Kulağım telefonun sesinde, kahvaltıyı hazırlıyorum. Telefon geldiği anda her şeyi olduğu gibi bırakıp yaylaya, kapıları açmaya gideceğim. Bugün dolap montajı var Taş Ev'in. Ünal Usta geleceğim dediğinde gelir ama gecikmeye başlayınca telefon ediyorum. Araç yükledikleri için öğleden sonra geleceklermiş. Bilseydim böyle olacağını eşimin doktor randevusunu sabahtan aldırırdım. Artık o yalnız gitmek zorunda... Son dört beş gündür ağrılarında azalma var. Umarım bu iyileşme devam eder.
Beklediğim ikinci telefon İzmir'den. Bulaşık makinesi devreye alınacak. Arayıp öğlene doğru gelebileceğini söylüyor servis elemanı.
Öğle üzeri Ünal Usta arayıp yarım saat sonra yukarıda olacaklarını söylüyor . Hazırlanıp evden çıkıyor ve ekip gelmeden yaylanın kapılarını açıyorum. Arabanın arkası tuvalet kapılarının parçaları ve aksesuarları ile dolu. Hepsi ağır parçalar, özellikle dört adet kapı kanadı taşırken zorluyor beni. Ünal Usta ve adamları geldiğinde arabayı boşalmıştım neredeyse.
Marangozlar çalışırken saat başı bulaşık makinesi yetkili servisini arıyorum. Her seferinde "Yola çıkmak üzereyim, Torbalı'ya vardım" gibi laflarla oyalanıyorum. Neyse ki, geç de olsa geliyorlar. Geldiklerinde Ünal Usta'nın ekibi işlerini neredeyse bitirmek üzereydi. Servis elemanları gelir gelmez makineyi çalıştırdı, kontrollerini yaptı ve bana makinenin nasıl çalışacağını gösterdi. "Çalışır durumda teslim aldım" belgesini imzalatıp gittiler.
İşler biter bitmez yaylanın kapı ve pencerelerini kapatıp aşağı inerken eşimi arıyorum. Salı pazarına geç kaldık yayla işlerinden dolayı. Evden eşimi alıyorum. Arabasının periyodik bakımlarının yapıldığını, arka balataların, yağ ve filtrelerinin değiştirildiğini haber vermişti sabahtan Olgun Usta. Pazar alışverişini eşimle birlikte yapıyoruz.
Arabayı servisten almadan önce yolumuz üzerindeki tabelacıya uğradık. Nasıl ve hangi büyüklükte ve kaç adet tabelaya ihtiyacımız olacak yerini gördükten sonra söyleyecekmiş Ahmet Bey.
Adı artık kesinleşti. Üç seçenek üzerinde durmuştuk isim konusunda. Birincisi "Kaplan", ikincisi "Yayla", üçüncüsü ise "Taş Ev". Üçüncüsünde karar kıldık. Baştan beri kafaya koymamıza rağmen halkımızın dilinin dönmekte zorlanacağını düşündüğümüz "Kaystros" adını da kullanacağız. "Kaystros Taş Ev Cafe & Restaurant"
Tam bir sene oluyor yola çıkalı... Duvarlarından çatısına, döşemesinden ahşap balkonuna kadar yılların vermiş olduğu yorgunluğu taşıyacak takati kalmamış, eskilerin "Kule" dedikleri taş evi yıkıp kocaman bir tarihi yeniden ayağa kaldırmaya başlayalı... Eski görüntüsü ne kadar cinler, periler basmış bir köşkü andırsa da yenisi bir o kadar sıcak, dost ve davetkar. Diğer bloğumda 20/06/2015 tarihinde "Kaystros Kaplan Tyrha Cafe Restaurant" adıyla hayal etmiştik bugünü...
p.s Pazardan dönüşü herkes kendi arabası ile yaptı.
Eski hali bu muydu? Vay canına demek istiyorum. Ancak aynı cephelerden yeni resimlerini de görmek isterim ;) Şimdiden hayırlı uğurlu olsun. Eşinize de geçmiş olsun diliyorum.
YanıtlaSilEvet, eski hali buydu:) Yenisinin resimlerini de koyacağım elbette. Taş Ev'in hemen önünde küçük bir süs havuzu, birer adet kiraz, kayısı ve ceviz ağacı var. Mevsim itibarıyla ağaçlar yeşillere büründüğünden resim konusunda Taş Ev'in önünü kapatıyorlar biraz. Geçmiş olsun dilekleriniz için teşekkürler.
Silvay be, bu halyle bile harika görünüyor, yenisini çok merak ettim. elinize sağlık =)
YanıtlaSilEvet, bence de öyle. Ama artık içine girilmeyecek haldeydi. Yenisini anlatmaya devam edeceğim :) Teşekkürler...
Silİnsan burda yaşlanmaz ki. Tam hayallerimdeki gibi. Allah işinizi rast getirsin.
YanıtlaSilBakalım:) Umarım herşey hayal ettiğimiz gibi olur. Sizin hayalleriniz de ziyadesiyle gerçekleşir. Teşekkür ederim.
SilHayallerinizin gerçekleşmesi ne kadar güzel, şahane bir ev olacak "taş ev". Kim bilir, belki de birgün yolumuz düşer ve sizin organik reçellerinizden yemek bize de kısmet olur...
YanıtlaSilEşinize sevgi ve selamlar.
Evet, hayatımızın geriye kalan bölümünü bu işe adadık dersek yalan olmaz. Bizi onurlandırmış olursunuz. Çok teşekkür ederim.
SilBöyle yenilenmeler eskiyen yapılar için çok güzel. Şehirden yaylara göç de gözlere bayram, sağlık için bayram.
YanıtlaSilElbette özünü bozmadan. Eski evden çıkan taşın çoğunu kullandım. Taş işçiliği çok kaliteli olmasa da yöresel taş evlere ve eski haline uyumlu. Eskiden taşların arasında kullanılan özel killi toprak yerine sağlamlık bakımından daha uygun olan harç kullandım. Temel ve hatıl kirişleri betonarme. Bunların dışında sadece ağaç ve taş var. Taş Evin çatısı ve ara kat döşemesi, pencere ve kapılar tamamen masif ağaç. Yazın serin, kışın sıcak:)
YanıtlaSilBu hali ile de çok çekici. Yolumun düşmesi için sabırsızlanıyorum.
YanıtlaSilBekleriz, her zaman...:)
YanıtlaSilVaaow düşündüm de aynada ki o resim ve bu resmler harika bir iş çıkartmışsınız.tebrikler.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Sevgiler...
SilFiyat ları yazar mısınız. Teşekkürler
YanıtlaSil