KATEGORİLER

2 Haziran 2016 Perşembe

SIĞIRCIK ÖLÜMLERİ

01/06/2016 Çarşamba, Tire

Gece geç yatışlarım sabah geç kalkışlarıma sebep. Telefonumda kayıtlı kişilerin tamamen silinmesi daha şimdiden işimi zora sokuyor. Mermerci bugün mermerlerin montajını yapacak, sabah çıkmadan önce beni arayacaktı. Saat 09.30'a kadar arayan soran olmadı. Herkesle birlikte onun da telefon numarası telefon kaydımdan silinmişti.

Araba dün Gıda Çarşısından aldığım malzemelerle dolu. Aceleyle yola çıkıyorum. Yoldaki her çukur arabanın arka koltuğundaki klozetin parçalarının birbirine sürtünmesine ve ses çıkarmasına sebep oluyor. Süratimi iyice azaltarak mermercinin show room' una geliyorum. İçeri girdiğimde aradığım kişi şans eseri içeride. İyi ki gelmişim. Telefon etseydim ne numaralar çevirecekti acaba? Birileriyle görüşüp öğleden sonra saat ikide montaja geleceğini söylüyor. Aman gecikeyim deme saat üçte doktor randevumuz var diyorum. En geç saat ikide yaylada olacaklarını söylüyor.

Saat ikiye kadar daha zamanım var. Önce Elektrikçi Ali'nin dükkanına uğruyorum. Ali içeride masasının başında oturup karalar bağlamış. Çalışanlarından biri trafik kazası geçirmişti, bugün çıkmış hastaneden. Diğeri eşi doğum yapacak diye izin almış. Bir diğeri işi var diye gelmemiş. Malzemeleri eksiksiz getirdiğimi, mermercilerin de öğleden sonra tezgah montajlarını tamamlayacaklarını söylüyorum. Tamam, diyor ama benim işimi tamamlamaya hiç niyeti yok gibi. Her gün sıkıştırmam gerekecek.

Tuvaletler için asma tavan imalatçısı arıyorum sanayi bölgesinde. Bir iki yerden fiyat alıp birinde karar kılıyorum. Montaj yapacak kişinin birkaç gün işi yokmuş. Genelde hep ellerinde iş olur. Bu sefer şanslıyım. Yukarıya çıkıp ölçüleri almayı teklif ediyorum. Birlikte çıkıyoruz yaylaya. Arkadaki klozet zangırdamaya devam ediyor. Bahçeye girer girmez yanımdakinin yardımıyla klozeti indirip taş eve taşıyoruz.

Süs havuzunun çevresinde ölü bir sığırcık görüyoruz. Vücudu hala sıcaklığını koruyor. Bir kaç dakika sonra havuzun yanındaki kiraz ağacının tepesinden önümüze pat diye bir şey düşüyor. Düşen cisim aynı kuşun bir benzeri. Asma tavan, kapı pencere ölçüleri alınıp avluya çıktığımızda havuz başında daha önce görmediğimiz üçüncü sığırcık ölüsünü fark ediyoruz. Sığırcık her yönden çiftçi dostu. Üzülüyorum ama elden ne gelir...Belki de kendini bilmez bir avcı tüfeğinden çıkan saçmalara hedef oldu zavallılar.

Ustayı dükkanına bıraktığım zaman mermercilerin geliş saati de yaklaşmıştı. Ne olur ne olmaz deyip telefon ediyorum mermerciye yine. Malzemeyi araca yüklediklerini ve on dakikaya kadar yola çıkacaklarını söylüyor işin sahibi. Arabanın arka koltuğundaki klozeti indirdiğim için gelenleri bekletmemek amacıyla süratle dönüyorum yaylaya. Kapıları açıp arabanın bagajındaki diğer malzemeleri indiriyorum içeri. Yirmi dakika sonra telefonum çalıyor. Arayan mermercinin bir çalışanı. Efendim imalat henüz tamamlanmamış, eşimin doktor randevusunu kaçırmayım diye bana haber vermek istemişler.  Burada böyle dönüyor işler... Teşekkür ediyorum, haber vermeyenleri de gördükten sonra. "Bugün bu mermer işi bitecek" diyerek ağırlığımı koyuyorum. "Tamam, söz" diyorlar.  

Doktor işi bittikten sonra arıyor mermerci. Üçüncü kez çıkıyorum bugün yukarı. Yeter ki bir işi halletmiş olayım. Neyse geliyor usta yukarı. Çanak lavaboların altındaki mermerlerinin yerine montajını yapıyor. Teras ve servis kapısının eşiklerini soruyorum. Onların imalatına başlanmamış. O işi de yarın tamamlayacaklarına dair söz alıyorum.

Usta çalışırken eşimle birlikte bahçeyi dolaşıyoruz. Bahçenin alt tarafı yabani otlarla ormana dönmüş. Ayakkabım diken doluyor. En kısa zamanda otları temizletmem lazım. Mürdüm erikleri henüz olmamış. Yeni bir kayısı ağacı keşfediyoruz ama onun da zamanı var. Kızım telefon ediyor. Cumartesi günü kalabalık bir arkadaş grubu ile kiraz toplamaya  geleceklermiş. Ağaçların yüksek dallarında kaldı artık meyveler. Önemli kısmını da kuşlar yedi. Ne yapalım kalanlarla idare edecekler artık... 

10 yorum:

  1. Sizin bu mermerci elektrikçi işlerine ben dahi sinir olmaya başladım sakin insanımdır normalde :) bu inşaat sektöründeki herkes aynı teraneleri okuyor sanırım.. umarım peşinat olarak fazla bir para ödememişsinizdir çünkü bu gecikmeler genelde bu sebepten oluyor..

    bir de şu kuşların ölümü tuhaf geldi bu kadar kısa sürede..
    sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sinir olmayacak gibi değil ki... Bu bakımdan Ankara'yı çok özlüyorum. Şu gün başlanacak, şu gün bitirilecek, şu paraya dediğimizde aynen konuştuğumuz gibi oluyordu orada. Hatta büyük bir tadilat işimiz vardı, boş evin anahtarını verdik bir kalfaya. İşleri bitirince gidip teslim aldık ve parasını ödedik. Burada yaşadıklarımız biraz yöresel sanırım. Bu kadar ahlak yoksunu esnafa hiç bir yerde rastlamadım. Ben de bıktım aynı konuları anlatmaktan ama yazınca sanki biraz rahatlıyorum :)
      Evet, kuşların ölümü oldukça tuhaf. İnşallah yenilerini görmeyiz.

      Sil
  2. Kuşlar neden ölmüş ki acaba? Zehirlenmiş falan olmasınlar, araştırdınız mı hiç?

    YanıtlaSil
  3. Civarda yapılan ilaçlamanın etkisi olabilir mi bilmiyorum. İlk kez karşılaştığım için ne yapacağımı da bilemedim aslında. Tekrar karşılaştığım takdirde Ziraat Odasına bildirmeyi düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  4. son yazıma bi baksanız yaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Baktım, bakmaz olur muyum? Harikasın :) Çok teşekkürler...

      Sil
  5. Merhaba, deepin blogunda sizi gördüm hemen geldim takibe aldım bende beklerim :)

    YanıtlaSil
  6. Merhaba, blogunuzu takibe aldım bloguma da beklerim

    YanıtlaSil