KATEGORİLER

8 Ekim 2021 Cuma

AĞAÇ EV SOHBETLERİ # 111

Sevgili DeepTone tarafından organize edilen Ağaç Ev Sohbetleri etkinliğimiz tüm canlılığıyla devam ediyor. Önceki haftaların sohbet konularını ve konuları öneren arkadaşlarımızın isim listesini burada bulabilirsiniz. Bu haftanın konusunu sevgili Manxcat/Kuyruksuz Kedi belirledi. Sıra dışı tuhaf alışkanlıklarımızı ifşa edecek haftanın konusu şöyle:

"Takıntılı olduğunuz şeyler var mı?"

Takıntı denilince bir inanç gereği ya da hiçbir mantığı olmadığı halde yapılması veya yapılmaması halinde endişe ve huzursuzluk yaratan huy ya da davranış biçimlerini anlıyorum ben. Araştırmalara göre kadınlarda erkeklere nazaran çok daha sık görülürmüş. Diğer taraftan takıntılarla baş edememe durumunun, bilimsel açıdan asla bir kişilik zayıflığı ya da irade noksanlığı çerçevesinde ele alınmaması gerektiğini ifade eden uzmanlar, bu rahatsızlığın aslında hassas ve zeki insanların başına geldiğini belirtiyorlar. Aristo mantığından hareketle, bu saptama kadınların erkeklere göre daha hassas ve zeki olduğunu bir kez daha kanıtlamış oluyor.

Bana gelince doğal olarak! fazla takıntıları olan biri değilim. Fakat en çok görülen takıntı türlerinden biri olan kapıların açık kalmış olabileceğinden kuşku duyma durumunun bir benzeri bende var. Ne zaman arabadan inip kumandayla arabamı kilitlesem içimde bir huzursuzluk peydahlanmakta. Çoğu kez gayrı ihtiyari yaptığım kapı kapatma eylemini kafama fena takarım. Eğer şanslıysam arabadan on on beş adım uzaklaştıktan sonra aklıma düşer ama çoğu zaman eve çıktıktan sonra işkillenmeye başlarım. Kendimi rahatlatmak için üşenmeden tekrar arabamın yanına gider kilitleyip kilitlemediğimi kontrol ederim. Bugüne kadar yüzlerce kez maruz kaldığım bu durumda sadece bir kez arabamın kilitlenmemiş olduğunu gördüm.

Bana epey rahatsızlık veren bu huyumu aşmak için biraz araştırma yaptım. Obsesyon OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk) olarak olarak adlandırılan söz konusu davranış türüne halk dilinde vesvese dendiğini biliyordum. Vesvesenin nedeni Şeytan, ondan kurtulmanın üç yolu varmış: Birincisi istiğfar, yani tövbe etmek, ikincisi istiaze, yani  Şeytanın şerrinden Allah'a sığınmak, sonuncusu da sık sık eûzü besmele okumak.   

Bu iş canımı sıkıyor, bir an önce takıntımdan kurtulmak istiyordum. İlk aklıma gelen, vesveseme neden olan Şeytan'ı ortadan kaldırmak olmuştu. Eğer bunu başarabilirsem vesvese olayı dünyadan silinebilecekti ve ben insanlığa büyük bir fayda sağlayacaktım. Her şeyi göz almıştım ama Şeytan denilen şey gözle görülür, elle tutulur bir şey olmadığı için plânımı gerçekleştiremedim tabiatıyla. Bu yüzden alimlerimizin tavsiyesine uyup en azından kendimi Şeytan'dan kurtarma cihetine gittim. Bana göre yaşadığım süre içinde hiç günah işlemediğim için tövbe, istiğfar etmemin anlamı yoktu. İlahi kattan bakıldığında ise biriken günahlarım için kırk yıl tövbe etsem yine de vesveseden kurtulmaya yetmeyecekti. İkinci olarak Şeytan'ın şerrinden kaçınmam gerekiyordu. Kendisiyle hiç tanışma fırsatım olmamıştı. Onun çok kurnaz ve zeki biri olduğunu biliyordum. Ne kadar gayret göstersem de bir şekilde beni oyuna getirebilirdi. Zira yeri göğü yaratan Tanrı'ya sığınan nice softa insanlar gördüm, Şeytan hepsinin ruhunu teslim almıştı. Buna karşılık hiçbirinin cennete kabul edilecek miyim yoksa nar-ı cehennemde yanacak mıyım diye vesvese ettiklerine rastlamadım. Sonunda takıntının Şeytan'ın bir işi olmadığına karar verecektim ki hadi sonuncu yolu da deneyim aklımda kalmasın dedim. En kolayı buydu. Elime tespihi aldım, 99 kez eûzü besmele çektim. Aklıma yarım saat önce kapının önüne bıraktığım arabam geldi. Acaba kapısını kilitlemiş miydim? Çaresiz giyinip aşağı indim. Kapıları kontrol ettim. Her zaman olduğu gibi yine kilitli buldum ve eve geri döndüm.

Gerçekten işe yaramıştı sanki. Son üç gündür arabamı kilitleme takıntımın ortadan kalktığını fark ettim. Bu üçüncü yol sayesinde artık vesvese etmiyordum. Ne var ki yeni bir durum çıkmıştı ortaya. Eûzü besmelemi çekip tespihi elimden bırakır bırakmaz garip bir huzursuzluk çöküyordu üzerime. Acaba tam 99 kez besmele çekmiş miydim? Ya el alışkanlığıyla tespih tanelerinden birini atlamışsam! Hadi sil baştan, yeniden tespihimi elime alıp çekiyordum. Bir süre sonra kafam çalıştı, fazla besmele göz çıkarmaz deyip on kez daha ilave ettim. Bu durum aşağı inip arabamı kontrol etmekten daha fazla zamanımı almaya başlamıştı. Lakin ana sorun çözülmüştü, artık arabamın kilitli olup olmadığına takılmıyordum.    

12 yorum:

  1. Ahahahah ay çok özür dilerim hele benim hiç gülmemem lazım gelirken.... :D Siz çok ve mutlu yaşayın e mi!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Niye ki ne? Gülme konusunda bir sınırlama yok, dilediğiniz kadar gülebilirsiniz. Fakat gerçekten işe yaradı bu anlattığım:)))

      Sil
  2. Vesvese kötü bir şey gerçekten. Kimilerini ibadetten bile alıkoyuyor. Namazda aklıma şu geliyor, gözümün önüne bu geliyor, en iyisi bırakayım diyen de oluyor. Akla olumsuz bir şey geliyorsa da geçer gider, insan düşünmemeliyim diyip uğraştıkça zaten o şeyden kurtulamıyor.
    Mesela eve hırsız girmesinden korkan biri aman ilk defa mı bir eve giriyor hırsız, olsun varsın, dünyanın sonu sanki diye düşünse pek bir sorun kalmayacak ortada. Tevekkül de önemli. :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vesvese kötü bir şey ama fonetik olarak çok severim. En sevdiğim surelerden birinde geçen yüves fisü fisudurennas (يُوَسْوِسُ فِي صُدُورِ النَّاسِ) sözcüklerine bayılırım:) Annem bir zamanlar ne zaman namaza dursam aklıma hep şeytanlık gelir derdi. Bu gayet doğal. Çünkü Arapça bilmediği için zihin başka yöne kayıyor ister istemez.

      Tevekkül bir şeye boyun eğmek, teslim olmak demek. Gelecek söz konusu ise ne kadar plan yaparsak yapalım, kendimize hangi hedefleri koyarsak koyalım sonuçta her şey alt üst gelebilir ve tevekkülden başka yapacak bir şeyimiz olmadığını görür ve kabullenmek zorunda kalırız. En ümitsiz durumda önümüze açılacak yeni kapılar hayatımızın akışını değiştirebilir. Sadece biraz dirençli ve sabırlı olmamız yeter. Başka şeye ihtiyacımız yok:))

      Sil
  3. Offfff kahkaha atmaktan yazamıyorum şu an Mr. Kaplan :))))) Elinize - yoksa besmele çeken dilinize mi demeliyim :P - sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne mutlu bana sizi böyle güldürebildiysem Mrs. Kedi:)) Din kültürüm fena sayılmaz:) Ancak ben şöyle bir yol izledim. Akli baliğ olduğumdan itibaren kendimi uhrevi işlere verdim. Liseyi bitirdikten sonra Kemâle ermiştim. Daha sonra dünyevi işlere daldım ve bu konuda epey ilerledim. Şimdi kendimi her iki dünyadan emekli sayıyor işin tadını çıkarıyorum:))

      Sil
  4. Bakın yorumum tam 15.15e geldi ve yayınla butonuna basarken fark edince yazayım istedim bunu da :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vardır bir hayır o zaman:))) Şu an bekleyip cevabı 16.16 da göndersem mi diye düşünmeden edemedim:))

      Sil
  5. araba kiliti ve besmele, yani bu iki deneyim de gerçek mi yoksa mizah hikayesi mi yaaa, ikisi de olacak şey değil yani :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Araba kilidi gerçek diğerini sen tahmin et:))

      Sil
  6. Gerçek mi kurgu mu ayırt edemediğim bir post olmuş ama takıntılar konusunda benim de özellikle ütüyü ve ocağı açık unutma, anahtarı kapıda bırakma gibi unutkanlıklarım olduğu için bazen içime bir kurt düşer ve tekrar tekrar kontrol ederim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ortaya karılık diyelim:)) Bahsettiğin takıntı türleri halk arasında en sık görünenler arasında. Annemde çok belirgindir meselâ. Dışarı çıkarken kapıyı kilitledikten sonra emin olmak için saniyelerce iter çeker:))

      Sil