Kitabın Adı: GORIOT BABA
Yazar: Honore de BALZAC
Sayfa Sayısı: 284
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Çeviren: Volkan YALÇINTOKLU
Türü: Roman
Fransız edebiyatının en önemli yazarlarından biri olan Honore de Balzac'ın bir kitabını okumak istiyordum. Kader beni Goriot Baba ile karşılaştırdı. İlginç bir hayat hikayesine sahip olan yazar, bu romanı sadece altı hafta içinde yazmış. Bir şehriye tüccarı olan Mösyö Goriot, bütün servetini ölesiye sevdiği iki kızına harcadıktan sonra kendini bir kenar mahalle pansiyonunda buluyor. Kızların her ikisi de soylu kişilerle evleniyor fakat damatlar kayınpederlerinin parası suyunu çekmeye başlayınca Goriot'tan yüz çeviriyorlar. Çok sevdiği kızlarının da babalarını aramamaları adamı kahrediyor. Pansiyonu kırk yıldır işleten yaşlı bir kadın olan Madam Vauquer, paralı zannettiği Mösyö Goriot'a ilgi gösteriyor ama Goriot'un gözü kızlarından başka bir şey görmediği için ondan karşılık bulamıyor. Pansiyonda kalan diğer yan karakterlerin derinlemesine mercek altına alındığı eserin önemli diğer iki karakteri; hukuk öğrencisi Eugene Rastignac ve kendini gizlemeye çalışan bir kanun kaçağı olan Vautrin.
Kitabı okumaya başladıktan sonra ilk üçte birlik bölümünde biraz zorlandığımı söylemeliyim. Bunun nedeni karakterleri bir anda algılamakta zorlanmış olmam. Aynı kişiden bahsederken bazen adı, soy adının, bazen Madam, matmazel ve kocasının soy adının, bazen soyluluk unvanının (kontes, barones vs) kullanılması kafamı karıştırdı. Ancak bunu aştıktan sonra su gibi aktı geri kalanı. Gerçekçilik akımının bir temsilcisi olan yazar, bu eserinde, dönemin ahlak dışı toplumsal kurallarına dikkat çekiyor. Zengin olma koşulunun evlilik kanalıyla aristokrat bir aileye katılmaktan geçtiğini, bunun dışında ahlak ve erdemin hiçbir işe yaramadığını hicvediyor eserinde. Çalışmakla bir yere varılmayacağını eğer rahat bir yaşam sürmek isteniyorsa kötülük yapmanın kaçınılmaz olduğunu anlatıyor. Yazar, bugün için de geçerli olan bir toplum eleştirisini o dönemin koşulları içinde başarıyla işliyor.
Kitabı okuduktan sonra yazarın yaşamını araştırdım, bu sayede Goriot Baba'yı yazdığı dönemdeki düşüncelerini daha iyi kavrama imkânım oldu. Bu durum en kısa zamanda başka bir Balzac romanı okuma isteği uyandırdı bende. Çeviriye kötü diyemem ama bence daha iyi olabilirdi. Belki de romanın ağırlığı, kültürel ve dönemsel farklılık ancak bu kadarını mümkün kılmış olabilir ya da ukalalık etmiş olabilirim. Fakat kitap güzel, edebi yönü kuvvetli bir eser, büyük bir zevkle okudum ve henüz okumayanlara tavsiye ediyorum. Bu tür romanlar benim gibi öykü ve roman yazma heveslileri için güzel bir rehber oluyor elbette. Son olarak Balzac'ın sıkıntılarla geçen hayatında geriye yüzlerce taslak eser bıraktığını ancak bunlardan çok azının kitap haline getirildiğini eklemiş olayım.
Tavsiye için teşekkürler, ilginç bir kitaba benziyor..
YanıtlaSilBen teşekkür ederim:)
SilBalzac'ın Vadideki Zambak isimli romanını lise ödevi olarak hazırlamıştım. O zamanlar dönem ödevleri olurdu Edebiyat derslerinde. O yüzden bende anısı büyüktür:)
YanıtlaSilKlasik eserleri, geçmişte yaşanılanları okumayı seviyorum bende. O kadar derin hayal güçleri, öyle geniş kelime hazineleri var ki hayran olmamak elde değil.Keşke hepsini okumaya hayat yetse.
Bu romanı da isim olarak biliyordum ama konusunu özetinizden öğrendim. İsimleri oturtmak zor oluyor bu tip romanlarda. Farklı farklı kullanıyorlar:)
Vadideki Zambak romanını okumak için artık kendimi hazır hissediyorum:) Lise yıllarında bana ağır gelirdi sanırım. Goriot Baba Vadideki Zambak yanında daha kolay okunabilecek bir kitap sanki. Aslında yazar kendi hayatından bazı kesitleri romanlarının içine yerleştiriyor. Dünya çapında bu kadar nam yaptığını göremeden vadesi doldu ne yazık ki.
SilIlk sayfalarda başlayan uzun betimlemeler beni yormuştu.Ne okudum diye bakıp baştan almıştım kitabı :) Biraz tahammül gösterdikten sonra okuma akıcı bir seyir aldı.
YanıtlaSilVautrin'e şaşırmıştım.Rastignac'ın son sözleri "seni yeneceğim istanbul" tadındaydı :)
Evet, ilk kısmı zorluyor. Hızlı okunması gereken bir roman ama karakterleri bir anda vermesi ve betimlemeler bunaltıcı oluyor ve başta kolay ilerleme kaydetmiyorsunuz. Lakin sabır gösterip devam ettiğinizde karşılığını alıyorsunuz. Vautrin'e ben de şaşırdım. Rastignac her ne kadar ahlâklı bir genç olarak tasvir edilse de Balzac'ın kendi fikirleriyle uyuşmadığını düşünüyorum. Kendinden yaşça büyük kadınlarla ilişki konusu yazarın kendi hayatıyla uyumlu ama Balsac, Goriot Baba'nın yanında olmaz, muhtemelen Vautrin'in gösterdiği yoldan giderdi.
SilTavsiye için teşekkürler ☺️ klasikler olarak adlandırabileceğimiz kitaplarda bende ya başta yada sonda anlama zorluğu çekiyorum :-))
YanıtlaSilRica ederim. Sabırlı olmak gerekiyor bazen:) Bitiremediğim tek kitap, Var olmanın dayanılmaz hafifliği idi. Bir zamanların popüler kitabıydı. Onu da bir kez daha denemek isterim, fırsatını yakalarsam:)
SilTanıtım için teşekkürler. Vadideki Zambak'ı pek sevmemiştim ama bunun konusu daha ilgi çekici duruyor. Yazarın anlatımı güçlü fakat çok uzun tasvirler beni konudan koparıyor. Bu kitap nasıl bilmiyorum gerçi. :)
YanıtlaSilSanırım bunu okumak biraz daha kolay ama ilk yarıda pes etmemek lâzım. Romanın esas keyifli yanı karakterleri tanıdıktan sonra ortaya çıkıyor. Uzun tasvir ve betimlemeler bazen sıkıcı olabiliyor ama yerinde ve dozunda olurda tadına da doyum olmuyor:) Ben teşekkür ederim:)
Silgoriot baba mükemmel roman, birkaç yayınevinden okudum, bu okuduğun serinin çevirileri eski olduğu için ağır biraz, meb serisi, iletişiminki de iyi ama can yayınları tahsin yücel çevirisini okumalısın, tahsin yücel büyücü çevirmenlerden :) balzac en sevdiğim iki klasikçiden biri, tolstoyla birlikte, hayatı da ilginç evet, yemek yemeyi çok seviyor ve sürekli evde durmadan yazıyor, nerdeyse odasından çıkmıyor, otuzaltı adet birbirine bağlı romanı var, balzac ve tolstoya kimse yaklaşamaz :) yky kazım taşkent serisinden balzac okuyabilirsin (leviathanın olduğu seri) :) kitaplarını sırayla okursan birbirini izliyorlar, karakterler :)
YanıtlaSilEvet, ben de bayıldım:) İş Bankası Kültür Yayınları tarafından basıldığı için beklentim biraz daha yüksekti sanırım. Evet Can Yayınları bir numara çeviri konusunda. Balzac'ın bir de yaşça büyük kadınlara ilgisi var ve bunu hemen her kitabında yansıtıyor. Bunun iki nedeni var. İlki annesinin onu doğdugu andan itibaren kabul etmemesi, ikincisi yaşlı kadınların parasından ve sosyal çevresinden yararlanma gayreti. Gerçekçiliği hayat felsefesine işlenmiş:) Ne yazık ki son evliliğini yaptığı çok zengin kadınla tam zirveye ulaşmışken buna ömrü sadece altı ay müsaade etmiş. Bir de mum ışığında yüzlerce roman yazmak ne demek, adamın azmine bak sen:)
SilGoriot Baba'nın ilk başladığım çevirisi berbattı. Hani şu ucuz klasik romanlar çıkaran yayın evlerinden birinin çevirisi idi.Bitiremedim. Sonra başka bir yayın evinin çevirisini okudum.Arada o kadar fark oluyor ki. Balzac'ın Vadideki Zambak romanı ilk okuduğum klasiklerdendi. O zamanlar biraz zorlanmıştım tabi. Bana göre sonu efsane biten romanlardan biri :)
YanıtlaSilHaklısınız, çeviri işi bence roman yazmaktan daha zor ve değerli. Çeviriyi yapan romanın yazıldığı dönemi, ait olduğu kültürü, yazarın kendisini çok etraflı araştırmasının yanı sıra çevrildiği dilin kurallarına son derece hakim olması gerekir. Vadideki Zambak'ı bir an önce okumak isterim ben de:)
SilKonusu ilgi çekici duruyor. Ancak sayfalarca yapılan tasvirler beni klasik kitap okumadan uzaklaştırıyor her zaman. Bu kitapta belki de bu geçerli değildir :) Teşekkürler öneriniz için :)
YanıtlaSilBen de uzun yıllar okuyamazdım ama şimdi biraz ağır ilerlese de klasiklerin yanında diğer kitaplar sabun köpüğü gibi kalıyor benim gözümde. Hem bir dönemin tarihini öğrenirken sözcüklerle adeta dans etmeleri muazzam bir keyif veriyor insana. Dediğim gibi kitabın en fazla ilk yüz sayfasında karakterleri ve olayları anlamaya çalışıyorsunuz. Eğer sebat edip bu kısmı aşabilirseniz geri kalan kısmı çok keyifli. Ne demek, iyi okumalar:)
SilBu Fransızlar da sömürü mantığı ezelden var demek ki, kötülük yap, çalışmadan kazan.
YanıtlaSilSadece Fransızlarda değil insanın özünde var sömürü mantığı aslında.
SilYazarın yaşam öyküsü oldukça ilginç. Bence kitaplarından önce yazarın hayatı hakkında biraz bilgi sahibi olmak gerektiğini düşünüyorum. Zira romanlarında yazarın hayatını konu alan pek çok detay var:)
YanıtlaSilokuduğum kitaplarda hep balzac'dan bahsederler. bir alıp okumadım. bir sonraki kitap alımımda alayım artık.
YanıtlaSilBen de uzun zamandır Balzac okumak istiyordum. Sanırım diğer kitaplarını da okuyacağım şimdi:)
SilBalzac hakkında ilk bildiklerimi felsefe öğretmenimden duymuştum. Çok uzuuun betimlemeleri var demişti, bunaltır sizi demişti. Tabi ben de bir ön yargı oluştu. Hiçbir zaman okumak istemedim yazarı. Ama şimdi Goriot Baba'yı okuyacağım gibi. Hukuk öğrencisi, kanun kaçağı çatışmasına bayılırım. :)
YanıtlaSilBetimlemelerinden ziyade karakterleri kavrayana kadar bunaldım ama onları yerli yerine koyunca inanılmaz derecede zevk aldım. Kanun kaçağı önceden kendini gizliyor, hukuk öğrencisi onun önerdiği ahlak dışı gerçekçilik ile ahlaklı romantizm arasında bir tercih yapmak zorunda. Kanun kaçağı yakayı ele verince hukuk öğrencisi tercihini yapıyor ama gerçekler bir dağ gibi önünde. İyi okumalar:)
SilCebimde az biraz param olunca öğrenci halimle kendimi epey güvende hissederken kitabı alıp okumuştum yıllar önce... ve kitapta da bununla ilgili bir cümle vardı sanırım,tam olarak hatırlamıyorum cümleyi maalesef. O yüzden pek unutmuyorum kitabı :) Anekdotum dışında toplum eleştirisini başarılı işlemesi kısmına katıldığımı söyleyebilirim. Yeniden okuma isteği uyandırdı yazınız
YanıtlaSilKitapta toplum eleştirisine yönelik alıntı yapılacak çok güzel bir o kadar da gerçek sözler çok fazla. Bu kitabı daha da değerli kılıyor elbette. Haklısınız bazı kitapları zor okuyoruz ama zihnimizde daha kalıcı oluyorlar. Teşekkür ederim:)
SilÇok güzel, yararlı, düşündürücü bir yazı olmuş. Yüreğinize sağlık. Yorumlara verilen cevaplar da kitap tanıtımını tanımlıyor. Yıllar önce severek okuduğum kitaplardan biridir Goriot Baba. O yıllarda beni en çok etkileyen kitap Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sı oldu.
YanıtlaSilKitap tanıtımlarını bırakmayın lütfen. Harika bir çalışma.
Esenlikler dilerim.
Çok teşekkür ederim. Beni çok mutlu eden bir yorum. Eleştiri ve yorumlara en az yazı kadar değer veriyorum. Pişmanlık fazla sevmediğim bir duygu olmakla birlikte her okuduğum kitaba kısacık da olsa buna benzer değerlendirmeler yapmadığım için pişmanım maalesef. Okuduğum kitaba ilişkin yazdıklarım romanın bir özeti değil ana hatlarını kayıt altına almaktır. Bazen okuduğum kitaplar zihnimden silinse de dönüp bu yazılarıma baktığımda yeniden aklıma geliyor. Çok daha önemlisi yazar, çevirmen ve kitap hakkındaki bireysel düşünce ve duygularımı aktarıyorum bu yazılarda. İnanın bu yazıları sıcağı sıcağına yazmadığım zaman sanki eksik bir şeyler kalmış hissediyorum. İlginiz için çok teşekkürler:)
SilGoriot Baba'yı duymuştum. Tanıtım için teşekkürler.
YanıtlaSilBen okumakta çok geciktim, umarım siz benim düştüğüm hataya düşmezsiniz. Zira başında biraz zorlasa da tadı damakta bırakan bir roman:) Ben teşekkür ederim:)
SilBalzac'i sevemedim bir türlü.Ağdalı dili biraz bizim Yeşilçam filmlerini hatırlatıyor bana, inandırıcı gelmiyor.
YanıtlaSilVadideki Zambak'tan sonra uzun bir süre Balzac okumam sanırım. Dediğinize katılıyorum.
Sil