KATEGORİLER

12 Nisan 2020 Pazar

KARANTİNA KORONA 9

Artık koronavirüs eğrisi ABD dışındaki ülkelerde yavaş yavaş zirve noktasına varmak üzere. Bu durum elbette kısa zamanda her şeyin normale döneceği anlamına gelmiyor. ABD'de 24 saatte Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 2.000 civarında. Muhtemelen bundan sonra arada yükselmeler görülse de genel eğilim vaka ve can kaybı sayıları bir süre daha azalarak devam edecek gibi. Peki dünyayı sallayan bu Covid-19 pandemisi ülkeleri nasıl etkileyecek, toplum yaşanmakta olan bu felaketten gerekli dersi alacak mı?

Varsayalım bu virüs kendiliğinden ortaya çıktı ve dünya coğrafyasında bazı bölgelere torpil geçerken bazı bölgelerde sistemi çökertti. Mesela Çin, Hindistan, Rusya, Pakistan, Japonya gibi salgını ufak tefek yaralarla atlatan ülkelerde geleceğe dönük önemli bir sistem değişikliği ve sosyo-ekonomik kaos olası görünmüyor. Yine de bu ülkelerde araştırma çalışmalarına ve sağlık hizmetlerine gelecek dönemde daha fazla önem verileceğini düşünüyorum. Ülkemizin de dahil olduğu yüksek can kayıplarının yaşandığı ABD, Avrupa'nın tamamı ve İran gibi diğer ülkelerde ise salgının ciddi sonuçları olacaktır.

Virüsten etkilenen ülkelerde toplumun yüzleşeceği ilk problemin işsizlik olacağı, bunun arkasından ekonomik bir çöküş yaşanacağı açık. Başta eğlence ve turizm sektörü olmak üzere pek çok sektör daralacak. Devletlerin gelirleri ciddi oranda azalırken bütçe açığını kapatmak için özellikle temel ihtiyaç maddeleri dışında kalan ürünlere ciddi zamlar yapılacak. Yatırımlar iyice azalacak. 

Evet, pandemi etkisinin azalmasına müteakip karşılaşacağımız en büyük sorun işsizlik. Bu durumdan en fazla etkilenecek sınıf özel sektör ve serbest meslek erbapları, esnaflar. Örneğin başlıca geliri seyirci ve reklamlardan oluşan futbol başta olmak üzere diğer bütün sportif faaliyetler yapılamadığı için doğrudan ve dolaylı olarak yüz binlerce kişi etkilenecektir. Kuaförler, güzellik salonları, cafe ve restaurantlar kahvehane, restoran, sinema, tiyatro, konser salonları, AVM'ler uzunca bir süre kapalı tutulacak ve iş yeri sahipleri, yöneticiler, çalışanlar işlerinden uzak kalacak, kiralar ödenemeyecek.

Türkiye'de aktif olarak çalışan 20 milyon SGK'lı arasında krizden en az etkilenecek kısım devlet memurlar ki bunlar sadece 3 milyon kişiden ibaret. 14 milyon özel sektör çalışanı ile 3 milyona yakın serbest çalışanın büyük bir kısmını aileleriyle birlikte zor günler bekliyor. Yani yediden yetmişe kabaca 60 milyon insanın yaşamı etkilenecek.

Vaka sayılarının azalmasıyla birlikte siyasi atışmalar kaldığı yerden devam edecek. Suriye yönetimiyle anlaşmaya varılıp bir kısım Suriyeli memleketlerine gönderilecek. Türk askeri ülke sınırlarına çekilecek. Yeni meslekler çıkmasını bekliyorum. Bazı meslekler değer kazanırken bazıları gözden düşecek. Örneğin temizlik malzemesi tüketimi birkaç katına çıkacak. Halkın alım gücünün azalmasına paralel olarak sigara tüketimi de ciddi oranda azalacak. Yazılım ve enformasyon teknolojisi, mikrobiyoloji, genetik mühendisliği, sigortacılık, sağlık hizmetleri yıldızı parlayacak sektörlerden bazıları.

İki günlük sokağa çıkma yasağında marketler insanla doldu. İki gün boyunca halkın izolasyonu sağlanacaktı güya. Kırk beş dakikada iki günlük iş yaptırdı insanlar virüse. Vatandaşın beklenmeyen bu davranışı Koronavirüs hesaplarımı revize ettirmek zorunda bırakacak mı, göreceğiz. Kafamda hemen hemen her şey yerine oturdu. Covid-19, Sars virüsünün % 95 özelliklerine sahip yarasadan geçen bir virüs, OK. Bu virüsün doğrudan insana geçmediğini de biliyoruz. Bu arada pangolin denilen tuhaf hayvanın konakçı olabileceğinden bahsediliyor. O da tamam. Sadece şundan emin değiliz: Acaba bu virüs insandan insana geçme özelliğini pangolin veya benzeri bir hayvanda mı yoksa bulaştığı insan üzerinde mutasyona uğrayarak mı kazandı? Bu da ayrıntı, bilim adamları çözerler nasılsa. Ama benim aklımı hala kurcalayan mevzu dimdik ayakta. Ve hiçbir gazeteci sormuyor bunu hala. Sorum şu; Neden Çin'de, Hindistan'da, Pakistan'da ve İran dışındaki diğer Asya ülkelerinde bu virüs diğer ülkelerdeki kadar etkili değil?. Bir kez daha söylemek istiyorum, yok rakamlar gizleniyormuş, yol rejimlerinden dolayı sert tedbirler uygulanıyormuş, geçelim bunları. Bunların hiçbiri cevapları olamaz sorumun. Hindistan'da yayınlanan bir dergi "Korku en ölümcül virüstür." diyerek ülkesindeki paniği oldukça komik buluyor! Söz konusu dergi düşüncesini şöyle savunuyor:

"Vücudumuz dünyadaki en zorlu bağışıklık sistemlerinden birine sahip. Çok fazla pislik ve kirlilikle çevrili olarak büyüdük, doğal dayanıklılığımız gelişmiş dünya insanlardan çok daha güçlü. 2003 SARS salgını, dünya çapında 29 ülkeye yayıldı ve yaklaşık bin kişiyi öldürdü, ancak Hindistan'da sadece üç kişiye bulaştı ve onlar da hızla iyileştiler. Hindistan ve Batı Asya halkının yoğun nüfusa sahip olmasına rağmen MERS ülkemize ulaşmadı bile. Salgının en yoğun olduğu bir dönemde Wuhan'dan tahliye edilen 327 Hintlinin hiçbirisi  enfekte olmamışlardı."   

Bizde de Dr. Oytun bu Covid-19 genlerimize işlemez demişti. Henüz virüsün ne yapacağı belli olmadan ortaya atılan temelsiz bir iddiaydı bu. Ülkemizde toplam can kaybı bini geçince pek bir madara oldu çocuk. Oysa Hintlilerin iddiası bilimsel açıdan ne kadar saçma gelirse gelsin durup düşündürüyor insanı. Test sayısı, ülkelerin fiziki imkanlarına bağlıdır. Buna bağlı olarak ortaya çıkan vaka sayılarını mukayese etmenin bir anlamı olmayacaktır bu yüzden. Can kayıpları ise virüsün ülkeleri ne derece etkisi altına aldığını gösteren önemli bir kanıttır. Bu açıdan baktığımızda Pakistan'da virüsten can kaybı milyonda 0,4, Hindistan'da bu sayı sadece 0,2 olurken, İspanya (363), İtalya (322), Fransa (212), Birleşik Krallık (145), Belçika (311), İsviçre (120), Hollanda (154), İsveç (88), Lüksemburg (99) gibi gelişmiş ülkelerde can kayıpları bu sayıların çok üzerine çıkmıştır. Türkiye'nin durumu ise milyonda 13 can kaybı ile 14,1 olan dünya ortalamasına yakın bir seyir izlemektedir. Sonuç olarak bu farklılık beni yine toplumların gen yapılarının Covid-19 pandemisinde etkili olabileceği sonucuna götürmekte. Bekleyip göreceğiz.

33 yorum:

  1. Dünya genelinde sokağa çıkma yasağı gelmeli halen neyi bekliyorlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. % 100 bir sokağa çıkma yasağı mümkün değil ama izolasyon ne kadar fazla olursa virüs o kadar kontrol altında tutulabilir.

      Sil
  2. Bizdeki can kaybı rakamları ne kadar doğru o da bir muamma tabi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetmiş olup kayda girmeyenler olabilir fakat her ülke için geçerli olan bir şey bu sanırım.

      Sil
  3. Bir an önce aşı geliştirilmesini dilemekten başka seçeneğimiz yok sanırım. Bu süreçte de umarım daha fazla can kaybı olmaz, pek mümkün gibi gözükmese de. Gerçekçi önlemler alınırsa başarabiliriz diye düşünüyorum. Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler. Kaleminize, aklınıza sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım aşı çok uzun zaman alacak. Sansasyonel haberler dışında aşının kullanıma hazır hale gelmesi için bir ila bir buçuk yıl arasında bir zamana ihtiyaç olduğundan bahsediliyor. Kaldı ki son zamanlarda Covid-19'un farklı tiplerde ortaya çıktığını örneğin Çin'deki virüsün C tipi Amerika'dakinin A tipi falan olduğu söyleniyor. Kısa zamanda mutasyona uğrama olasılığı varmış bu tür virüslerin ayrıca. Aşı bulundu diyelim, virüs mutasyona uğrar, bir işe yaramaz. Ya da mutasyona uğramadı diyelim, aşıyı bulan ülkenin bu işten büyük kazanç sağlamak gibi iğrenç bir durum var ortada.

      Sil
  4. inşallah güzle günlere çabucak ulaşırız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım bazı şeyleri öğretecek bize bu virüs. Sabır, bunlardan ilki olabilir mesela:)

      Sil
  5. Dağlara vuruyorum kendimi ve şükrediyorum Hopa'da olduğum için. En azından canıma tak edince dağa tepeye çıkıyorum. Ya büyükşehirlerden birinde olsaydım? Bugünlerde tek tesellim bu. üzgünüm aynı özgürlüğe sahip olmayanlar için büyük bir haksızlık biliyorum ama delirmeye bir adım uzaklıktayım. Bugün tam 1 ay oldu okullar kapanalı ve ben artık delilik sınırlarında geziyorum. Çalışmaya devam edenler evde kalmak için her şeye razı olurum diyorlar belki ama evde kalınca pek de öyle değil. En azından benim gibi olanlar için... Okuyamıyorum, doğru düzgün yazamıyorum, evi temizleyemiyorum, kafamı toparlayamıyorum... Sadece dağlara tepelere çıkıp sakinleşebiliyorum. Bir de radyo dinliyorum sürekli, Pal Nostalji ve Kafa Radyo...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En güzel kaçış yeri dağlar bugünlerde. Tuhaf bir dönemden geçiyoruz. Aslında sadece iki hafta kendimizi izole edebilsek inanıyorum ki virüs falan kalmayacak. İyi niyetli yapılan çabalar boşa gidiyor. İki gün sokağa çıkma yasağından sonra bütün pazar yerleri, cadde ve sokaklar doldu, taştı. Hayır, haksızlık değil sizin doğaya çıkabilmeniz. Başkasına ve topluma haksızlık yapanlar mecbur olmadığı halde bana bir şey olmaz deyip dışarı çıkıp taşıdığı virüsü yayanlar.
      Acil ihtiyaç için dışarı çıkmak zorunda kalanlar, çalışmak mecburiyeti olanlar gerekli önlemleri alarak hareket etmeleri lazım.
      Bu durum temmuz ayı sonuna kadar sürebilir. Elbette kendimizi kısıtlanmış hissetmemiz (ya da doğrudan kısıtlanmış olmamız) can sıkıcı bir durum. Şunu bilmek belki biraz rahatlatır bizi. Herkesin durumu üç aşağı beş yukarı aynı aslında. Evet, ben de okuyamıyorum. Üç saat uyku uyuyamadığım dönemlerde bir fırsatını bulup okuyordum oysa. Şimdi kendimi zorlamama rağmen zaman bol olduğu halde okuyamıyorum. Hatta yazamıyorum istediğim kadar. Aklımız ne kadar çaba sarf etsek de Koronavirüs'ten başka bir konuya gitmiyor.
      Müzik gerçekten de güzel bir tedavi sağlıyor bu özel günlerde. Günler birbiri arkasına takılmış geçip gidiyor. Geriye dönüp baktığımda geçen hafta ne yaptım ben diye soruyorum kendime. Kocaman bir hiç çıkıyor karşıma.

      Sil
    2. O "hiç"i değiştirmek ve dışarıdaki güneşe inat evde kalabilmek için dolaplara, çekmecelere, kutulara daldım. Evin altından girip üstünden çıkıyorum. İşe yarıyor şimdilik. Bitince neye sararım bilmiyorum ama bakalım...

      Sil
    3. Bana da vahiy geldi. Bu Korona belasından insanlığı sen kurtaracaksın, oku ya Kaplan dedi. Büyük sorumluluk haliyle:))))

      Sil
  6. Evet toplumların gen yapısının bu virüsün yayılmasında etkisi olduğu fikrinize kesinlikle katılıyorum. Bir de bunun üzerine sanki toplumların beslenme tarzı, sürdürdükleri yaşam koşulları, toplumsal olarak değişkenlik gösteren ana gıda maddelerinin içeriğini oluşturan yararlı ve zararlı bir çok madde dikkate alındığında, sonuç olarak toplumsal olarak değişkenlik gösteren vücut direnci ya da bağışıklık sistemi önem kazanıyor bence.Böyle bakınca bahsettiğiniz diğer Asya ülkelerinin beslenme tarzı ve gen yapısı bütünlüğünde bir araştırma yapmak isterdim doğrusu🤔

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnanır mısınız, eskiden varoluş üzerinde çok düşünür, hayatın anlamına dair konulara kafa yorarken şimdi tek düşündüğüm konu genetik yapıdaki bu fark. Çin ve Hindistan gibi ülkelerde yaşayan insanların bu virüsten New Yorklular kadar etkilenmemesinin nedeni hangi genin hangi özelliği? Bu konunun henüz yeterince tartışılmıyor olması ilginç! Aslında şüphelendiğim bir gen var:) Adı KIR2DL5. Fakat bunun üzerinde fikir yürütecek derecede yeterince alt yapım yok. Meczup durumuna düşmek istemiyorum durup durduk yerde:))

      Sil
  7. Havalar ısınınca da azalmıyor:((( O tez de gitti... Umarım biter en kısa zamanda...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sıcaklık konusu ilginç. Kesin olan ve sadece tahminden ileri gitmeyen görüşler var. Covid-19 26 derece sıcaklığa dayanamıyor dediler. Buna şüpheyle yaklaşıyorum. Zira teneffüs, ağız ve gözden vücuda giren virüs ortalama insan vücut ısısına bile dayanamaz bu mantığa göre. Anlayacağınız tam bir bilgi kirliliği var. Yeterince net sonuç olmamasına rağmen bir çok profesör haddini aşıp fikir yürütüyor, iki gün sonra yeni bir şey okuyup değiştiriyor fikrini. Bunun nedenini soranlara, henüz virüsü tanımıyoruz diyor. Madem öyle niye ahkam kesip kendini bağlıyorsun madem. Covid-19 konusunda her gün dünyada 150 makale yayınlanıyormuş. Biraz İngilizce bilen öğretim üyeleri tv lere çıkıp hepimize bunları anlatıyor. Oysa bu makaleleri bir akıl süzgecinden geçirebilseler, birbiriyle mukayese etseler ve imkanı olan kendi klinik çalışmalarıyla bunları destekleyip bundan sonra açıklama yapsalar daha iyi olmaz mı?

      Sil
  8. Ekonomik alanında bir çok sektör etkilenecek. Bazı alışkanlıklar belirli sektörlerin yeniden yapılanmasına neden olacak ve bu yapılanma sonucu bir çok sektör tutunamayacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle. Yavaş yavaş gündem Koronavirüs sonrası yeni dünya düzenini tartışmaya doğru değişiyor. Elbette başta ekonomi ne olacak sorusuna cevap aramakla meşgul olacaklar.

      Sil
  9. Hindistan konusunda rakamların gerçekçi olmadığını düşüyorum. Hindistanda uzun süre bulundum ve ülkenin sosyal ve fiziksel yapısını biraz anlama şansım oldu. İnsanlar arasında ciddi bir uçurum var ve bir çok insan pislik içinde yaşıyor, sokakta ölmüş ve öyle yatan insanlar, ganja atılan ve öylece çürümeye bırakılan insanlar arasında bebeklerini yıkayan anneler falan gördüm. Bu insanların "bağışıklık sistemi" elbette bir amerikalıdan, 1. dünya ülkesi insanından güçlü. Virütik hastalıklar da bağışıklık sistemiyle çok ilişkili biliyorsunuz... Benim açıklamam bu olabilir. Ben hala bu işin genetiğine hiç ihtimal vermiyorum.
    Ekonomik alanda da: yine çok zengin ile çok fakir aynı kalsa da ortadirek ciddi hasar görüyor ve görecek.. Ne olacak bilmiyorum, emeklilik için ayırdığımız paralar birden pul oldu, tedirginim :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok özür dilerim aslında Nasılsınız? diyecektim en başta...

      Sil
    2. Problem değil, iyiyim sağ olun:)
      Hindistan'ı görmedim fakat ben de Pakistan'ı gördüm. Rakamlarla doğrudan bir ilişkisi yok iddiamın. Evet, gizlenebilir, ya da tam sayıların tespitinde sistemden kaynaklanan ciddi eksiklikler olabilir. Fakat bu sadece Hindistan'a, Pakistan'a ya da Çin'e özgü değil ki. En gelişmiş ülkelerde bile triyaj uygulanıyor. Diğer bir konu internetin yaygın kullanımında birileri illa ki çıkar sesini duyurur her halde diye düşünüyorum.
      Ben genetik özelliklerin Covid-19'un hedef kitlesi seçiminde etkili olduğunu düşünüyorum. Bu elbette virüsün biyolojik bir silah olarak kullanılmış olabileceği teorisini güçlendirmekte. Bu olasılığı tamamen devre dışı bırakmamakla birlikte virüse karşı belli ölçüde bağışıklık sağlayan genetik yapının Güney Asya ülkelerine has bir özellik ihtimali hususunda fikrimi değiştirebilecek bir olay vuku bulmadı henüz. Eğer İtalya, İspanya, Fransa ve ABD gibi ülkelerde inanılmaz bir hızla yayılan bu öldürücü virüs Asya kıt'asında ortaya çıkan ve görece çok az zarar veren virüsle aynı özelliklere sahip ise bunun mutlaka bir açıklaması olmalı.
      Biraz ortalık sakinleşsin çıkacak her şey ortaya. Umarım insanlık gerekli dersi çıkarır bu salgından.

      Sil
  10. Umarım en kısa zamanda sona erer bu durum. Her şeyin normale dönmesini dilemekten başka şansımız yok sanırım..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla ben bir ya da birilerinin ortalığı karıştırdığını bize de durumun düzelmesini dilemekten başka bir şey bırakmadığını düşünüyorum:) O biri ya da birilerini ortaya çıkarmadan rahat yüzü yok sanırım bundan sonra.

      Sil
  11. Ekonomik, sosyal, ruhsal vb. açılardan çok zor bir süreçten geçiyoruz. Her gün başka bir varsayım duyuyoruz. Ortalık yatıştıktan sonra da bu konuyu uzun süre tartışacağız sanırım. Tarih sayfaları her şeyi tüm çıplaklığı ile yazacaktıe elbette...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle. Dünya savaşları dahil şimdiye kadar bütün dünyayı etkisi altına alan bu kadar büyük bir olay gerçekleşememiştir. Savaşlarda, depremlerde daha çok can kaybı, büyük acılar olmuştur fakat bu kadar kitleyi bilinmezliğe sürükleyen bir olayla ilk kez karşılaşıyoruz. Virüs hakkında bilinenler çok az. Nasıl önleneceği de öyle. Yarın mutasyon geçirip insana bulaşma riski ortadan kalkabilir belki. O zaman unutulur gider. Fakat daha tehlikeli bir yapıya da bürünebilir. Konunun önemi de bu bilinmezlik zaten.

      Sil
  12. beş gün ara verdin bloguna, iyiydin ama de miiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Problem yok, sağ ol. Ağaç Ev Sohbetleri 34 biraz canımı sıktı ama. Biliyorsun ben senin kadar hoşgörülü değilim. Yanlış bir şey gördüğümde uyarırım. Eğer ben yaparsam yanlışı uyarılmak isterim.

      Sil
    2. heey, kendi düşüncelerini yazabilirsin kiii. tatlı tatlı yumuşak yumuşak yaniii. uyarmadan, çaktırmadan uyararak. buna ingiliz diplomasisi diyorlar :)

      Sil
    3. Valla benim izlediğim diplomasi biraz farklı. Sen buna Tayyip Erdoğan diplomasisi diyebilirsin, yerli ve milli:) Eminim benim tepkim o arkadaşa pozitif bir etki yaratacaktır yaşamında, benim de amacım bu zaten.

      Sil
  13. türkiyede 25 000 ölüm bekleniyor. sen 2000 e yakın olcak demiştin. abd de çok olmasının nedeni, onları sağlıksız beslenmesi, bir de sağlık sigortası olmayanların tedavi edilmemesi. ayda bikaç bin dolar ödemek gerekiyor sağlık için. parası olmayanlar ölüyor tabii. abd özgürlük seviyor, en korktukları şey sosyal devlet olmak :) kanada gibi olmaktan korkarlar en çok :) kanadalılar da abd lileri sevmez küçük görür, çünkü onlarda biraz fransızlık var, yani ukalalık :) şimdi cumhuriyetçilerin hepsi trump a sırt çevirdi. easter da evde oturun dedi trump, abdlilerin en sevmediği şey, evde oturun kutlamayın demek, şimdi ters döndü, demokratlar tutuyor trump ı :) kuzey avrupa da virüsün çıkmasının nedeni de onların steril yaşaması. ama en iyi de onlar kontrol altına aldı bu salgını. gelişmiş insan olduklarından. sistem de iyi tabii. korona sonrası gelsin onu o zaman düşünürüz. hele bir kurtulalım daa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nereden duydun 25.000 kişi öleceğini? Benim kesin rakamım 1.932, hala geçerli. Ben bundan sonra can kaybının daha fazla yükseleceğini beklemiyorum. Hesaplarıma göre 24 saatte olabilecek en yüksek can kaybı 108 ki henüz 100 sayısını bile görmedik. ABD kendi kuyusunu kazıyor. Eğer parasızı tedavi etmezlerse sonunda kendilerine bulaşacağını nasıl bilmezler salak herifler. Benim düşüncem henüz dünya ölçeğinde virüs kayıplarının tam ortasındayız. Yani bundan sonra ölen kişi sayısının iki katı kadar bir ölüm vakası yaşanacak. Bu da yaklaşık 250.000 can kaybı demek. Tabii bu sayının çoğu ABD'de olacak. ABD, İtalya, İspanya gibi ülkelerin sağlık sistemlerini eleştirmekte pek haklı sayılmayız. Hangi ülkede günde 1.000 - 2.000 kişi salgın yüzünden hayatını kaybedecek olsa ve bunun bilmem kaç katı yoğun bakım ve entübe hastasıysa orada en mükemmel sağlık sistemi çöker arkadaş. Bakma bizim caka sattığımıza. Kurtulduktan sonra unutmayalım bu günleri, bilim insanları en ince ayrıntısına kadar sebep ve sonuçlarını düşünsünler, haklısın:)

      Sil
  14. heey bu arada ağaç ev 34 yazıma gelmedin, yazmayı da unutmazsın artık yanii. arada neşeli şeyler yaz yaa, korona ile ilgili de neşeli espirikli şeyler yaz hadi neşelenelim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamam biraz düşüneyim, senin kadar espirikli yazamasam da deneyim:) Ağaç Ev 34 yazını okudum, ona tekrar döneceğim, ok:)

      Sil