KATEGORİLER

24 Eylül 2016 Cumartesi

TIK TIK RESTAURANT

23/09/2016 Cuma, Tire


Eşim her zaman olduğu gibi erken kalkıp hazırladığı özel mezeleri teşhir dolabına dizmiş. Çok beğendim. Özellikle köz biber sarmasının görünüşü çok yaratıcı. Közde kapya biber, kızartılmış yeşil biberi kurutulmuş domatesle harmanlayıp değişik bir meze çıkmış ortaya. Tam bir renk cümbüşü...

Çarşıya iniyorum alışveriş için. Dün listeyi Aşkın Şef ile birlikte yapmıştık. Eşim de üzerine birkaç şey eklemişti. Malum bugün küçük pazar kuruluyor.


Hafta sonuna girerken eksiklerimizi tamamlamak için böyle bir pazarın olması bir şans. Örneğin kabak çiçeği aldım, Aşkın Şef hünerli elleriyle dolmasını yapsın diye. Turp otu buldum, daha turfanda sayılır, oldukça pahalı. Yine de menümüzde ot salatası bulunması lazım.

Acele ediyorum dönmek için. Aşkın yukarı çıkıp yeni mezeler için kolları sıvamış. Getirdiğim kabak çiçeklerinin harcını hazırlamış bile. Oğlumla yeniden çarşıya inip alışveriş yapacağız. Tire'ye geldiğimden bu yana epey kilo verdiğimden onlarca elbise boşa çıktı. Ya yeniden gardırop düzmem lazım ya da yeniden verdiğim kiloları almam. Oğlumun zevkine güveniyorum. Babasını tepeden tırnağa giydiriyor.

Dönüyoruz yaylaya. Yine tavlaya tutuşuyoruz. Mars ile aldığı ilk elden sonra durumu toparlıyor maçı alıyorum. Şeytanın bacağını kırdım nasıl olsa.

Hava soğuk bugün. Verandada oturulacak gibi değil. Yine de ısrarla oturmak isteyenler oluyor. Gelenleri doğrudan üst salona alıyoruz. Soba siparişini tam zamanında vermişiz. 

Verandadaki masalardan birini antreye aldık. Sanırım burası benim kışlık mekanım olacak. Kalın taş duvarlardan olsa gerek içeride telefon bile zorlukla çekerken  internete sorunsuz bağlanıyorum. Kışın bir iki masa atılır gibi. Aslına bakılırsa küçük bir kuzine sobası da güzel gider burada.

Bugün çok hareket yok. O da bizim şansımız. Hüseyin'in yarattığı boşluğu rahatlıkla kapatıyoruz. Saat dokuza doğru kızının rahatsızlığından dolayı Aşkın Şefi göndereyim derken bir biri arkasına iki araba geliyor. Yine de saat on olunca gönderiyorum Aşkın'ı.  İki masa bana kalıyor. İhtiyacınız olursa ayağınızla döşemeye vurun diyorum. Çağırma düğmesi alana kadar idare edeceğiz artık. Bu usul kabul görüyor. Dört numara eşiyle birlikte gelmiş rakı içiyorlar. Ayağıyla ahşap döşemeye hafifçe tık tık diye vuruyor. Hemen çıkıyorum merdivenlerden. Gülümseyerek, "İki çay alabilir miyiz?" diyor. Belki bu haberleşme işini daha da geliştirebilirim. Mesela bir numaralı masa tık diye bir sefer vurabilir ayağını. İki numara tık tık, üç numara tık tık tık. Beş masadan fazla olursa, o zaman bir garson devamlı yukarıda olur zaten. Nasıl olsa aşağıda oturacağım kışın devamlı. Sinyali alır almaz Hüseyin'e "Oğlum üç numaraya bir bakıver." derim artık. Bir de bakmışız bu haberleşme yöntemi Taş Ev'in alametifarikası olmuş. Her şey iyi, güzel de. Herkes Taş Ev demeyi bırakır, Tık Tık Restaurant kalırsa adı...

14 yorum:

  1. Taş ev güzel çok otantik geliyor kulağa :)

    YanıtlaSil
  2. Başlığın nedenini sonda okuyup öğrenince güldüm. Taş Ev ile biz de neler öğreniyoruz.

    Közde biber sarmasını göremedim. Resim açılmıyor. Yeniden yükleme çare olabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayata bazen eğlenceli tarafından bakmak iyi geliyor :)
      Közde biber sarmasını yükleyeceğim ayrıca. Selamlar.

      Sil
  3. Ya yukarıdaki beş müşteri aynı anda bir şey istemeye kalkarsa? O zaman da restoranın adı "takatuka" olarak kalmasın :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bakın o daha da hoş :) "Takatuka Restaurant" Çok güldük eşimle :)))

      Sil
  4. Tık tık deyince başlıktan internet sitesi olarak algıladım, ne tatlı bir yöntem bulmuşsunuz. Merak ettim kod adı İnci aradı mı yeniden?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Çaresizlik bazen insanı yaratıcı kılabiliyor:) Gerçek adı İnci olmayan ancak yazımın kahramanı olup İnci kod adını verdiğim kişi bu akşam aramış. Muhtemelen henüz yazımdan haberi yok. Salı günü gelemeyeceklerini ancak gelecek sezon ilk grup gezisini Kaystros Taş Ev'e yapacaklarını söylemiş. Allah taksiratımızı affetsin:))

      Sil
  5. Emeklerinize değdi sanırım, Taş Ev işleyişe geçmiş.Uzun ömürlü olmasını diliyorum. Eşinizin hazırladığı közde kapya biber görüntüsü çok güzel. Ben onu lor peyniri, domates ve biraz süzme yoğurt ekleyerek de yapıyorum.
    Kolaylıklar diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gelen giden beğendiğine göre sanırım emeklere değdi:) Evet reklamsız, açılışsız geçtik işleyişe. Teşekkür ederiz. Ben de öyle yaptı sanıyordum ama sanırım süzme yoğurttan başka havuç ve mayonez varmış.
      Sağ olunuz...

      Sil
  6. Sizin Hüseyin beye ihtiyacınız kalmamış tüm iletişim yolları mevcut :) Kapyalar enfes görünüyor bu aralar en çok tükettiğim :) bayılırım Güzelde yağ yakar aramızda kalsın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mi?:)) Ben kapyayı geç keşfedenlerdenim. Ancak bu aralar en fazla tükettiğimiz sebze diyebilirim. Yağ yaktığını da sizden duydum. Öyleyse harika... Söz aramızda kalacak :))

      Sil
    2. Sevgili Mayıs Yağmuru: Aşağıdaki yorumunuz yanlışlıkla silinmiştir.

      Evet genelde tüm diyetlerde verilir :=) Birde size küçük tüyo vereyim kapyaları Jülyen doğrayıp bazen otlu tulum peyniri olarak ben servis ediyorum yada cevizli ama tulumlu olursa hafif sulanma riski var kendiniz bir deneyimleyin derim gayet lezzetli oluyor cevizlide :)

      Sil
    3. Bizde ceviz bol. Cevizin olduğu tariflere bayılırım. Eşime bahsedeceğim:) Teşekkürler.

      Sil