- Günaydın Papaz Efendi.
-Günaydın, yine neler karıştırdın.
- Tanrı sizden razı olsun Papaz Efendi. Günahlarımı size anlattıktan sonra kuşlar kadar hafifliyorum.
- Peki, anlat bakalım.
- Büyük deprem olmuştu İstanbul'da. Bütün patronlar krizi fırsata dönüştürmekte birbiriyle yarışıyorlardı.
- Bu onların günahı, sana ne?
- Evet ama yine ben aracı oldum ve onların bu emellerine hizmet ettim.
- Nasıl yani?
- Londra'daydık. Çalıştığımız yabancı firmayla projenin son detaylarını görüşüyorduk. Tanrı şahidim olsun adamlar güzel bir iş çıkartmışlar, en ekonomik çözümü önermişlerdi. Ben her ne kadar projeyi beğensem de genel müdürüm iş miktarını arttırmakta ısrar ediyordu. İngilizlerin biraz şaşkın biraz alaycı bakışları altında komik bir duruma düştüğümü hatırlıyorum. Herkesin bildiği gibi bu tür toplantılarda projeciden her zaman beklenen, işin emniyeti, işlevselliğinin yanı sıra tasarımın ekonomik olması.
- Genel müdürün devleti zarara sokan bu garip isteği sakın yabancılara söyledi deme.
- Hayır Papaz Efendi, keşke kendisi söyleseydi. Yabancı dil bilmediği için bu uygunsuz talebi bana söyletti. İngilizlerin bana öyle tuhaf, öylesine manyak mısınız der gibi bir bakışları vardı ki yer yarılsaydı içine girseydim.
- Peki bu talebinizi kabul ettiler mi?
- Hiç de kolay olmadı, Papaz Efendi. "Biz ciddi bir firmayız, gereksiz yere proje maliyetini arttıramayız." dediler. İçin için bir rahatlık çökmüştü içime. Elin İngilizi bizim vatanımızı bizden çok sevemezdi ama iş ahlakları beni bir kez daha kendilerine hayran bırakmıştı. Fakat genel müdürüm teslim olmadı. Israrını sürdürdü. Tabii ben de onun söylediklerini toplantıdaki yabancı mühendislere aktarmaya devam ettim. Siz bizim genel müdürü tanımazsınız Papaz Efendi. Kendisi beş vakit namazında ama günah işleme konusunda şampiyon. Benim eski dinimde tövbe istiğfar edince bütün günahlar affediliyor nasıl olsa, muhtemelen ona güveniyor olmalı.
- O zaman sen niye dinini bırakıp bana geldin?
- Güzel bir soru Papaz Efendi. Ben sizin şu günah çıkarma olayını daha mantıklı buluyorum. Doğrudan Tanrı'yla muhatap olmak utandırıyor beni. Sanki ilahi bir ses "İyi halt etmişsin" diyecekmiş gibi geliyor bana. Oysa siz benim adıma Tanrı'ya dua edip günahlarımı affetmesi için dua ediyorsunuz.
- Anladım, peki sonra ne oldu? İngilizler ahlaksız teklifinizi kabul etmedi değil mi?
- Sormayın Papaz Efendi. Müdürleriyle kısa bir toplantı yaptıktan sonra bizim genel müdürün istediği oranda olmasa da projenin ciddi oranda maliyetini arttıran değişiklikleri yapmayı kabul ettiler. Belli ki onlar da çıkarları doğrultusunda hareket etmişlerdi. İşi kaybetmeyi göze alamadılar. Beni soracak olursan, milletime ihanet edilmesine sadece seyirci kaldım, hatta bir ölçüde vesile oldum. Bu olayı kafamdan bir türlü atamıyorum.
- Senin için dua edeceğim. Lakin yine aklıma takılan soruyu sormama izin ver.
- Tabii efendim, sorabilirsiniz.
- Siz Londra'da bu pazarlığı yaparken devlet yetkilileri neredeydi?
- Ah Papaz Efendi, onlar Londra'nın tarihi yerlerini, müzelerini geziyorlardı biz toplantıdayken. Bütün devlet yetkililerimizin yurt dışı iş seyahatlerinde her zaman yaptıkları gibi.
- Anlıyorum, evlat. İşiniz çok zor. Onlar için de dua edeceğim.
muhteşem :))) papaz efendi neyse ki türk, yoksa bir de onunla papaz olmak var.
YanıtlaSilEvet, bu papaz bizden biri, bu yüzden halde anlıyor biraz:)))
Silbu işlerde günah oluyor hep demekki :) konuşmalar filan da olduğu için bak bu uzunluk iyi, kıvamında :)
YanıtlaSilSöylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil:)
SilTest edildi, onaylandı:))
adamın işi de çok zormuş. masum kalmak imkansız gibi bir şeymiş o sektörde:(
YanıtlaSilSormayın, bir bilseniz neler çekti o adam:))
SilSezen Aksu çınladı kulaklarımda...Masuummmm değiliz hiç birimizzzzzz
YanıtlaSilDoğru. Büyük günahkarların arasında masum görünmeye çalışırız:)
SilAaa ben okudum bunu ama yorum yazmamışım, oysa yazdım gibi hatırlıyordum :)) üstelik buraya gelip bir de neden devamı gelmiyor diye, elim belimde sormaya hazırlanıyordum :)))) ben bu seriyi sevdim, bir şeyi sevdim mi de bırakamam peşini. Bekliyorum vallahi.
YanıtlaSilBazen bende de aynı şey oluyor, sayfa açıkken bir işim çıkıyor, yorum yazdığım hissine kapılıyorum. Doğru, Papaz Efendi de uzun zamandır bekliyor, merak etmeye başlamıştı. Dur bakalım, gelir belki:))
Sil