Tekir kedi ile arkadaşı Minnoş sahildeki kayaların arasındaki mağara süthanelerinin birinde oturmuş iki lafın belini kırıyorlardı. Muhabbet kuşu Cilvenaz kırıtarak geldi yanlarına, pençesindeki tepsiden iki kase süt ve birkaç parça patates topu bıraktı önlerine. Hafiften bir rüzgar esti, ölü insan kemiklerinden yapılmış sandalyelerden birini devirdi, deniz ise rüzgara aldırmamış, olabildiğince sakindi.
Sütünden bir fırt çeken Tekir, arkadaşını baştan aşağı süzdükten sonra "Saçlarını kime yaptırdın Minnoş'cuğum, pek güzel olmuş." dedi. Minnoş, "Bizim sokağa yeni bir kuaför gelmiş, adı Mia, işini biliyor." diyerek merakını giderdi arkadaşının. Bir tıslama sesi duydular. Minnoş'un tüyleri diken diken oldu. Tekir "Korkma," dedi, "Biliyorum, zehirsiz bunlar." Ayhan sürünerek geçti ayaklarının dibinden, kayanın çatlağı arasında kayboldu. Sakin deniz birden kabardı. Büyük bir uçak yalpalayarak karşı iskeleye yanaştı. Kefaller gökyüzünde çığlık çığlığa kanat çırpıyor, denizden kapacakları bir martı yavrusunu kolluyorlardı.
Geceleri soğuk olurdu, bir ihtimal sıcak yatağında yüzü koyun uykuya dalmıştı anlatıcı, bedeninin alt kesimini örten blanketin üzerinden kayıp gittiğinin farkında değildi.
Geceleri soğuk olurdu, bir ihtimal sıcak yatağında yüzü koyun uykuya dalmıştı anlatıcı, bedeninin alt kesimini örten blanketin üzerinden kayıp gittiğinin farkında değildi.
Bir rüya gibi
YanıtlaSilEvet, uyurken üstü açılan birinin rüyası:))
SilNe güzel saçmalama(ma)ktır bu böyle Mr. Kaplan! Yine yapın, sık sık yapın :)
YanıtlaSilMr. Kedi benim de hoşuma gitti gerçekten. Küçücük bir olay insanın aklına neler getiriyor. Bu öykünün doğuşu eşime bir şey anlatırken yaptığım ufak bir dil sürçmesi desem:)
SilEşlerle yapılan uzuuuun sohbetler, hatta bazen kısacık diyaloglar bile ilham verebiliyor insana cidden!
SilMuhtemelen izlemiş olmalısın ama izlemediysen eğer bir sonraki yazımda bahsettiğim müzikali mutlaka izle, bak ne konular var orada:)
Silters-yüz derdim ben buna :) hoşuma gitti, özellikle kefallerin çığlık çığlığa kanat çarpması.. bir dali tablosunu hatırlattı o sahne.
YanıtlaSilAlt-üst de olabilir:) Biz insanlar gelmiş geçmiş en zeki varlıklar sanırız kendimizi. Bazen düşünürüm bu gerçekten böyle mi diye.
Sil:) izmirin ayazı fena çarpar hihi :)
YanıtlaSilAşkolsun deep:) Ben de yazar bunu yazarken ne imgelemeler yapmış, ne mesajlar vermiş diye yorum yaparsın diye düşünmüştüm:)))
SilAhmet Haşim "Merdiven" adlı şiirini yazdıktan sonra, şiir üstüne şair şunu düşünmüş, bunu düşünmüş diye bir sürü eleştirmen değerlendirme yapmış. Sonunda bir gazeteci sormuş, şiiriniz hakkında birçok yorum var, siz bu şiiri yazarken hangi duygular içindeydiniz? diye. Ünlü şair gazeteciye şöyle bir bakmış gülümseyerek, "Duygu mu? Ne duygusu, merdivene baktım, merdiveni yazdım işte" demiş.:))
hahaaa. haşim doğru sölemiş :) ha haa mesaj mı ha haa, mesaj son paragrafta. "uyurken üstünüzü iyi örtün" :) imgelem diyil bu rüyaaa ha haa sayılmaz ha haaa :)
YanıtlaSilİyi, güzel, mesaj net olarak anlaşılmış:))) İzmir'in ayazı da cabası:)
Sil