Küçük pazardan alacağım bazı şeyler olduğu için Fırat'ı yukarı bırakıp hemen şehre geri döndüm bu sabah. Eşim koca bir tencere fellah köftesi hamuru hazırlamış. Taş Ev'in en fazla rağbet gören mezesi bu. Fırat'ı Aşkın Şef geldiğinde ilk olarak köftelere başlasın diye tembihliyorum eşimin talimatı üzere. Yapacağı şey basit ama zaman alıcı. Hamurdan küçük parçalar koparıp avucunda yuvarlatacak sadece.
Aşağı inince şef arıyor. "Eğer fellah köftesine başlarsam akşama kadar başka iş yapamam." diyor. Biraz hasta olduğundan bahsediyor, dün iğne vurdurtmuş acilde. "Mezeler hazırlanacak daha, hala yapayım diyorsan yaparım." diyor bezgin bir ifadeyle. "Tamam, sen başla ben döndüğümde devam ederim."diyorum.
Pazarda işimi kısa sürede halledip geri dönüyorum. Daha henüz işin başında. "Sen bırak şimdi işine bak." diyorum Aşkın Şef'e. Canına minnet, çekiliyor tezgahtan. Bu iş tam bana göre, sabır işi. İnce bulgurdan yapılmış harçtan küçük parçalar köparıp avucumda yuvarlıyorum. Tencere büyük, yap yap bitmiyor. Telefon çalıyor, ellerimi yıkıyor, telefona bakıyorum. 444 lü hatlardan bankanın biri yeni teklifler sunuyor. "İlgilenmiyorum." diyorum. Yine anlatmaya çalışıyor telefondaki. "Ne teklifiniz varsa bana e-mail ile ulaşın." diyorum. "Böyle bir uygulamamız yok efendim." diyor. İyi günümdeyim. Son derece nazik konuşmamı sürdürüyorum. "Üç dakika ayıramaz mısınız, vaktiniz yoksa sizi müsait olduğunuz başka bir zaman arayalım." diyor görevli hanımefendi. "Yok, beni hiç aramayın, sizden özellikle rica ediyorum." diyor, iyi günler dileyerek kapatıyorum telefonu.
Dönüyorum yine köfte yuvarlamaya. Bir telefon daha. Rezervasyon olabilir, açmak zorundayım. Yine elini yıka, telefona bak. Öğleden sonra iki gün önce gelen bir aile geliyor. Küçük tatlı bir kızları var. Adı Hayal. Benim ortaokuldaki Türkçe öğretmenimin adı olduğu için unutmadım. Trileçe yemişti geçen sefer. Babasını aramış çok güzel bir yer bulduklarını ve harika bir tatlı yediklerini söylemiş. Çektikleri bir sürü fotoğrafı da göndertmiş babasına. Adamcağız kızını kıramamış, ta İstanbul'dan bizi görmeye gelmiş. Hayal ile arkadaş oluyoruz. Yine trileçe yemek istiyor. Aile kalabalık. "Bütün tatlılarınızı denemek istiyoruz." diyorlar. Karadutlu lor tatlısı, ceviz krokan, kestaneli dondurma, sakız dondurmalı irmik helvası, trileçe ne varsa gönderiyoruz masaya. "Eyvah, birini unuttuk söylemeyi." diyorum şefe. Üstelik menüde olmayan tek tatlımız bu. Eşim yeni dahil etmişti menüye ama onu ekleyememiştim. Kaymaklı, cevizli ayva tatlısıydı unuttuğum. Yukarı çıkıp "Bir de ayva tatlısı vardı, unutmuşum." diyorum. "Önümüzdekileri bir bitirelim ondan sonra." diyorlar. Güle oynaya ayrılıyorlar.
Tanınmış bir firmanın çalışanlarını misafir ediyoruz bu akşam grup olarak. Onların kalkmalarına yakın kapanış saatimizden yaklaşık kırk dakika sonra biri bayan üç misafir geliyor. Gece kuşlarına servisimizin bu saatte sona erdiğini, ocakların kapatılıp temizlendiğini söylüyoruz. Biraz bozulur gibi oluyorlar ama bu saatte gelirlerse kalkış saatlerini hayal etmek bile korkutuyor bizi. Kalkıp gidiyorlar. Onları yolcu ederken kötü bir yorum yapmayacaklarını umuyorum. Zor bu işler diyen dünkü misafirlerimizden birini hatırlıyorum. Tam da bunu kastetmiş olmalı diyorum içimden.
Taş Ev'i kapatıyoruz. Elemanlar kokoreç yemeyi teklif ediyor. Hiç hayır der miyim? Referandumda değiliz ya. Her zaman gittiğimiz yere gidiyoruz. Gecenin bir vaktinde afiyetle sonlandırıyoruz günü.
Taş Ev'i kapatıyoruz. Elemanlar kokoreç yemeyi teklif ediyor. Hiç hayır der miyim? Referandumda değiliz ya. Her zaman gittiğimiz yere gidiyoruz. Gecenin bir vaktinde afiyetle sonlandırıyoruz günü.
Gün içinde yaşadıklarınızı yazmayı, işinizi, yemek yapmayı sevdiğiniz o kadar belli ki! :) Çok keyif aldım okurken, zor iş sahiden. Ama hakkıyla yapıyorsunuz, bu belli oluyor. :) Emeklerinize sağlık, kaleminize sağlık, efendim. Saygılar...
YanıtlaSilHarika bir yorum, teşekkür ederim:) Sevgiler...
SilAma ama sabah sabah canım nasıl tatlı çekti şimdiii :)
YanıtlaSilBen de bön bön baktım tabaklara:) Eşim ve kızım izin vermiyor tatlı yemeye. Azıcık şekerim var ya, onu bahane ediyorlar:(
SilYemek türleri tatlısından fellah köftesine nasıl genişlemiş. O köfteyi yapmak sabır işi gerçekten.
YanıtlaSilTriliçe çok güzeldir :)
Bizde çeşit bol:)) Şef vitrin dolabının daha büyüğünü al diyor. Ama burası butik varsın o kadar olsun diyorum:) Ben severim öyle gıcık işleri, sadece sırt ağrısı yapıyor:(
SilTrileçe'yi eşim çok güzel yapar ama şekerimi bahane edip bana yedirmez:( Ne kadar gaddar değil mi?
Benim gibi diyabetli bir insan bu leziz ve nefis yemek ve tatlılardan ne kadar yiyebilir ki!.. Düşünüyorum da oysa başkasına yedirmek kadar haz verici bir duyguyu tatmak da nefsimizi tatmin ediyor olmalı. Günde dört kez insülin yapıyorum, bu yetmiyor hap da kullanıyorum. Diyorum ki; bir tepsi baklava alsam (Şöbyet) sonra gitsem bir gece kondu mahallesine oradaki yoksul ve sümüklü çocumlara yedirsem, on tepsi baklava yemiş kadar olurum. Bu düşünce bile insanı kalben mutmain ediyor doğrusu.
YanıtlaSilGeçmiş olsun, Allah şifa versin. Bende de var o şekerden ama sizinki çok ileriymiş. Çok kötü bir illet, hele bir de tatlıyı seviyorsanız. Sizin gerçekten dikkat etmeniz gerek kendinize. Yanlış hatırlamıyorsam şeker hastaları uzun yaşarlarmış. Allah size de uzun ve sağlıklı ömür versin. Siz yine kendinizi rahatlatacak bir çözüm yolu da bulmuşsunuz:)
SilBu fellah köftesini ilk kez Adana'da yemiş ve gerçekten çok beğenmiştim. Sanırım iki sene önce aklıma düştü, internette tarifleri karıştırdım yapmaya yeltendim. Benim hamurum hiç güzel olmadı. İnternet tariflerine güvenmediğim için beş altı tarifi karıştırıp denedim, yine de tadı o Adana'da yediğim gibi değildi. Ama o hamurdan koparıp yuvarlama işi cidden ömür törpüsüydü, yuvarla yuvarla bitmez :) Sanki yaptıkça hamur kendiliğinden çoğalıyor gibi gelmişti :) O yğzden sizi tebrik ediyorum :)
YanıtlaSilDüzgün bir tarifim olsa yine dener miyim, evet denerim:)
Not: Son paragrafa çok güldüm :)
Hüner eşimde. Ben sadece hamallığını yapıyorum:) Sarmısağı ağzıma koymazdım. Şimdi yine sevdiğimi söyleyemem. Fellah köftesi burada üzerine bol sarmısaklı yoğurtla servis edildiği için bana göre değil ama millet bayılıyor:)
SilNot: Ben de:))