KATEGORİLER

18 Mayıs 2020 Pazartesi

AĞAÇ EV SOHBETLERİ # 39

Haftalar su gibi geçiyor. Bir blogger klasiği haline gelen Ağaç Ev Sohbetleri de her geçen gün daha çok seviliyor, daha fazla ilgi topluyor. 39. haftanın sohbet konusu Hayalleri Yaşamak'tan geliyor. Arkadaşımız güzel sorular sormuş ve  bu sorulara blog sayfasında kendi penceresinden bakmış. Fazla uzatmadan sohbet konusunu açıklayıp görüşlerimi sizlerle paylaşayım:

Sezgilerine göre mi, yoksa mantığına göre mi karar verirsin?
Yeni biriyle tanıştığında onun hakkındaki izlenimlerine ne kadar güvenirsin?


Sözcüklerin manası kişilerin anlama kapasitesi ve kabiliyetiyle sınırlıdır.  Bu yüzden herhangi bir konu hakkında fikrimi açıklamadan önce kelimelerin anlamına bir kez daha bakarım. Sözlüğe bakınca "sezgi" sözcüğünün Farsça "feraset" ile eş anlamlı olduğunun gördüm. Feraset, yani sezgi, görünenin ötesine geçmek, işlerin, olayların ve insanların iç yüzünü, dış belirtilerinden sezme, anlama ustalığıymış. O halde konunun biraz daha içine dalalım:

Sadece sezgilerimi kullanarak önemli konularda karar veren biri olduğumu sanmıyorum. İki sözcüğün altını çizdim. Mantığımla karar aşamasına geldikten sonra, karşımda birbirleriyle eşit avantaj ve risk taşıyan iki ya da daha fazla alternatifle karşılaşmam durumunda içlerinden birisini sezgisel olarak seçebilirim. Yani burada çıkış noktam yine akıl olmakta. Basit konularda vereceğim kararlar sezgisel olabilir. Çünkü bilirim ki yanlış karar verdiğimde canım fazla yanmayacaktır. Örneğin ucuz bir elektrikli ev aleti. Güzel ve sağlam görünüyor ama tanınmış bir marka değil. Bilinen bir markayı tercih etmem daha mantıklı. Fakat içimden bir ses pişman olmayacağımı söylüyor. Gider alırım. İyi çıkarsa sevinirim, kötü çıkarsa yanlış karar verdim der geçerim.

Aklımı kullanarak verdiğim kararlarda seçimim, çoğunlukla tek ve tartışmasızdır. Önem derecesine göre bazen karar aşaması uzun sürebilir. Bazen bu karar süresi benim dışımda kısıtlanmış da olabilir. O zaman yanlış karar vermekten korkarım. Konu ne olursa olsun, karar vermeden önce, ne tür avantaj elde edeceğim, nelerden vazgeçmek zorunda kalacağım, hangi riskleri göze alacağım gibi soruları kendime sorup vereceğim cevaplara göre kabul ya da reddederim. Bir örnek vereyim: Harika bir ev gördüm ve piyasa fiyatlarının yarısına alabiliyorum. İyi bir yatırım olduğundan eminim. Fakat istenilen paranın yarısına sahibim. Kredi kullanıp normal yaşantımda kısıntı yapmam gerek. Eyvallah, bankadan kredi kullanma imkanım var ve gerekirse bir süreliğine kemerleri sıkabilirim. Peki, kredi borcunu ödeyebilecek gelire sahip miyim? Bugün öyle olsa bile, borcum bitene kadar bu mümkün olabilecek mi? Patronum iyi bir adama benziyor yarın beni işten çıkarmaz mı diyeceğim? İşten çıkarılırsam hemen yeni bir iş bulabilecek miyim? En kötü ihtimalle kredi borcunu ödeyemezsem ne kaybım olur? İşte bütün bu sorular ve daha fazlasının cevabını bulup ona göre mantığımla karar vermeliyim.

İnsan ilişkileri söz konusu olduğunda pek mantık aranmaz. Çünkü insanla olan ilişkilerin mantığı yoktur. Mantıkla çözemezsiniz insanı. Ne hesaba gelir ne kitaba. İnsan ilişkilerinde mantık, sezgiden sonra gelir. Sezgi duygusal bir iletişim. İnsanın yüzüne, davranışlarına, konuşmasına, giyimine kuşamına bakarak mizacını, ahlakını, huyunu anlamak mümkün. Fakat herkesin yapabileceği bir şey değildir bu, ancak bilgili ve alim kimseler başarabilir. Bu tür insanlar "ferasetli" sıfatıyla anılan "insan sarrafı" kişilerdir. Ferasetin aksi ahmaklığa girer ki bu, insanın içini hoş eden bir durum hiç değildir. Feraset, yani sezgi iki koldan beslenir; İlkinin sebebi bilinmez, şans ya da ilham diyebilirsiniz adına. İkinci kol ise kazanmak ve öğrenmektir ki, bunun adı da tecrübe olsun. İnsan, zamana göre değişen, egoist ve acımasız bir canlı olduğu için onun kafasından neler geçtiğini bilemezsiniz. Çözümü olmayan çok bilinmeyenli bir denklemdir o. Hakkında mantık yürüterek verdiğiniz kararlar sizi yarı yolda bırakır. Bu yüzden mantığı bir tarafa bırakıp ferasetle vermek lazım kararı, ahmaklığa düşmeden.   

Yeni biriyle tanıştığımda onun hakkında izlenimlerime ferasetim nispetinde güvenirim. Bu konuda fazla yanıldığımı da söyleyemem hani. Çünkü şanslı olduğuma inanıyorum, e yılların birikimini de göz ardı etmemek lazım. Dış görünüşün insanı yanıltacağını gayet iyi bilirim ama bu ilk izlenim benim için yine de önemlidir. Bazı insan tipleri ilk görüşte elenip giderler nazarımda. İlişkide olduğum kişi yalan söylememeli, ona güven duymalıyım, elbette onun da bana güven duyması önemli. Yalan söylediğini fark ettiğim anda silerim defterimden. Yeni biriyle tanıştığımda, ona önce şüpheyle yaklaşırım. Sanırım, hiçbir zaman tam olarak güvenmem de. İnsanlar ilişkileri genellikle karşılıklı çıkara dayanır ki, bu durum son derece doğaldır. Son zamanların tartışma konusu fakat buna "sevgi" yi de dahil ediyorum. Aşk mı dediniz, o müstesna! Çıkara dayanmayan bir ilişkinin, birkaç istisna dışında varlığına inanmıyorum. İlişki kurduğum kişiye, acaba ondan bir şeyler öğrenebilecek miyim gözüyle bakarım. Konuşmaya değer bulduğum kişiler her zaman aklını kullanan insanlar olmuştur. Kendilerini hemen belli ederler. Bu yüzden kısa süre içinde onlar hakkında yeterince izlenim sahibi olurum ve kolay kolay da yanılmam.

Ağaç Ev Sohbetleri çatısı altında, bu güzel konuya farklı düşünceleriyle katkı sağlayacak ve yazılan yazıları yorumlarıyla zenginleştirecek tüm blog dostlarına şimdiden teşekkür ediyorum.     

19 yorum:

  1. heey ağaç ev sohbetlerinin fotisi ivit bu sendeki zaten. ben de onu kullanıyom hep, bu hafta yani hayalleri yaşamak denişik bişi koymuş, konuyu da o buldu diyerekten tek tek basaraktan bade süzerekten onun fotisini şey ettim. senin bu konuyu sayntifik yazcağını tahmin ediyodum tebisi. gelcam yinee. rafael nabıyo acabaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayalleri Yaşamak'a jest yaptın yani:) Peki.
      Beklerim. Ağaç Ev Sohbetleri bana ilham veriyor. Yazmayı düşündüklerimle yazdıklarım çok farklı olabiliyor. Sayntifik yazmayı planlamamıştım ama iş yine gidip oraya vardı. Bak senin yaklaşımın da çok hoş. Hele son yazına bayıldım. Neydi o, Sezgili Mantıklı Mantı:)))
      Beklerim:)
      Rafael iyi, iyi hücrede kafayı sıyıracak garibim:)

      Sil
  2. bak bu yazı tipik sen olmuş. ferasetli yazı hihi :) ama bak yeni bir hayatta okuduğumuza göreee tek ve tartışmasız kararların başına çok iş açtı ha ha haaa :) yanii, mantıkla tek tartışmasız karar verebilirim ve bunların doğru olması gerekmez de diyosun ha ha haaa :) tırışka konularda sezgimi kullanırım diyon ha haaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsanın bir çizgisi olması güzel. Yazılarımdan tipimi tayin edebilmen de başka güzel:)
      Evet, mantık bizi yanlışa da sevk edebilir. Çünkü yaşadığımız şu dünyada mantığın işlemediği o kadar çok şey var ki:)
      İnsan ilişkileri hiç de tırışka değil, rica ederim. Bak bu konuda % 100 sezgimi kullanıyorum diyeceğim hiç aklıma gelmezdi. Ama maalesef öyle:))

      Sil
    2. bak ben sana arada şaka takılıyom he :)

      Sil
    3. Ben de sana aynısından yapıyom ne var bunda:) İyi oluyo, boş ver:)))

      Sil
  3. Ne kadar doğru! İnsani ilişkiler sezgi, aşk da sezgi bende ama hayat kararları, tamamen mantık. Çok tuhaf.. Halbuki kendimi hep sezgi ve duygu insanı diye düşünürdüm ama sanırım bende de mantık ağır basıyor (en azından son tahlilde).
    Romanı takip ediyorum ama yorum yazamıyorum, düşüncelerim değişip duruyor :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnsan yazarken düşünüyor. Belki düşünmeyi sevdiğim için yazıyorum. Ben de (ilk tahlilde) kendimi mantık insanı sanırdım. Siz daha iyisini bilirsiniz, insan ilişkilerini bir kalıba sokmak mümkün mü? Sanırım insan ilişkilerinde formülize edilebilecek tek ilişki aşk. Elbette karşılıklı olanı. O da teoride kaldığına göre, mantık aramak boşuna:)

      OK, problem değil. Benim de öyle:)

      Sil
  4. Çok güzel bir yazı olmuş. ilişkilerde güven çok önemli bencede. Ve yalan asla tahammül edemem.

    YanıtlaSil
  5. Sezgilerime güvenirim ama buna rağmen mantığımı daha önde tutmaya çalışırım. Bir zararını görmedim. Kendimce güzel bir dengem var sanırım. Sıkı yazıydı. Emeğinize sağlık 👍😊🤚

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eyvallah:) Sezgi ve mantık. Bazı durumlarda biri bazen diğeri öne çıkabiliyor. Önemli olan doğru olana karar vermek. Sezgimizle vermemiz gereken kararlarda mantığımızı kullanmamız ya da mantığımızı kullanmamız gereken durumlarda sezgimizle hareket etmemiz istemediğimiz sonuçlara yol açabilir. Gerektiği yerde mantık, gerektiği yerde sezgi diyelim. Teşekkürler:)

      Sil
  6. Çok güzel cevaplar... Ben de en kısa zamanda yanıtlayacağım. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler, hadi bakalım sen neler yazacaksın:)

      Sil
  7. "Sezgisel düşünce mantıksal düşünceyi doğurmalı ki,bir işe yarasın.." 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette, bütün icatların temelinde bu vardır:)

      Sil
  8. İnsanlar hakkında ilk bakışta doğru hükümler verenlere çok saygım var benim. Sende onlardan birisin demek ki.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tedbirli olmak işin püf noktası. Teşekkürler:)

      Sil