Bugün yaylada da çalışma olmayacağını söylemişti Kadir. Durum böyle olunca havanın güzelliğine aldırmayıp dinlenmeye ayırdık bugünü. Aslına bakarsanız eşimin belinden rahatsızlığı nedeniyle biraz da zoraki dinlenme oldu bu. Ne zamandır film seyredemiyordum. Coen kardeşlerin yönetmenliğini yaptığı 1991 yılı yapımı bir film seçtim. Yorumlara bakılırsa hem çok beğenenler hem de sıkıcı bulanlar vardı ama zevkler ve renkler tartışılmaz deyip şansımı denemeye karar verdim.
Filmin adı "Barton Fink". 1940 yıllarında geçen filme adını veren Barton Fink, Newyork'lu Yahudi bir oyun yazarını oynuyor. Los Angeles'tan aldığı bir teklif üzerine ilgi alanına girmeyen bir konuda sıradan bir senaryo yazması isteniyor yazardan. Ismarlanan eseri yazmaya başlar başlamaz bir türlü gelmek bilmeyen ilham perisi sebebiyle Fink'in yaşadıkları filmin ana temasını oluşturuyor. Senaryoyu yazdığı gizemli otel odasındaki kapı komşusu Charlie Meadows, ünlü senarist Mayhew ve onun kız arkadaşı Audrey içine düştüğü sıkıntılı durumdan kurtaramıyorlar Barton Fink'i. Psikolojik gerilim türündeki filmin sonlarına doğru birbirini takip eden beklenmedik olaylar gerçek üstü boyutlara taşınıyor.
Ben filmi zevkle izledim ve beğenenler arasına katıldım. Akşama yine balık sofrası kurduk. Canımızı sıkan tek şey, salata için çıkardığım dolu zeytinyağı şişesine kazara dokunup tezgahtan aşağı düşürmem oldu. Neyse artık bunu da hayra yorduk.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder