İstanbul'un altını üstüne getiren yağmur bahçedeki ağaçların yapraklarını bile ıslatmadı. Birkaç damla serpiştirince reçelleri, domatesleri gözaltında tutuyoruz. Güneş onlara enerjisini akıtmaya devam edecek. Sofralarımızı süslemesi, bizlere o doyumsuz lezzeti sunabilmesi için biraz daha sabretmemiz gerekiyor. Güneş yüzünü gösterince ilk iş olarak dışarı alıyoruz onları.
Güneş ve yağmur. Can veren, can alan ikili. Güneşin olmadığı, yağmurun yağmadığı yerde hayat olur mu hiç? Olsa bile hayat denir mi buna? Güneş çıktı mı sahneye, bulutlar kaçışır. Sonra yağmur alır sahnedeki yerini, gökyüzü bulutlarla kaplanır. Nadiren bir araya gelirler, güneş parlarken gökyüzünde, haylaz bir bulut geçer altından. Birkaç dakikalık serpinti hayrete düşürür insanı. Güneşle yağmurun seviştiği andır bu. Bazen araları açılır yağmur günlerce hatta aylarca görünmez olur. Kuraklık alır başını gider, kıtlık, susuzluk başlar, bütün canlılar hayatta kalma mücadelesi verir. Beklenen yağmur gelir sonunda, tarlaya bahçeye can verir. Tabiatın ölçüyü kaçırdığı anlar vardır. O özlenen yağmur yeter dedirtir insana. Sel olur önüne kattığını götürür, ne can gözetir ne mal.
Olağanüstü olmayan bir pazar günü sonrasında evimize dönüyoruz. "Suyunu çıkarmak" diye bir deyim vardır. Ben severim suyunu çıkarmayı. Neyin suyunu çıkarsam önüme set çekilir. Bir zamanlar günde en az beş altı teneke kutu coca-cola içerdim. Kırk sene çay içmesem aramam ama cola'sız duramazdım. Yaz kış demeden donma noktasına yakın, buz gibi, ya zero ya da light olanından. Yeri geldiğinde hepsini içerim ama ne rakı, ne şarap, ne de bira müptelasıyım. Söz konusu cola olunca başka. Dizimin üzerinde bacağımın yan tarafında bir kaşıntı başlamıştı. Önceleri önemsemedim. Tatlı bir kaşıntıydı çünkü. Üstelik elimin rahatlıkla ulaşacağı bir yerdeydi. Pantolonumun üzerinden bacağımı kaşıdım durdum günlerce, aylarca. Doktora gitmeme konusunda inatlaşınca bazen ben kazanırım, problem kendiliğinden yok olur. Bu sefer öyle olmadı. Cildiye doktorlarını bilir misiniz? Psikiyatr uzmanlarına taş çıkartırlar. Son zamanlarda ne yediniz? Daha önce böyle bir rahatsızlığınız oldu mu? Son günlerde yediklerinizi düşünün. Neredeyse çocukluğuma inecek. Eşim fırsatı kaçırmaz böyle durumlarda. "Sadece altı yedi cola içer günde." Doktor güzel bir pas almış forvet oyuncusu edasıyla, "Tamam, bu bir neden olabilir, kutu içeceklerin alaşımında bulunan nikel sıvıya karıştığında bazı hassas bünyelerde alerji yapabilir." Kutu cola'ya ara verdim ama kaşıntım bana mısın demedi. En az üç dört pantolon kaşımaktan dolayı eridi, attık. Başka doktora gittik, aynı sorular, aynı cevaplar. "Bu bölgede kaşımaktan deriniz kalınlaşmış." Bir merhem, bir hap, değişen bir şey yok. Bir kaç ay daha kaşındım, sonra kendiliğinden geçti.
Şimdilerde geceleri bir litre kola ve yanında bisküvi yemeye başladım. Tiryakilik gibi bir şey bu. Markette litrelik zero ve her zaman aldığım bisküvi türü kalmadı. Yine suyunu çıkarıyorum. Eşim bu su çıkarmalara hep karşı. "Şekerin çıkacak." Bende şeker meker yok ki. Azıcık bir şey çıkmıştı. Biraz kilo verdim, yediklerime dikkat ettim, doktor son ölçümde "Sizde şeker kalmamış." dedi. Kızım karşı çıkıyor, "Yok öyle şey babacım, senin bünyen müsait değil, dikkat etmek zorundasın hayatın boyunca." Hayatım boyunca? Kendime suyunu çıkaracak başka bir meşgale bulmalıyım. Bir yıldan fazla günlük tutuyorum. İlk önceliğim bu. Sesleniyor eşim, "Yemek hazır." Cümlemi bitirip hemen geliyorum. Eşimin cevabı hazır, "Onun da suyunu çıkardın."
'Suyunu çıkarmak' deyince, abartılmış bi durumu ifade etse de, sizdeki durum, 'doya doya keyfine varmak' oluyor sanırım ;) Tabii içerik açısından,keyfine doyamayacağınız başka bir içecek edinmenizi dilerim yine de ;))
YanıtlaSilBu arada; en güzel sahne, gökyüzü belki de.Biz insanlardan dolay replikleri karışmaya başlasa da ;)
Keyif kısmı tamam da çok sağlıklı bir davranış olduğunu sanmıyorum. Bunun farkında olmam tek güzel tarafı:)
Silİnsanların elinin deyip de bozmadıkları bir şey kaldı mı? Doğanın bütün dengesini alt üst etmekte bire biriz maalesef.
Ev yapımı limonata coladan daha iyi bir içeçek. En azından onun yerine o kaim olsun.
YanıtlaSilHaklısınız. Muzır şeyleri daha çok sevdiğimi söylemeliyim. Şu sıralar sade soda, meyve aromalı soda ve soğuk çaya takılıyorum. Belki bir tık daha iyi.
Sil