1) En çok öğrenmek istediğiniz dil hangisi?
En çok derken bir tercih yapmam gerekiyor ama ben birkaç dil arasında seçim yapmakta zorlanıyorum. Bu yüzden İtalyanca, Rumca-Yunanca, İspanyolca diyorum.
2) Hangi yabancı dili konuşabiliyorsunuz?
İngilizce konuşabilirim. Biraz Fransızca bilgim var ama konuşabilecek düzeyde değil.
3) Türkçedeki en sevdiğiniz kelime nedir?
Yine birkaç tane yazayım; yasemin, yakamoz, çapulcu
4) Herhangi bir yabancı dilde en sevdiğiniz kelime nedir?
Congratulations (İng): tebrikler, pronto (It): hazır (İtalyanlar "alo" yerine "pronto" sözcüğünü kullanırlar), allora (It): İtalyanların ağzından düşürmediği Türkçe karşılığı çok değişik anlamlara gelen kelime. İngilizce karşılıklarını yazarsam daha kolay olacak: well, then, so, come on, so what), bellissimo (It): çok güzel. risotto (It): en sevdiğim İtalyan yemeklerinden biri, mujer (İsp): kadın, por favor (İsp):lütfen ... daha çok var.
5) Hangi yabancı dillerin kulağa çok hoş geldiğini düşünüyorsunuz?
Başta Fransızca olmak üzere sırasıyla İtalyanca, İspanyolca, Yunanca ve Arapça
6) Bu kelime ya da bu kelimenin tam karşılığı bizim dilimizde de olsun isterdim diyebileceğiniz bir kelime var mı?
Var, "douce souffrance", İngilizce karşılığı olan "sweet pain" biraz anlaşılır gelse de dilimizde tam karşılığını bulamadım. Yok çünkü... Buruk acı falan demeyin bana.
7) Türkçenin en sevdiğin yanı ne?
Ana dilimiz olması, yeni kelime türetmeye imkân veren alt yapıya sahip olması.
8) Latin alfabesi dışında hangi alfabeler hoşunuza gidiyor?
Latin alfabesi dışında bildiğim alfabeler arasında hoşuma giden bir alfabe yok. Bununla birlikte Arap alfabesini okuyabildiğim için diğer alfabelere göre daha yakın geliyor bana.
Sorular fazla olduğu için kısa cevaplar verdim. Bu mime bütün arkadaşlarımı davet ediyorum. A bientôt!
Galiba yorumum gelmedi bay Kaplan. Tekrar yazıyorum. Sweet pain bizde bir deyimle karşılık buluyor; tatlı tatlı sızlamak. Ha iki kelime ha üç kelime, anlam aynı. Tam olarak kullanım amacınıza uymuyor, onu anladım ama karşılığı var neticede. Çok selamlar.
YanıtlaSilEvet, daha önce gelen bir yorumunuz olmadı. Sweet pain değil de esas Fransızcası "douce souffrance" beni çok derin etkiliyor. Hatta Son Dans dizisinde de karşımıza çıkacak bu kelime öbeği:) Tatlı tatlı sızlamayı zihnimde canlandıramıyorum gerçekten. Indila'nın söylediği aynı adlı şarkıyı geceler boyu dinleyip gözyaşı döktüğümü hatırlıyorum. Bana çok romantik geliyor. Size hislerimi anlatamam. Şöyle söyleyeyim. Hüngür hüngür ağlıyorsunuz ve bu size büyük bir haz veriyor, aynı anda göklere yükselip kahkahalarla gülesiniz geliyor. Anlatılmaz, yaşanır derler ya, onun gibi bir şey. Kelimeler kifayetsiz kalıyor, Türkçe bir karşılık bulamıyorsunuz bu sözcüklere. Teşekkürler:)
Sil(kalpteki) kağıt kesiği ;)
SilSiz anladınız;)
SilMime katıldığınız için çok teşekkür ederim, çok mutlu oldum. Yanıtlarınızı da çok sevdim:)
YanıtlaSilYakamoz kelimesini ben de çok seviyorum durup dururken söylemek geliyor içimden:))
Ne demek, bugüne kadar katıldığım mimler arasında en güzellerinden biriydi. Ben teşekkürederim:)
SilTürkçenin en sevdiğiniz yanı sorusuna cevabım benim de aynı :) Tarafsız yorum yapmak mümkün değil sanırım. Doğma büyüme içinde olduğumuz dille diğer dilleri kavrıyoruz genelde. İngilizce konuşmak da onun için zor geliyor başta. Hep söylenir ya ''Türkçe düşünüyoruz.''
YanıtlaSilHaklısınız, dil öyle bir şey, sadece gramerini, kelimelerini öğrenmekle iş bitmiyor. Konuştuğunuz dille düşünmek, o dilin ana dil olarak konuşulduğu toplumun sosyolojisini, kültürünü bilmek çok önemli:)
SilYunanca öğrenmek gerçekten güzel olurdu sanki :) Bir ara ben de Almanca'ya başlamıştım ama başladığım hızla bıraktım :)
YanıtlaSilAlmanca'ya ben de başlamış ve kısa sürede bırakmıştım. Diğer dillerden biraz farklı gelmişti bana. Üstelik Fransızca'nın yanında çok kaba geliyor kulağa. Fakat bazı Almanca şarkılar da hoşuma gitmiyor değil:)
Silİngilizceyle baş edebiliyorum gibi yavaş yavaş, sonrasında ben de Fransızca ve Yunanca öğrenmek istiyorum. Derslerde antik yunan dili gördüğümüz için ilgimi çekiyor ne zamandır ama Antik Yunanca bizdeki Eski Türkçe gibi çok farklıymış şimdiki dilden :) Bunun dışında ben de İtalyanca ve İspanyolcayı çok hoş buluyorum :) douce souffrance ne demek bilemedim ama histeri krizi gibi bir şey mi acaba diye düşündüm kafamda bir şey canlanmadı, ağlamaktan zevk almak filan ya da birisine benim tatlı belam deriz veya tatlı çilem onun gibi mi yani değişik tam anlayamadım :)
YanıtlaSilYunanca-Rumca dedim dikkat edersen ben. Yunanca yeni bir dil aslında. Eskilerin kullandığı Helenistik dönemden gelen Rumca. Yani Anadolu topraklarında yaşayan eski Yunan halkının konuştuğu dil. Onun benzeri Girit halkı tarafından konuşulurdu. Benim bu dile olan merakım; birincisi Girit kökenli olmam, ikincisi komşumuz olduğu ve uzun yıllar aynı toprakları, kültürü paylaşmış olmamızdan dolayı. Douce souffrance çok farklı. Histeri krizi değil. Mutluluğun gözyaşları, daha doğrusu ağlarken mutlu olma hali diyebilirim. Yani benim kelimelerle ifade edebileceğim böyle bir şey işte:)
SilEvet sizin söylediğinizi anladım ben ek olarak günümüz Yunancasını da bilmek istediğimi ifade etmeye çalışmıştım :) Rumca zaten Antik Yunanca'nın isim değiştirmiş halidir, Helen halkı Roma'nın din ve politik baskısıyla kimliğini kaybedince Helence de Rumcaya dönüşüyor filan o zamanlarda.
Silmutluluktan ağlamak gibi yani anladım biraz teşekkür ederim :)
Elbette öncelikle günümüz Yunancası. Ben teşekkür ederim:)
Siltatlı keder işteğğğğ :)
YanıtlaSilBiliyorum onu sen bulmuştun:) Tatlı kısmı tamam da keder tam içime sinmiyor tam olarak:)
SilSweet pain :) Bizimkiler acı biber yer arada ve ben asla yiyerek kendime eziyet edemem, aram hiç yoktur acıyla. :) Sonra derler ki "Acı; ama tatlı acı" :D
YanıtlaSilTam da onun gibi bir şey işte:)) Ben de acı biber yemeyi çok severim. Ne kadar dilim yanarsa o kadar büyük zevk alırım. Bravo, güzel örnek:)
SilBugün internette dolaşırken bir kişinin bir fotoğrafın altına ''acının tatlı tebessümü'' yazdığını gördüm. Aklıma hemen sizin bahsettiğiniz sweet pain geldi:)
YanıtlaSilO duyguyu tadanlar tam olarak kelimelere sığdıramıyorlar yaşadıklarını. Acının tatlı tebessümü de fena değilmiş:)
Silaslında ben bu hissi "kekremsi" diye tanımlıyorum ama kişisel lügat tabii. mutluluk anında genizde duyulan bir hıçkırık hissi.
YanıtlaSilkültürün dili yapılandırması işte tam olarak bu. fransızların eminim çok sık hissettiği bir duygudur bu douce souffrance ama duyguyu o kadar sık hissetmeyen bizler, kelime bulmak için zahmete girmemişizdir.. bizdeki binlerce farklı akraba kelimesi gibi, hepsini uncle / aunt'ta toplamak gibi :))
Kekremsi, yeni dönem yazarların kitaplarında en az bir kez kullanmak zorunda hissettikleri bir sözcük:)) Hem tat hem de koku alma duyusuna hitap ediyor.
SilBenim anlatmak istediğim biraz farklı sanırım. Yani mutluluk anındaki genizde duyulan bir hıçkırık değil. Sizi derinden etkileyen bir müzik dinliyorsunuz. Hiç bir hatırası gözünüzde canlanmamasına rağmen sebepsiz bir mutluluk hissediyorsunuz. Öyle bir mutluluk ki, sizi ağlatıyor ve ağlamaya başlıyorsunuz, sebebini bilmeden. Ağlarken büyük bir mutluluk kaplıyor içinizi, sevinçle dans etmek istiyorsunuz. Parça bitiyor, tekrar aynı hazzı almak için bir kez daha dinlyor aynı duyguları yaşıyorsunuz. Sonra bir kez daha, bir daha... Dünya ile bütün ilişkiniz kesilmiş sanki. Yani acı tarafı anlam veremediğiniz ağlama hissi ama muazzam keyif verici bir olay. Bambaşka bir şey. Aşk gibi bir şey değil. Çünkü sahnede, aklınızda, hayalinizda sizden başka biri yok. Bir de müzik var elbette. İşte benim yaşadığım bu olayların karşılığı "douce souffrance" sözcüklerinde buluyor karşılığını. Başkası bunu hiç yaşamış mıdır bilmiyorum. Belki de benim kişisel lügatıma dahil ettiğim bir sözcük:) Fransızcanın duyguları harekete geçirilen bir lisan olduğu tartışma götürmez:)