KATEGORİLER

13 Mart 2016 Pazar

13/03/2016 Pazar, Tire

Kadir sabahın erken saatlerinde arayıp bugün çalışacağını söyledi. Bahçedeki ağaçların kuruyan dallarını kesip temizlik yapacağını haber verdi. Bir ara yukarı çıkar dolaşırız dedim.

Sık sık gözüme farklı damlaların damlatılması rahatsız edici. Kızım hiç şikayet etmeden saati gelince başımda bitiyor. 

Uzun zamandan beri mezarlığa gidip ninesini ziyaret etmek istediğini söyler durur. Onu yanına çağırmış rüyasında güya. Okulu bitirir bitirmez çekilen kura sonucunda tayininin Tire'ye çıkmasından sonra kızımın gözünde ninesi, ermişler mertebesine yükseldi. Ninem çıkardı benim tayinimi buraya diyor. 

Kalktık gittik birlikte mezarlığa, yaylaya çıkmadan önce. Tuhaf bir his kaplıyor insanın içini burada. Mermer mezar taşlarının üzerinde değişik maniler, ağıtlar yazılmış. Genç yaşta hayatını kaybedenler, dünyaya doyamayanlar, zengini, yoksulu hepsi bir arada toplanmış. Bazı taşların üzerinden o kadar uzun süre geçmiş ki, üzerindeki yazılar dahi okunmuyor artık. Yüz yıldan daha eski bir mezar taşı göremedim. Yani ne yapılırsa yapılsın en fazla yüz yıl sonra fiziksel olarak ortadan kalkıyor insan. Sadece dünyaya bıraktıkları kalıyor arkasında.

Oradan yaylaya gitmek üzere çıktık yola. Gidiş güzergahımız üzerindeki birçok yol tamirat gerekçesiyle kapatılmış. Yolu uzatmak zorunda kalıyoruz. Pazar günleri hava da güzel olunca Kaplan yollarının aşırı kalabalık olduğundan bahsetmiştim. Bugün de öylesi bir gün. Bahçeye doğru ağır ağır  tırmandık yokuşu. Kaplan köylüleri yine tezgahlarının başında müşteri bekliyor.

Bahçeye girdiğimizde kuru dalların yanarken çıkardığı dumanı görüyoruz ilk önce. Kadir bizi görüp geliyor yanımıza. Yanımızda getirdiğimiz iki fidan ve birkaç çiçeği veriyoruz kendisine, uygun bir yere diksin diye. Yeni yaptırdığım tuvaleti, avlu duvarını ve taş fırını gösteriyorum. Taş binaya çıkıyoruz. Manzarayı seyretmeye doyum olmuyor buradan. Kapıyı açıp terasa geçince çiçek açmış şeftali ağaçlarını görüyoruz. Burası bahçe tarafına bakıyor, ama en az manzara tarafı kadar güzel görünüyor.

Dönüşte hava kararmadan kızımızı İzmir'e uğurluyoruz.

Akşam saatlerinde Kızılay'da yine bir bomba patlatıldığı haberini alıyoruz televizyondan. Bu bir intikam. Güneydoğuda öldürülen teröristlere karşılık. Ama ölenler masum. Ölenlerin yakınları da öyle. O hale geldi ki, sanki bir oyun bu. Şimdilik 34 can kaybı, 68 yaralı. Televizyonlar normal yayın akışını değiştirmemişler. Dizilerini vermeye devam ediyorlar. Haber kanalları konu ediyor patlamayı. Ne kadar konu edecek ki, yayın yasağı koymuşlar yine. Facebook, twitter de yasaklanmış. Neden her zaman bu işin sorumluları gerdan kıra kıra konuşurken silahlar masum insanlara döner? Anlamak mümkün değil.       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder