KATEGORİLER

30 Kasım 2016 Çarşamba

PAZAR YAĞMURU

29/11/2016 Salı, Tire


Aylardır beklenen yağış nihayet geldi. Gece boyunca yağan yağmur akşama kadar devam etti. Salı Pazarı kurulmaz deseler de pazar alışverişini yaptığım en önemli gün bugün. Dışarı bakıyorum, hava karanlık, sağanak yağış devam ediyor. Caddeler, kavşaklar göle dönmüş.

Yan blokta yeni bir Ayvalık tostçusu açıldı. Geçen gün hayırlı olsun demek için uğramıştım. Bu sabah kahvaltımızı Ayvalık tostuyla yapalım teklifime eşim itiraz etmedi. Bina dışına çıkıp saçakların altına sığınarak geçtim yan bloğa. On metrelik mesafe bile sırılsıklam ıslanmam için yetti de arttı bile.

Aklım yaylada. Fırtınadan sonra gelen aşırı yağış iş çıkarmasa bari. Öğlen vakti oldu ama yağmurun kesileceği yok. Evden dışarı atıyorum kendimi. Elimde uzun bir liste var. Yağmur eritmeyecek ya. Pazarın kurulup kurulmadığı bile belli değil aslında. Şehrin merkezine doğru yaklaştıkça artan yoğun taşıt trafiği pazarın kurulduğunun habercisi. Bu havada yine park edecek yer bulamıyorum. Pazar yerinden arabayı park ettiğim yere kadar uzak mesafelerde yük taşımaya alışmıştım. Şimdi bir de sağanak altında yapacağım bu işi. Her taraf araba dolu. Pazarın üst kısımlarına, tarihi camilerin arka taraflarına çıkıyorum. Sokak ortalarında dereler oluşmuş. Bu bölge her zamankinden biraz daha tenha. Tarihi caminin duvarına yanaşıyorum. Yağmur hiç hız kesmiyor.

Pazarcılar tezgahlarını açmış ancak alışveriş yapmaya gelen insanların sayısı her zamankinden az. Dar sokakların üzerinde esnafın gerdiği naylon ve brandaların üzerinde biriken yağmur suları zaman zaman kendiliğinden boşalıyor. Tesadüfen yanından geçen kim varsa ayak üstü bir duş almış oluyor. Örtülerin delik kısımlarından aşağı akan sular sıçramasın diye yol ortasına plastik kovalar konulmuş. Aniden karşılaşılan çukurlardaki birikinti sulara girmemek için kıvrak olmak lazım. En büyük sıkıntı, kaldırımların kenarından yokuş aşağı dere misali akan sular. Bazı bölgelerde suların üzerinden atlamak mümkün değil. Önce sağ ayağımla basıyorum derenin ortasına, ayakkabımın içi su doluyor. İlk anda hissettiğim serinlik kısa sürede kaybolsa da çoraplarım tamamen ıslanıyor. Alınacak malzemeleri bir seferde taşımak mümkün değil. Sudan ikinci geçişimde bu sefer diğer ayağım aynı akıbete uğruyor. Şimdi iki ayakkabıma su dolmuş durumda. İyi ki spor ayakkabılarımı giymişim. İlk tur taşımasından sonra pazara daha yakın boş yerler fark diyorum. Buraları muhtemelen yağmur nedeniyle işlerin kesat gideceğini düşünüp tezgahlarını toplayan pazarcıların boşalttığı yerler.

Salı günleri geniş bir alana yayılan pazarın içinde kalan kasaba uğramam mümkün değil. Yakın yerlerde park yeri göremedim. Telefon edip yarın alacağım et siparişlerimi hazırlamasını söylemekle yetiniyorum.  Oğlumu karşılamam lazım bir de. O da eşyalarla gelecek. Mandıradan alacaklarım ve muhasebeciye vereceğim evraklar yarına kalıyor. Yağmur yağmaya devam ediyor. Oğlumu karşılıyor onu eve bıraktıktan sonra alışverişe devam ediyorum.

Fırtına ve yağmur kim bilir ne zararlar vermiştir yaylaya. Sundurma yapılmadan evvel Taş Ev'in içerisi göl oluyordu. Terastan içeri de epey su giriyordu eskiden. Her ikisi için önlem aldık ama o günden bu yana ilk kez bu kadar yağmur yağdı. Bahçe yolları bozulmuş mudur? Yayla yollarını tırmanırken yol üzerinde selin getirdiği enkaz beni biraz daha endişelendiriyor. Üst taraftaki bahçelerden akan sular drenaj hendeklerini doldurmuş, yola bir sürü enkaz taşımış.Ürkek adımlarla bahçe kapımıza yaklaşıyorum.


Girişte anormal bir durum görünmüyor. Olağan dışı görünen tek şey depodan savaklanan suyun havuza akmaması. Borular mı tıkandı acaba? Bu yağmur altında onunla uğraşacak zamanım yok. Taş Ev'in önünde, yani yolun bittiği yerde su oymuş bazı yerleri, uzun ve derin izler bırakmış. Bir su mühendisi olarak suyun kudretinden her zaman korkarım. Endişeli bir şekilde ana kapıyı açıyorum. Neyse ki içerisi beklediğim gibi değil. Yerler kuru  görünüyor. Mutfak servis kapısından da su girmemiş gibi. Hemen yukarı çıkıyorum. Önceleri teras kapısından aşırı su girdiği için ahşap döşeme zarar görüyordu. Eşiğe çift kat mermer döşetip içeri giren suların bırakılan oluktan dışarı akışı sağlanmıştı. Terasta sundurma yapmadık ama düşünülen sistem iyi çalışmış. Teşhir dolabının üzerinde su birikintileri var sadece. Bu su nereden gelmiş olabilir ki? Çıkıp terasa bakıyorum yine. Fırtına terastaki sandalyeleri dört bir yana savurmuş. Silindir biçimindeki ayaklı küllük devrilmiş, üzerindeki tablaya su dolmuş. Yerlere sigara izmaritleri dağılmış, her taraf sararmış yapraklarla dolu. Giderin üstü tıkandığından zeminde sular birikmiş. Boşa endişelenmişim. Çok fazla etkilenmemişiz fırtınadan ve aşırı yağıştan. Buna seviniyorum. Taş Ev'in yol üzerindeki  tanıtım levhalarının yerinde olduğunu görmek de güzel. Sanırım önceki fırtına daha kuvvetliydi ama bu seferki de fena sayılmazdı hani. Levhalar tek profille yere tespit edilmişken yerinden sökülünce bu kez her birine iki bacak yaptırmıştım. Belki de bu değişiklik işe yaradı.

Aldıklarımı özenle soğutucu dolaplara yerleştirdikten sonra Zeytin'e yemeğini verdim. Su kovası ağzına kadar yağmur sularıyla dolmuş. Kötü bir huy edindi bizim kız. Ona ne zaman yemek versem hemen önünden alacağımı zannediyor. Dişlerini gösterip hırlarken üzerime saldırmaya çalışıyor. Hele verdiğim kemikse eğer daha da korkunçlaşıyor. Ağzında bir kemik parçası varken garip hırıltılar çıkarması çok komik. Adeta küfür ediyor. Sanki hanımefendinin önünden almışız yemeğini. Nereden edindiyse bu huyu...

Bu kötü hava koşullarında bile telefon edip rezervasyon yaptırmak isteyenlerin olması ümit verici. Daha önce eşiyle görüştüğüm bir orkestracı arıyor yılbaşı programı için. Menüyü üç aşağı beş yukarı belirledik.  Ana yemeğimiz Aşkın Şefin kattığı lezzetle doruğa ulaşan özel bir et tabağı. Mantarlı Dana Fleminyon. Çocuk kabul etmesek nasıl olur ki? Eşim itiraz ediyor. Çocuklar için ayrı bir masa koymak çözüm olabilir belki. Yılbaşı partisine katılacak misafir sayısı çocuklar hariç kırk kişiyi geçmeyecek. Erken davranan yerini alacak.

14 yorum:

  1. Çocukluğumda Tire'de kış; arada bir yağmur ve esen rüzgarın yanında biraz ayaz ve don tutardı sulak alanlar. Karı özlerdik ve kar yağsın da kar topu oynayalım, kardan adam yapalım ve kızak kayalım isterdik. Bin yılın birinde kar yağardı da "Kar yağdığı yıl" tabirini kullanırdık takvimlerde. Kışın hele ramazan gecelerinde cami cami dolaşırdı gecenin soğuğu demeden. Bir de taş kömürü kokusu çok tabii gelirdi burnumuza. Bir fırının önünden geçerken taze ekmek kokusu ve ramazan pidelerinin yanık susam kokusuna dayanabilmek mümkün değildi oruçlu iken.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel anlatmışsınız çocukluğunuzun Tire'sini. Benzer duyguları ben İzmir'de yaşıyordum. Ramazan geceleri teravih namazı için her akşam ayrı camiye gider yolda kuruyemişçiden aldığımız bir külah tuzlu fıstığı yerdik. Tabii o zamanlar daha yoldan çıkmamıştım:)

      Sil
  2. Rezervasyon yaptıranlarınız hep böyle daim olsun, efendim :)

    YanıtlaSil
  3. Taş Ev yağmur sınavını başarıyla geçmiş, bu güzel haber :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hem de nasıl. Muhtemel hasarı nasıl karşılayabileceğimi bile düşünmüştüm:)

      Sil
  4. Vallahi o yağmurda pes etmeyip alışverişe devam etmeniz takdire şayan. Keşke lastik çizmeleriniz olsa. Ayaklarınızın ıslandığını okuyunca içim ürperdi. Çocuksuz bir mekana ben olsam gidemem mesela :) Eşiniz haklı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biliyor musunuz, insan her şeye alışıyor. Bunu ilk kez görevli gittiğim Arap ülkelerinde öğrendim. Cehennemi andıran o sıcak havada yaşamanın mümkün olamayacağını düşünmüştüm. Zamanla her şeye alışıyor insan. Ben de vücudumu dayanıklı hale getirmenin koşulları ağırlaştırmakla olacağını düşünüyorum nedense. Lastik çizmeyi -çok gerekmediği hallerde- kullanmayı sevmem pek.
      Benim eşim her zaman haklıdır:)

      Sil
  5. ınınınııın macera romanı gibiii :) bir deee çok eski bir film var nette, yağmurla gelen adam, nefis bir fransız filmi, izleyin bi ara, tres beaux :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle oldu biraz. Aslında o havada pazar yapmak tek başına macera zaten:) Siz beğendiyseniz kesin güzeldir. En kısa zamanda izlerim. 0K:)

      Sil
  6. Okurken, aklımın bir ucunda Zeytin vardı. Ona da yer vermenize sevindim, iyi olduğunu bilmek güzel. Bu arada Taş Ev'in ilk yılbaşı gecesi, bahçede uygun ağaç varsa loş led asabilirsiniz. Bir de içeriye yapay çam ağacı gerekecek, süslenecek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zeytin iyi. Güzel de besleniyor. Çeyiz sandığından bozma bir kulübesi vardı ama arkasını parçaladı. Soğuklar iyice bastırmadan ona da bir Taş Kulübe yapmayı düşünüyoruz:) Girişteki kayısı ağacını led ışıkla süslemek için zamanında bir uç bırakmıştı elektrikçi. Çam ağacı olmazsa yeni yıl gelmez zaten:)

      Sil
  7. Önce geçmiş olsun. İzmir ciddi bir şey atlatmış.

    Ayakkabı ıslanmasının ne demek olduğunu bilirim. Lüksemburg'dan.

    Oranın eski , korumadaki, tarihi köprülerin altındaki şeker kutularının üzerindeki gibi yerleşimini gezerken o yalancı yağmurunda epeyce ıslanmışım. Öyle ki dışı su geçirmez gocuğumun bileklerdeki astarından emmiş suyu. Ayakkabılar dereye girmiş gibi olmasa da ertesi gün giyilecek gibi değil. Ama göreve giderken hep yolda giydiğimin dışında bir de bavulda olduğundan çok dert etmemiştim. O sıra onlarda paskalya idi.

    Kalorifer yanmıyordu otelde. Abajuru yakıp, altına ayakkabı ve gocuğumu koyup o ışığı ısısında kurumalarını beklemiştim.

    Parada olanları okurken ben de bunları hatırladım. Zeytin de güldürdü :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederiz. Evet yağmur şiddetliydi. Uzun zamandır yağmamıştı, bütün hırsını bir günde çıkardı. Sırılsıklam ıslanacağımı bilip yola çıktığım için o kadar da dert etmedim. Yağmur ve kar hava sıcaklığını biraz arttırıyor. Bu yüzden tir tir titredim diyemem:) Sadece ayakkabım değil montum, kot pantolonum da ıslanmıştı. Güzel olan pazardan alacaklarımın hepsini almış olmam. Islanmadan olmazdı bu iş zaten.

      Garip gelebilir belki ama yağmur altında ıslanmak hoşuma gidiyor. Hele bir de elimde yük olmadan, şarkı söyleyerek yürüyebilseydim daha fazla tadına varırdım:)

      Zeytin bazen çok uysal ve tatlı ama bazen tam canavar:) Kızım eğitmezsen eğer hepimizi yer bu diyor.

      Sil