"İnsan ömrü uzadıkça, beden parçalarını değiştirebilmek için insan klonlamak gerçek olmaya başladı. Bu ürkütücü bir gelişme mi?"
The Island filmini izledim. Absürtlüklerinin yanı sıra etik dışı iğrenç sahneler de yer alıyor. Klonlama sadece koyunda değil birçok hayvanda denenmiş ve başarılı sonuçlar elde edilmiş. Ülkeler insan klonlama çalışmalarını ve hatta bu konuya ilişkin haber yapılmasını yasakladığından şimdiye kadar bir insanın klonlandığına dair net bir bilgimiz mevcut değil. Ne var ki, insan türünün fıtratı gereği sahip olduğu merak duygusu, bilim adına kendi türü de dahil olmak üzere birçok canlı üzerinde yapmış olduğu canice deneyler dikkate alındığında etik vs. nedenlerle klon bir insan üretmediklerinden bahsetmek safdillik olur. Şimdiye kadar kaç insan klonlandı, ne kadar süreyle yaşadılar, bu işlemi kim, nerede, nasıl yaptı gibi sorular yasa gereği hiçbir yerde açıklanamıyor ve sorulamıyor.
Klonlama olayı, anladığım kadarıyla bir canlının hücre çekirdeğini çıkarıp çekirdeği çıkarılmış diğer bir canlya ait embriyo hücresine yerleştirilmesi ve uygun üreme ortamı sağlanıp doğal yoldan hücrelerin çoğaltılması marifetiyle çekirdek hücredeki genetik özelliklerin tıpkısına sahip yeni bir canlı meydana getirilmesi şeklinde izah edilebilir. Yukarıda belirttiğim üzere gelişen teknoloji imkânlarıyla günümüzde klonlama işlemi insan üzerinde kolaylıkla yapılabilir. Fakat insan klonlamanın üreme amaçlı ya da organ nakillerinde kullanmak üzere yapılacağını sanmıyorum. Üreme amaçlı olamaz, çünkü derdimiz üreme değil üremeyi kontrol altına almak. Birkaç zengin namım yürüsün benim kopyamı çıkarın deyip parayı basarsa bu mümkün olabilir belki. The Island filminde zenginler kendilerinden üretilmiş klonlara insan yerine ürün diyor ve onları sigorta poliçesi olarak görüyorlar. Elbette insanın istekleri sınırsız, hele cebinde sınırsız parası da varsa ondan her şey beklenir. Lâkin zengin amcamızın karaciğeri mi iflas etti, taze bir karaciğeri organ mafyasından çok daha ucuz yoldan temin edebilir. Klonlama işinin oldukça pahalı bir yöntem olduğu söyleniyor. İleride ne kadar ucuzlarsa ucuzlasın yine de mafyanın eline düşmüş gariban insanların organlarından daha ucuz bir yol olacağını hiç zannetmiyorum.
İnsan üzerinde yapılan klonlama çalışmalarının bilim insanlarındaki merakın bir sonucu olduğuna inanıyorum. Sözgelimi topyekûn bir canlı yerine bir organı, bir dokuyu oluşturmanın yollarını arıyor olabilirler. Üretilen klon insan, orijinalinin hafızasını da taşıyabilecek mi? Söylenen şu ki; diyelim kırk yaşında bir insan klonladınız, klon kırk yaşının fiziksel özelliklerini, varsa zayıf yönlerini, hastalıklarını da taşıyacaktır. Belki gelecekte zenginler çocukları doğduğunda hücrelerin çekirdeklerini alıp genlerinde yer alan tüm hastalık ve olumsuzlukları yok ettikten sonra dondurabilirler. Velev ki çocukları kendilerinden önce hastalık ya da kaza sonucu öldü, hemen dolaptan kopyasını çıkarıp üretebilirler. Bu bana pek etik dışı gelmedi.
Diğer taraftan işin bir de dini yönü var. Dini yönden bakıldığında ilk akla gelen soru klon insanın bir ruha sahip olup olmayacağıdır. Çünkü Tanrı insanın nasıl üreyeceğini kutsal kitapta izah etmiş. İnanca göre kendi kontrolü altında üreyen insanlara gönderdiği melek tarafından ruhları üflenir. Gelecekte insan kendisinin bir benzerini yapabilecek; böyle bir mucizenin Tanrı'nın aklından ucundan geçtiğini sanmıyorum, zira aksi durumda kitabında klonlama üzerine bir sure, bilemedin Nisa suresinde birkaç ayet ayırması gerekirdi.
En önemlisi, klonlama erkek cinsi açısından korkutucu bir sonun başlangıcı olabilir. Klonlama insanlar üzerinde etkin bir şekilde uygulanmaya başladığında erkek bireylere gereksinim duyulmaksızın üreme mümkün olacak. Kadınlar rahimlerinde klonlanmış embriyo hücrelerini taşımak suretiyle eşeysiz üreme gerçekleştirebilecekler. Bu durumda kadınları erkeklerin hoş tutması doğru bir davranış olacaktır. Çünkü kafası bozulan kadınlar erkeklere ait hücre çekirdeklerini alıp kendi rahimlerinde filizlendirdikleri erkek klonları kendileri için yedek parça amaçlı bile kullanabilirler.