Sabah erken saatlerde Hasan Usta için kapıları açmam gerekiyordu. Diğer taraftan Elektrikçi Ali'nin dükkanına gidip Kamil'i salona avizeyi takması için göndermesini isteyecektim. Hasan Usta telefon edip ben çıkıyorum dediğinde kahvaltı sofrasından henüz kalkmıştım. Mecburen yolda Ali'yi aradım. Şaşırtıcı bir şekilde hiç itiraz etmeden "Tabii hemen gönderiyorum." dedi. Şaşırmıştım. Artık iyice tecrübe sahibi olduğum için Kamil'i aradım arkasından. "Kamil, ben patronunla konuştum, gitsin tamamlasın işi dedi bana, seni aramadı mı?" diye sordum. Tahmin ettiğim gibi "Yok beni arayan olmadı." dedi. "O zaman sen onu ara, belki unutmuştur." dedim.
Yukarı çıkarken Kaplan Köyünde Hasan Ustanın pikabını solladım. O yaylaya çıkana kadar kapıları açtım. Kamil'i aradım tekrar. "Ağabey bir yerde boru patlamış onu yaptım, şimdi dükkandan merdiveni alıp geliyorum." dedi.
Hasan Usta işini çabuk bitirdi. Daha çok sohbet ettik Kamil'in gelmesini beklerken. Kamil'in tek başına avizeyi yerleştiremeyeceğini düşünmüş olmalı ki, işini bitirir bitirmez kaçıp gitmek istemedi. Bizim ahşap çatının bir benzerini Bodrum'daki Sea Garden otelinde yapmışlar. Sabancı ailesinin Bodrum'daki yazlıklarının bütün ahşap işlerini kendileri yapıyormuş. Şimdi İzmir Tren Garının 1.400 m2 çatı restorasyon işini almışlar. Temiz iş çıkartıyorlar. Kalifiye ve ahlaklı eleman en büyük sorunmuş onlar için de. Dün kendisine yardımcı olan genç aslında atama bekleyen tarih öğretmeniymiş. İş bitmeden benimle birlikte şehre dönmesini ve iş bitmeden ustasını yukarıda yalnız bırakmasını hiç tasvip etmemiş. İşini severek yapıyor Hasan Usta, her halinden belli ediyor bunu.
Çok geçmeden Kamil geldi arabasıyla. Merdiveni yukarı kurup avizenin montajına başladılar Hasan Ustayla birlikte. Tek merdiven yetmeyince benim açılır kapanır merdiveni getirdim. Kamil'den sonra avizenin dengeyi bulması için Hasan Usta çıktı yukarı. Son olarak elektrik bağlantılarını yaptı Kamil.
Kalan diğer işlerin asma tavan montajından sonra tamamlanmasına karar verdik. Ustalar gidince biraz temizliğe başlamak istedim. Mutfağın, girişin ve üst kat salonun kabasını aldım. Tuvaletlerin hepsini temizleyip yıkadım. Çıkan bir sürü ambalaj malzemesini dışarıda topladım. Naylon, kablo, PVC boru gibi atıkları çuvala doldurup çöpe atmak üzere arabanın bagajına koydum. Koli kutularını yakmak üzere bir köşede topladım.
Ankara'da satış için emlakçıya verdiğimiz evimize meçhul kişiler kurşun yağdırmıştı. Nedenini tam olarak bilemediğimiz bu olayın sorumlusunun karşı apartmanda atış talimi yapan kişiler olduğunu tahmin ediyorum. Peşine düşmeye kalksam bir sonuç çıkmayacak. Bir arkadaşımızın dediği üzere burası Türkiye. Kış bahçesi olarak kapattığımız terasın üç büyük camında tam on sekiz kurşun deliği! Emlakçı bir camcı bulmuş. Ona değiştirteceğiz. Emlakçıya parasını havale etmek üzere eve döndüm. Dün yatıracağım davlumbaz ve kompakt tuvalet kapılarının ön ödemeleri ise yoğunluktan dolayı bugüne sarkmıştı. Eşimle birlikte bu banka işlerini hemen hallettik.
Kalan işlerden biri de duşa kabin işiydi. Birkaç fiyat aldık ama burada duş teknesi bulamayacağımızı söylediler. Onun da İzmir'den alınması gerekiyormuş. Arabamın servisten bir an önce çıkması lazım. Rüştü Ustayı arıyorum. Haberler iyi. Yanlış gelen ön tamponun yenisi ve diğer bütün malzemeler ulaşmış kendisine. "Senin arabanın üzerinde çalışıyorum." dedi. Arabamın önümüzdeki hafta sonuna kadar çıkacağını tahmin ediyor. Ebeveyn banyosundaki pencerenin konumu ne yazık ki istediğimiz boyuttaki küvet seçimimizi kısıtlıyor. Yarın net ölçü alıp araştırmaya devam edeceğiz.
Asma tavan işini verdiğim penciye gittik. Malzemeler ambara verilmiş ancak ambardan ancak yarın öğlenden sonra çekebiliyormuş. Bu iş de yarın tamamlanırsa elektrikçi dört adet sensörlü tavan aydınlatmalarını bağlayabilecek.
Sanıyorum işler bitince en çok elektrikçi Ali'yi özleyeceğiz. O kadar çok okudum ki savsaklama idolü oldu adam.
YanıtlaSilAli işlerini bitirdiğinde ne yazacağımı kara kara düşünmeye başladım ben de şimdiden... :)
YanıtlaSil