KATEGORİLER

26 Haziran 2016 Pazar

ÇAĞLAYAN

26/06/2016 Pazar, Tire
Haftanın yorgunluğunu atma günü sanmıştım bu pazar gününü. Bir çağlayan altında serinlemeyi düşledim. Ne kadar yanılmışım oysa. Kahvaltıdan hemen sonra bir yıl boyunca alıp kenara koyduğumuz ne kadar bardak, tabak, çanak varsa çıkarmam istendi aşağıdaki depodan. Onca mutfak eşyası yıkanıp gidecek yaylaya. Yaylada niye yıkamayalım ki? Neyse bir orta yol bulundu sonunda. Hiç açılmamış ambalajlar yukarıda yıkanacak.

Asansör bodrum katına inmiyordu. Neyse ki yapılmış. İşimi kolaylaştırdı. Bir sürü koli, bir sürü poşet içinde yığınla malzeme. Malzemelerin tamamını depodan çıkardıktan sonra Şükrü'den beklediğim telefon geldi. Saat ikide yaylada olacağım dediğinde bir saatim kalmıştı sadece. Bir de evde yıkanan bardak ve kırılacak eşyalar kağıtlara sarılıp paketlenecekti. Paketleme işlemi tamamlandıktan sonra ilk aşamada bütün eşyaları apartmanın kapısının önünde topladım. Saate baktığımda yukarı yetişemeyeceğim kesin gibiydi. Telefon ettim ve yarım saat kadar gecikeceğimi söyledim. İkinci aşamada kolileri teker teker arabaya yerleştirdim.

Araba tamamen kırılacak eşya ile dolduğu için ağır gitmem gerekiyordu. Kazasız belasız yaylaya ulaştım. Taş Ev'in önüne kadar yanaştırdım arabayı. Mutfak servis kapısından içeri girip orta tezgahın üzerine taşıdım bütün eşyaları. Son koliyi taşıdıktan sonra Şükrü geldi arabasıyla yanında bir adamla birlikte. 

Hemen işe koyuldular. Yanındaki adam babasıymış Şükrü'nün. Bakır borular açıldı. Vanalar, bağlantılar, basınç göstergeleri... Bir sürü teferruatı varmış tahminimden öte.

Bugün hava sıcaklığı biraz düşmüş düne göre. Dün bütün beklentilerim boşa çıkmış, sadece birkaç damla yağmur düşmüştü. Bugün  yağmasını çok istiyordum ama yine yağmadı. Bir ara yarım bıraktığım su hattının kanal kazısına devam etmek istedim. Dört beş metre uzunluğunda bir kanal açtıktan sonra elimde henüz iyileşmemiş yaralar yeniden açılmaya başladı. Kısa kesip bıraktım.

Hafif bir rüzgar yaprakları hışırdatarak esiyordu bugün. Kuş sesleri arasında uzanıp uyunası bir yerdeyim. Akşam saat altıya kadar çalışma devam etti. Şimdi gazla çalışan bütün cihazlar çalışıyor. Hepsinin kontrolleri yapıldı. Tek işim buydu bugün. Yarın yine hareketli geçecek...   

     

8 yorum:

  1. Giderek kolaylıyorsunuz. Son adım çok yakın sanki. Sizi okudukça, "Emeksiz yemek olmaz" ata sözünğü seyreder gibiyim. Sonucu çok güzel ve yemyeşil olacak çabalar....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Garip geliyor bana nedense. Kolaylamaya çalışıyorum ama olmuyor. Çünkü her gün yeni bir şeyler çıkıyor. Sanırım açılışa kadar hatta açılıştan sonra da devam edecek bu hengame:) Benim bir özelliğim var; yorulmayı severim. Yeter ki yoran insan olmasın.

      Sil
  2. Kolay gelsin. Meşgul olmak iyidir bir işinizin olduğunu gösterir:)))

    YanıtlaSil
  3. Her sene ucundan kıyısından başımıza geliyor Çeşme'de ustalarla uğraşma... Biliyorlar ki zamanımız az, ev bakım ister on bir ay kapalı kalmış,çatı, artık sökülecek güneş enerjisi her şey ille onlarla yapılacak. O yüzden evin içi dışındaki, aslında tümden yenilemek istediğim her şeyi orada bir ay kaldığımızda değil de uzun uzun geçireceğimiz bahar, yaz ve Kasım sonrasına kadarki zamana erteliyorum. Bir de turizm sezonu nedeniyle inşaat yapamama kısıtlaması çok belirleyici. Bir ay onlarla uğraşmaya asla yetmeyeceğinden bazı yenileme, tadilatlarda çok rahatız. Bir kerde yapılacak çok iş, şimdi sırada ve işte o zaman yorgunluğu fazlasıyla yaşayacağız. Gözüm korkuyor şimdiden...

    YanıtlaSil
  4. Yoran iş değil, insan. Çeşme'de yazlığımız vardı, sezonda usta bulamazsın. Ücretler yükselir. Zaten kısacaktır Çeşme'nin yazı. Birkaç ay için dünyanın masrafı! Sattık, kurtulduk:) Şimdi yazları yayladayız artık. Ağaçların arasında, tatlı tatlı esen rüzgar, kuş sesleri... Canımız deniz isterse, Kuşadası buraya sadece 40 km. Yeriz balığımızı döneriz. Zor iş yazlıkçılık bence.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında doğrusu sizin yaptığınız galiba. Bir de ne yazık ki ikiz evler hoşuma gitmiyor. Ama ikiz ne yazık ki. Yanınıza gelenler paralı pullu değil; ama görgüden yoksun olmayan,i komşuluk bilir olsun istenirken şimdi gelenleri gördükçe. Yayla fikri daha iyi. İyi bulmuşunuz bu fikri. Aman yayılmasın. Oraları da batırırlar. Gidenler sizin aileniz gibi ihya edecekler olsun. İmha edecekler uzak kalsın diye açık açık söyleyebiliyorum artık gördüklerimizden sonra...

      Sil
    2. Yaylada yazları komşular olur burada. Hepsinin birer derme çatma kulübesi var arazilerinde. Gece orada yatıp kalkmaya başlarlar ta ki kış gelene kadar. Ancak herkes kendi işinin gücünün derdindedir. Kafa dengi iki laf edilebilecek birini ararsak zor buluruz. Yaylada Taş Ev Cafe & Restaurant fikri böyle doğdu. Gelen olursa iki laf ederiz. Müşteri değil misafirimiz olurlar. Diğer taraftan yaylanın ürünlerini değerlendirme imkanımız olur burada. Şimdi en büyük sıkıntımız işten anlayan iki üç eleman bulabilmek. Sanırım en zor olanı da bu olsa gerek:( İyi komşu bulabilmek de zor tabii.

      Sil