psikoloji, siyaset (ülkemizde olan siyaset değil elbette) ilgimi çekiyor. Son yaptığım roman çevirisi, "Anadolu'nun Hayaletleri" kalitesinde bir eser bulmaya çalışıyorum. Zamanı geldiğinde (sanırım henüz toplum buna hazır değil) "Anadolu'nun Hayaletleri" ni yayınlayıp topluma kazandırmak en büyük hayalim.  

12 yorum:

  1. Kişisel gelişim konusunu pek takip etmiyorum ben de. Hergün her yerde bir sürü insan çıkıyor karşımıza, şöyle yapın, böyle yapın diyor. Bıktık artık. Tıpkı bir sürü doktorun tvde çıkıp farklı tavsiyeler vermesi gibi.
    Yogayı bir ara yapıyordum ama hareket olsun diye. Çünkü sürekli ensemde omzumda ağrı hissediyorum, hareketler iyi geliyor gibi. Şimdilik onu bırakıp dövüş sporlarına geçtim. Bakalım ne olacak. :)
    Kitap konusunda da ilgimi çeken şeyleri okurum. Sadece faydası olsun diye değil okuduğumda bana iyi hissettirdiği, bana güç verdiğini düşündüğüm için de okuyorum. Hayal dünyasını da çok severim, gerçek yeterince can sıkıcı. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mi? En iyisi insanın kendi iç sesini dinlemesi. Zira insanlar birbirinden tamamen farklı canlılar, birinin yaptığı diğerine uymaz. Bir de şans faktörü var elbette, siz ona isterseniz kader deyin:) Yoga konusunda fazla bir bilgim yok. Belki önyargılı davrandım. Elbette burada yazdıklarımız olaya kendi bakış açımız. Yoga hareketleri iyi geliyor diyorsanız benim de bu yöntemi araştırıp bir şeyler öğrenmemin zamanı geldi demek:) Biliyorum siz de Deep gibi hayalciler grubundasınız:) Gerçeklerin sıkıcı olduğu doğru ancak ne yaparsın kaçıp hayaller dünyasına dalıp geri döndüğümüzde gerçekler yine dağ gibi karşımızda. Yapacak bir şey yok bu konuda maalesef.

      Sil
  2. Deep ve Sessiz Gemi'yi kıskandım deyip sonra da 2 kitap çevirisi yapıp 1 roman deneyimim oldu demişsiniz. Daha ne olsun Mr. Kaplan :) Bence siz de bu süreci gayet aktif, gayet dolu geçirdiniz. Her hafta aksatmadan yazdığınız Ağaç Ev Sohbetleri'ni saymamışsınız ama bence onları da eklemeliyiz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En azından onlarda genç olmalarının verdiği enerji var. Şimdiki aklımla o yaşlarda olsaydım kim bilir neler yapardım:)) Evet, haklısınız tabii ama şu kitap işlerine de girmeseydim yazacağım sadece Ağaç Ev Sohbetlerine katılmak olurdu. Olsun yine de blog dünyasından kopmamak, okuyup yazmak iyi tabii. Bir de inanır mısınız Mrs. Kedi, pandemi nedeniyle sıkılan insanlara şaşırıyorum. Ha gezmek, eğlenmek bakımından şikayet ediyorlarsa haklılar ama yapacak bir şey bulamayanları anlamam mümkün değil. Bana hiçbir zaman yetmiyor, yapacak o kadar çok şey var ki hangi birinden başlamalı şaşırıyor, bu yüzden son zamanlarda daldan dala atlıyorum. Hadi hayırlısı, bir yere takılırım elbet:)

      Sil
  3. hepsi güzel de yoga ve meditasyon konusunda yanılıyorsun tabiside :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deep, olabilir, yanılabilirim. İnsanız sonuçta, değil mi?:))

      Sil
  4. yoga, meditasyon, bedene faydası olan iki fiziksel egzersiz yöntemi. bedene iyi geldiği için dolaylı olarak kalbe, beyine, ruha da iyi geliyor, spor yapan her insan gibi kendini iyi hissettiriyor. hareket her zaman iyi hissetirir:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Spor da faydalı ama ne kadar düzenli spor yapabiliyorum, bir sor. Biraz yürüyüş fırsatı yakaladığımda kaçırmıyorum. Otur, bağdaş kur, avuçlarını kapatıp parmaklarını yukarı doğru birleştir, gözlerini kapa. Sonra gözlerini açmadan ellerini parmak uçların yukarı bakacak ve göğsünün üzerinde avuç içleri birbirine değecek şekilde yapıştır, auummm diye sesler çıkar, ruhun tazelensin:) Dalga geçtiğime bakma, benimki cahillik işte:)

      Sil
  5. yoga ve meditasyonu düzenli yaparsan nefesin açılır ve sigara içme isteğin kendiliğinden yok olur :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamam bu konuyu araştırmam artık farz oldu, ucunda sigarayı bırakmak da varmış madem. Biraz kendimi yetiştirirsem guru bilem olabilirim:) Teşekkürler

      Sil
  6. aslında kişisel gelişim kitabı hiç okumadım bu güne kadar. nedense bana itici geliyorlar. kişisel gelişimin insanın kendini geliştirmek ve rahatlatmak için yaptığı uyguladığı her şey olduğunu düşünüyorum. en basitinden tedx konuşmalarını dinlemek de kişisel gelişim için yapılmış bir şey :) bir belgesel izlemek de aynı etkiye sahip olmalı mesela. aslında bu tür basit görünen ama aslında kişiyi oldukça geliştiren çok şey var hayatta :) yazmak da insanı rahatlatan ve ufkunu açan bir yolculuk olduğu için bence hiçbir şey yapmadım bu konuda dememelisin :)
    geçenlerde ben de varoluşa kafayı takıp azcık depresyona girdim ve bu konuyu incelememeye karar verdim ruh var mı yok mu konusuna sürüklenmek bana iyi gelmedi :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Farkında olmadan gelişiyor kişiliğimiz. Çok etken var, aile, okul, yaşadığın çevre, okuduğumuz kitaplar, hatta izleyip etkisi altında kaldığımız filmler... Bazen de yalnızlık. Hayatta ayaklarımız yere basınca, yaşam mücadelesini öğrenirken gelişiyor kişiliğimiz. Bazen de acılar, felâketler pekiştiriyor. Sadece hayatı toz pembe gösteren, bize umut aşılayan, çoğu zaman bunu profesyonelce yapan bir kişinin yazdıkları ya da söyledikleriyle nasıl gelişebilir kişiliğim? Ancak faydasını gören varsa, bol bol kitap okusun, moralini yüksek tutsun. Evet, yazmak da kendimizi ifade etmenin ve dediğiniz gibi insanı geliştiren, okumaya zorlayan ve ona yeni ufuklar açan bir eylem.
      Varoluş konusuna kafayı taktım ama depresyona girmedim ben:) Sadece bir dönem aklımdan çıkaramadığım için başka şeyler yapmamı etkiledi. Ruh konusunda sanırım biraz daha rahatım:) Ölünce canlının bedeninden ayrılan ağırlığı olmayan, renksiz, kokusuz ve tatsız bir nesne. Canlıların hemen hepsinde bulunur ama bazı insanlar onsuz yaşayabilir:)))

      Sil