KATEGORİLER

1 Eylül 2017 Cuma

İYİ BAYRAMLAR

31/08/2017 Perşembe, Tire

Gecenin ilerleyen saatleri... Taş Ev'in açık kapısının yanı başında sandalyeme oturmuş düşünüyorum. İnsanların çoğunu üşüten bir serinlik benim için haz verici. Alaca karanlıkta kayısı ağacının yaprakları hafif çalkantılı denizin ortasında yalnız bir teknenin nazlı nazlı sallanışını andırıyor. Hiç göremediğim ama seslerinden aşina olduğum gece kuşları geceye hayat veriyor. Arada cırtlak sesiyle bir baykuş sakinliği bozan tek canlı. Venüs ve Fifi çoktan uykuya dalmış. Yok, artık bugün yazacağım, yazmalıyım. Sabaha kadar sürse de kendimi toparlamam kaçarı yok. Kapının önünde saatlerce oturup keyifle hayaller kurabilirim. Demek ki daha henüz yaşlanmamışız. İnsanın hayallerini bir tarafa atıp anılarını anlatmaya başlaması yaşlandığının göstergesiymiş. 

Profösör'ün yorumlarını özlemişim. Son yazılarıma bir sürü yorum yapmış. Önce o yorumlara teşekkür mahiyetinde bir kaç söz yazıyorum. Sabahın ilk güzel haberi oğlumun Ankara'dan sağ salim geldiğini duymak. Şehre inmeden önce mangalın kömürünü ateşliyorum. Malum aşçı bırakıp gidince iş başa düştü. Her giden bir şey öğretiyor insana. Bu son gidenden geriye kalan tatlı sözün, güler yüzün ne kadar aldatıcı olduğu. Verilen sözlerin artık namus olmadığını zaten ondan önce biliyordum. Mangal yakmayı da o öğrenmedi zaten. Geldiği gibi gitti. 

Yardımcı elemanı almak üzere şehre iniyorum. Oğlum yine yapacağını yapmış anneannesine. Gece eve girip doğru onun yattığı odaya gitmiş. Kadın zaten sabahı zor ediyor, gelecekler boğacaklar beni diye. Bizim oğlan tıkırtıyı duyan anneannesinin kim o demesine fırsat vermeden "Bööö" diyerek korkutmuş. Bu yeni kalp krizi geçiren anneye efor testi gibi bir şey. Sabah yanına varır varmaz söyleniyor. "Biliyor musun senin oğlun bana ne yaptı?" Anne hadi geç kaldık, yolda anlatırsın dememe aldırmadan başlıyor anlatmaya. "Siz gidin, ben arabayı yıkatıp arkanızdan gelirim." diyor bizim oğlan.  Dün kurulan büyük pazarın tezgahları kalkmamış. Arife pazarı yarın kurulacağı için arada kalan bugün de alışveriş günü. Dün, bugün olduğu gibi yoğun bir gün yaşamıştık. İlginç olan neredeyse her gelen pirzola sipariş etmesi (!) Bugün yine pirzola almam lazım. Küçük birkaç alışverişten sonra yaylaya çıkıyoruz.

Öyle bir gündü ki dün, Ödemişten dokuz kişilik rezervasyon yaptıran Kemal Beyin gelmemesine sevindik. Bugün arife, herkes bayram telaşında, dünkü yorgunluğu üzerimizden atarız belki. Kendimize güzel bir masa donatıyoruz. Daha birkaç lokma almadan misafirler gelmeye başlıyor. Neyse bugün fazla gelen olmaz, ceviz kıralım bari diyoruz. Yine yarım kalıyor işimiz. Gelen misafirlerimizin neredeyse tamamı tavsiye üzerine gelmişler. Demek ki doğru yoldayız. Selçuk'tan, Kuşadası'ndan, Torbalı'dan ve hatta İstanbul, Ankara'dan gelen konuklarımızı zevkle ağırlıyoruz. Onlar Taş Ev'e hayran kalıyorlar. İstanbul'dan gelen genç bir beyefendi Eczacıbaşı'nda çalışıyormuş. Henüz yolun başında. "Emekli olduğumda benim de hayalim böyle bir yerin sahibi olmak." diyor ve ekliyor, "Tabii son yasalarla uzatılan emeklilik yaşından sonra emekli olabilirsek..." 

Garip bir şekilde buz kovalarımız eksiliyor. Önce biri yok oldu, son iki gün içinde iki tane daha. Kimin ne işine yarar ki. Bugün mezelerimiz çok sattı. Çok övgüler aldık. Yarın bayram, bayramın ilk günü kapalıyız. Mezeler bitti, bizde yine hazırlık olacak. Oğlumuz ve kızımız yanımızda nasıl olsa. Daha güzel bayram mı olurmuş. Yarın sofralar sadece bizim için kurulacak, yaylanın keyfi bizden sorulacak.  


6 yorum:

  1. Merhaba. İnsanların anılarını anlatması yaşlılığın değil de yaşanmışlığın belirtisi bana göre. Serinlikte doğanın sakinliğine ve huzuruna erişmek, gecenin bir yarısında kuş seslerini dinlemek, yaşadıklarının farkına varmanın doğal bir göstergesi. Güzellikleri sevdikleriyle paylaşıp büyütmek ise insani vazifelerimiz arasında.

    Paylaşım için teşekkür eder, Taş Ev'deki herkesin nice güzel günlere beraberce girmesi temennilerimle, bayramını kutlarım. Sevgi ve selamlarımla:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba. İnsanların farklı düşünmesi gayet doğal elbette. Anılar, yaşanmışlıklar, tecrübe hepsi güzel şeyler ama hayal kurmak, hala geleceğe dair umutla planlar yapmak hayata bizi bağlar. Çevremize baktığımızda ununu elemiş, eleğini askıya asmış çoğu bir şeyler üretmekten elini ayağını çekmiş insanlar görürüz. Yaş belirleyici değil yaşlılıkta. Bana göre 90 yaşına gelmiş bir ressam hala elinden fırçayı düşürmeyip kitap okumaya çalışıyorsa bence yaşlanmamıştır. Diğer taraftan kırkında kahve köşesinde vakit öldüren üretime katkısı olmayan bir kişi yaşlanmaya başlamıştır.

      Ben de size değerli katkınız sebebiyle teşekkür eder, sağlıklı, güzel günler dilerim:)

      Sil
  2. Yanıtlar
    1. Size de mutlu bayramlar olsun, haneniz neşe ile dolsun:)

      Sil
  3. Sevdiklerinizle birlikte nice mutlu bayramlara geçirmenizi diliyorum.

    YanıtlaSil
  4. Teşekkür ederim. Ben de sizin ailecek bayramınızı kutlar, sağlıklı, mutlu günler dilerim.

    YanıtlaSil