KATEGORİLER

3 Nisan 2020 Cuma

KARANTİNA KORONA 6

Güncel olayları bloguma taşımayı pek tercih etmezdim aslında. Korona adını duymaya başladığım ilk günlerde, hatta bazı bloglarda arz-ı endam ettiği yayılma sürecinde bile bu konu hakkında yazmayı düşünmüyordum. Ne var ki, bu sefer durum farklıydı. Bütün dünyanın değişmez gündemi haline gelen Koronavirüs, sonu belli olmayan bir yazı dizisinin içine çekti beni. Birkaç gün öncesine kadar endişeyle takip ettiğim iç karartıcı haberlerden ve değişik kaynaklardan  edindiğim bilgiler ışığında (kendi çapımda) bir analiz yapmış ve bir önceki "Karantina Korona 5" yazımı hazırlamıştım. Bu çalışmamın arkasından ülkemizde muhtemel can kaybı sayısını 1.932 olarak tahmin ettikten sonra biraz olsun rahatlattım kendimi. Elbette bu sayıda korkunç fakat İtalya'da her gün binlere varan virüs kurbanlarından sonraki panik halimden biraz olsun sıyrılmış oldum. Hemen şunu ifade edeyim; burada yazdıklarım herhangi bir kaynaktan alıntı olmayıp tamamen şahsi düşüncelerim. 

Her ne kadar ABD'deki bir grup avukatın 20 milyon trilyon dolarlık dava açmaya kalkması, virüsün ilk ortaya çıktığı ülke olması ve nüfusu dikkate alındığında dünyanın çaresizlik içinde kaldığı bu felaketi nispeten cüzi hasarla atlatması, bütün dikkatleri Çin Halk Cumhuriyeti üzerinde toplamış olsa da Coronavirüs'ün biyolojik silah olarak nitelendirilmesi hususunda kesin bir yargıda bulunmak şu an için mümkün görünmüyor. Geçenlerde Wuhan kentinde hayatın normale döndüğüne, hatta virüsün çıkış noktası olan vahşi hayvan pazarının açıldığına dair haberler okumuştum. Dün bir televizyon kanalının haber programına bağlanan Pekin Büyük Elçimiz bütün bu haberleri yalanlayarak alışveriş merkezlerinin hala kapalı olduğunu belirtti. Görüldüğü üzere bilgi kirliliği had safhada. Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu ayırt etmek oldukça zor bu günlerde. Fakat net olan şudur: İtalya, İspanya ve diğer pek çok Avrupa ülkeleriyle ABD'de vaka sayısının bir milyonu aşmasına karşılık, Koronavirüs, Çin başta olmak üzere Hindistan'ın da içinde bulunduğu yoğun nüfuslu Asya ve Uzak Doğu ülkelerine çok daha az zarar vermiş ve artık kontrol altına alınmıştır. Daha önce hiçbir kaynakta yer almadığı halde ben bu farklılığın genetik faktörlere dayalı olabileceğini düşünmekten kendimi alıkoyamadım. Bu durum doğanın kendini dengelemesi mi yoksa işin içinde insan parmağı mı var konusunda bir şey söylemek için henüz vakit erken. Bugüne kadar Covid-19'a karşı hiçbir ülke tarafından herhangi bir aşı ya da ilaç geliştirilmediğine tanık oluyoruz. Bu ülkeler arasında Çin'i de sayabilir miyiz emin değilim. Covid-19 tedavisinde uygulanan aslında sıtma tedavisi için yıllar önce geliştirilen bazı ilaçlar. Ayrıca vücudun bağışıklığını artıran buna benzer bazı tedbirlerin cüzi fayda sağladığı söyleniyor.  Nedeni ne olursa olsun buna benzer pandemik hastalıklar yaratan bakteri ya da virüslerin gelecekte dünyayı her yönden etkisi altına alacağını söylemek mümkün. Bu yazımda kısaca Koronavirüs dediğimiz Covid-19'un dünya düzenini ve sosyal yaşamı nasıl etkileyip değiştirebileceği hususunda fikirlerimi paylaşacağım. 

İngilizce zafer (Victory) kelimesinin baş harfi olan "V" harfiyle sembolize edilen, işaret parmağı ile orta parmağın açık, diğer parmakların ise kapalı tutularak gösterildiği bu el işaretinin aynı zamanda "Virüs" sözcüğüne de bir anlam kazandırması ilginç bir tesadüf. Evet, kabul etmek gerekir ki 3 mikronluk bu mikrop, zengin fakir, soylu soysuz, evli evsiz ayırmaksızın 7,8 milyarlık dünya nüfusunun keyfini kaçırmış ve zaferini ilan etmiştir. Hemen hemen bütün ülke sınırlarından giren virüsün Yeni Dünya Düzeni - YDD (New World Order - NWO) getireceğine inanıyorum. Henüz işin başında olmamıza rağmen bugün Fırıncılar Odası Başkanı ekmek satışlarının % 35 oranında azaldığını söylüyor. Elbette iyi ya da kötü çok daha önemli değişiklikler olabilecek YDD'de. Bunlara hazır mıyız? Henüz değil. Fakat emin olduğum bir şey var ki, evet buna hazır olmak zorundayız. Yaşanması muhtemel değişikliklerden ilk aklımıza gelenleri şöyle sıralayalım, detaylarını diğer yazılarımda derinlemesine tartışabiliriz.

Başta ABD ve Avrupa olmak üzere virüsün etkili olduğu bütün ülkelerde;

1. Milyonlarca kişi işini kaybedecek, işsizlik  inanılmaz oranlara yükselecek. 
2. Savunma sanayi harcamaları azalacak.
3. Sağlık harcamaları ciddi oranda artacak 
4. Başta sağlık ve teknoloji konuları olmak üzere AR&GE faaliyetlerine ağırlık verilecek
5. İnsanların satın alma gücü önemli ölçüde azalacak
6. İç ve dış turizm ile eğlence sektörü ciddi derecede zarar görecek
7. Moda sektörü en olumsuz etkilenen sektörlerden biri olacak 
8. Temizlik ve Hijyen harcamalarına bütçeden daha fazla pay ayrılacak, toplum sağlık konusunda daha bilinçli olacak.
9. Sağlık sigortası önem kazanacak. 
10. Petrol tüketimi önemli ölçüde azalacak.
11. İnsanlar hızlı yaşantısını terk edip daha mütevazı bir yaşam sürdürecekler.
12. E-ticaret, kargo, kurye hizmetleri ve bankacılık sektörü önem kazanacak.
13. Şehirlerden kırsala göç başlayacak. Çok daireli apartman yaşamı terk edilip nüfus daha geniş bir alana yayılacak şekilde bahçeli tek katlı evlerde yaşamaya başlayacaklar. 
14. Lüks harcama kalemleri azalacak.
15. İthalat ve ihracat rakamları düşecek, işsizliğe çözüm olarak insanlar yerli üretime önem verecek.
16. Sanatsal faaliyetler için salonlar kullanılmayacak, film, tiyatro, konser vb. etkinlikler internet üzerinden izlenebilecek.
17. Sağlık elemanlarına ve sağlık tesisleriyle ilgili ekipman ve malzemelere büyük ihtiyaç duyulacak.
18. Home-Office çalışması ağırlık kazanacak.
19. İnşaat sektörü ciddi şekilde olumsuz etkilenecek.
20. Büyük alışveriş merkezleri, camiler ve kiliseler başta olmak üzere insanların toplu olarak bulunduğu mekanlar kapatılacak.
21. Otomotiv sektörü büyük zarar görecek. 
22. Nakit para kullanımı ortadan kalkacak, vatandaş kazancı oranında vergisini ödeyecek.
23. İnsanlar ailesiyle birlikte daha fazla zaman geçirecek
24. Eğitim on-line olarak sürdürülecek.
25. İnancın ticaret ve siyasete alet edilmesi mümkün olmayacak. Herkes inancının gereklerini kendi evinde yerine getirecek, Diyanet İşleri ve diğer dini örgüt ve cemaatler ortadan kalkacak.
26. Psikologlara ve psikoterapi uzmanlarına daha çok ihtiyaç olacak
27. Zorunlu askerlik kalkacak, asker sayısı azalacak

24 yorum:

  1. Yeni sistemde öğretmenlerin çoğuna gerek kalmayacak. İşşizler ordusuna öğretmenler de katılacak. Gelecek nesillerin en büyük sınavı iş bulmak olacak ki bunun için şimdiden bilgisayar, online iletişim ve kodlama becerilerini geliştirmeleri gerekli. Bugün kızıma kodlama eğitimi verebilmek için kitap seti aldım. Doğum gününü kutlamak için hediye almak isteyenlerden ortak bir havuz oluşturup robotik kodlama seti almalarını isteyeceğim. Doğum günü partisini de Zoom üzerinden online olarak yaparız artık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mrs. Kedi; öğretmenlere gerek kalmaz mı hiç? Onlar da yeni düzene ayak uyduracaklar. Evet, sınıflarda ders vermeyecekler, sözlü ve yazılı yapamayacaklar belki fakat dersleri tv ya da internet kanalıyla anlatıp, yine internet üzerinden değerlendirip öğrencileri takip edebilecekler. Ders anlatan öğretmen sayısı azalabilir fakat yeni sistemde onların farklı görevleri olabilecektir. En azından öğrencilerin danışmanı, eğitim sorumlusu olabilecek, gerekli pedagojik yönlendirmeleri sağlıklı bir şekilde yapabilecekler. Düşünün ki, Ayşe Öğretmen binlerce kişiye, diyelim ki Türkçe dersi anlatıyor. Diğer öğretmenlerin her birinin mevcut imkanlar dahilinde 40-50 öğrencisi olacak ve ders hakkında soruları cevaplandırabilecek, eksikliklerini tamamlayacak. Hatta klasik sistemden daha fazla yetki ve sorumluluk taşıyabilecekler.
      Kodlama Eğitimi ve Robotik Kodlama hakkında fazla bilgim yok. Bizim bilgisayarı ilk gördüğümüz zamanlar üniversite yıllarına rastlar ki, computer dediğimiz cihazlar bir daire büyüklüğünde fabrika gibi makinelerdi. Elbette gelişen teknolojiye paralel olarak yeni eğitim mekanizmaları da sisteme dahil edilecektir. Zaten her zaman eleştirdiğimiz ezberci eğitimin yerine öğrencileri araştırmaya sevk edecek yeni sistemlerin önü açılmış olacaktır.
      Koronavirüs'ün ateşi düştükten sonra beş on kişinin bir araya gelip doğum günü kutlaması ya da tanıdıklarıyla oturup bir kaç duble bir şeyler içmesi sanırım sıkıntı olmayacak. Tabi isteyen partisini daha büyük kalabalıkların mesafeli katıldığı Zoom ve benzeri kanallar vasıtasıyla yapabilir. Aklıma Sümeyye'nin düğünü geldi. Takılar da artık gönderilen IBAN numaralarına online takılabilir:)))

      Sil
    2. Mr. Kaplan, bu yeni dünya düzenini kabullenmek istemiyorum ama biliyorum seçme şansım yok :( Gece yazarken hayli üzgün ve kırgındım. Zoom üzerinden doğum günü mevzusu ise tamamen ironik bir yaklaşımdı. Yoksa ne doğum günü kutlayacak tadım var ne de kucaklaşıp sarılamadığım, dost eline uzanamadığım bir düzenin parçası olasım! Umarım geçer tüm saçmalıklar serisi. Kendimi Black Mirror dizisinin çirkin bir bölümüne hapsolmuş gibi hissetmekten yoruldum. Artık yetmiyor okumak, çizmek, dinlemek... Uzaktan paylaşmak... Yakınlıklara, mesafesiz günlere geri dönmek istiyorum çaresizce.

      Sil
    3. Gittikçe artan can kaybı haberleri yüreğimi dağlasa da virüsün yaşamımızda olası olumlu etkilerini düşünerek teselli buluyorum. Mesela savaşların sona ermesi, iki ruh hastasının sapık hayalleri uğruna canlarını yitirip şehit diyerek kutsanan insan haberlerini artık duymayacak olmamız ne güzel. Yoksul ve orta gelirli kesim zaten yaşamın zorluklarına antikor oluşturmuş, bir şekilde bu badireleri atlatacaktır. Varlıklı ve lüks içinde yaşayan kesimin işi zor. Eskisi kadar para kazanamayacaklar, kazansalar bile harcayacak yerleri olmayacak. İnsan en büyük yatırımı sağlığına yapacak, tüketim çılgınlığı sona erecek. Din ve aşırı milliyetçiliğe dayanan ideolojilerin siyaset ve ticaret üzerindeki etkileri ortadan kalkacak.
      Bu dönem evet, zor geçecek, biliyorum. Hem can kaybının büyük olması, panik, korku ve küçümsenmeyecek boyutta eski alışkanlıklarımızdan uzaklaşmanın yarattığı huzursuzluk, belirsizlik... Fakat diyelim bir yıl sonra artık dışarı çıkabileceğimizi, arkadaşlarımız ve ailemizle vakit geçirebileceğimizi, bireysel yürüyüş ve spor etkinliklerini yapabileceğimizi mesafesiz olarak yakınlarımızla temas edebileceğimizi düşünüyorum. Bununla birlikte çıkıp AVM leri, sinema salonlarını, spor müsabakaları için stadyumları, salonları dolduramayacağız. Futbol maçını tribünden seyretmeyeverelim, ne olacak sanki! En önemlisi zengin fakir arasında gittikçe açılan makas artık kapanmaya başlayacak. Göreceğiz, moralinizi bozmayın, çocuklarımız için daha güzel günlerin geleceğini düşünüyorum:)

      Sil
  2. Başta o kadar da ciddiye almadığımız bir durumun bugün gealdiği nokta ne tuhaf. Bilim kurgu filmlerindeki gibi senaryolar üretiliyo. Gelecek kaygısı ve belirsizliği hiç bu kadar yoğun olmamıştı sanırım. İnsanın bir tarafı (alışkanlıklarla) biteek normalleşeceğiz diyor. Ama gidişat hiç de öyle değil. 3 haftadır annemi görmedim mesela. Her ne kadar sağlıklı olsak da ona bir şekilde birşeyler bulaştırırız korkusu. Ne büyük bir yalnızlaşma...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız, tahmin edilemez boyutlara ulaştı bu vaka. Biraz sabırlı olmak lazım, herkes aynı durumda. Bir süre sonra annelerimizi ve arkadaşlarımızı göreceğiz. Yeni düzene alışacağız. Gösterişten uzak daha mütevazı bir yaşamımız olacak. Mesela yakınımızda (İzmir, Üçkuyular) dev bir AVM inşaatı, İstinye Park tamamlanmak üzere. Büyük bir yatırım. Hiçbir işe yaramayacak. Yatırımcı bugünleri bilse AVM yerine bir sağlık kompleksi yapardı orada. Çünkü Ayşe çok güzel bir elbise almış Vakko'dan ben ondan altta kalmayayım demeyecek insanlar. Ben Covid-19 dan bahsetmiyorum. Bundan sonra yeni isimlerle yeni pandemilere alışmamız ve yaşamımızı buna göre adapte etmemiz şart. Görüldü ki mevcut yaşantımızla bu tür virüsler çok can yakıyor. Covid-19 bu bakımdan insana tam bir balans ayarı yaptı.

      Sil
  3. Güncel olayları keşke bloğunuzda daha sık okuyabilsek. Ne güzel, detaylı bir yazı olmuş.Biz eski eğitimciler yıllardı eğitimde ulaşılan sonuçları düşünüp kaygılanıyorduk. Ama şu andaki belirsizlik öyle büyük ki endişelenmemek elde değil; Kırsal kesimde kitabını,malzemelerini sağlayamayan okullar. Anlatılan parlak tablo, gerçekle bağdaşmıyor.
    Kameralara, ekranlara yabancı ne çok çocuğumuz var. Hatta öğretmenlerimiz...
    Bu yüzyılda eğitim-öğretimden sınıfta kalmasak.
    Esenlikler diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdiye kadar oluşturulan gündemler suni ve bir algı oluşturmaya yönelik oluyordu çoğunlukla. Bu yüzden girmek istemiyordum bu konulara. Eğitim yükselen bir değer olarak çıkacak karşımıza önümüzdeki günlerde. Yeterli nicelik ve nitelikte eğitmen kadromuz, bina, araç ve gereçlerimiz yeterli değildi belki. Fakat yeni düzende bütün bunların daha sağlıklı bir şekilde yapılacağına inanıyorum. Bilişim teknolojileri, elektronik ve sağlık çağın en önemli sektörleri arasında yer alacak. Bir yıl içinde aşamalı olarak güzel şeylerin olmasını bekliyorum. Fakat 2020 yılı ekonomik sıkıntıların ve geçiş döneminin sancılarınının çekildiği bir dönem olacak. Sabırlı olmak zorundayız. Umarım en kısa hasarla atlatırız bu yılı. Teşekkür ederim:)

      Sil
  4. yeni dünya düzenine dair en büyük isteğim tarım ve hayvancılığa dair.Kendi sınırları içine kapanmış dünya sağlık ve gıda reformuna yönelecek gibi.Çay memleketi rize'nin çay ithalatında yüksek rakamlarda olduğu haberi hala huzursuz ediyor, ve elbette diğer tüm ürünlerde.

    İstismar edilen konular değişir mi ? Sanmıyorum.Online istismar şeklinde pek bi çabuk ortama ayak uydurdular çünkü.

    Sevdiklerimize doya doya sarılalım varsın bazı kişisel aktivitelerimiz eksik kalsın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle! Yerli üretimin önem kazanacağını belirtmiştim ben de. Samanı dahi ithal etmek durumunda kalmamız içler acısı!

      Yazdığım her şey tartışmaya açık. Eksik kalan hususlar ya da yanlış düşündüklerim olabilir. İstismar konusu da buna örnek mesela. Kitle psikolojisi ya da sürü psikolojisi diye bir olgu var bildiğiniz gibi. İnsanlar yeni düzende daha bireysel düşünme imkanına sahip olacaklar, daha yaygın ve eşit eğitim imkanlarıyla donatılacaklarını düşünüyorum. Aklıma 15 Temmuz darbe teşebbüsü geldi mesela. Bugün ya da bundan sonra böyle bir hareket yapılabilir mi? Diyelim ki yapıldı, insanlara evden çıkmayın diye baskı yapıldığı bir dönemde sokaklara dökülebilir miydi acaba? En büyük istismar konusu yapılan dinin siyaset ve ticaretten bağları koparılıp olması gerektiği gibi Allah ve kul arasındaki doğal mecrasına döneceğini düşünüyorum. Siyasete doğrudan bağlı Sağlık Bakanlığından çok daha büyük bütçeye sahip Diyanet İşleri Başkanlığının kaldırılması bu yönde atılması gereken büyük bir adım olacaktır. Bilim ve inanç konuları olması gerektiği gibi kendi mecralarına döneecektir.

      Bir süre sonra elbette sevdiklerimize istediğimiz gibi sarılacağız. Fakat kişisel aktivitilerimizin eksik kalacağını sanmıyorum, bilakis yeni uğraşlar, hobiler edineceğiz. Belki bahçeye toprağa geri döneceğiz. Eksik kalacak olanlar arasında doğum günü partileri, çay partileri, açıkta ya da kapalı salonlarda yapılacak spor müsabakaları, konserler, film ve tiyatro gösterileri, Cruise turları sayılabilir:)

      Sil
  5. Merhaba. Sizin bu seriyi detaylıca, diğer bölümleriyle okumaya geleceğim bir ara vakit bulduğum zaman. Evet birçok şey değişecek bu salgınla. Üstelik daha ne kadar devam edeceği belli değil. 2020 berbat bir yıl oluyor. Umarın düzelir sonrasında...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Beklerim, sizlerin fikirleri ve yorumlarıyla zenginleşecek, doğruya yaklaşacağız:) 2020 yılında ölmek bile sakıncalı bir durum, cenazeyi kaldıracak insan bulamayacağız. Fakat bu yılı atlatırsak önümüzde insana daha yakışır bir yaşam olacağını düşünüyorum:)

      Sil
  6. Dediklerinizin birçoğunun gerçekleşmesi muhtemel. Abdullah ÇİFTÇİ var, hiç dinlediniz mi veya denk geldiniz mi bilmiyorum ancak bu virüsün laboratuvarlarda yeni dünya düzenini getirmek için geliştirildiğini anlatıyor sürekli. İnsanlara çip takılacağını falan da iddia ediyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır, Abdullah Çiftçi'yi dinlemedim. Her kim olursa komplo teorileri üretebilir, hayal kurabilir ve fikirlerini ortaya dökebilir. Biz de bunu kendi bakış açımız, mevcut bilgilerimizle akılcı ya da gerçek dışı bulabiliriz. Teknik açıdan bilim insanlarının genler üzerinde etik sayılmayacak düzeyde bazı deney ve çalışmaları yapabilecek düzeye geldiğine inanıyorum. Her yapılacak uygulamanın laboratuvar şartlarında olası sonuçlarını ve yan etkilerini görmek esastır. Bir ihtimal ruh sağlığı yerinde olmayan bir bilim adamının çılgınca bir teşebbüsü olabilir bu son virüs. Olmayabilir de. Bu konuda net konuşmaktan kaçınırım. İnsanlara çip takılması konusunu ise şimdilik pek olası görmüyorum:)

      Sil
  7. e bunlar olacaksa, olumlu buldum geleceğimizi. biraz akıllancak yani dünyaa hadi işallah :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de:) Cavit Efendi'nin biraz daha korkutması lazım sadece.

      Sil
  8. Bir çok maddeye katıldım, sadece malesef ordu askerlik polis konusunda o kadar olumlu değilim. Çünkü gördüğüm kadarıyla askere ve polise çok fazla ihtiyaç oluyor şu an genel düzeni sağlamak açısından. Yoksa ah keşke ordusuz polissiz ütopik evrimler görebilsek ama..... İnsan insan oldukça malesef o mümkün olmayacak sanırım :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "27. Zorunlu askerlik kalkacak, asker sayısı azalacak" Türkiye bugün 664.049 olan etkin asker sayısı ile NATO ülkeleri arasında ABD'den sonra ikinci, dünyada ise Çin, ABD, Rusya, Hindistan, Kuzey ve Güney Kore'den sonra gelen 7. ülkedir. Polis ve iç güvenlik için gerekli olan güvenlik güçlerindeki jandarma kuvvetlerinin azalmasından bahsetmedim.
      Asker sayısı azaltılmalıdır, azaltılacaktır:) Cumhuriyetin ilanından bu yana sadece 1974 yılında Kıbrıs'a yapılan haklı müdahale dışında askerimiz sadece ABD ve diğer süper güçlerin çıkarlarına hizmet etmiş ve onca şehit vermişiz. Demek istediğim bundan sonra savaşlar top, tank, tüfekle olmayacak. Ekonomisi dengeli, teknoloji, sağlık hizmetleri, bilimsel çalışmalarda öne çıkan ülkeler diğerlerinden bir adım öne çıkacaklardır. İlk yapılacak işlerden biri de Suriye ve diğer ülkelerdeki askerlerimizi geri çekip sınırlarımızın dışında hiçbir askeri faaliyette bulunmamak olacaktır. Bence:))

      Sil
  9. Yazınızı çok beğendim ve öngürülen şeyler çok muhtemel .
    Açıkçası bana olumlu geldi biraz ama işsizlik çok kötü bir şey umarım ülkemiz bunu ufak sıyrıklarla atlatır.
    Almanya , Amerika gibi devletlerin ek bütçeleri var .
    Bizim yok onlar yine toparlar gibi onun haricinde belli başlı ülkeler haricinde kendi toparlayabilecek ülke olmadığını bende biliyorum o kadar bize abartılarak anlatılan Avrupa ülkelerinde bizden farksız değil bu yüzden bizde bundan nasibimizi alacağız .
    çin e gelirsek Çin en iyi ekonomiye sahip bir devlet ancak kominist bir ülke olduğu için başta bize dedikleri ölü sayıları yalan olduğuna o kadar eminim ki .
    Ancak şu an orada vaka yok gibi önümüzdeki günlerde göreceğiz.
    Bana kalırsa tekrar güç Dogunun olacak Çin ve Hindistanın ...
    bloğunuzu takip ediyorum bana da beklerim .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim:) İnanıyorum ki meslek grupları ve iş kolları değişecek. Bazıları önemini yitirecek ya da ortadan kalkacak, bazıları ise daha fazla önem kazanacak ve yenileri ortaya çıkacak. Ancak taşlar yerine oturuncaya kadar ciddi bir kriz bekliyor dünyayı, bu açık.
      Sadece biz değil, bütün dünya hazırlıksız yakalandı bu virüse.
      Çin hakkında sizden farklı düşünüyorum. Virüs, nüfusu 1.400.000.000'den fazla bir ülkede Avrupa'dakine benzer bir yayılma gösterseydi, ölü sayısı milyonu geçerdi ve bunu iletişim teknolojisinin geldiği bu düzeyde saklamaları mümkün olamazdı.

      Sil
    2. Başta derken ilk virüs çıktığında demek ostiyorum şuam Çin'de virüs vakası yok gibi bir şey ama ilk çıktığında sayıları doğru vermediler bundan eminim

      Sil
    3. Sizce bunu yapmak onlara ne kazandırır?

      Sil
  10. Korona insana kotu bir sey gibi gelebilir ama insanliga cok sey oğretti buna eminim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yıl zor geçecek görünüyor. Çekecek sıkıntıların yanı sıra can kayıpları bizi derinden yaralayacak. Bu sınavdan başarıyla geçebilirsek önümüzde aydınlık bir gelecek bekliyor insanlığı. Ne var ki, henüz insanlarımız ne çekeceği sıkıntıların büyüklüğünü ne de gelecek günlerin güzelliğini hayal edebilecek halde.

      Sil