KATEGORİLER

25 Şubat 2016 Perşembe

SÜKÛNET KUTBU


İnsan çevresinde bütün olan biteni kuru bir süngerin suya olan hasreti gibi çeker dururmuş içine. Kader tahtasına yazılırmış bilgiler. Dünyaya merhaba diyen her canlının çevresi çizermiş kaderini.

Mutlak değilmiş bilimsel gerçekler. Nicesinin üzeri çizilmiş nicesi gelmiş, eskisinin yerine. Bilimin doğasındaymış değişim. Bütün her şey zaman ve mekana göre bağlıymış.

İnanç dünyası değişimi kabul etmezmiş. Yüzyıllar geçse de üzerinden, hep aynıymış anlatılan. Önemli değilmiş zaman ve mekan. "Sükûnet Kutbu" denmiş bu değişime karşı sessiz direnişin adına. Cennetin köşkleri tefriş edilmezmiş her yılın modasına göre, baştan beri odunla yanarmış cehennemin ateşi, doğalgaz bozarmış fiyakayı.

İşte tam bu yüzden inanç dünyasının yolundan geçmezmiş bilimsel gerçekler. Aksini iddia edenlerin ya inançları değişmiş ya da bilimi donmuş.

Her ne kadar değişimden yana görünse de İnsanoğlu, aslında hiç hoşlanmazmış değişimden. Her değişiklik bir güvensizlik kurdu düşürürmüş beyinlerine. Çünkü hataymış değişim işin özünde. Her hata gebeymiş bir sonra gelen hataya.

İşte bu yüzden elle tutulması ve gözle görülmesi imkansız olaylardan beslenen inanç dünyası, devamlı değişikliğe uğrayan bilimsel kanunlara karşı meydan okuyup devam etmiş güç kazanmaya.  

Büyük siyasi önderler bile tanrısal bir yol seçmişler kendilerine, bilimsellik yerine. Hata yapmışlar ama kimseye söylememişler. Tanrıdan öğrenmişler hata yapmanın sonları olacağını.  Sorgusuz sualsiz, körü körüne bağlılıklarının adresleri olmuş "Sükûnet Kutbu".         

2 yorum:

  1. Her ne kadar insanlar inanların, k.ri k.rüne bağlı geleneklerin saçmalıpunı düşünse de, maddi olmayan varlık kars anlam veremese de işte içimizdeki bu ruh bizi farkı da olmadan inanışların koynunda buluyor. Belki de mecburiyetler, çaresizlikler belki de zayıflıklar bizi daha bağlı yapıyor metafizik şeylere. O yüzden her şeyin temelini maddi varlıklara dayandıranlar bile bir bakıyorsununuz bir ağaca dilek mendili bağlıyor.
    Yenilikten korktuğundan mı, yoksa çindeki boşluğu bilimle dolduramayanlar mı sükunet kutbunu seçiyor

    YanıtlaSil
  2. Her ikisi de bence. Yenilik bir değişim. Yukarıda belirtildiği üzere bilimin doğasında da değişim var. Değişime karşı olanlar sükunet kutbunu temsil ediyor. Ne yazık ki bu savaşı bilim değil sükunet kutbunun bayrağı altında toplananlar kazanmaya devam ediyor.

    YanıtlaSil