KATEGORİLER

20 Aralık 2020 Pazar

ÇOCUKLUĞUMUN KOMŞULARI # 11 (FİNAL)


Doğduğum evin tam karşısında iki katlı bir ev, mahallemizde ailecek küs olduğumuz, yani karşılaşsak dahi başımızı çevirdiğimiz insanların yaşadığı tek evdi. Çocukken bu insanlarla neden konuşmadığımızı bilmez, bu konuda bir soru sormak dahi geçmezdi aklımızdan! Anneannem yaşlarında oldukça kilolu bir kadın, kocası, yetişkin çocukları yaşardı bu evde. Kadının gerçek adının Hesna olduğunu yıllar sonra öğrenmiştim. Biz ona hep ailecek Sazana derdik. Sazana o kadar şişmandı ki, yürürken kalçaları sahilde fırtınaya tutulmuş bir sandalın yalpalamasını andırır, evinin çift kanatlı kapısında yan dönerek kocaman göbeğini içeri zor sokardı. Bu düşmanlığın ve nefretin nedenini hiç sorgulamadan geçti ilk çocukluğum. Kötü insanlardı onlar. Hele o Sazana; evimizin önünde oyun oynamamıza kızar, söylenir, kazayla pencerelerinin önündeki çiçek saksılarını koyduğu sahanlığa topumuz kaçsa, sallana sallana gidip mutfağından bir bıçak alır ve bize göstere göstere keserdi topumuzu. Önceden hazırlayıp plastik bir leğene doldurduğu suyu kapısının önünde oynayan çocukların üzerine aniden boşaltır, "Hadi cehennem olup gidin, başka yerde oynayın, Allah'ın cezaları." derdi. 

Kocası iyi bir adama benziyordu ama bizim ailede onun da adı iyi anılmazdı hiç bir zaman. "Eşek Adam" derdik. Kapılarının önüne bağladığı bir eşeği vardı. Muhtemelen bu yüzden bu isim verilmişti kendisine. Gerçek adı Mustafa'ydı. Her gün eşeğini alıp bir yerlere gider, akşam olunca evine geri dönerdi. Evlerinin yan tarafında ahşap eski kapının arkasında eşeğini koyduğu bir ahır vardı. 

Büyük kızları Seher bir bankacıyla evlenmişti. Gelin olarak el öpmeye annesinin evine geldiğinde çocuk merakıyla perdeyi aralayıp gizlice onları izliyorduk. Büyüklerimiz bize kızmış hemen perdeyi kapatıp camdan uzaklaşmamızı istemişlerdi. On yaşındayken, canımdan çok sevdiğim dedemin hastalığı iyice ilerlemiş, artık son günlerini yaşıyordu. Çevresindekileri tanımaz hale gelmişti. İçimde anlatılmaz bir sıkıntı vardı, ümidimi kaybetmemeye çalışıyordum. Ölümünden bir gün önce Sazana ve Eşek Adamı evimizde görünce gözlerime inanamadım. Geçmiş olsun ziyaretine gelmişlerdi. Kendinde olsaydı, onları muhtemelen bastonuyla kovacağını düşünüyordum dedemin. Onu kaybettikten sonra çok ağlamıştım. Dedemin ölümünden sonra ailelerin inanılmaz derecede samimi olması, birbirlerine gidip gelmeleri beni fazlasıyla şaşırtmış ve yaralamıştı. Benim gözümde onlar hala Sazana, Eşek Adamdı. Sevgili Dedem mi fazla gelmişti onlara...

Yıllar sonra ilk kez gerçeği eşimden duyduğumda şok olmuştum. Annem de yeni öğrenmiş, belli ki bana söylemeye cesaret edememişti. Meğer bizim Eşek Adam dediğimiz kişi, anneannemin öz be öz kardeşiymiş. Sazana'dan önce yaptığı ilk evliliğinde annem dünyaya gelmiş fakat eşi henüz lohusayken merdivenlerden düşerek hayatını kaybetmiş. Kafam iyice karışmıştı. Yani annemin gerçek babası, benim yıllarca dedem dediğim kişi değil, Eşek Adam'mış. Dedem ve anneannem, annemi evlatlık alıp nüfuslarına geçirmişler. Eşek Adam, annemin hem öz babası, hem de öz dayısıymış. Sazana, Eşek Adamla ikinci evliliğini yaptıktan sonra üç çocukları olmuştu. Seher, Hasan ve Cemal. Aslında eskiden aileler arasında su sızmazmış. Bu yüzden doğan üçüncü çocuklarına dedemin adını koymuşlar. Araları açılınca çocuğun adını Cemal olarak değiştirmişlerdi. Cemal'in nüfusunda hala dedemin adı yazılı. Bir anda üvey de olsa Seher Teyzem, Hasan ve Cemal dayılarım olmuştu. Hepsi evlendiler çoluk çocuğa karıştılar. Fakat ne de olsa eski günlerin soğukluğunu hiçbir zaman üzerimden atamamıştım. Dedem öldükten sonra Mustafa Dedem (derken hala rahatsızlık duyuyor, dedeme ihanet etmişim gibi geliyor) beni ve kardeşlerimi eşeğine bindirerek yakınlık kurmaya çalıştı. Liseye giderken bankacı olan Hasan Dayım beni evlerinde Ticaret dersi çalıştırmıştı. Bütün sevgi gösterileri bana yapmacık geliyordu. Cemal Dayım çalıştı, didindi, kendi işini kurdu. Türkiye'de marangoz makinası imalatı yapan tanınmış bir sanayiciydi. Seher Teyzem genç yaşında kocasıyla birlikte Alzheimer hastası oldular. Bu hastalık büyük oranda genlerle geçtiği için canım sıkılmıştı. Oysa yüz yaşına kadar yaşayan anneannemin ve onun bütün kardeşlerinin öldükleri güne kadar akılları yerindeydi. Seher Teyzem Muhtemelen Sazana'dan gelen genleri taşıyor olmalıydı.     

26 yorum:

  1. Cok guzel bir seriydi. Birkaçını kaçırdım arada yalan değil. Dönüp bakacağım o kısımlara. Bazi parçalar eksik geldi çünkü. Dedeniz konusunu 3 4 kere okuduktan sonra anladım, ya da anladigimi saniyorum😃

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim:) İyi anlamışsınız yine. Ben anlayana kadar anam ağladı. Çünkü yıllarca kafama başka türlü yerleşmiş:))

      Sil
  2. Baştan sona aralıksız okudum. Herkes gözümün önünde canlandı. Çok sevdim. Yaşayanlara Allah uzun ömür versin, ölenlere rahmet eylesin.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bahsettiğim insanların yüzde sekseni rahmetli olmuştur sanırım. Teşekkür ederim, sizler sağ olun:)

      Sil
  3. Eğer doğru anladıysam annelerimizin çocukluğunda bir ortak yan varmış. Benim annemi teyzesi ve eniştesi, sizin annenizi de halası ve eniştesi evlat edinip büyütmüşler. Çok şaşırdım gerçekten bu kez anlattıklarınıza Mr. Kaplan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, aynen öyle olmuş:) İşin ilginç yanı annem bunu çok uzun zaman sonra, hatta anneannem (dur bir dakika gerçekte annemim öz halası mıydı?) öldükten sonra bizlerle birlikte öğrenmiş oldu. Siz bizdeki şaşkınlığı görecektiniz o zaman. Ha bir detay daha vereyim, olayı eski komşular biliyormuş ama saklamayı başarmışlar annemden. Bir gün annem ilkokula giderken arkadaşlarından biri ağzından kaçırmış, senin annen, öz annen değil demiş. Annem son derece üzgün bir şekilde anneannemin yanına koşmuş. Anneannem de çıkarıp nüfus kağıdını göstermiş burada anne adı baba adı ne yazıyor bir bak demiş. İçi rahatlamış bir şekilde konu kapanmış. Ama anneme öz çocukları olsa bu kadar iyi bakamazlardı herhalde:)

      Sil
  4. Az önce yazmayı unuttum şaşkınlıktan. Final demişsiniz ama neden? Eminim daha anlatacak bir sürü şey vardır komşularınıza dair.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mrs. Kedi, aradan çok uzun zaman geçti. Burada aktardıklarım, çocuk gözümle hafızamda kalanlar. Daha fazla detay veremezdim. Düşünün ki bir çocuk ne kadar bilir komşusunda ne olup bittiğini. Zaten öyle fazla meraklı bir çocuk da değildim zaten. Fakat kurguyla her bir karakter o zamanın koşullarına uygun geliştirilebilir elbette. Sanırım bu dizi amacına ulaştı. Size ve okuyan herkese kucak dolusu sevgiler:)

      Sil
    2. En iyisini siz bilirsiniz Mr. Kaplan, paylaştıklarınız için teşekkürler :)

      Sil
    3. Estağfurullah:) Ben teşekkür ederim:)

      Sil
  5. Çok güzel bir seriydi, arkası yarın tadı yaşattı, ve sanırım hepimiz için de çok keyifli bir zaman yolculuğu oldu. Elinize sağlık.:) Geliştirilip bir kitap olmalı fikirlerine ben de katılıyorum. Ama şu son yazı şahane bir romana evrilebilir hissi yaşadım okurken, gerçeklere biraz da kurmaca eklenerek. Çalışkan ve üretken, yazıları pek de akıcı ve güzel yazan yaratıcı bir blog emekçisi için zor olmasa gerek diye de düşünüyorum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim:) Teşvik edici sözleriniz bana şevk verdi, sağ olun. Bakalım zaman ne gösterecek. Çok naziksiniz:)

      Sil
  6. Bir önceki bölüme uzun uzun yazdım ama gitmesi yorumum. Hata kodu veriyor. Bunu deneme amaçlı yolluyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef aynı sorunu iki farklı bloga yorum yazarken ben de yaşadım. Sanırım, sistemsel bir sorun ama insanın fena halde canını sıkıyor:(

      Sil
  7. Hah tamam. Bu seri bitti ellerinize sağlık. Ancak benim daha okuyacak çok şeyim var çünkü Yeni Bir Hayat açtığım başka bir sekmede devam ediyor. Sosyalist geçinenlerin faşizanlığını okurken çok sinirlendim gene. Evet yeni bir şey değil, her türlü siyasi ya da dini önermenin altında faşizanlık yatıyor ne yazık ki. O fikri savunan ya da yürüten büyük başlar mangalda kül bırakmayıp, ön saflara ‘civcivleri’ sürüyorlar her zaman. Fakat bunun ODTÜ gibi bir kurumda bile değişmediğini görmek çok üzücü. O günlerde olanlar, vatanı-milleti kurtarmak değil, insan israfıydı. Her iki taraf da; vatan, millet, Sakarya deyip, savunduğu milleti kırıp geçiriyordu. Neyse ki siz hasarsız atlatmışsınız o dönemi. Ben merakla okumaya devam ediyorum, sağlıklı kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. OK:) haklısınız. Her bakımdan şanslı olduğumu inkar edemem. Teşekkür ederim, esenlikler diliyorum:)

      Sil
  8. Çok güzel bir seriydi. Şu cümlenizi anlamadım: eşek adam annenizin hem öz babası hem öz dayısı nasıl olur? Annenizin annesinin kardeşi (dayı) babası mı anlamadım? Çok yakın akraba değil mi bu? Yoksa bir anlatım yanlışı mı var?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler:) İnanın ki, ben de hâlâ anlamamış olabilirim:))) Yanlışım varsa, düzeltin lütfen, ben de yazıdaki hatayı düzeltmiş olurum. Şimdi annem, Eşek Adam'ın ilk evliliğinden tek çocuğu, dolayısıyla öz babası. Karısı doğumdan kısa bir süre sonra ölünce, annemi kız kardeşine yani annemin halasına vermiş. Annem, halasını uzun yıllar annesi bilmiş. Zaten çocukları olmadığı için dedemle birlikte annemi hemen nüfuslarına almışlar. Gerçek anneannem loğusayken merdivenlerden düşüp ölmüştü. Eşek Adam anne (aslında halası) dediği kişinin öz kardeşiydi. O zaman annemin öz halasının erkek kardeşi onun nesi olur? Öz amcası mı?:)))
      Bak sevgili C., benim annem, babam tek kardeş, ne amca bilirim ne dayı, ne teyze, ne de hala. En zorlandığım konudur bu oldum olası. Şu anda da beynim yandı resmen:))))

      Sil
    2. Eşek adam, bay Kaplan’ın annesinin biyolojik olarak öz babası, kağıt üzerinde öz dayısı. Bay Kaplan’ın da biyolojik olarak dedesi, kağıt üzerinde büyük dayısı, yani bay Kaplan’ın anneannesinin erkek kardeşi. Sanırım ben anladım, yani sanırım anlamışımdır, sanırım 🤗😂

      Sil
    3. Umarım herkes anlamıştır:) Zira ben de anladığımdan emin olamadım:) ÖSS de çıksa bu soru, kesin yanlış şıkkı işaretlerdim:)))

      Sil
  9. sazana neymiş yaa :) deden ve eşek adam konusu da ilginçli. bundan sanki biraz söz etmiş gibiydin daha önce. teyze ve dayılarınla daha sonra sen büyüyünce çok görüşmedin herhalde. çocukları olmadı mı. onlarla görüşebilirdin ki yanii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanmıyorum:) Pek görüşmüyoruz. Annemle görüşür ama onlar. Çocuklarıyla da pek diyalogum yok.

      Sil
  10. çok seki birisiniz, blogunuz çok güzel. bende beklerim sizi bloguma, paylaşım için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  11. Çok enteresan bir yaşam hikayesi hayretle okudum bu İlginç paylaşım için çok teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  12. Karışıkmış biraz olaylar. Annenizden iyi saklamışlar bu arada. Hem de karşılıklı otururken. Gerçekten ilginç bir durum.
    Bizim mahallede de kardeşimin arkadaşı vardı. Kızı çocukları olmadığı için teyzesi ve amcası evlatlık almışlardı. Kardeş kardeşle evli yani. Çocuk aklım hep karışmıştı bu konuda. Gerçek anne baba hep görecekler kızlarını hiç mi canları sıkılmayacak? Ya da kıza bunu söylediler mi bilmiyorum.

    YanıtlaSil