KATEGORİLER

4 Ekim 2022 Salı

AĞAÇ EV SOHBETLERİ # 163

Sevgili DeepTone tarafından organize edilen Ağaç Ev Sohbetleri etkinliğimiz tüm heyecanıyla devam ediyorÖnceki haftaların sohbet konularını ve konu başlıklarını öneren arkadaşlarımızın  isim listesini burada bulabilirsiniz. Bu haftanın konusu, Sessiz ve Derin / DeepTone'dan geliyor: 

"Günümüzün genç insanları önceki genç kuşaklardan daha çok güç, bilgi ve etki sahibi. Bunun nedeni ne olabilir? Bu durum gençlerle büyüklerin iletişimini, ilişkisini etkiler mi?"

Günümüz genç insanları önceki genç kuşaklardan daha güç, bilgi ve etki sahibi, öyle mi gerçekten? Gezi eylemleri sırasında ortaya koydukları performans biraz ümitlendirmişti beni ancak devamı gelmedi. Eski kuşaklar yenilerini korkuyla dize getirdi. Oysa ellerinde eskilerin sahip olduğu imkanlardan çok daha fazlasına sahiplerdi! Güç kimde? Eski gençler güçlerini göstermek için en azından seslerini duyurmaya çalışırlar, eylem yaparlar ve bazı kazanımlar elde ederlerdi. Söyler misiniz, bugünün genç kuşaklarının elinde hangi güç var, seslerini ne ölçüde duyurabiliyorlar, kazanımlarından bir örnek olsun geliyor mu aklınıza? Bilgi desen, durum daha kötü. Okullarda verilen bilgilerin çoğu çağdışı, eksik ve ezbere dayanıyor. Eskiden üniversitelerimizden birkaçı dünya ölçeğinde kendilerine yer bulabiliyorlardı. Bugün bırakın üniversite mezunlarını, profesörler bile aldıkları yetersiz eğitimden dolayı saygıyı hak etmiyor. Günümüz ve gelecek nesil gençleri arasından sayıca daha fazla mezun, daha fazla profesör çıkabilir fakat, her türlü teknolojik imkâna sahip olmalarına karşın onlar nitelik bakımından eski kuşakların bilgi seviyesine erişemeyecek gibi görünüyor. 

Sorular, bir hüküm cümlesi üzerine bina edilmiş! Bu düşünce, kendisinden önceki genç kuşakları yeterince tanımayan genç kuşakların, sahip oldukları takdire şayan özgüvenlerinin ötesinde, hayali bir üstünlük hissine kapıldıklarını da gösteriyor bir bakıma. Kuşaklar arası çatışma tarih boyunca toplumların değer yargılarının değişmesi sonucunda ortaya çıkan bir olgu. Sözgelimi dönemin modasına uygun olarak kulak memelerinin üç santim altına kadar uzayan favori bırakırdık gençlik yıllarımızda. Erkeklerde uzun saç modaydı. İspanyol paça pantolon giyerdik. O zaman büyüklerimiz bize müdahale eder, favorilerin kulak memesi hizasını geçmesin, kes şu saçlarını karılara benzedin, ne o pantolonunun paçaları deyip kızarlardı. Bugün gençler saçlarını yeşile, pembeye boyatıyor, oğlanlar küpe takıyor, dövme, piercing yaptırıyor. Günümüz ebeveynlerinin gençlerin tercihlerine daha fazla tolerans gösteriyor olması, onların kendi gençlik dönemlerinde daha az etkili olduklarını göstermez. Zira gençliğimizde daha fazla direnişle karşılaşmamıza rağmen, erkekler saçlarını, favorilerini uzatır, hatta daha o zamanlarda bile kolye takarlardı boyunlarına. Gençlerin modayı takip etmiş olmaları ya da yaşam tarzlarında meydana gelen değişimler daha güçlü, etkili ve bilgili olduklarını göstermez.

Kesin olan şudur ki, yeni nesil, eskisine göre çok daha fazla imkâna sahip. Genel anlamda, günümüz genç kuşaklarının, önlerinde hazır bulduğu teknolojik yenilikleri, bilgiye ulaşım ve iletişim konusundaki avantajlı durumları yeterince değerlendiremediklerini, tüketime dönük bir takım faaliyetlerin etkisine kapılıp enerjilerini boşa harcadıklarını düşünüyorum. 

Burada anlattıklarım bir kuşak çatışması değil, sadece bir tespit. Eski zaman gençleri büyüklerine daha saygılıydı, aza kanaat eder, olanla yetinirlerdi gibi saçma sapan fikirlerle geçmiş dönemi överek kendi kuşağımıza üstünlük taslamak niyetinde değilim. Fakat, bugünün gençlerinin internet başta olmak üzere iletişim ve diğer teknolojik yeniliklerden faydalanma avantajına rağmen önceki genç kuşaklardan daha çok güç, bilgi ve etki sahibi olduklarına inanmıyorum. Şimdi internet var, her türlü bilgiye süratle ulaşıyor gençler. İletişim çok önemli, kısa zamanda bilgi paylaşılabiliyor, işler daha verimli bir şekilde yürütülebiliyor. Ülkemizde internet ve sosyal medya kullanımı, günde 7 saat 57 dakika ile dünya ortalamasının üzerinde. Oysa Unesco verilerine göre Türkiye, kitap okuma oranında 86'ıncı sırada, yani yoksul Afrika ülkeleriyle aynı kategoride. TUİK'e göre, ülkemizde kitap, ihtiyaç listesinin 235. sırasında yer alıyor. Dünya ortalamasının üzerinde internet kullanımımız var fakat bunu bilgiye ulaşmak için pek kullanmamışız. Ne yapmışız, bebek doğar doğmaz akıllı telefonumuzu eline verip çocuğumuzu hipnotize olmuş bir şekilde oyalanmasını sağlarken, biz işimize bakmışız. Sosyal medyada birbirimize bol bol gösteriş yapmışız. İnternet üzerinden alışveriş konusunda da oldukça iyiyiz. Çeşit çeşit oyunlar oynamışız. Bir de ticari kullanımımız var. Etkin tüketim kanallarını sonuna kadar açmışız. Kim yapıyor bütün bunları? Ağırlıklı olarak internet kuşağı! Var mı itirazı olan? Peki, bütün  bu faaliyetler hangi gencimizi güçlü kılmış? Gençlerimiz eski gençlere göre daha fazla bilgi sahibi olabilir, kabul ediyorum fakat bu bilgiyi kullanarak insanlık ve toplum adına eski kuşak gençlerinin yapamadığı hangi yenilikleri yapmışlar? Hangi konularda sesini duyurabilmiş, etkili olmuşlar? Hangi otokrat yönetimi devirip sosyal adaleti getirmiş, en azından bir diktatörü devirebilmişler? İnternet icat edilmeden çok önce 68 Kuşağı, bütün dünyada fırtına gibi esiyordu. Che'ler, Denizler, bütün imkansızlıklara rağmen vatana hizmet aşkıyla ülkenin makus talihini değiştirmek için didinen Köy Enstitülerinden mezun gençler çok daha güçlü, bilgili ve etkiliydi. Bugünün Z kuşağı, analitik ve hızlı düşünen, ancak takım çalışmalarına yatkın olmayan, özgüveni yüksek bir nesil. Özgürlük, bağımsızlık önemli, mümkün olmayan herhangi bir şey yoktur onlar için. Peki, internet çağında yetişen genç filozof, bilim insanı, sanatçı sayısı, geçmiş dönemlerde yaşayan gençlerden daha mı fazla?   

Başta internet ve iletişim olmak üzere teknolojik gelişmeler yeni nesil gençlerin enerjisini almış, tembelliğe ve rahata alıştırmıştır. Bilgiye ulaşımı kolaylaştırırken bilgiden faydalanmak adına gençler üzerinde pek etkisi olmamıştır. Ülkemize ilk TV geldiği zamanlar bazıları ona "aptal kutusu" adını takmıştı.  Bugün aynı tanımı ve daha fazlasını, teknolojinin sağladığı zaman tasarrufunu muhtelif şekillerde yine teknolojiye harcayarak zayi edenler için kullanabilirim. 

Nesilden nesile insan ırkı evrimleşerek bugünkü zeka düzeyine gelmiş ve bu gelişme süreci durmaksızın devam etmekte. Bununla birlikte geleceğin gençlik kuşaklarına daha güçlü, daha bilgili, daha etkili diyebilmek için en az birkaç on bin yıllık zaman dilimi gerekli. Bu yüzden interneti ileri sürüp üstünlük taslamak doğru değil. Özünde yok farkımız birbirimizden gençler, fazla havaya girmeyin.           

12 yorum:

  1. Fazla havaya girmicez tamam. :) Güldürdü beni kapanış.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :))) Lâfım havaya girenlere... Üzerinize alınmayın:)

      Sil
  2. :))) enfes. az bile olmuş.

    YanıtlaSil
  3. gençliğe kızan büyükler gibi olmuş, eğlenceli olmuş, pekiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşin ciddi tarafı kızmıyorum, sadece üzülüyorum. İşin komik yanı boomer'ların intikamı:)))

      Sil
  4. Sohbetinizde içtenlikle katıldığım, benim de savunduğum, altına imzamı atabileceğim öyle çok nokta var ki. Deeptone'la görüş ayrılıklarınızı, zaman zaman zıt düşüncelerinizi ince bir zekayla, birbirinizi kırmadan, eleştiri dozunu kaçırmadan fikir tartışmalarınızı büyük bir keyifle, gülümseyerek okuyorum.
    Bu hafta bitmeden ben de sohbete katılayım istiyorum.
    Belgelere dayanarak, kaynak göstererek yazdığnız yazılardan ben çok şey öğreniyorum.
    Teşekkürler, kaleminizi (Günümüz teknolojisinde bilgisayarınızı ) hiç bırakmayın.
    Esen kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Evet, Deep'i severim. Aramızda ciddi kuşak farkı var. Düşüncelerimiz de çoğu zaman kesişmez ama çok takdir ederim kendisini. Yıllardan beri birbirimizi tanıdık, seviyeli tartışmalarımız, birbirimize takılmalarımız hiçbir şekilde aramızı bozmaz diye düşünüyorum. Zira sanırım ikimiz de tanıdık birbirimizi, en azından içimizde kötülük yok:))
      Sohbete katılmanız beni çok mutlu eder. Merakla yazınızı bekleyeceğim, sağlıcakla:)

      Sil
  5. Her zaman söylenir zaten, bilgi çağındayız diye. Bilgi çağındasın da ne oldu? Uçtun mu, kaçtın mı? Z kuşağı muhabbetini arşa çıkarmanın da alemi yok. işin özü: Yazınıza sonuna kadar katılıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanlar bir yerden, bir şeyden umut bekliyor. Sonuçta değişen bir şey yok. Benim gördüğüm kadarıyla bilim ve teknolojik gelişmeler sadece insan ömrünü uzattı bir miktar. Ne var ki, insanı insan yapan nice özelliklerimizi bu uğurda kaybettik maalesef. Teşekkürler:)

      Sil
  6. Artık "yaşlı" sayılabilecek biri olarak yazıya katılıyorum:) En çok açıklayıcı cümle ise gençlerin çoğunun enerjilerini boşa harcadıkları cümlesi bence. Bu kadar özgüvenin yanında bir parça da sorumluluk olsaydı mesela, çok daha iyi bir kompozisyon olurdu bence :) Ayrıca bir nesil kendinden başkasını çok düşünürken sonraki nesil tam tersi sadece kendiyle ilgili oluyor galiba. Önceleri kızardım yeni kuşağa, şimdi kızmıyorum ama üzülüyorum. ayrıca onların doğduğu dünya da farklı bir dünya artık. iklimi tabiatı önceki nesillerce bozulmuş bir gezegene doğdular, işin bu tarafı da beni üzüyor biraz. Laf uzayacak, en iyisi burada bırakmak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette biz "yaş almış":)) kişilerin de kabahati olabilir gençlerin bu duruma gelmesinde. Fakat yine de sıradan bir vatandaş olarak bu sorumluluğu cüzi olarak alıyorum üzerime. Doğrusu yönetici konumuna gelen kişilerin vebali büyük bu duruma gelinmesinde. Gençleri özgür bırakmak ve onları yaratıcı düşüncelerinde desteklemek gerekir bence. Ben de kızmıyorum, kuşaklar arasında her zaman çatışma olması doğal. Eski kuşaklar bizim yaptıklarımızı da eleştirirlerdi. Önemli olan gençlerin ve gelecek nesillerin refahını arttıracak bir şeyler yapmak. İnsanın doğasında olan bir takım kötülükler yönetici olduğunda ortaya çıkıyor ve bu durum gelecek adına beni çok endişelendiriyor. Teşekkürler:)

      Sil