KATEGORİLER

11 Şubat 2016 Perşembe

11/02/2016 Perşembe, Tire

Bütün gece yağmur yağdı. Dün gece geç yattığım için sabah geç kalktım. Oldum olası geceleri daha çok seviyorum. Bugün de yağmurlu olmasını bekliyordum. Gün boyunca kah atıştırdı, kah durdu. Yakup Ustaya telefon ettim. Dün çalışmışlar ama bugün hava muhalefetinden dolayı çalışamıyorlar. Gani Ustanın adamları  kablo kanalını aşağıdan yukarı doğru kazmaya başlamışlar. 

Kahvaltımızı yaptıktan sonra eşim, günü için yaptığı hazırlıkları bir an önce arabaya taşımamızı istiyordu.  Hazır yağmur durmuşken özenle yerleştiriyoruz pastaları, tatlıları. Trileçe çok nefis görünüyor. Nasıl yaptıysa, üzerindeki karamelin üzerinde adeta ebru sanatı uygulamış. Öğlene doğru tatlılarla birlikte eşim ve birkaç arkadaşını Toptepe Aile Gazinosuna bıraktım. Oradan yaylaya bir göz atayım dedim. Artık her yağmurda sonra mutfak servis kapısı su alıyor. Mutfak yine su içinde kalmış. Ana giriş kapısı ve yanındaki mutfak servis kapılarını yağmur sularından korumak için bir sundurma yapmak zorundayız. Bu işlere başlayabilmek için elektriğin bağlanmasını ve havaların biraz ısınmasını bekliyoruz.

Dönüşte zeytinliğin önünde yine aynı pikabı gördüm. Yanından geçerken ani bir kararla pikabın yanında park edip bahçeye girdim. Zeytin silkmek için daha önce getirdiğim sırığı, bir zeytin ağacına geliş güzel dayanmış olarak buldum. Geçen sefer ne kadar aramıştım oysa. Ama yine de bulamamıştım. Birileri zeytinleri toplamakla da kalmayıp, ağaçları da silkelemiş olmalı. Her gün zeytinliğe uğramadığımı bilen biri. Bu sene yok yılı olmasına rağmen bazı ağaçlar bunun farkında değil sanırım. Sadece birkaç ağacın altına zeytin taneleri dökülmüş. Bunları toplamak için işçi tutsan yevmiyesini kurtarmaz. Yerde bırakmaya da  gönlüm elvermiyor. Bugün ara sıra çileyen yağmurdan ziyade zeytin toplamak için bir istek yoktu içimde. Pikabın sahibini de göremedim. Muhtemelen komşu zeytinliklerden birine ait olmalı. 

Eve dönüp kitap bol bol okudum. Okuduğum kitabı akşam bitirip, yorumumu en geç yarın yapmayı düşündüm. Bazıları ayda on beş kitap falan okuyorlar. Onları kıskanıyorum.   








Dün kızımla birlikte İnciraltı sahilinden topladığımız deniz kabuklarından bahsetmiştim. Bugün resimlerini çektim onların. Kabukların diğer kanatları kızımda.

2 yorum:

  1. Ben de o bol bol okuyanlardanım. Kendimden geçiyorum okurken. Terapi gibi:)Laf arasında bu ayki 10. kitabımı bugün bitirdim.Marifet sayıda değil elbette...Sevgiler

    YanıtlaSil
  2. Ben maalesef o kadar hızlı okuyamıyorum. Günde yirmi sayfa okuyabilirsem iyi iş çıkardım diyorum:)

    YanıtlaSil