Meteorolojinin aksine güneşli bir gün. Ekibi alıp geldikten sonra herkes görevinin başına koyuldu. Küçük bilgisayarda yüklü müzik listelerinin tamamı silinmiş. Son haftalarda diğer bilgisayarımı yanımda taşımıyorum. Müzik olmazsa olmaz burada.
Hemen şehre inip bir şeyler yapmam lazım. Daha önce bazı müzik listelerinin bilgisayarımda yüklü olduğunu biliyorum ama onları ayıklamam gerek. Alelacele hazır bir liste buluyorum. Bu geceyi atlatırsam yarına daha iyisini düşünürüm.
Eve girer girmez eşimin istediği malzemeleri bırakıyorum. O kadar insan varken bazı spesiyal çeşitleri kimseye bırakmıyor, yoruyor kendini.
Yaylaya dönüyorum. Ekip güneşi arkasına almış ceviz kırıyorlar. Ne var ki ilerleyen saatlerde hava birden soğuyor. Adnan Şef şömine sobayı yakarken Aşkın Şefle birlikte yukarı yayladan bir araba odun getiriyoruz.
Yanımda getirdiğim bilgisayardan müzik yayınına başlıyoruz. Yabancı müzik yerli müzik birbirine karışıyor. Arada sevmediğim müzikler de olsa yapacak bir şey yok. Tam otuz dokuz saat kesintisiz çalabileceğini düşünüp en azından bu geceyi kurtardım diyorum. Mutfakta Aşkın Şef ile konuşurken panik halinde Aydın Şef geliyor yanıma. "Müzik, müzik" diyor. Diğer müziklerin arasında garip bir müzik parçası başlamış çalmaya. "Ağrı dağının eteğinde..." Karizmayı çizdik şimdi işte. Koşup durduruyorum. Birkaç dakika sonra yeniden başlıyor müzik yayını. Yukarıdakiler anlamıyorlar bu durumu. Gece misafirleri geç saatlere kadar oturuyorlar.
Bir blog açmakla ne iyi etmişiniz. Dışarıdan görüp, biraz oturup kalktığımız yerlere şimdi hep başka gözle bakar oldum :)
YanıtlaSilBu aralar bunaldım biraz. Önce kitap okuyamaz oldum, son hafta sevdiğim blogları okuyacak zamanım olmuyor maalesef. Buna rağmen sizlerin değerli zamanınızı ayırıp yazdıklarımı okumanız beni mutlu ediyor. Evet hiç bir şey göründüğü gibi değil gerçekten:)
Sil"Oy Ben Nidem Nasıl Edem
YanıtlaSilBaşım Alıp Nere Gidem
Bu Bendeki Aşk Değil (Cano Cano)
Söyle Bana Nere Gidem"
:)))) Bu şarkıya hep gülerim, karizma konusunda direkten dönmüşsünüz :)))
Ben mesela gelseydim Taş Ev'e o anda, neresi olduğunu bilmeden, aşağıda "cano cano " sesini duyunca can havliyle kaçardım herhalde :))
Sayenizde sabah sabah iyi güldüm, demek ki hazır listelere güvenmemek lazımmış:)) En kötü iş kazası böyle olsun.
Yalnız Aydın Şef'in müzik duyarlılığını da takdir etmek lazımç
Sabah okudum yorumunuzu. Katıla katıla gülmeye devam ediyorum:))) Eşime okudum, yine güldük. En çok da "Can havliyle kaçmak" lafına.
SilAdnan ile Aydın ismini karıştırıyorum. Hala öğrenemedim şu bizim şefin adını. Günlüğü yazınca o da fark etmiş ismini yanlış yazdığımı. Bizim şef garsonun adı Adnan, Aydın değil ama ben yanlış yazmışım:)
Keyifli günler:)