25/09/2017 Pazartesi
Bugün tatil günümüz olduğu için geç kalkıyoruz. Hayvan dostlarımızla ilgileniyor, onların yemlerini, mamalarını ve sularını tazeliyorum. Öğlen vakti Toplu Konut pazarından ihtiyaçlarımızın önemli bir kısmını alıyorum. Pazar alışverişini üç güne dağıtmak her bakımdan iyi. Hem daha az yorucu, hem de daha taze oluyor aldıklarımız.
Dönüşüm saat dördü buluyor. "Hadi biraz dolaşalım, biraz değişiklik olsun." diyorum eşime. Dünün verdiği stresi üzerinden hala atamamış görünüyor. "Bu vakitten sonra nereye gideceğiz?" diyor. Aklımda Kuşadası olduğu halde söylemiyorum. Hazırlanıp çıkıyoruz yola. Hava çok güzel. Ne sıcak yakıyor ne de soğuk üşütüyor. Biraz sürat yapıp radara yakalanmadan varıyoruz Kuşadası'na. Merkeze yakın, deniz kenarında bir yere park ediyoruz arabamızı. Deniz havasını özlemişim. Kordon boyu çarşıya doğru yürüyoruz. Çarşıda biraz alışveriş yaptıktan sonra eskiden sıkça gittiğimiz bir balık lokantasına giriyoruz.
Mezeler ilgi alanımız. Nasıl sergiliyorlar, neler var? Benim favori mezem köz patlıcan. Eşim deniz börülcesini tercih ediyor. Yanında bir de tekmil fava söylüyoruz. Ortaya bir de kaşık salata. Kaşık salatada salatalık kullanılmamış. Salatalıkları mı bitti yoksa buranın adeti mi? Bize hizmet eden garsonla sohbet ediyoruz. "Büyük bir gemi geldi bugün." Tecrübeli bir garson olarak aldığı ücreti merak ediyoruz. Bin beş yüz lira deyince şaşırıyoruz. Uzun süredir aynı yerde çalışıyormuş. "Burada tip'ten kazanıyoruz." diyor. "Yabancılar masa başına on Euro, on beş Euro bahşiş bırakıyorlar." Bizim dışımızda iki masa daha dolu, diğerleri boş. İrice bir levrek söylüyoruz. Mezeler lezzetli, balık taze ve güzel pişirilmiş. Hemen yanı başımızda balıkçı tekneleri hoş bir görüntü oluşturuyor. Balığın yanında iki de bira içiyorum buz gibi. Keyfimiz yerine geliyor. Garson uyarıyor. "Yolda çevirme olabilir." İki biradan ne olur ki. Yol boyunca sohbet ediyoruz eşimle. Dönüşümüz saat dokuzu buluyor.
26/09/2017 Salı
Sabahın yedisinde sesleniyor eşim. Zeytinyağı boşaltılacakmış (!) Yeniden menü hazırladığımdan dolayı sabaha karşı yatmıştım oysa. O ise sabahın köründe kalkmış bir sürü meze hazırlığına başlamış bile. Yeni hazırladığım menüde hazırlaması zaman alıcı ve sıcak sunulan mezeleri ara sıcak bölümüne aldım. Mesela kuru domates. Tepsiden tabağa al olmuyor. Önce ısıtacaksın, daha sonra tereyağında kavurduğun cevizi üzerine dökeceksin ki lezzetine doyum olmasın. Şehre inip yazıcıdan çıkartıyorum yeni menümüzü. Bu kez yabancı konuklarımız için sunduğumuz yemek ve mezelerin İngilizce açıklamalarını da ilave ettim.
NARKÖY
Öğleden sonra sürpriz konuklarımız var. Enver Bey, emekli bir general. Birkaç hafta önce eşiyle gelmişti ziyaretimize. Bu kez ablası Nar Hanım ve eniştesi Ahmet Beyi getiriyor bize. Ahmet Bey Tire'liymiş. Onlar da bizim gibi bir rüyalarını gerçekleştirmişler. Gelmelerinin sebebi bize moral vermek. Taş Ev, eşim ve benim hakkımda internet sayfalarımızda verilen bilgileri okumuş, etkilenmişler. Koca general "Ben de mutfakta yeri geldi bulaşık yıkadım." diyor. Ama bir tesisleri var şimdi Narköy adında, muhteşem bir yer. Verandada şaraplarını yudumlarken deneyimlerini anlatıyorlar uzun uzun, tesis ve hizmetlerinden bahsediyorlar. Narköy kocaman bir çiftlik, içinde bir butik otelin ve restoranın yer aldığı, kendilerinin yetiştirdiği organik ürünlerden başka bir malzemenin kullanılmadığı bir hayal dünyası. Yurt içinden ve yurt dışından seçkin misafirlerin ağırlandığı doğal bir ortam, bir yaşam merkezi. Nar Hanım ellerinde 1.500 tohumun yer aldığı bir banka oluşturmuş. Bize gelirken yirmi çeşit kadar organik sebze tohumu getirmiş sağ olsun. "İnşallah sizin de bir tohum bankası oluşturmanıza katkısı olur bunların." diyor içtenlikle. Tohumlar hakkında detaylı bilgi veriyor. "Bu kayısı domatesi, görünümü kayısıdan farksız ama bir de lezzeti var, sormayın." Emekli bir öğretmen, kendini organik tarım üzerinde çok iyi geliştirmiş. "Bizim otuz sekiz çalışanımız var şu anda." diyor Enver Bey. "Sabredin, sizin burası çok güzel olacak, hiç bir şey sizi yıldırmasın." Bu sohbet hem bana hem eşime büyük moral oluyor. Onlara spesiyallerimizden fellah köftesi ve kuru domates ikram ediyoruz. Nar Hanım Adanalıymış. Fellah köftesi ve kuru domatese, cevizimizin lezzetine bayılıyorlar. Gidip onlara dalından şeftali topluyorum. Bizim meyvelerin de ne ağaçlarında ne de toprağında ilaç var. Çekirdeklerini yanlarına almayı ihmal etmiyorlar. Güzel başlayan günümüz güzel bitiyor.
Dışarıdan çok yaşanılası görünse de emekle ayakta duruyor Taş Ev. Geceyi gündüze katarak ikramlıkları hazırlamak işin zor yanı olsa gerek. Hoş yapılan iş sevilince insanlar gücünü de aldırmadan yaptığı işe katıyor. Yapılan işin güzel tarafı ise motivasyonu artıracak yorumlar. Konuklarınızın doğal tohumlar getirmesi ise iyi bir jest olmuş.
YanıtlaSilEmeklerinize sağlık. Paylaşım için teşekkürler, Taş Ev sakinlerine sevgi ve selamlarımla:)
Emek olmazsa hangi iş güzel olur? İkramlıkları hazırlamak inanın ki işin en kolay tarafı. En zor olanı insanla uğraşmak. Evet, işin güzel tarafı yapılan yemeklerin, verilen hizmetin beğenilmesi. Misafirlerin yüzünü güldürmek bütün yorgunluğumuzu alıyor.
SilKonuklarımız bize paha biçilmez değerde tohumlar hediye ettiler. Verdiklerinin kıymetini bildiğimiz için biz de büyük sorumluluk üstlenmiş olduk. Seneye tohumları ekeceğiz, onlara güzelce bakacağız, kendi tohum bankamızın temelleri Narköy'den. Bütün insanlar onlar gibi olsa cennete döner bu dünya.
Teşekkür ederim. Ne demek, okuduğunuz, değer verdiğiniz için ben teşekkür ederim. Sevgiler, saygılar, selamlar...
Fellah köftesine bayılırım, yapması bana zahmetli gelmese her gün yapasım var:))içinde et olmadığından çok seviyorum. Tohum bankası harika olmuş, değişiklik de iyidir dediğin gibi. Emeklerine sağlık. Sevgiler:)
YanıtlaSilAntakya ve G.Antep mutfağı emek ister. Emek verilen her iş güzeldir. Fellah köftesinin hamurunu küçük küçük yuvarlamak oldukça zahmetli. Her seferinde 1.500 civarında yuvarlanıyor. Neyse ki yeni işe başlayan hanımları bu işe ufak ufak sokuyoruz da biraz olsun yükümüz hafifliyor. Eşim bu yemekte bir numara, bu yüzden Taş Ev'in en çok tutulan mezesi.
SilTohum bankası büyük sorumluluk. Allah yardımcımız olsun seneye. Sadece bu iş için bir eleman tahsis etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Evet, ara sıra bir nefes almak, farklı şeyler yapmak güzel. Önümüzdeki Ramazan ayında en azından bir on gün yurt dışında bir ülkeyi ziyaret etme planımız var.
Teşekkür ederim, selamlar:)
Bilgiyi paylaşmak, tohumlardan yararlanmak, görüş alışverişi yapmak... Ne güzel şeyler.
YanıtlaSilNarköy sahiplerinin ziyareti bize büyük moral verdi. Çok iyi insanlar.
SilOrganik sebze tohumu bulabilmek ne mutluluk...
YanıtlaSilÜrünlerin karelerini görmeyi de isterdik mümkün olursa :)
Evet hem mutluluk, hem sorumluluk. Umarım tohumlar canlanır, yeni tohumlarımız olur.
SilBugün geç oldu, ama en yakın zamanda paylaşırım. Aklımdan çıkarsa yine hatırlatın:)
Gün gittikçe Taşev'in üün yayılıyor. Siz de sağlığınızı tahkim ettiğiniz sürece de çalışmalarınız istediğiniz noktaya gelecektir.
YanıtlaSilSevgili Profösör, sizin burada vermiş olduğunuz moral desteğinin büyük payı var bunda. Saygılar, selamlar...
Silözlemiştim blok dolaşmayı. bir kaç sayfaya göz atarken hemen buraya gelmek,senin samimi,sıcacık kaleminden günlüğünü okumak istedim.
YanıtlaSilTakip ettiğim blogları okumak daima bir şeyler kazandırıyor. Ne yazık ki zaman problemim oluyor bu aralar. Teşekkür ederim.
Silne güzel bir gezi olmuş :)
YanıtlaSilFaydalı şeyler yapmak lazım. Üretmenin yanı sıra ruhun da beslenmesi gerek. Kitap okumak, müzik dinlemek, açık havada yürüyüş yapmak, kuşların sesini dinlemek, dostlarla sohbet etmek ve gezmek elbette:)
Sil