KATEGORİLER

25 Aralık 2019 Çarşamba

AĞAÇ EV SOHBETLERİ # 17

Ağaç Ev Sohbetlerinin moderatörlüğünü Sevgili Deep Tone sürdürmeye devam ediyor. Bu güzel etkinliğin sene-i devriyesini görmek en büyük dileğim. 17. Haftanın konusu genç bir arkadaşımızdan gelmiş. Barış Doğan, halen içinde bulunduğu döneme ilişkin bir konu önermiş ve blogunda düşüncelerini samimi şekilde paylaşmış. İşte Ağaç Ev Sohbetlerinin bu haftaki konusu ve konu hakkında değerlendirmelerim.

Lisedeki aşk meşk olayları / lisede sevgili yapmak hakkında ne düşünüyorsun sence yapılmalı mı?

Ülkemizde karşı cinsler arasındaki ilişkilere tabu olarak bakılıyordu bir zamanlar. Bazı bölgelerimizde hala bu durumun tüm katılığıyla devam ettiğini düşünüyorum. Dinin, kültürün ve ananelerin bunda rolü büyük. Ben ilişkilerimde cinsiyet farkına bakmadan önce karşımdakinin insan olduğunu düşünürüm. Bunun yanı sıra kız erkek ilişkileri bireyin sosyalleşmesi ve karşı cinsin özelliklerini, duygularını anlayabilmesi bakımından önemli. Aşk konusuna fazla girmek istemiyorum. Bu bir hastalık, yaşa bakmaksızın farklı dönemlerde insanın başına gelebilir. Tehlikelidir. Aşk karşılık beklemeden birine duyduğun sevginin en tepe noktasıdır. Hastalıklı bir durumdur. Akıl dışıdır. Neyse ki zamanla insanın aklı başına gelir ve aşk biter. Gençlerin, özellikle okul çağında olanların bu durumdan sakınmaları gerekir dememin de anlamı yok. Çünkü aşk laf dinlemez. Ders çalışamazsın, okulunu bitiremezsin. Sonra aşık olduğun kişi okulunda başarısız olduğun için seni terk eder. Bunun sebebinin kendisi olduğu umurunda bile değildir. 

Sevgili yapmak sanırım yeni moda bir deyim. Nasıl sevgili yapılır bilemem ama bizim zamanımızda öyle inşaat yapar gibi sevgili yapılmazdı. Sevgili olunabilir bak. Evet özellikle lise çağlarında karşı cinsler birbirinden etkilenebilir. Bu şekilde güzel dostluklar da kurabilirler. Bu bir gereksinimdir. Aşırıya kaçmadan sürdürülecek bu ilişki hoştur, güzeldir. Bence bir sakıncası da yoktur. Fakat öğrenci önce derslerini düşünmeli. Sinemaya kız arkadaşı ile gitmek ne güzel. Fakat ertesi gün sınavı varsa, oturup önce sınavına çalışmalı. Çocuklarımın erkek veya kız arkadaşlarının olması beni rahatsız değil mutlu ederdi. Ama onlar da deep gibi derslerine yoğunlaştılar o dönemlerinde sevgilileri olmadı. Bense birinden hoşlansam da cesaret edip bunu söyleyemezdim. Liseye giden gençlerin yanında karşı cinsten arkadaşlarını, onların neşeli hallerini görünce mutlu oluyorum. Bu ilişkiler sosyal yönden de çok önemli. İki karşı cins birbirini anlamazsa bu durum toplumda büyük sıkıntılara yol açabilir. Kadına şiddet ve tecavüz olayları ilişkiye hoşgörüyle bakan ve bunu doğal bulan toplumlarda daha az görülür. Benim liseli gençlere önerim eğer hoşlandığınız biri varsa çekinmeden gidin bunu ona söyleyin. Olmazsa kafaya takmayın. Olursa tadından yenmez. Birbirinize karşı dürüst olun. Fakaaaaat, önce dersler. Dersleri bırakıp bu işlere soyunursanız hayatınızı karartabilir, başınızı taşlara vurursunuz. Benden söylemesi...  

15 yorum:

  1. Güzel cevap, güzel öneriler:)
    Ama bence aşkın hastalıkla bir ilgisi yok. Takıntılı manyaklar var hani reddedildi ya da terk edildi diye karşındakini öldürenler, tabi onlarınki de aşk değil ama ben onlarınkini hastalık olarak adlandırırım. Bence aşk masum ve saf bir şey...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aşk, başlı başına ele alınması gereken bir konu. Bence sağlıkli olanı karşılıklı saygı ve sevgi. Aşk bence akıl işi değil derim yine:)

      Sil
  2. Deep'e mantıklı yazmışsın demiştim ama ikinizin yazısı mantık konusunda yarışır :)
    O yaşlarda aklı başında olmak her kula nasip olmuyor, ama şimdiki nesiller bu konuda daha şanssız, biz utangaçtık ancak bakışırdık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deep'i bu konuda biraz kararsız gördüm. Onunla hem fikir olduğumuz nokta önceliğin derslerin çalışılıp okulların bitirilmesi hususunda. Ancak lisede gençlerin sevgili olması gayet doğal. Baskı yapılırsa istenmeyen sonuçlar doğar. Aileler çocuklarına güvenmeli ki çocuklar onlardan bir şey saklamasın. Yoksa kontrol elden gider.
      Evet biz utangaçtık bir zamanlar. Keşke olmasaydık. Bırakalım o zaman gençler yaşasınlar gençliklerini:)

      Sil
  3. Sevgili "yapmak"..... Tam olarak bunu düşünmüştüm, bence liseli aşıklardan daha önce ele alınası bir konu bu. İlk sevgilimle lise sona geçeceğim yaz tanışmıştık ve 4 sene sürdü, daha da sürerdi benim "ben bünyayı görüceĞm kendimi tanımaya çalışıcaĞm" krizim tutmasaydı (hala da sürüyor vay halime). O benden 4 yaş büyüktü ve tıpta okuyordu (ailemin de tamamı doktordu, vay halime) o nedenle bana çok büyük katkısı olmuştur, ders çalışma disiplini, edebiyat aşkı, hayatı sorgulama şekli (biraz fazla depresifti ama her yiğidin bir kusuru işte) vs. Hakikaten hayatımı güzel yönde etkileyen bir arkadaşlıktı. Ben onun hayatını pek iyi etkilemedim ama, çünkü o çok aşıktı bana. Bense çok sevdim onu ama yıllar yıllar sonra anladım ki aşk bambaşka bir şeymiş. İyi ki daha çocukken gelmemiş başıma :)
    Aşk tutku anlamındaki haliyle yakıcı bir şey ama yoğun sevgi, merak, heyecan anlamıyla muhteşem bence. Hastalık değil, daha ziyade akıl tutulması bence :) Arada tutulmalı akıl, yoksa hayat çok tek renk, tek tat, tekdüze olmaz mı? Tabii ki aşktan çok daha farklı keyifler, sevgiler, mutluluklar var ama aşkın da yeri ayrı. Ama mümkünse tutkulu aşklar için 25+ yoksa 30+ mı diyelim 28'de anlaşalım hadi :D
    Sevgili "yapmak".... Te allahım, dilime yapıştı, korkunç!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu arada sevgili "yapmak" bence kolay ama kız-erkek arkadaşlığı "yapmak" baya zor... Siz ne düşünüyorsunuz? Bunu Ağaç Ev 18 olarak öne atsanız mı? :D Ben de işbirlikçi...

      Sil
    2. Yani belli yaştan sonra diyorum okulda değil elbette. Belli yaştan sonra kadın-erkek arkadaşlıkları, dostlukları, içinde "sakıncalı neşriyat" olmadan, demek istedim. Lafı toparlayamıyorum bugün kusura bakmayın 3 ayrı yorumla anca...

      Sil
    3. Döneceğim. Tramvaydayım şu anda:))) Bu arada bizim Mrs. Kedi' den ses çıkmıyor.

      Sil
    4. Önce ilk yorum üzerine;
      Sevgili yapmak kısmını geçtim:)
      Aşk üzerine daha çok tartışırız gibi görünüyor. Düşüncelerimiz birbirine yakın ama tam olarak örtüşmüyor. Aşk delilik diyorum ben. Delilik (geçici olan akıl tutulması) bir hastalık olduğuna göre aşk da marazi bir durum olmuyor mu? Buyurduğunuz üzere o bana çok aşıktı ama ben onu çok sevdim diyorsunuz. İşte aşk ve sevgi arasındaki farkı yakalamışsınız demek. Diğer taraftan aşk deliliktir diyorum. Delilik bazen güzel bir şeydir. O zaman bazen aşk da güzeldir. Önemli bir saptamam da aşkın tek taraflı olması. Yani biz birbirimize aşığız diyen büyük bir yanılgı içinde. Birbirimizi seviyoruz denebilir. Çünkü sevgi karşılıklıdır. Aşk vericidir, yani aşık olan daima karşısındakine bir şeyler verir ama karşılığında beklenti içine girmez bir istisna ile. O istisna sevgilinin güzel bir sözü, ya da gülümseyişidir.

      Aşkın bence yaşı da olmaz, senin istediğin zaman da gelmez, istediğin kadar çağır. O geleceği zamanı bilir. İstediği yerde, istediği zaman gelir bulur seni. Senin yapabileceğin fazla bir şey yoktur artık. O gidene kadar kulu kölesi olursun. Hem acı hem mutluluk verir.

      Sil
    5. İkinci yorum üzerine;
      Sevgili yapmak nasıl oluyor gençlere sormak lâzım, ben bilemedim:) Siz kolay diyorsanız bunu biliyorsunuz demek, öğrenmek isterim açıkçası, yani genel kültür olarak:)
      Valla kız-erkek arkadaşlığının zor tarafı ne onu da anlamadım. İyi anlaştığım insanlar arasında her iki cins de var.Sadece arkadaşlık açısından bakarsanız durum böyle. Ama duygusal açıdan ayırt etmek zorundayım:)

      Sil
    6. Üçüncü yorum üzerine;
      Sanırım yukarıda ikinci yoruma verdiğim cevap bu yorumda da karşılığını buluyor. Ağaç Ev Sohbetleri konusu olarak önerdiğiniz iki karşı cins birbirleriyle cinsellik olmadan iyi dost olabilir mi? sorusu mu?

      Sil
    7. Ben Ağaç ev 18'i bekleyemeyeceğim şu kadın-erkek arkadaşlığı üzerine yazmak için sanırım. Bence sevgili yapmak boş, lise aşkları gelip geçici. DBE'nin bahsettiği 20lerin sonu 30ların başı ya da 40larda vuran aşk ise tam bir delilik hali ama olmazsa olmaz. Zaten gelince yok ben almayayım de denilmez :) Arkadaşlık ise bambaşka ve büyük bir ihtiyaç benim için. Ben bunu uzun uzun yazarım.

      Mr. Kaplan ses veriyorum ama çok hastayım. An itibari ile yatak döşek yatıyorum :(

      Sil
    8. Çok geçmiş olsun Mrs. Kedi, umarım bir an önce iyileşirsin.

      Sil
  4. ha haaa eveeet önceee dinamitleri patlatıyon sonra açılan boşluğa sevgili dikiyon, sonra kesin hesap ve hakediş, sonra da savaklıyon ha haaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :))) Yok ben önce sevgili yapıyorum, sonra dinamitle patlatıp açılan boşluğa dolusavak dikiyorum. Saçmalamakta sınır tanımam:)

      Sil