Dün eşim aradı, akşam tiyatroya gider miyiz diye. Böyle bir teklifi reddetmek ne mümkün. Güzel oyunmuş, Karşıyaka Bostanlı Suat Taşer sahnesinde. Oyunun adını sordum, van Gogh'un hayatını konu alan, Hakan Gerçek'in canlandıracağı tek kişilik bir gösteri olduğunu söyledi.
Saat kaçta başlayacakmış diye sorunca 20.30 dedi. Saate baktım, sadece iki saatimiz var. Bizi arayıp davet eden dostumuz, önce gelecek, kuaföre gidecek, oradan çıkıp eşimi evden daha sonra da beni dükkandan alıp Göztepe'den ta Bostanlı'ya gideceğiz, gişeden biletlerimizi alıp salona gireceğiz. Üstelik tam da akşam trafiğinde döküleceğiz yollara...
Neyse, şansımız yaver gidiyor, oyunun başlamasına yarım saat kala varıyoruz. Bir on dakika kadar park yeri aradıktan sonra, bir şeyler atıştırmam lâzım, sabahtan beri ağzıma bir şey koymadım diyorum. Yanımdakiler de fırsatını bulup yemek yiyemedikleri için altı göz bir olup bir şeyler atıştırılabilecek yer aramaya başlıyoruz.
Oyuna on beş dakika kalmış. Kumrucu Ömer adında kafeterya tarzı bir yere dalıyoruz. "En hızlısından ne verebilirsiniz bize?" Kasada duran genç adam "İster kumru, ister kumpir, en fazla iki dakika sürer." İyi, beş dakikada yer, oyuna yetişiriz. İki dakika geçti, üç oldu, beş oldu gelen giden yok. Biz kalktık, gidiyoruz, "İptal edin o zaman" dedik. Tam kapıdan çıkıyorduk ki, bizim kumrular geldi. Yanında bir ayran güzel giderdi ama daha fazla şansımızı zorlayamazdık. Ben geride kalıp hesabı öderken diğerleri gidip bileti aldılar. Salondan tam içeri girerken baktım saate. Tam 20.30.
Işıklar karardı, derinlerden gelen kadın sesinin eşlik ettiği iç ürpertici bir fon müziği çalarken sahneye giriyor Hakan Gerçek. Mükemmel bir makyaj ve aslına uygun kıyafetler. Çocukluk yıllarından başlayıp ölümüne kadar geçen süre boyunca Vincent Willem van Gogh'un hayatına misafir oluyoruz. Sanatçının resim yapmaya olan tutkusu, papaz olan babası ile fikri uyuşmazlıkları, dışlanmışlığı yoksulluğu, yaşadığı çevre, insan ilişkileri ve bütün bunları tuvaline yansıtırken hissettiklerini başarıyla aktarıyor bizlere oyuncu.
Dekor bir resim sehpası, bir kaç tuval ve oyuncunun ķâh oturup kâh üzerinde ayakta dikeldiği uzunca delikli bir saç kutudan ibaret. Sahnenin üzerinden sarkan ışıklı bir perdeye sanatçının yaptığı resimler yansıtılıyor. Bir yandan önündeki tuvale resimleri yaparmış gibi görünürken o an hissettikleri ve düşündüklerini dile getiriyor oyuncu. Her resme hangi duygular içinde sanatçının fırça vurduğuna tanık oluyoruz.
Oyunda eleştirilebilecek tek nokta oyuncunun resim yaparmış gibi gösterdiği tuvalin seyirciye paralel konumlandırılmış olmasıydı. Tuvalin seyirciye gösterilmeyip yukarıdan sarkıtılan panoda sadece van Gogh'un resimleri olsaydı, yapmacıklık bir nebze saklanabilirdi. Bu ufak pürüze rağmen oyuncunun karakteri canlandırmadaki başarı grafiği takdire şayan. Hele o şapkasının etrafına mumları dizip çizdiği gece manzarası ve kulağını kesiş sahnesi izlenmeye değer.
Oyunda eleştirilebilecek tek nokta oyuncunun resim yaparmış gibi gösterdiği tuvalin seyirciye paralel konumlandırılmış olmasıydı. Tuvalin seyirciye gösterilmeyip yukarıdan sarkıtılan panoda sadece van Gogh'un resimleri olsaydı, yapmacıklık bir nebze saklanabilirdi. Bu ufak pürüze rağmen oyuncunun karakteri canlandırmadaki başarı grafiği takdire şayan. Hele o şapkasının etrafına mumları dizip çizdiği gece manzarası ve kulağını kesiş sahnesi izlenmeye değer.
Ne yazık ki, salonun yarısından fazlası boştu. Seyircinin bu ilgisizliği, ekonomik krizden mi yoksa tek kişilik oyunlara olan soğukluktan mı kaynaklanıyor bilemedim.
o günü yaşamışım gibi hissettim. keşke izleyebilsem oyunu. o kadar isterdm ki :)
YanıtlaSilBizim için de piyango gibi bir şey oldu. Bu kadar plansız bir işe kalkıştığımı hatırlamıyorum.
Silistanbul da bilet bulup gidemiyoruz maalesef.
YanıtlaSilOyundan iki saat önce bilet bulmak mucize gibi bir şey. Ancak salonun boş olması üzücü. Belki de herkes nasıl olsa bilet kalmamıştır diye düşünüp ilgilenmemiş olabilir, kim bilir?
Silgood you enjoyed the show!
YanıtlaSilYeah, we were lucky about catching the show.
SilÇocuktan sonra sinemaya bile sayılı gidişimiz çocuğu bırakıp tiyatroya gitme hayalim uzuuun zamandır hayal sizinle koşturdum ve şu an çok açım
YanıtlaSilBelli bir dönem evde çocukların tiyatrosu izleniyor. Geçici bir durum, zaman süratle geçiyor.
Silİstanbul'da yer bulamıyoruz oyunlara.Zorlu gibi büyük salonlarda bulunuyor, onlarda da öyle büyük ki salon radyo tiyatrosu gibi izliyorsun :/
YanıtlaSilHaklısınız büyük salonlarda tiyatro izlemek keyifli değil. Ankara'da da Küçük Tiyatro vardı, en çok o sahneyi severdim:)
SilGüzel oyuna benziyor ,merak ettim. Bizde sürekli Ankara’da oyunlara gidiyoruz. Öyle bir talep varki bazı oyunlara bilet bulmak neredeyse imkansız.
YanıtlaSilEvet, satışa çıktıktan kısa bir süre sonra tükeniyor biletler maalesef. Bu kez burada biz şanslıydık:)
SilTiyatro bir başka dünya. Biz bu aralar Sahne Tozu tiyatrosunun oyunlarına takılıyoruz. Şehir tiyatrolarından bilet bulmak zor. Ama ekonomi konusu da doğru. Kazançlar yerinde sayıyor herşey 2-3 katı pahalı artık. İlla ki bu tür keyifler geriye itiliyor artık.
YanıtlaSilİzmir'de yaşıyoruz ama dünyadan haberimiz yok. Burnumuzun dibindeymiş Sahne Tozu. Biletix ten baktım sahnelenen oyun yok şu anda. Ama takip edeceğim. Haberdar ettiğiniz için teşekkürler:)
SilEvet, biletler çok pahalı ama başarılı bir oyun seyrettiğinizde helâl olsun diyorsunuz.
Yıllar önce "Kontrabas" oyununu izlemiştik eşimle. Öyle büyülüydü ki bitmesini hiç istememiştim. Ondan sonra da çok gittik tiyatroya ama ben o oyunu hiç unutamıyorum. Bazen plansız gidilen bir film, bir oyun çoğu planlanan şeyden güzel ve kalıcı olabiliyor.
YanıtlaSilHaklısınız. Bazı oyunlar unutulmuyor, bazıları ise şeker misali eriyip gidiyor hafızalarımızdan. Ben de yıllar önce yine tek kişilik bir oyuna gitmiştim. Hafızam artık beni zorlasa da o oyunu ve adını unutamam. "Maviydi Bisikletim" ismindeki oyun yer etmiş aklımda.
YanıtlaSilSon planladığımız DT' nın bir oyununun çok önceden biletini almış ancak gününü kaçırmıştık. Bu bayağı düşeş oldu:)
2 kez filmini seyretmiş, erkek kardeşiyle mektuplaşmalarını konu alan kitabı okumuş ve İstanbul Modern' de sergisine 2 kez gitmiş bir hayranı olarak bilseydim bu oyuna hoplaya zıplaya giderdim. Çok keyifle okudum yazıyı. İnşallah bir yerlerde tekrar karşıma gelir bu oyun ve izlerim. Teşekkürler bilgi için.
YanıtlaSilO zaman kaçırmayın mutlaka. Hakan Gerçek iyi bir performans sergiliyor. Salon dolmadığı için biraz canı sıkkın gibi gördük oyunun sonunda. Umarım bir yerde çıkar karşınıza:)
Silvangogun hayatı üzücü yaa. izlemek iyi olmuştur tabiside :)
YanıtlaSilEvet deep, gerçekten üzülüyor insan. Adamcağız yaşasaydı da bugünleri görseydi ne kadar sevinirdi zavallıcık.
SilBöyle aktivitelerle hayata renk katmak şart 😀
YanıtlaSilKesinlikle:)
SilTiyatro ile arası hiç iyi olmadı toplumumuzun. Neyse ki yine de yarısı dolu imiş salonun.
YanıtlaSilFutbol varsa yoksa :)
Üzücü bir durum tabii. Hem sanat için hem de sanatçı için.
Sil