KATEGORİLER

16 Haziran 2021 Çarşamba

AĞAÇ EV SOHBETLERİ 95

Sevgili DeepTone tarafından organize edilen Ağaç Ev Sohbetleri etkinliğimizin 95. Haftasına girmiş bulunuyoruz. Daha önceki haftaların sohbet konularını ve konuları öneren arkadaşlarımızın isim listesini burada bulabilirsiniz. Bu haftanın konusunu da sevgili DeepTone / Sade ve Derin belirledi. Bu hafta sevgili Deep bizi ülke ülke dolaştıracağa benzer. Konumuz şöyle: 

"Hangi ülkeleri kendinize yakın hissediyorsunuz veya seviyorsunuz? Hangi ülkelerin filmlerini, müziklerini, dizilerini, kitaplarını kendinize yakın hissediyorsunuz veya seviyorsunuz?"

İnsanın köklerinin olduğu yerle duygusal bir bağ oluşuyor sanırım. En azından benim açımdan durum böyle. Politik sorunlar, ülkeler arasındaki husumet, dini bakımdan farklılıklar bir tarafa kendimi en yakın hissettiğim ve sevgi beslediğim ülke Yunanistan. Tek nedeni atalarımın orada yaşamış olmaları değil elbette. Her ülke insanı arasında iyisi kötüsü vardır mutlaka. Ama genel olarak Akdeniz insanını kendime yakın hissederim. Müziği, tarihi, misafirperverliği, dilinin kulağımda oluşturduğu hoş tınıyı severim. Ne var ki, her sene niyet edip göremedim bu sevdiğim ülkenin topraklarını, orada yaşayan insanları, tavernalarını, uzosunu, müziğinin coşturan ezgilerini. Ölmeden önce görmek istediğim ülkelerin başında geliyor Yunanistan. 

Yönetim bakımından elbette insani gelişme endeksi ve gelirde adalet bakımından ilk sıralarda yer alan İskandinav ülkelerini, İzlanda ve Benelüks ülkelerini severim. Başta Avusturya olmak üzere Orta Avrupa ve Balkan ülkeleri, özellikle tarihi zenginlikleri olmak üzere hoşlandıklarım arasında. Bana hitap etmeyen ülkeler genel olarak Asya ve Afrika kıtasında. ABD de bana cazip gelmiyor, Kanada da. Gerek kültür gerekse tarih bakımından ilginç bulsam da kendime yakın bulmam. Amerika kıtasında sadece Küba'yı severim. Orta Doğu ve Arap ülkelerindeki yaşam biçimi hiç hoşuma gitmez. Belki kültürel açıdan İran'ı ayrı tutabilirim. 

Dizi ve Film konusunda çok fazla birikime sahip değilim. Kaliteli film hangi ülkeden olursa olsun izleyebilirim. Sıradan Hint ve İran filmlerinden hoşlanmam, Uzak Doğu filmleri de ilgi alanıma girmez. Müzik konusunda yine Yunan müziğini de içine alan Balkan müziklerini severim. Klasik batı müziğinin ana vatanı Avrupa ülkelerini kendime yakın hissederim. Ülkelerini sevmesem de Arap müziğini severim. Bir de tangonun ana vatanı Arjantin, Latin Amerika ve İtalyan müziklerinin kalbimde yeri ayrıdır. Elbette dilinden ötürü Fransa, müzik bakımından yine gönül telimi titretenler arasında. Amerika'nın folk ve blues müziğini de severim.  

Kitap konusunda Rus klasikleri, İngiliz ve Fransız edebiyatı hoşlandıklarım arasında başı çeker. Amerikalı yazarların kitaplarını da severek okurum. Aslında kitap konusunda şu ülke yazarını tercih ederim diye bir şey söylemem zor. Yazarın ülkesi okuyacağım kitap konusunda tercih nedenim olmaz pek. 

15 yorum:

  1. Düşündüm de, ben kesinlikle İspanyolca konuşulan Güney Amerika ülkelerini (Uruguay, Paraguay, Peru ve Arjantin meselâ) yakın hissediyorum müzik ve edebiyat açısından da.. Fakat yemek kültürü kesinlikle Ege ve Akdeniz... Yunanistan, Lübnan.. Tarih ve kültür anlamında bence kimse bizim bölgenin eline su dökemez. Orta doğu yani genel anlamda. Dizi ve film açısından ama İskandinav ekolüne daha yakınım, bir tık daha soğuk olsun insanlar ve dramları..
    Bu arada size bir önerim olacak, eşinizle kendi arabanızla da yapabilirsiniz sadece haftasonu için de olur, sınırlar açıldığı zaman Çeşme'den Chios (sakız) seferleri var. Çok güzel bir ada, bizim Karaburun'un 70-90 arası dönemdeki halleri aynen. Gezilecek bir çok yer var ve yemekler de çok lezzetli.. Çok tavsiye ederim. Biz gittiğimizde eşim birden durup "ya bu insanlar sana benziyor, fiziksel olarak çok benziyorsunuz" demişti çok gülmüştüm, benim de dede tarafım Selanik'ten, belki çekiyordur birşeyler... Şimdi Orhan Pamuk'un Veba Geceleri'ni okuyorum orada da Girit'e İzmir'e çok göndermeler var, hoşuma gitti benim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güney Amerika ülkelerinin müzikleri hoşuma gidiyor benim de. Tarih ve kültür bakımından ülkemiz hakkındaki düşüncelerim sizinki kadar sıcak değil:) Özellikle hakim dinin resme ve heykele karşı mesafeli tutumu, birbirinin hemen hemen aynı mahalle başı camiler, dinsel bağlılıktan dolayı Arap kültürünün hegemonyası altına girişimiz, mevcut tarihi yapıları koruma hususunda duyarsızlığımız beni soğutan etmenlerden bazıları.

      Olmayınca olmuyor işte. Eşim anne tarafından Çeşme'li. Sakız Adasına işleyen Ertürk Feribotları eşimin akrabaları. Buna rağmen denk gelip gidemedik işte:( Fakat benim Yunanistan planım başka. En azından on gün sürmeli, önceden detaylı bir program yapıp belli başlı yerleri gezmek istiyorum. Arabayla olursa sanırım daha iyi olur. İtalya'ya bir benzerini yapmıştık. On günde on ayrı şehir gezmiştik. Her güne bir şehir:)
      Orhan Pamuk'un Veba Geceleri, şu anda eşimin elinde. İşlerin yoğun olması sebebiyle oldukça ağır gidiyor. Sanırım başlayacağım ilk kitap o olacak. Evet, on sayfasını kadar okumuştum, güzel bir kitap olmalı. Teşekkürler:)

      Sil
    2. İnanın her dinin muhafazakarı aynı..
      Umarım olur! :) Aslında dedeağaçtan geçip Selanikten güneye inmek de çok güzel olur ya da şöyle bir önerim olabilir, sınırda sıkıntı oyalanma olmaması babında belki atina'ya uçak ya da feribot, oradan araba kiralanıp en kuzeyde kavala'da ya da ne bileyim selanik'te araba geri teslim edilecek şekilde bir program yapılır, selanikten izmire geri uçulur gibi :) ülke küçük aslında neler neler yapılır.. Ben özellikle Corinth'ten Patras'a deniz kenarından devam eden yolu önereceğim, bayılmıştım..
      bende de çok ağır gidiyor çünkü sürekli internete girip tarih okuyorum, bazı röportajlara bakıyorum, alt metini düşünüyorum (günümüz türkiyesine çok gönderme var, 16 Temmuz olaylarına vs.) hoşuma gidiyor :)

      Sil
    3. Biliyorum ama batılı ülkelerde dinin etki alanı epey daralmış durumda. Biz Rönesans'ımızı henüz yapamadık maalesef.
      Evet bahsettiğiniz alternatif rotalar ve seyahat şekillerini düşünüyorum. Arabayla sadece Gürcistan'a geçtim. Avrupa'da araç kiralamak mı daha uygun olur yoksa kendi aracımızla mı yolculuk yapsak daha iyi kesin karar vermiş değilim. Fakat dediğim gibi en az bir ay önceden nerede kalırız, nerede yeriz, nereleri görebiliriz, nasıl gideriz konularında çok detaylı bir çalışma yapmayı düşünüyorum. Ayrıca bu çalışma sırasında tarihsel ve kültürel anlamda iyi bir hazırlık yapmak ve bilerek gezip görmek çok iyi oluyor.
      Baktım ki eşimin işi uzun, ben de aynı kitaba başladım. Şimdiden ilginç şeyler öğreniyorum. Mesela Batı dünyası ve Osmanlı ile Çin ve Uzak Doğu ilişkileri hakkında şimdiye kadar fazla bir şey duymamıştım. Araştırma yaparak kitap okumak, kitabın insanı araştırmaya yönlendirmesi gerçekten çok hoş:)

      Sil
  2. yunanistana nasıl gitmezsin yaa, birçok insan nerdeyse hergün gidiyor izmirden, yemeğe, alışverişe :) sakıza midilliye :) yunan adaları müthiş ya, deniz doğa ve yemek açısından ve o kadar ucuz ki :) selanikte, kavalada, milos da, syros da ye ye bitmiyo kalamar kızartma salata filan :) hele hele yunanistanın italyaya bakan kısımları daha da enfes, korfu filan :) yunanistana gitmek izmirden urlaya gitmek gibi bişey yani :) bi ton gemi var :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O dediğin ucuzluk eskidendi canım :D Euro 10 TL oldu artık bize ucuz değil. Biz 3 yıl önce gittik, Euro 3,80 - 4 civarındayken almıştık, biz oradayken 6 seviyesine çıktı. 2 kişilik deniz ürünleri tabağı 80 euroydu, o zaman 500 ödediğimiz şu an 800 oldu. 1 şişe su 2 euro, çarp 10'la 20 TL. Yani bence artık yerimizde oturup bir bardak soğuk su içelim topluca.

      Sil
    2. yunanistanda mı 2 kişilik deniz ürünü tabağına 80 euro verdiniz, nerde yaa, belki mykonos veya santorini de vermiş olabilirsiniz :) eh doğru euro bizim için zorlaştı, fiatlar avrupada euro olarak artmasa da bizim lira düştüğü için kötü oldu evet. ama olsun yaa yine de yunan adaları biricik valla :)

      Sil
    3. Deep,
      İnan ki ben de kendime şaşırıyorum, haklısın burnumuzun dibi:) Şu pandemi bitsin hele, bu yaz olmazsa, önümüzdeki yıl mutlaka programa alacağız. Yeneceğiz seni Yunanistan, deyip karış karış gezeceğiz. Aslında Girit'i de görmek istiyorum daha sonra. Eşim de dedesinin memleketi Karaferiye'yi (Şimdiki adı Veria) görmek istiyor, Selanik yakınlarında bir ilçe sanırım. Önceden güzel bir program yapmak lazım:)

      Sil
    4. Mrs. Kedi,
      Haklısınız. Euro değerlendikçe bütçeleri sıkıştırıyor. Bana kalsa arabanın koltuklarını yatırıp otel parası vermem ama eşime uymaz bu durum:))

      Sil
  3. Balkan ülkeleri ve İtalya ile İspanya kültür ve insan yapısı itibari ile bana çok yakın gelen ülkeler ve Asya ile Arap ülkeleri konusunda sizinle aynı fikirdeyim 🙏☺️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynı fikirde olduğumuz için sevindim. Pek çok ülke ilginç gelebilir ama sadece turistik geziler için. Yaşamaya gelince benzer kültür olmayınca uyum sağlamak zor. Teşekkürler:)

      Sil
  4. Biz "toprak çekiyor" diyoruz bahsettiğiniz bu hale :)

    Yunan müziği algımın mimarı çocukluğumda duyduğum Fedon şarkıları:) O tarzı da pek sevdiğimi söyleyemeyeceğim.Fakat yakın zamanda keşfettiğim bir ses ve yorum olumlu yönde bir değişime sebep oldu.

    Eleni Vitali - gramma kai grafi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, toprak çekiyor:)
      Bahsettiğiniz şarkıyı biliyorum, çok güzel ve duygusal bir parça. Sözleri de çok güzel. Fedon'u severdim, taverna şarkıcısı:) Güzel Yunan ezgileri var, rembetikoları da severim ben:)

      Sil
  5. yunnistanı ben de görmeyi çok istiyorum. kültürünün yakınlığının yanında doğası, egeye benzeyen beyaz boyalı evleri, mavi kapılarıyla filan sevilmeycek gibi görünmüyor. ama arkadaşların yazdığı gibi euro uçtu gitti, her yer maddi olarak uzaklaştı bizden :( değerli yalnızlık(!) dedikleri bu olsa gerek :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Euro'nun hükümetimizin düzgün! politikaları sayesinde değer kazanması en büyük engel, haklısınız. Tatil yapmak, farklı yerler gezip görmek bir tarafa yaşam bile daha zor geldiğimiz noktada, maalesef:(

      Sil