Oldukça kararsız bir hava. Sabah yaylaya vardığımızda rüzgarı arkasına alan kara bulutlar hızla kuzeye doğru ilerliyordu. Uzun zamandır beklenen yağmur gece boyu devam etmiş, naylon örtü altında koruduğumuz ceviz ağaçları dışındaki bütün yakacak odunları ıslatmış. Sabah gelirken ağaç motorlu testeresini aldığım yere uğrayıp nasıl çalıştırılacağını öğrenmiştim. Bahçenin muhtelif yerlerinde istiflenmiş yakacak odun kümeleri bulunmakta. Adnan Şef sobayı tutuşturmak için kuru çalı çırpı bakarken gözüm havada yağmuru kesiyorum.
Çok geçmeden yağmur başlıyor. Odunluk ceviz ağaçlarının üzerine naylon örtüyü çekiyorum. Taş Ev'e geri döner dönmez telefonumdan hava durumuna bakıyorum. İki üç gün yağışlı olması bir tarafa hafta sonu en az on derece birden soğuyacak havalar yine. Yağmurla birlikte kuvvetli bir rüzgar çıkıyor. Bu rüzgarda sobanın yanıp yanmayacağını da düşündürüyor. Neyse ki hava sıcaklığı üşütecek kadar düşük değil henüz.
Öğlen misafirlerini ağırladıktan sonra bir fırsatını bulup personel yemeği yiyoruz ekiple birlikte. Aşkın Şefin elinden ne çıkarsa muazzam bir lezzete bürünüyor. Kereviz yemeğinin yanında teflon tavada güzel bir gözleme yapıyor. Aslında bu yörede katmer diye anılan gözlemeye de pek benzemiyor. Kendi usulüne göre yaptığı gözlemede tezgaha serdiği yufka içine bol miktarda maydanoz, peynir koyup yumurta ile karıştırıyor. Kereviz yemeğinin içine patates ve Adnan Şefin önerisiyle nohut koyuyor. Yemeğimi yerken bitmesin diye dua ettiğim bir lezzet çıkıyor ortaya.
Pencereden şehre bakarken her dakika görüntü değişiyor. Adeta bir film izliyorum. Her kare başka bir göz ziyafeti sunuyor. Yayla sağanak yağmur altındayken şehrin üzerinde güneşli havayı seyrediyoruz. Sonra yağmur kesiliyor, hava yükselip güneş görünüyor Taş Ev'in üzerinde. Bu sefer şehrin yarısını kara bulutlar sarmış. Diğer yarısı sisten görülmüyor. Güneş fazla kalmıyor bizimle, yeniden yağmur başlıyor. Bu sefer öyle böyle değil. Sağanak yağışa fırtına eşlik ediyor. Hemen arkasından şiddetli bir dolu başlıyor. Taş Ev'in salonunda an be an hava olaylarının izlerken bir yandan da fotoğraflarını çekiyorum. Şimdi de güneş gösteriyor kendini şehir üzerinde. Karşımda yavaş yavaş bir gökkuşağı beliriyor. Bu sefer ilk kez sol kolu görünüyor kuşağın. Dışarıda deli yağan dolu fırtınayı kesiyor. Ardından yağmur damlalarının seyrekleşiyor.
Taş Evin altındaki erik ağacının dallarına sarı gagalı bir karatavuk konuyor. Telefon ayarından yakınlaştırabildiğim kadar yakınlaştırıyor, fotoğrafını çekiyorum. O sevimli yaratığın görüntüsü ile birlikte, her hava değişiminde çektiğim şehir manzaralarını instagramda paylaşıyorum. Daha pek çok özelliğine vakıf olmasam da instagrama fotoğraflar yüklemeyi başardığım için hayatında ilk kez acemi adımlarını atan miniklerin sevincini yaşıyorum. Gönderdiğim fotoğrafların dünyanın en uzak köşelerinde yaşayan birileri tarafından beğenilmesi hoşuma gidiyor.
Dışarıda gün boyu devam eden olumsuz hava koşulları, odun hazırlamama imkan vermese de hep birlikte mutfakta ceviz kırmamıza engel değil.
Akşama doğru İzmir Adliyesi önünde bir patlama olduğu haberi geliyor. Hemen kızımı arıyorum. İşyerinden yeni çıkmış, eve dönüş yolunda olduğunu öğreniyorum. Yol üzerinde bir sürü ambulans ve çekici araca yol verdiğini ancak neler olduğunu sonradan öğrendiğini söylüyor. Teröristin hedefi daha büyükmüş. Bir polis memurunun kendini kahramanca ortaya atması sayesinde can kaybı az olmuş. Bir can da aynı bin can da. O hale geldik ki. İki kişi ölünce seviniyoruz. Daha Reina faciasının acısı soğumadan yeni bir saldırı daha.
Yağmur ve fırtına devam ediyor. Sabaha kadar süreceğe benzer.
İşte bütün bunlar tarihe düşülen değerli notlar...
YanıtlaSilGüne sizi okumadan başlayamıyorum bilesiniz, sevgiler :)
Zaman zaman eski tarihli yazılarımı okuyorum. Bire bir yaşadığım konuları yeniden hatırlamak güzel oluyor. İnsan yaşadıklarının pek azını aklında tutabiliyormuş meğer.
YanıtlaSilBiliyorum:) Gece gündüz zaman ayırıp yazmamın nedeni de bu zaten:) Teşekkürler iyi insan:)
O kadar işin gücün arasında bloğunu ihmal etmemen Taşev'in değerini daha da arttırıyor diyebilirim. Bildiğimiz taşın değeri nedir ki diyeceğiz belki ama; irili ufaklı bir araya geliyor da duvar örülüyor ve Taşev gibi bir değer olarak karşımızda duruyor. Nice kalpler var ki taşlaşmış kara vicdanlı olmuş insanlar. Nice taşlar bir araya gelmiş bir ev, bir saray, bir mabed olmuş, içinde güzel kalpli insanlar. Taşev'i anlamlandıran ve karekter kazandıran elbette sizin konukseverliğiniz ama, Taşev'i gidemeseler bile, hayal kuracak insanlar için büyük bir değer oluşuna bizzat katkıda bulunuyorsunuz. Ailenin nasıl yaramaz çocukları olur; bizim gibi yorumcuların da nefes alacağı böyle blog sayfaları olur. Önemli olan samimiyet duygusudur. Biz de bu samimiyeti burada buluyoruz; durum budur.
YanıtlaSil....
Sabahleyin kalktığımızda internette ilk kapıyı tıklattığımız bu sayfa oluyor. Karga kahvaltı yapmadan Taşev'de neler oluyor. Kar kış kıyamette bile Taşev'deki güzellikleri merak etmekle birlikte, orada hep iyi şeyler olsun, insanlar oradan memnun ve mutlu ayrılsın diye de içten içe dileklerimiz de oluyor. Belli mi olur Taşev'e gelemesek de onun sayfasını ziyaret etmek, pozitif değerlerle yüklenmek belki de bizim için bir uğur olur. Belki de iyi tarafımız ya ad çarpık tarafımızla Taşev'in nazar boncuğu oluruz. Çünkü nazar sadece çıplak gözle bakılıp da iç geçirmek kem gözle bakmak değildir. Nazar insanın içindeki kıskançlık, fitne fesatlık gibi duyguların yoğunlaştığı beynindeki bir urdur. Onun için ayrıac Taşev nazara gelmesin diye de dua ederim vesselam.
Samimi sözleriniz için teşekkürler. Sizler nasıl sabahı bu sayfaya bakarak açıyorsunuz, ben de sizden gelecek yorumları bekliyorum dört gözle:)
YanıtlaSilTekrar tekrar teşekkürler...
Ever wanted to get free Google+ Circles?
YanıtlaSilDid you know that you can get these ON AUTOPILOT & TOTALLY FREE by registering on You Like Hits?