YENİ BİR HAYAT *** BÖLÜM 19 ***
Askerde değişik görevlerin olacak evlat. Önce eğitim kadrosunda, daha sonra tümen karargâhında köprü tahrip projelerinin revizyonunda, bazen de akaryakıt ve cephanelikte nöbetçi subay olarak, görev yapacaksın. Bunlardan en tehlikeli ve sıkıcı olanı cephanelik nöbeti olacak. Küçük bir birlikle birlikte akaryakıt ve cephaneliği koruyacaksınız. Akıl almaz bir şey var burada. Akaryakıt ile cephaneliğin aynı bölgede yer alması felâkete davet. Askerin yere atacağı bir izmarit sizi havaya uçurabilir. Bu nedenle bir an önce bu geçici görevin sona ermesi için gün sayacaksın. Emrindeki erat için sürgün yeri burası. Okuma yazmayı bırak Türkçe bilmeyen askerler elinde şarjörü sürülmüş piyade tüfekleri ile nöbet tutuyor olacak. Senin şu işkolikliğin mi, işgüzarlığın mı desem bilmiyorum başına büyük dert açacak. Orada, tesisin nizamiye kapısına yakın nöbetçi subaylar için hazırlanmış bir odada kalman gerekecek.Her akşam hava kararmadan önce gece nöbetini tutacak askerlere parola ve işaret verilecek. Asker doğru işareti almazsa ateş etme yetkisine sahip. Gel sen, kör cahil askerlere bunları anlat. Yetmezmiş gibi kalkacaksın bir de asker uyuyor mu yoksa nöbetini nizami tutuyor mu diyerek gecenin bir yarısında teftişe çıkacaksın. Zifiri karanlıkta sesini duyan askerden ne olduğu anlaşılamayan, muhtemelen Kürtçe sesler duyacak, şimdi ayvayı yedim deyip soğuk terler dökeceksin. "Ulan ne işim var benim burada, adam çekip vuracak, akaryakıt tankları ve cephaneyle birlikte hepimiz havaya uçacağız" diye düşünürken son anda fenerini tutup askere yüzünü göstereceksin. Ne parola, ne işaret, hepsi hava cıva. "Komutanım ben, komutan" diye bağıracaksın. Asker senin yüzünü görünce sana bön bön bakacak. O esnada bir askerin karşısındaki çaresizliğin tavan yapacak. Kısa bir süre sonra seni tanıdığına kanaat getirip tüfeğini indirince "İyi nöbetler asker" deyip yatağına döneceksin. Bu senin son teftişin olacak.
Sabahları nöbetten dönen askerler nöbetçi subayın nezaretinde tüfeklerindeki mermileri sayım için boşaltıp yeniden şarjöre sürerler. Yine öyle bir sabah uyku sersemi, dışarıdaki ritüeli izlemeye başlayacaksın. Askerin biri dizine dayadığı dipçiğinden destek alarak tüfeğin mekanizmasına asılacak. Gür bir patlama sesiyle birlikte ateş alan silâhtan çıkan merminin rüzgârını kulağının dibinde hissedeceksin. Daha yaşanacak günlerin var evlât!
Zamanı gelince tümen olarak Malkara, Hayrabolu'ya plânlı tatbikatlara çıkacaksınız. Sayısız Reo kamyon birbiri ardına dizilip içinde asker ve mühimmat dolu olduğu halde yollara düşeceksiniz. Her beş kilometrede içlerinden biri arızalanıp mecburi mola vereceksiniz. En fazla birkaç saatlik yolu iki günde alıp intikal yerine ulaşacak sahra çadırlarınızı kurduracaksınız askerlere. Rüzgârlı bir günde nehir geçiş tatbikatını yaparken ipini koparan sal üzerindeki askeri kamyonla birlikte kontrolden çıkıp döne döne uzaklaşırken bölük komutanı üsteğmen kafayı yiyecek. Evlât, Trakya'nın soğuğu inan ki hiçbir yerde yok. Askerlerle birlikte kulaklarınız donacak. Ciddi söylüyorum, elinle kulağını sıktığında çıtır çıtır buz seslerini duyacaksın. Bölük komutanına gidip durumu anlattığında askerin ve asteğmenlerin miğferleri altına kapüşon çekilmesine müsaade etmeyecek. Neymiş, düşmanın sesine kulak kesilecekmişiz! Bir süre sonra kendisinin de kapüşonunu çekip kulaklarını kapattığını görür görmez askere "Siz de geçirin başınıza" diyeceksin.
Bir hafta süren arazi tatbikat sahasında bölük komutanı sırf eğlenmek onunla kafa bulmak için tuhaf bir askeri çadıra çağıracak. Askerin kafası tam değil. O yüzden tatbikatta bile abdest alıp namaz kılmasına kimse karışmıyor. Çadırdan içeri girince onun gergin yüzü bölük komutanının soruları karşısında gevşeyecek. "Söyle bakalım Mahmut, cennette ne var?" Asker sırıtarak, "Huriler var komutanım." "Öyle mi?" diye soracak şaşırmış görünerek, komutan. "Peki kaç huri verecekler sana?" Kıkırdamaya başlayacak Mahmut, utanarak "Otuz üç tane komutanım." "Ulan Mahmut otuz üç tanesini ne yapacaksın, birazını bize ver." Mahmut razı olmayacak, mahcup bir şekilde "Olmaz komutanım, veremem." derken kahkahalara boğulacaksınız.
Evlat, tatbikat sırasında Çerkez müsellim, Susuz müsellim gibi sonu müsellim ile biten pek çok köylerin arasından geçerek öyle bir köye varacaksınız ki, yıllarca unutamayacaksın. Mandıra köyü buranın adı. Hayatında en lezzetli tavuk çevirmeyi köyün lokantasında yiyeceksin. Yanında şahane bir şarap eşlik edecek. Tatbikat arasında bu sana ilaç gibi gelecek.
Hemen her hafta sonu yasak olduğunu bile bile kaçak olarak İzmir'e annenlerin evine gideceksin. Otobüs saatleri sanki senin için ayarlanmış. Cuma akşamları mesai bittikten sonra saat 20.00'de Tekirdağ'dan ayrılıp sabah İzmir'e varacak, Pazar akşamları da aynı saatte geri dönüş yoluna çıkacaksın. Bu yolculukların en heyecanlı anı Çanakkale Boğazı geçişi. Bazen fırtınalı havalarda araba vapurunun gecikmesi diğer kaçak subayların panik yaşamasına sebep olsa da sen tuhaf bir şekilde şansına güvenip yol boyunca otobüsün içinde uyumaya devam edeceksin. Kritik anlar yaşansa da her seferinde zamanında tümende olacak, içtima saatine yetişeceksin.
Bazı hafta sonları civarı keşfe çıkacak, Şarköy'ün mahzenlerinde yıllanmış nefis şaraplarının keyfini çıkaracaksın. Bazen de deniz kenarında sakin bir lokantada boğazından süt gibi akan eşsiz Tekirdağ rakısını yudumlarken ızgarada nar gibi kızarmış lüferin tadına varacaksın. Henüz iki sene geçmediği halde Zeynep düşecek artık aklından. Anın tadını çıkarırken bambaşka hayaller kuracak Karakaya Barajına dönüş günlerini bekleyeceksin.
Askerliğin sonuna doğru yaklaşırken deniz kıyısında, karargâhın nizamiye kapısının tam karşısındaki lojmanlardan birine geçeceksin. Hemen ona bitişik Tunca askeri sosyal tesisinde bulunan kara fırından çıkarılan pidelerin tadı damağında kalacak. Bir süre sonra tesisin restorasyonu görevi verilecek sana. Tesisin açık bölümünü kemer yapılarla süsleyeceksin. Resim öğretmeni asteğmen bir arkadaşın beyaza boyanmış duvarlara sanatını sergileyecek.
Tümen karagâhından tanıştığın bir binbaşı yarbay rütbesini aldıktan sonra tabur komutanın olacak. Birlikte rakı masalarında sohbet ederken bilmeyeceksin ki, zaman gelecek evleneceğin kızın ailesi senin nasıl biri olduğunu ona soracak. O zaman senin için "İyi çocuk, hoş çocuk, efendi, ama rakı içmesini bilmez" diyecek. Elbette onun yanında senin rakı içmenin lâfı olmaz. Gece gündüz devamlı sarhoş gezen yarbay arazi tatbikatı sahasında bir akşam üzeri iki astsubayı sağ ve soluna almış, onların kolları arasında yanına gelecek. "Hadi asteğmen, topla askerleri gidiyoruz" diyecek. "Komutanım karanlık bastı, askerler çadırlarını toplarken eşya unuturlar, yarın sabah çıksak yola?" Gözlerini zorlukla açmaya çalışarak bakacak sana tabur komutanın, "Öyle mi? Oldu o zaman, yarın sabah erkenden çıkalım." Astsubayların arasında güçlükle jeep'ine bindirilirken güleceksin arkasından.
Artık sayılı günlerin var. Tabur komutanı çağıracak seni makamına. Selâm çakıp "Emret komutanım" diyeceksin. "Ordu evinin çatısı akıyor, elden geçirilmesi lâzım, bu işle sen ilgilen." dediğinde, "Komutanım pazartesi günü izne çıkıyorum, dönüşte askerliğim bitiyor, bu işle ilgilenecek zamanım yok, iyisi mi başkasına verin bu görevi." diyeceksin. Yarbayın canı sıkılacak "Hayır, bu işi yapmadan gidemezsin." Bal gibi giderim diyeceksin içinden. O gün askerlikte son günün olacak.
YENİ BİR HAYAT *** BÖLÜM 16 ***
YENİ BİR HAYAT *** BÖLÜM 17 ***
YENİ BİR HAYAT *** BÖLÜM 18 ***
Bazı hafta sonları civarı keşfe çıkacak, Şarköy'ün mahzenlerinde yıllanmış nefis şaraplarının keyfini çıkaracaksın. Bazen de deniz kenarında sakin bir lokantada boğazından süt gibi akan eşsiz Tekirdağ rakısını yudumlarken ızgarada nar gibi kızarmış lüferin tadına varacaksın. Henüz iki sene geçmediği halde Zeynep düşecek artık aklından. Anın tadını çıkarırken bambaşka hayaller kuracak Karakaya Barajına dönüş günlerini bekleyeceksin.
Askerliğin sonuna doğru yaklaşırken deniz kıyısında, karargâhın nizamiye kapısının tam karşısındaki lojmanlardan birine geçeceksin. Hemen ona bitişik Tunca askeri sosyal tesisinde bulunan kara fırından çıkarılan pidelerin tadı damağında kalacak. Bir süre sonra tesisin restorasyonu görevi verilecek sana. Tesisin açık bölümünü kemer yapılarla süsleyeceksin. Resim öğretmeni asteğmen bir arkadaşın beyaza boyanmış duvarlara sanatını sergileyecek.
Tümen karagâhından tanıştığın bir binbaşı yarbay rütbesini aldıktan sonra tabur komutanın olacak. Birlikte rakı masalarında sohbet ederken bilmeyeceksin ki, zaman gelecek evleneceğin kızın ailesi senin nasıl biri olduğunu ona soracak. O zaman senin için "İyi çocuk, hoş çocuk, efendi, ama rakı içmesini bilmez" diyecek. Elbette onun yanında senin rakı içmenin lâfı olmaz. Gece gündüz devamlı sarhoş gezen yarbay arazi tatbikatı sahasında bir akşam üzeri iki astsubayı sağ ve soluna almış, onların kolları arasında yanına gelecek. "Hadi asteğmen, topla askerleri gidiyoruz" diyecek. "Komutanım karanlık bastı, askerler çadırlarını toplarken eşya unuturlar, yarın sabah çıksak yola?" Gözlerini zorlukla açmaya çalışarak bakacak sana tabur komutanın, "Öyle mi? Oldu o zaman, yarın sabah erkenden çıkalım." Astsubayların arasında güçlükle jeep'ine bindirilirken güleceksin arkasından.
Artık sayılı günlerin var. Tabur komutanı çağıracak seni makamına. Selâm çakıp "Emret komutanım" diyeceksin. "Ordu evinin çatısı akıyor, elden geçirilmesi lâzım, bu işle sen ilgilen." dediğinde, "Komutanım pazartesi günü izne çıkıyorum, dönüşte askerliğim bitiyor, bu işle ilgilenecek zamanım yok, iyisi mi başkasına verin bu görevi." diyeceksin. Yarbayın canı sıkılacak "Hayır, bu işi yapmadan gidemezsin." Bal gibi giderim diyeceksin içinden. O gün askerlikte son günün olacak.
(Devam edecek)
YENİ BİR HAYAT *** BÖLÜM 8 ***
YENİ BİR HAYAT *** BÖLÜM 9 ***
YENİ BİR HAYAT *** BÖLÜM 10 ***
YENİ BİR HAYAT *** BÖLÜM 11 ***
YENİ BİR HAYAT *** BÖLÜM 12 ***
YENİ BİR HATAY *** BÖLÜM 13 ***
YENİ BİR HAYAT *** BÖLÜM 14 ***
YENİ BİR HAYAT *** BÖLÜM 15 ***YENİ BİR HAYAT *** BÖLÜM 9 ***
YENİ BİR HAYAT *** BÖLÜM 10 ***
YENİ BİR HAYAT *** BÖLÜM 11 ***
YENİ BİR HAYAT *** BÖLÜM 12 ***
YENİ BİR HATAY *** BÖLÜM 13 ***
YENİ BİR HAYAT *** BÖLÜM 14 ***
YENİ BİR HAYAT *** BÖLÜM 16 ***
YENİ BİR HAYAT *** BÖLÜM 17 ***
YENİ BİR HAYAT *** BÖLÜM 18 ***