Sevgili Sade ve Derin (Deeptone) ile Konumuz Kitap (İrem Can) tarafından sürdürülen Ağaç Ev Sohbetlerinin 14. haftasına girmiş bulunuyoruz. Bu haftanın konu önerisi benden geldi. Önerimi uygun gören moderatörlere bir kez daha teşekkür ediyorum. Konu, anlamı kişiye göre değişen ve bir münazaraya dönüşebilecek "başarılı olma" sorunsalı. Fazla uzatmadan konumuzu hatırlatıp yazımıza başlayalım. Evet, Ağaç Ev Sobetleri 14. Haftanın sorusu şu;
"Başarılı olmaktan ne anlıyorsunuz? Başarılı olmak için sizce her şey yapılmalı mı? Başarıya giden yolda sizin etik bulmadığınız ve asla kabul edemeyeceğiniz davranışlar nelerdir ve bu yapınızla başarılı olabileceğinizi düşünüyor musunuz?"
Başarı denince toplum nazarında ilk akla gelen makam sahibi ve varlıklı olmak. İkisi birlikte olursa çok başarılı kabul edilir, saygı görürsünüz. Toplumun bir parçası olarak benim de ilk bakışta aynı algıya sahip olduğumu saklamaya çalışırsam kendimi kandırmış olurum. Ne yazık ki dünya gerçekleri böyle. Büyük paralar kazanan ve ülke ekonomisinde söz sahibi bir iş adamına başarısız diyebilmek mümkün mü? Ama onun hangi usulsüzlükleri yaptığı, kimlerin hakkını yediği veya etik olmayan ne tür işlerde parmağının bulunduğu akıllara gelmez. Bir de tersini düşünelim. İflas etmiş bir iş adamını yani. Hiç usulsüzlük yapmamış, kimsenin hakkını yememiş ve hiçbir kirli işe bulaşmamış. Muhtemelen bu yüzden de işini sürdürememiş, yokluk içinde. Sizce bu adamcağız başarılı mıdır?
İşte bu noktada biraz derine inmekte fayda var. Başarı hedefe varmak, bir işin üstesinden gelmektir. Herkesin hedefi farklıdır. Kimi insan şan şöhret için çabalar, bazılarının daha çok para kazanmaktır hedefi. Bir kısım insanlar için kariyer her şeyden önemlidir. Bazen bunların hepsini hedefine alır birileri, nadir de olsa birilerinin de hiçbirinin hedef tahtasında yoktur bu tür dünya işleri. Bu çerçevede düşünecek olursam (gençlik yıllarımdan farklı olarak) bilmek, ileriyi görebilmek ve kimseye muhtaç olmadan ayakta kalabilmektir benim için başarı. Bugünleri düşünerek, gençlik yıllarımda kariyer ve çok para kazanmak hedeflerim arasındaydı şüphesiz. Her ikisinde de hedeflerime makul ölçülerde ulaştığım için kendimi başarılı addederim. Kişi hedeflerini gereğinden fazla yüksek tutarsa motivasyonu artsa da başarı oranı düşer. Kendini başarılı bulmayan kişi de mutlu olamaz.
Diğer taraftan çok varlıklı kişileri, yüksek makam sahiplerini ve şöhretli kişilerin çoğunu kişisel yönden başarılı bulmam. Bazı söylem ve eylemleri başarılı olabilir bu kişilerin. Ancak bu seviyeye gelmeleri için şans faktörünün yanı sıra mutlaka birilerinin hakkını yemişler, adaletli davranmamışlar, ya da etik olmayan bazı işlere göz yummuşlardır. Başarılı bulduğum kişiler, belli bir hayat görüşü olan (ortama göre fikir değiştirmeyen), sorgulamasını bilen ve işini üst düzeyde icra eden sanatçılar, bir bilinmezi ortaya çıkaran bilim adamları ve son olarak emperyalizme, ırkçılığa karşı bağımsızlık ve özgürlük mücadelesini kazanan devlet adamlarıdır. Bu ülkede toplum nazarında başarılı olmak için her şey yapılmalı. Başka türlü başarı şansı olamaz zaten. Belirttiğim üzere toplumun başarı kriteriyle benimkiler tamamen farklı.
Başarıya giden yolda etik bulmadığım ve asla kabul etmediklerim arasında yalakalık başta gelir. Düşündüklerimi açıkça söyleyegeldim hep muhataplarıma. Özellikle üstlerim pek hoşlanmazlardı bu huyumdan ama yine gözden çıkaramazlardı beni. Bunun dışında birilerinin hakkını yemek, adil davranmamak, adam kayırmak, saygısızlık, hakaret, sözünde durmamak, rüşvet alıp vermek gibi bir sürü etik olmayan davranışlar başarı yolunda karşılaşılması muhtemel hususlardır. Başarıya ulaşmak için bunların en azından bazılarını yapmak ya da göz yummak zorunda kalır insan. Dürüst olmak gerekirse gençliğimde bunların hiçbirini yapmadım ya da asla göz yummadım diyebilmek isterdim. Bu yapımla makul ölçülerde yine başarılı olabileceğimi düşünüyorum. Fakat iyi bir sanatçı olarak başarılı olmak en güzeli.