KATEGORİLER

27 Eylül 2016 Salı

DONDURMALI İRMİK HELVASI, LEZZET DANSI

26/09/2016 Pazartesi, Tire

Dün geceyi kötü geçirdim. Ben yorulmadım desem de bünyem benimle aynı fikri taşımıyor. Taş Ev'in işleri gece yarısına kadar ancak bitmişti. Her zaman olduğu gibi yine bilgisayarın başına oturmuştum. Bir yerden başlamak istiyordum ama o başlayacağım yere bir türlü karar veremiyordum. Sabah kalktığımda ne yaptım, nasıl geçti günüm. Kafamı bir türlü toparlayamıyor,  göz kapaklarım ağırlaşıyordu. Ne olursa olsun kararlıydım. O gün yaşadıklarımı günceme dökmeden günüm bitmeyecekti. Uyur uyanık halim saatler boyu devam etti. Ne kalkıp yatmaya gittim ne de o halde yazımı bitirebildim. Saat üçü buçuğu geçiyordu sanırım. Midem bulanmaya başladı, kendimi fena hissediyordum. Alışkındım bu durumlara. Böyle olunca kısa sürede tansiyonum düşecek ve bayılacağım. Bu işi kontrollü yapmak tecrübeyle geliştirdiğim bir yöntemdi. Salonun ortasında oturmak ya da yatar pozisyona gelmek bayılma durumunda sağa sola çarpıp kaşı gözü yarmaktan daha iyiydi.

Bir ara eşimin yattığı odaya kadar gidebilir miyim diye aklımdan geçirdim. Derin nefes alarak hemen düşündüğümü yaptım. Eşime seslendim. "İyi değilim, bayılacağım galiba" Gözlerimi kapadım. Böyle durumlarda tuvalete gitme hissi doğar genellikle. Sonucu da bellidir. Gider orada bayılırım. Eşim bu huyumu bildiğinden tuvalete göndermedi ve uyumaya çalışmamı salık verdi. Yarım saat kadar sürdü bu bayılmama mücadelesi. Sonra biraz açıldım ve bilgisayarımı kapatıp yattım.

Sabah kalktığımda vücut yorgunluğum devam ediyordu. Dün stoktaki bütün malzeme tüketildiği için kasaptan et almam gerekiyor acilen. Oğlum hazırladı sabah kahvaltısını. Henüz kahvaltımıza yeni başlamıştık ki bir araba girdi içeri. Sonradan Ödemiş'ten geldiklerini öğrendiğimiz orta yaşlı bir çift indi arabadan. Açık olup olmadığımızı sordular. Saat henüz on bir bile değildi. Saat on ikide açılacağımızı söyledik. Gelmişken bir çay ikram etmeyi önerdik bir de. Verandaya geçtiler. Oradan yukarıdaki salonu görmek istediler. Sonunda verandada oturmaya karar kıldılar. Çaylarını içtikten sonra karınlarının aç olduğunu, bir şeyler yemek istediklerini söylediler. Aşkın Şef saat gelmek üzere ama henüz daha mangal yakılmamış. Olsun dediler, biz bekleriz burada. Telefon ettim şefe. Yoldaymış beş dakika içinde geldi. Misafirler çaylarını verandada içtikten sonra güneş alan avlu bölümüne geçtiler. Epey bir sohbet ettik.

Aşkın Şef gelir gelmez siparişler alındı. Ben müsaade isteyip ayrıldım yanlarından. Çarşıya inip alışverişimi yaptım, muhasebeciyle işimi gördüm. Eve uğrayıp birkaç parça malzeme aldım.

Döndükten sonraki misafirlerimiz uzaklardan gelmiş. Taş Ev'e girince hayranlıklarını gizlemiyorlar. Belli ki yabancı memleketten gelen gelinlerine değişik bir yere götürmek istemişler. Karışık et tabağı yanında meze seçimini bize bırakıyorlar. şefimiz onlara güzel bir sunum hazırlıyor. İşin güzel tarafı ilk kez bir misafir şarap istiyor. Hüseyin'e fikrini sormuşlar. Hüseyin panik içinde merdivenlerden inip benden yardım istiyor. Ben de şarap uzmanı değilim. Heyecanlanarak yukarı çıkıyorum. Bayanlar beyaz şarap içmek istiyorlar. Safir Beyaz'da karar kılıyorlar. Hanımefendi yine de soruyor bana "Tatlı şarap değil bu değil mi?" Ben cehaletimi bastırmak için gayet kendinden emin bir şekilde "Evet hanımefendi bu tatlı şarap değil efendim."

Beyler filtresiz Bomonti istiyorlar. Hüseyin'e şarabı bana bırakmasını biraları halletmesini söylüyorum. İçime bir kuşku düşüyor. Şarap tedarikçisinden aldığım katalog geliyor aklıma. Hemen açıp bakıyorum. Safir Doluca serisinin tek tatlı şarabıymış meğer. Şanssızlığın bu kadarı mı olur. Hemen tatlı olmayan başka bir beyaz şarap bakıyorum. Onların istediği 37cl lik olacak hem de. Antik Beyaz var elimizde. Hemen katalogla çıkıyorum yanlarına. "Hanımefendi çok özür dilerim, seçtiğiniz Safir maalesef Doluca'nın tek tatlı şarabıymış. Size önerebileceğim Antik beyaz." diyorum. Kadının çok hoşuna gidiyor, "Peki madem o zaman Antik olsun." diyor.

Hüseyin hemen tirbuşona sarılıyor. Biraz bekle bakalım diyorum. Soğutucudan yeni çıktı, biraz oda sıcaklığına gelsin. Hem yanlarında aç ve önce hanımefendiye tadım için kadehin şu kadarını doldurup ikram et. Eğer memnun kalırsa kadehlere şu seviyeye kadar doldurur, şişeyi masada bırakırsın.

Hüseyin, dün yediği zılgıttan sonra daha uyumlu. Şarap servisinden sonra muzaffer bir edayla iniyor aşağıya. "Şarabı çok beğendiler, senin dediğin gibi yaptım, çok hoşlarına gitti." diyor. Misafirlerimiz son derece memnun bir şekilde ayrılırken Hüseyin'e yüklü bir bahşiş bırakmayı ihmal etmiyorlar.

Akşama doğru Aşkın Şef bize dondurmalı irmik helvası yapıyor. Sakızlı dondurma, irmik helvası, üzerine ceviz ve sıcak çikolatanın sergilediği harika uyumun tadını çıkarıyoruz. 

Dünkü yoğunluktan sonra bugün bize Allah acıdı. Düne göre sakin geçti günümüz. Haftaya pazartesi günü tanıtım için şehrin ileri gelenlerini restoranımızda ağırlamayı düşünüyoruz.

8 yorum:

  1. Vitamininize, mineralinize dikkat edin, aman aman, kendinize dinlenecek zaman ayırın, zor işler bunlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İlaç, vitamin vs. hiç kullanmam. Bazen yoruluyoruz, bazen dinleniyoruz. Zor işler güzeldir:) Düşündüğünüz için teşekkürler.

      Sil
  2. Geçmiş olsun, dikkat edin kendinize. Belki başka bir arkadaş daha alırsanız yorgunluğunuz azalır. Hüseyin'e uzun vadede güvenileceğini sanmıyorum, umarım yanılırım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağ olun. Tahmin ettiğim gibi, hafta sonları ve hafta içi arası çok dengesiz. Bundan sonra gafta sonları için ilave eleman alacağız. Hüseyin'i ileride belki bahçe işlerine kaydırabiliriz. Efendi olursa tabii...

      Sil
  3. Çok geçmiş olsun size. Yorgunluk diz boyu belli.

    Hüseyin dönmüş.. Eğitilmekten hoşlanmakta gibi aslında. Ancak biraz zorlanıyor sanki :))

    Bu kez farklı imiş konuklar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler. Evet pazar günü ve gecesi işim yorucuydu işin doğrusu. Hüseyin ara sıra balans ayarı istiyor:))
      Konuklarımız güzeldi, memnun ayrıldılar:)

      Sil
  4. Çok geçmiş olsun kendinize dikkat edin bol vitamin alın .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler. Ne vitamin ne ilaç. Aram yok o suni şeylerle. Bayılmayı da seviyorum. O sigortam benim.:))
      İlginize minnettarım:)

      Sil