24/07/2016
Pazar, Tire
Taş
Ev’imizde ilk kez kaldık dün gece. Hala ufak tefek eksiklikler çıkıyor doğal
olarak. Oda ve mutfağın pencerelerine çıkarılabilir sineklik, banyoya dolap
yaptırmamız gerek. İnternet bağlantısı olmadığından dünkü yazımı bilgisayara
yazdım ama yayınlayamadım. Pazartesi günü interneti bağlamaya geleceklerini
umuyorum.
Sabah
kalktığımda ağacın yeşili gözüme daha canlı, kuşların sesi daha sevimli geldi.
İlk kez kahvaltı hazırladım Taş Ev’in mutfağında. Mutfak gereçleri evde alıştıklarımdan
farklı. Kocaman bir demlikte tek kişiye çay yapmanın zorluğunu yaşıyorum. Ben
çay sevmiyorum. Bu yüzden sadece eşim için çay yapıyorum. Ancak menemen evde yaptığımdan
daha güzel oldu. Servis tabaklarımız yeniydi. Masa sandalyeyi dışarıda
bıraktık. Veranda ona kadar sabah güneşini alıyor ama daha sonra hep gölgede
kalıyor.
Taş
Ev’in önüne aldık masayı. Sabah serinliğinde kuşların ve cırcır böceği
seslerini dinleyerek yaptık kahvaltımızı. Eşim o kadar karşı çıkmama rağmen
yine yordu kendini ve zor bir gece geçirdi. Yine sabah benden önce kalkmış
reçel hazırlıklarına başlamıştı bile.
Öğlene
doğru yanıma bir sepet ve sırık alıp yukarı yaylaya çıktım. Niyetim kuşlardan
geri kalan armutları ve erikleri toplamaktı. Alt dallardaki armutları
toplamıştım önceden. Hepsini kuşlar yemiş hiç armut kalmamış
olabilirdi de. Ağacının yanına geldiğimde kuşların henüz dokunmadığı epey armut gördüm dalların ucunda. Hepsini sırıkla düşürdüm yere önce. Yerden
toplamak belimi ağrıttı. Sepet dolduğunda kara kara düşünmeye başladım. Nasıl
inecek bu aşağı? Üstelik ikinci bir sepet var dolacak. Bugün bunları
indirebilsem erik toplama işini başka güne bırakmalıyım.
Sepeti
sırtıma alamadım. Ağrı sağ yanımda olduğu için sağ elimle taşımak biraz daha
sıkıntı veriyordu. Sonunda sık sık dinlenerek indirdim aşağı. Eşim eriklerin
yarısının çekirdeklerini çıkarmış ve küçük parçalara ayırmıştı. Bir yorgunluk
kahvesi yapıp içtik karşılıklı. Verandaya çıkarttığımız büyük televizyonu
izliyoruz. Bütün kanallar demokrasinin zaferi diyor başka bir şey demiyor.
Taksim CHP’nin mitingine hazırlanıyor. AKP de mitinge temsilci gönderecekmiş.
Bir kez daha çıkıyorum yukarı yaylaya. İkinci
sepeti doldurup iniyorum. Reçel hazırlığı için yardım ediyorum eşime.
Güncel olayları tartışıyoruz. Adını söylemekten aciz kadınlar tankları nasıl
dize getirip demokrasi yolunda gazi olduğunu anlatıyor televizyonlarda. Gezi
olaylarında kapanan Taksim Meydanı, cumhurbaşkanı ve hükümete prim veren
CHP’ye bile açıyor kapılarını. Kılıçdaroğlu’nu dinliyorum. “Kimdir bu FETÖ?”
diye sormuyor. “Ne istediler de vermediniz?” diye sormuyor. Ordunun içine
yuvalanırken bu FETÖ cü darbeciler siz Ergenekon, Balyoz davalarının savcısı
değil miydiniz? diye sormuyor. Çok daha önceden deşifre edilip etkisiz hale
getireceğiniz darbecilere harekete geçecek zamanı niye verdiniz? diye
sormuyor. "Haberimiz yoktu eniştem söyledi."lafına inanıyorsa, MİT
müsteşarını niye görevden almadınız? diye sormuyor. Bugün müsteşarı görevden almamasına neden olarak “Dere geçerken at
değiştirilmez.” demiş. Elli bin kişiyi gözaltına aldınız. Ordunun, yargının ve
diğer önemli devlet kurumunun önemli kısmı gözaltında. Hapishanelerde yer
kalmadı. “Bu atlar sizin değiştirilebilir sınıfında mıydı?” diye sormuyorsunuz.
Böyle düşünen tek kişi dahi kalsam yaratılan algıya karşı duracağım. Nasıl
durmam; Bir tank ve yedi asker ile stadyumu teslim almaya gidiyor darbeciler.
Televizyonlarda darbe karşıtı yayınlar, politikacının darbecilere karşı
yürüttüğü propagandalar tam gaz devam ettiği bir sırada. Çoluk çocuk tankları esir alıyor. Ne
demokrasi kültürü varmış bu milletin… AKP ile FETÖ nün ortaklıklarının hala
devam ettiği bile şaşırtmaz beni. Belki tamamen yanlış düşünüyorum. Ancak bize
anlatılanların ve toplumda yaratılan algının da gerçeklerle hiçbir alakasının
olmayacağından da eminim…
Nihayet duyduk bu haberi. Sabırla kopruk helva olurmuş.
YanıtlaSilBu arada benim https ayarlarım değişmiş. Öyle yazıyor sayfayı açınca. Bu yüzden yeni yayınları artık altta liste halinde göremiyorum. İlle de ben gezmeliyim. Sizden başladım. Gecikme için siz dahil tüm arkadaşların artık kusura bakmamalarını ilkten isteyeceğim. Manuele dönüştü haberdar olmak yayınlardan artık :(
Aynen dediğiniz gibi:)) Oturmaya başladıktan sonra yeni eksiklikler ortaya çıkıyor doğal olarak.
SilBenzer şekilde diğer blogumda yapılan yorumlardan mail yolu ile haberdar olamıyorum. Ayarlardan düzeltmedim. Yaylaya internet bağlanmadı henüz. Bu yüzden ben de sağlıklı takip edemiyorum takip ettiğim blog yazarlarını. Günlük yazılarımı aksatmadan bilgisayarıma yazıyor, daha sonra toplu olarak yayınlıyorum.
Umarım siz de manuelden kurtulup otomatiğe geçersiniz tez zamanda:)
Oh mis gibi. Ne uyunur şimdi orda. İnsanın ömrü uzar. Eşiniz maşallah pek maharetli. Sizin de yaptıklarınızı göz ardı etmemek lazım.
YanıtlaSilBenim de aklıma çay içmek gelmez. Ama evde her daim çay kaynar. Eşim çaysız duramaz. Malum sigara kuru kuruya içilmez :)
Sorularınızın cevabını bulursanız bize de bilgi verirsiniz değil mi?
Aslında verandaya bir şezlong ve üzerine cibinlik lazım. Sinekten ziyade kanatlı böcek ve kelebekler misafirimiz oluyor. Onlar da ışığa geliyorlar.
YanıtlaSilNeyse ki çay konusunda benim gibi düşünen biri varmış:) Buraya geldikten sonra sigarayı bıraktım. Yaklaşık bir buçuk sene oldu.
Vermem mi hiç:) Hiçbir önyargım olmaksızın olayları anlamaya çalışıyorum. Mantığımın kabul etmediği şeyler var. Aklıma geldikçe fikir cimnastiği yapmaya devam edeceğim. Belki de soruların cevabını düşünerek birlikte buluruz:) Mucizelere selamlar...
Hayırlısı olsun o zaman. Mis gibi olmuştur orada kalmak...
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Keyifli olduğunu söyleyebilirim:)
SilGünlerdir günce yazmıyorsunuz, merak ettim.
YanıtlaSilAslında yazıyorum ama şimdilik siz göremiyorsunuz;) O gün bugündür yayladaki Taş Ev'imizde kalıyoruz. Ancak maalesef internet işini henüz çözemedik. Ben burada her gün güncemi bilgisayarıma yazıyorum. İlk fırsatta hepsini paylaşacağım.
YanıtlaSilİlginiz için candan teşekkürlerimi sunarım.
İnternet sorununuz umarım en kısa zamanda hallolur. Taş ev maceraları benim için dizi film gibiydi; okumayınca sezon arası vermiş gibi oldu :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim güzel sözleriniz için. Sanırım antenli yansıtıcılı bir çözüm bulacağız internet için. Taş Ev maceralarını yazmak için ben de sabırsızlanıyorum. Sevgiler:)
YanıtlaSilBloğa bu kadar ara vermezdiniz. Hayırdır?
YanıtlaSilHaklısınız:) Hiç ara vermek istemezdim. Günlük tutmaya devam ediyorum lakin internet bağlantısı henüz kurulamadığı için yayınlayamıyorum. Üç beş güne kalmaz aranıza yine katılacağım. Selamlar:)
YanıtlaSilAçılış tarihiniz belli oldu mu ?
YanıtlaSilHalim Bey merhaba,
YanıtlaSilPazar gününden itibaren rezervasyonlu misafir kabul etmeye başlıyoruz.
Görüşmek dileğiyle,
Kaystros
Açılış tarihiniz belli oldu mu ?
YanıtlaSilResmi açılışımız restaurant faaliyete geçtikten sonra olacak. Sanırım bir kaç ay sonra. O zamana kadar kahvaltı ve cafe olarak misafirlerimizi ağırlayacağız.
SilTeşekkürler
Kaystros
Ne güzel kalkıp gelesim geldi resmen :) Siz durun orda durun valla insanın ömrü uzar :)
YanıtlaSilhttp://www.samettutal.com
Gelin bekleriz:) Şu internet bağlantımız da yapılsa daha neler anlatacağım size:)
YanıtlaSil