KATEGORİLER

9 Mart 2016 Çarşamba

09/03/2016 Çarşamba, Tire

Sabah bir an evvel evden çıkmak için koştururken, bu telaşın arasında Kadir'in telefonu geldi. Cenazeleri varmış, gelemeyeceğini söyledi. 

Çarşıya çıkıp dolaştım biraz. Çok şey isteyip hiçbir şeye başlayamama durumu var bugün bende. Çok önceleri de oluyordu bazen. Gün biter, uzun gecelerde telafi etmeye çalışırdım geç vakitlere kadar. Geceler güzeldir. Sessizliğini severim gecelerin en çok.

Çeviri konusunda arayı soğutmadan başka bir öykü arayışına girdim. Sanatsal yönü ağır basan bir şey değil aradığım. Ama yine de çocuklar için yazılmış bir eser olmamalı. Filme çekilen bir kitabı sayesinde tanınıp öykü ve romanlarından çoğunu bilmediğim yazarlar çekiyor bu ara dikkatimi. "The Snow Goose" kısa romanının yazarı Paul Gallico da bunlardan biriydi. Çoğu bilim kurgu türünde eserler veren bir yazarın yüzden fazla eseri arasından konusu hoşuma gidecek bir öyküyü bulmaya çalışıyordum. Fakat şu anki ruh halim bilim kurgu türünde bir kitabı da kaldıracak değil gibi. Bu araştırmalarım sırasında çeviri yazarlığı ile ilgili bir makale çekti dikkatimi. Öncelikle bu yazıyı çevirirsem, içerik olarak ben de faydalanırım deyip öyküye başlamadan önce yapılacaklar programıma aldım.

Şu yurt dışı seyahat programının üzerinde çalışmam lazım artık. Zaman gittikçe yaklaşıyor.

Öğleden sonra ikinci defa aradı beni Kadir. Demirci Selahattin Usta gelmiş, çatı makaslarını koyuyormuş yerine. Hatıl kirişlerinin kalıplarını söküp sökmediğini sordum. Çelik makasları koymak için gerekli bu. Cenazeden sonra sökmüş kalıpları. Kapıları güzel kapatmasını söyledim işleri bittiğinde.

Yarın sol gözümden ameliyat olacağım. Beklenen o ki, günceye başladığımdan bu yana ilk kez birkaç günlüğüne ara vermiş olacağım.




Zaman gelir sözcükleri tutamazsın içinde.
Bazen kabarır yüreğin, tutulur nutkun.
Anlatmak istersin istemesine lakin,
Nereden başlayacağını bilemezsin.




Şairin dediği gibi aynen bu durumdayım. Yarını bekliyorum.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder