KATEGORİLER

8 Mart 2017 Çarşamba

ZİYARET

07/03/2017 Salı, Tire

Yeni bir salı pazarı gününe uyanıyoruz. Öyle bir tembellik çökmüş ki üzerime, evden ancak öğleden sonra çıkabiliyorum. Arabayı park etmek için iki hafta önce keşfettiğim park yerine gittim. Tıklım tıklım doluydu. Kolonların arasında kendime çaresizce yer bulmaya çalıştım.

Sabah erken çıkabilseydim park edecek yer bulabilirdim  belki ama bunu yapmak için artık çok geçti. Kendime yeni bir park yeri aramaya başladım. Sonunda stadyum caddesi üzerinde bir yer buldum. Yol kenarına yanaşırken etrafta dolaşan çok sayıda trafik polisi tedirgin etti. Zira park ettiğim cadde boyunca "Park Edilmez" levhası bulunuyordu. Salı gününe hürmeten tolerans gösterileceğini düşünüyorum. Kısa bir süre sonra döneceğim nasıl olsa. İyi ki çok fazla alacağım yok bugün.

Hava güneşli ve sıcak. Üzerimdeki mont ağır geliyor. Önce muhasebeye uğrayıp evrakları teslim ediyor, arkasından pazar alışverişine başlıyorum. Yeni ortaya çıkan semiz otunun demeti üç liradan satılıyor. Yeşillikleri köylülerden alıyorum. Güzel Selçuk ayvası arıyorum. Salı günlerinin değişmez yemeği balık tabii. İşimin bitmesine yakın hazırlanması için eşime telefon ediyorum. Birlikte Seha Amcayı ziyaret edeceğiz.                                                             

Arabayı park ettiğim yere döndüğümde trafik polisinin yol kenarına park etmiş araçları çekiciye yüklediğini görüyorum. Önümdeki araca gelmiş sıra. Biraz daha geç kalmış olsam arabamın yerinde yeller estiğini görecektim.

Dondurmacı Ayhan Usta'ya uğruyor, yarın saat kaçta dükkanı açacağını soruyorum. Benden en az on beş yaş daha büyük Ayhan Usta. Dükkanında yıllardır, tek başına hem temizlik, hem imalat hem de satış yapıyor. Hele bir acı badem dondurması var ki dillere destan. "Seha Hocayı ziyaret edeceğiz." diyorum. Selamını iletmemi istiyor kendisine. "Benim lisede hocamdı o" deyince şaşırıyorum. Yediden yetmişe bütün şehir insanının hocası olma şerefine erişmiş bir tarih çınarı.

Eşimi alıp Seha Hoca'nın evine doğru yola çıkıyoruz. Kapının zilini çalıyoruz, duymuyor. Karşı dairede kızı ve damadı yaşıyor. Onların kapısını çalınca damadı açıyor kapıyı. "Uyuyor olabilir." diyor. Seha Hocanın daire kapısını açıyor. Küçük salonda koltuğa oturmuş televizyon seyrederken buluyoruz onu. Koltuğun yanında ve önündeki sehpaların üzeri kalemler, fırçalar ve boya malzemeleri ile dolu. 1928 doğumlu resim öğretmeni Seha Gidel eşimin baba tarafından akrabası. Ayakları zor taşıyor artık onu. Oturduğu koltukta üç şey yaptığını ama zamanın yetmediğini söylüyor. Zamanının çoğunu kitap okumakla geçiriyor. Kitaplardan beğendiklerini okumamız için öneriyor. Gözleri yorulunca resim yapmaya başlıyor. Her taraf çerçevelenmiş resimlerle dolu. Çok değerli ve güzel resimler bu gördüklerim. Birkaç sergi açacak kadar resim var elinde ama sergi açmayı düşünmüyor. Resim yapmaktan yorulduğu vakit önündeki televizyon kanallarını karıştırıyor. Aklı başı yerinde. Referandum sonucundan endişe duyuyor. Sonuç ne çıkarsa çıksın ülkenin durumu bugünkünden daha kötü olacak diyor.

Eski, siyah beyaz fotoğraflar gösteriyor, en az altmış yıllık. Fotoğraftaki kişilerin çoğu yaşamını yitirmiş. İstanbul'dan gelip Kaplan Köyünü ziyaret ederken hatıra kalsın diye fotoğraf çektiren akrabalarını anlatıyor. Laf lafı açıyor. İstanbul'da bitirdiği okulları, hocalarını anlatıyor. Bugünkü gençlerin elinden düşürmediği akıllı telefonlar yok o zamanlar. Zaman öldürücü oyunlar oynanmıyor bu yüzden. Bunların yerine her evde piyano var. İnsanlar zamanını sanatla uğraşarak geçiriyor, bol bol kitap okuyorlar. Bir sürü isim sayıyor bana yabancı. Eşim büyük bir kısmını zor da olsa hatırlıyor. Seha Hoca, hocaların hocası... Allah sağlıklı nice yıllar versin ona. İhtiyarlık maskaralık diyor ama üretmeye devam ediyor. Tek sıkıntısı eskiden olduğu gibi Kaplan dağının kayalıklarına doğru uzun yürüyüşleri yapamayışı, her gün güneşin batışını kayalıklardan seyredememesi...

Seha Hocaya veda ediyoruz. Pazardan aldığım balığı hazırlayacağım. Günün sonunda salı günlerinin en keyifli anları başlıyor. Güzel bir yeşil salata, yanında balık ve buz gibi bira...
                  

14 yorum:

  1. Ne güzel, Seha Hoca hala üretmeye devam ediyor, çevresine örnek oluyor.
    Kaplan Dağını, güneşin batışını yaptığı resimlerde ölümsüzleştirmiş. Şimdi gidemese de olur.
    Hocaların hocasına saygılarımızı iletin lütfen.
    "Eşine yardımcı olan emekçi bir kadın" olarak eşinizin Kadınlar gününü kutluyorum.
    Sağlıkla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seha Hoca'ya hayran olmamak elde değil. Çok seveni var burada. Örnek alınacak bir insan. Kültür merkezine adı verilmiş. O yaşta kitap okuyup resim yapması takdire şayan. Her şey bir tarafa sohbetine doyum olmuyor. Tam manasıyla bir tarih abidesi... İnsanların varlıklısıyla, mevki makam sahibi olanlarla işi olmaz. BU nedenle geniş halk kesimlerinin sevgisini kazanmış. Belediye Başkanı dahil pek çok ileri gelen kişi öğrencisi hocanın.
      Güzel kutlamanız için candan teşekkürlerimi sunuyorum. Ben de bütün emekçi kadınların önünde saygıyla eğiliyorum. Umarım onların kıymetini bilen bir toplum oluruz.
      Teşekkür ederim:)

      Sil
  2. Hayran kaldım,Allah uzun ömürler,sağlık ve afiyet versin.Resimlere bayıldım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayran olunacak bir kişilik Seha Hoca. Çini, kara kalem, sulu boya ve yağlı boya çalışıyor. Sergi açmasını önerdim ama hiç oralı olmadı. Belediye müzesine pek çok eserini hediye etmiş. Para pulla işi yok.

      Sil
  3. Koca çınar. Ömrü uzun olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah. Bu gidişle daha çok eser verecek. Tek dileğim biraz havalar ısınınca onu Taş Ev'de ağırlamak. Kayınpederimin ruhu da şad olur o zaman.

      Sil
  4. İyi ki hayatımızda bize yol gösteren hocalarımız var. onlar olmasa biz birer adam olamayız çünkü. Ne yazık ki adamlığın insanlık olduğunu idrak edemiyenlerimiz var. Adam demek insan olmak demek. Kadın erkek farketmez; yeter ki adam olmalıyız biz. Hele sanatla ilgili olanlarımız biraz daha olgunlaşıyor desek pek yanılmayız. Ne mutlu size ki hocanızla buluşabiliyorsunuz. Allah hocalarımıza ve yaşlılarımıza huzur versin gönlü hoş olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sayıları azalsa da iyi ki varlar. Bu yaşında sanattan kopmaması örnek alınacak bir davranış. Kahve köşelerinde bir işe yaramadan boş boş oturan insanları düşününce daha bir saygı duyuyor insan ona. Dileklerinize, dualarınıza gönülden katılıyorum. Tire'nin yetiştirdiği en donanımlı insanlardan biri Seha Hoca. Tire'de cumhuriyetin ilk yıllarındaki yaşantıyı ondan dinlemelisiniz...

      Sil
    2. İnşallah Tire'ye geldiğimde Onu ziyaret etmek isterim. Tabi ki büyük ustadan ve sanatkardan feyz alarak ellerinden öpmek isterim.

      Sil
  5. İnsanları sanatla uğraştığı bir dünyada yaşamayı hayal etmek bile harika.Hocama hayranlık duydum ben de.Yaşlandım artık deyip vakit doldurmak yerine hala üretiyor.Nasıl güzel bir insan...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seha Hoca hep resimle iç içe oldu, titreyen elleri fırça tutunca birden düzelirdi. Hala üretiyor olması herkese örnek olacak bir davranış.

      Sil
  6. Sizin de hatırnaz güzel yüreğinize sağlık.

    YanıtlaSil