KATEGORİLER

24 Mart 2016 Perşembe

24/03/2016 Perşembe, Tire

Annem aradı İzmir'den. Çok şiddetli yağmur varmış. Aynı saatlerde burada olanca şiddetiyle parlıyor güneş. Bir saat kadar sonra birden değişti hava. Yağmur yağmaya başladı. Gün boyunca hep böyleydi, bir açtı bir kapattı. Eşim Derekahve'de arkadaşları ile toplantıya gitti öğlene doğru. Ben ise yaylayı dolaşır, elektrikçi Ali'ye uğrarım diye düşünüyordum.

Dışarı çıktığımda yeniden yağmur başlamıştı. Yakup Usta'yı aradım. Bugün havadan dolayı çalışmıyorlarmış. Eksik kalan kiremitleri bulmalarına sevindim. Kadir de şehre inmiş ihtiyaçlarını görmek için. Yarın hava güzel olursa devam edeceklermiş. Yağmur şiddetini arttırdı. Yukarı çıkmaktan vaz geçtim.

Elektrikçi Ali'yi görmek üzere dükkanına gittim. Yine oğlu vardı dükkanda, Hasan. Babasının az önce dükkandan ayrıldığını söyledi. "Konuştun mu babanla?" diye sordum. "Konuştum." dedi. "Hava güzel olsaydı senin işe başlayacaktık bugün." "İnşallah" dedim. Tekrar sıkı sıkı tembihleyip erkek sözü aldım. "Mutfak donanımını sözleşmeye bağlayacağım, bir haftaya kadar bağlanır elektrik değil mi?" diye sordum. "Yağmur yağarsa bir hafta ne yapabiliriz." dedi. "Bu mevsimde aralıksız bir hafta yağmur mu görülmüş ki" dedim. Bir kez daha tembihleyip ayrıldım dükkandan.

Çarşı içine uğrayıp bir saç tıraşı olayım dedim ancak burnumdan geldi. Yağmur iyice bastırdı aniden. Dükkândan çıktığım zaman hiç bir şey yoktu oysa. Mesele yağmur da değil aslında. Arabayı nereye park edeceğim? Bu yağmurda fazla ıslanmak istemiyorum.

Ben park yeri aramak için çarşı etrafında ikinci turumu tamamlarken  yağış etkisini yavaş yavaş azaltmaya başladı. Bazı dükkan sahipleri kapı önlerine sandalye ya da plastik dubalar koyup zaten az olan yerleri de kaplamışlar. En sonunda bir yer buldum ama berber dükkanına yüz metre mesafede.

Eve döndüğümde eşimi arıyorum telefona cevap vermiyor. Onun içim normal bir durum, ya şarjı bitmiştir ya da sohbet tatlı olduğundan duymuyordur.             

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder