KATEGORİLER

27 Ağustos 2019 Salı

MİM de CAN UZUNYOL

Genç arkadaşlarımızdan Taha Akkurt, blog dünyasına yeni katılan Can Uzunyol kardeşimizin mimini cevapladıktan sonra beni de mimlemiş. Kendisine teşekkür eder, her iki arkadaşımızın hedeflerine en  kısa zamanda ulaşmasını temenni ederim. Mim etkinliği, okumayı ve yazmayı kendilerine ilke edinen genç, yaşlı toplumun değişik kesimlerindeki insanları birbiriyle buluşturması ve onların farklı fikirlerini öğrenmesi bakımından oldukça faydalı. Diğer taraftan, soruları cevaplarken insan kendisi ile de yüzleşme fırsatı buluyor. Bu mimde sorulan sorular da gayet güzel seçilmiş. Hemen cevaplamaya çalışayım bakalım  neler dökülecek kalemimden.

1. Yaşınız 60-65'e geldiğinde yaşamak istediğiniz yer?

Bu soru karşısında hafifçe gülümsüyorum. Soruda geçen yaş aralığının başındayım çünkü. Ancak uzun yıllar Ankara'da bulunduktan sonra halen yaşadığım ve doğduğum yer olan İzmir'de olmak mutlu ediyor beni. Beş sene öncesine kadar şehrin gürültülü yaşamından kurtulup küçük bir kasabanın doğal ortamında emekliliğimi yaşamayı düşünüyordum. Dört yıl kadar düşündüğümü yaptım. Güzel bir deneyimdi ama insan uzun yıllar yaşadığı ortamı arıyor bir müddet sonra. Geçen sene İzmir'in Güzelyalı semtine yerleştik. Denizi olmayan bir yerde yaşamak istemezdim sanırım. Her şeyden önce yaşadığım yerin kültür düzeyi ve çevremde yaşayan insanların Atatürk devrimlerine bağlılığı beni buraya bağlıyor. 

2. Bir hedefiniz var mı? Varsa neler?

Öyle büyük hedeflerim olmadı hiç. Kendimi ve ailemi kimseye muhtaç etmeden mutlu bir hayatım olsun istedim. Bunu da başardığımı düşünüyorum. İş hayatının yoğun çalışma temposunda geleceğe yatırım yaparken kendimizi geliştirecek yeterli zamanı ayıramıyoruz. En azından benim için böyle oldu. İş hayatında başarılı olacağım diye gece gündüz birilerini daha zengin etmekti hedefim. Şimdiki hedefim ise her konuda kendimi geliştirmek, zevk aldığım şeyleri yapmak, okumak, yazmak. Bu arada kadere değil ama şans ve tesadüflere inanırım. Eğer şans yüzünü gösterirse beni de mutlu edecek yeni ve farklı hedeflere yelken açabilirim.

3. Bloggerla nasıl tanıştınız?

İnternette dolaşırken bana ilginç gelen blog sitelerine rastladım. İlk zamanlar kişisel blog olarak başladığım bu macera bir süre sonra günlük yazılarımla devam etti. Bazı blogger arkadaşların yazılarını büyük bir zevkle takip ediyordum. Bu arada Evde Yazar (Ne yazık ki eskisiden olduğu kadar yazmıyor) ilham kaynağım oldu. Deep yaptığı şirinliklerle hem eğlendirdi hem bilgilendirdi. Yazdıklarım da beğenilince daha çok bağlandım. Kaystros Taş Ev Restaurant'ın inşaat aşamasından başlayıp bütün işletme süresi boyunca her gün yaşadıklarımı yazdım. Bunları binin üzerindeki facebook takipçimle paylaştım. Biraz ticari gayeler de vardı dürüst olmak gerekirse. Yazdıkça daha çok sevdim bu işi. Aklıma düşen konuları, okuduğum kitaplar hakkında izlenimlerimi yazmak alışkanlık yarattı bir müddet sonra. 

4. Gurur duyduğunuz başarılarınız varsa nelerdir?

Yaşadığımız dünyada eğer sağlıklı bir şekilde ayakta kalabiliyorsak bu en büyük başarı bence. Bunun dışında biri mühendis, diğeri doktor olmak üzere iki evladım var. Mesleğimle ilgili olarak uzun yıllar yöneticilik yaptım. Özellikle SSB baraj tekniğini ilk olarak yurdumuza getiren ve uygulayanlardan biriyim. Bir ara bu konuda deneyimleri aktaracak teknik bir kitap yazmayı dahi düşündüm. Özetle otuz yıldan fazla bir süre bir çok projede değişik seviyelerde görev alarak ülkemize kazandırdığım eserler de benim gurur kaynağım.  

5. Boş vaktinizde neler yapıyorsunuz?

"Boş vakit" benim tanımadığım bir terim. Her zaman yapacak bir şey bulur o vakti doldururum. Günlük işler dışında bol bol okurum, yazarım. Bilgi o kadar büyük bir derya ki okudukça ne kadar boş olduğumu anlıyorum. 

Bu mimi okuyan ve yapmak isteyen bütün arkadaşlar davetlimdir.  

16 yorum:

  1. 1. soru benim için de aynı oldu. Çalışma hayatını sonlandırdıktan sonra İstanbul' da kalmak anlamsızdı. Ege, yaşamak için keyifli bir yer.
    Güzel sorular vardı, cevaplarken keyif aldım. Elinize sağlık. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İstanbul güzel bir şehir ama nedense hep korkuttu beni. Deprem tehlikesi, trafik, alt yapı sorunları, kalabalık, karmakarışık demografik yapı... İş ve parası olana eğlenceli yaşantısı cazip gelse de eğer orada doğup büyümediyseniz bırakıp kaçmak istiyorsunuz.
      Teşekkürler:)

      Sil
  2. Her cevabınızı büyük bir merakla okudum, çok etkilendim. Cevapladığınız için çok teşekkür ederim. Eminim sizden öğrenecek daha çok şeyim olacak. Sevgi ve saygılarımla, elinize sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlginiz için teşekkürler. Şüphesiz benim sizlerden öğrenecek daha fazla şeyim olacak:)

      Sil
  3. İyi ki yazıyorsunuz , iyi ki bizimle paylaşıyorsunuz güzel yazılarınızı.. keyifle ve iştahla okudum. Elinize sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ olun, var olun:) Ben de sizleri keyifle takip ediyor, yenileniyorum. Teşekkürler:)

      Sil
  4. Cevabınız için çok teşekkür ederim istanbul kalabalık bir şehir olduğundan hiç kalmayı düşünmedim orada :) herhalde ben sessizliği seviyorum. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim:) Yaşamın belli bir süresi için doyduğu yer daha önemli oluyor:)

      Sil
  5. 18 sene İzmir'in dibinde, Manisa'da yaşadıktan sonra 12 yıl İstanbul'da yaşadım. Aşık oldum, hem İstanbul'a hem de İstanbullu bir adama. Orda evlendim, orda anne oldum. Sonra gidesim geldi, çoooook uzaklara, Artvin/Hopa'ya geldik. 3 yıldır öylesine özlüyorum ki aşık olduğum şehri... Hani yazmışsınız ya insan alışık olduğu yeri arıyor bir süre sonra diye, ilk elden tecrübe ediyorum şimdi. İstanbul'a döner miyiz bilemiyorum ama bir gün İzmir'e dönelim istiyorum. Ege, Türkiye'de yaşayan büyük çoğunluk için emeklilik hayali ama ben o kadar beklemek istemiyor. Şehre yakın ama denize daha yakın bir ev, deniz dolu bir hayat var akılımda, kalbimde :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İzmir çok göç alan bir şehir. Elli sene önce Kemalpaşa'da 5.000 yerli nüfus vardı. Şimdi ise 150.000 oldu. Yarıdan çok daha fazlası Erzurumlu, geri kalanın çoğu doğudan gelenler. Yerli nüfus olsun on bilemedim onbeş. Çiğli, Menemen hep aynı. Güzel olan tarafı gelenlerin çoğunu kendi kültüründe eritiyor İzmir. Biz de işimin gereği çok yer gezdik ama döneceğimiz yer baştan belliydi. Umarım siz de bir gün kalbinizdeki şehre dönersiniz:)

      Sil
    2. Biz baba tarafından Bergama - Zeytindağlıyız. Akrabalarımız hep o taraflarda. Çandarlı, Menemen, Şakran... Ama çoktan kopmuş akrabalık bağları değil beni çeken. Tam adını da koyamıyorum. İçimde köklerime dönmeye yönelik bir özlem, bir süreliğine de olsa bir gün mutlaka o taraflarda yaşama isteği :)

      Sil
    3. O taraflarda Eski Foça'yı seviyoruz. İzmir'e de yakın sayılır. Bu arada sizin geçenlerde yazmış olduğunuz yazıyı eşime okudum. Daha doğrusu okuyamadım. Bir duygu fırtınası koptu, yazıyı bitirene kadar canım çıktı. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Hem de daha önce okuduğum ve konuyu bildiğim halde. Bu ahval ve şerait içinde bir de güzel okullar bitirmiş ve okuyarak kendinizi yetiştirmişsiniz. Çok takdir ettim, bravo. Bu arada diğer bloglarınıza baktım, hem günlük hem yemek blogunuz hoşuma gitti. Özellikle Havva'nın Adem'in ikinci eşi olduğunu bu sayede öğrendim. Şu börülceli, cevizli salata da çok güzel görünüyor. Küçük kardeşimin yeni kızlarının adı da Arya. Hem Arya, hem de eşiniz sizin gibi bir annesi ve eşi olmasından dolayı çok şanslı. Sağlıklı, güzel ve mutlu günler dilerim size:)

      Sil
    4. Tek kurtuluşun okuyup kendi ayaklarım üzerinde durmak olduğunu küçük yaşta fark ettiğim için şükrederim her zaman. Tüm yorumlarınız, içten sözleriniz için çok çok teşekkürler :) ben de şanslıyım geç de olsa sahip olduklarım için :)

      Sil
  6. Mim etkinliklerini gerçekten seviyorum. Biz de cevaplamıştık bu mimi. İzmir ülkemizin en güzel yerlerinden biri. Ve yaşamak için gayet hoş. Samimi cevaplar vermişsiniz. Teşekkürler keyifle okudum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim, zaman ayırıp okuduğunuz için:)

      Sil