KATEGORİLER

1 Ocak 2021 Cuma

GÜZEL YAZMA SANATI # 1

Yazmak, konuşmak gibi insanların kullandığı bir iletişim aracıdır. Bildiklerimizi, duygu ve düşüncelerimizi doğru bir şekilde aktarmanın en etkili ve kalıcı yoludur. Resim, müzik, heykel, sinema, mimari ve el sanatları gibi yazmak da sanatın bir türü. Cümlede bir sözcüğün yerini değiştirmek hatta sözcükler arasında kullanılan bir virgül bile okurun yazıya odaklanmasını bozar, verilen mesajın yanlış anlaşılmasına yol açar. Kaliteli yazıları okumak, yazma becerimizi geliştirir. 

Yazmak özgürlüktür. Herkesle istediğiniz konuda konuşamadığınız gibi sizi dinleyecek birini bulmanız her zaman mümkün olmayabilir. Ama yazmak istediğiniz anda aklınızdan geçen konuları kendiniz belirleyebilirsiniz. Blog dünyası yazmayı seven insanlar için keyif verici, harika bir platformdur. Burada yazılarımızı yazarken bazen dikkatsizlik sonucu, bazen bilgisizlikten hata yapabiliriz. Ben de geçmişte yazdığım yazılarda sehven ya da bilgisizlikten dolayı çok vahim hatalar yaptığımın farkındayım. Ancak bunu normal kabul edip yola devam etmek okura yapılan en büyük saygısızlıktır. Kötü bir müzik insanı nasıl rahatsız ediyorsa kötü bir yazının okunması da aynı etkiyi yaratır. Blog yazarlığının insanın yazma becerisini geliştirmek, genel kültür ve bilgi dağarcığını genişletmek hususunda ideal bir platform olduğunu düşünüyorum.

Bir kez daha söylüyorum, yazılarımı eleştirmenizi, onları övmenize yeğlerim. Bu yazı dizisine başlamamın nedeni eleştirilmeye benim kadar tahammül göstermeyen, bunu bir gurur meselesi yapan arkadaşlarımızın yazılarında gördüğüm temel yazım hatalarına değinmek. İyi yazan ve dalgınlık haricinde bu tür hatalara düşmeyen arkadaşlar için gereksiz ve sıkıcı gelebilecek yazılarımın iyi yazmanın önemini kavrayan pek çok yazar arkadaşıma faydası olacağına inanıyorum. 

Yazma sanatı deyince aklıma gelen ilk kriter en az kelimeyle bütün meramın anlatılmasıdır. Bu konuda sınıfta kaldığımı biliyorum ama bunu yazı dizimin bir tanıtımı olarak kabul edin lütfen. Diğer bölümlerde doğrudan konuya gireceğim.

***

Özellikle kelime oyununda hal eki olan "de" ile bağlaç olan "de" nin sıklıkla karıştırıldığını gördüm.

Bulunma hal eki olan "de" her zaman bitişik yazılır. Bağlaç olan "de" ise her zaman ayrı yazılır.


Yazı yazarken "de" ekini yerli yerinde kullanmak son derece basittir. Şöyle ki, her zaman bitişik yazılması gereken hal eki "de", cümleden çıkarıldığı zaman cümle anlamsız hale gelir. Örneğin,

"Dün akşam annemde kaldım." cümlesinde de'yi çıkarıp cümleye bakalım.

"Dün akşam annem kaldım." Ne kadar anlamsız bir hale geldi değil mi? O halde çıkartıldığında cümleyi anlamsız hale getiren "de" nin her zaman bitişik yazılması gerekir.

Bağlaç olan "de" ise, cümleden çıkarıldığında cümle yine de bir anlam taşır. Örneğin,

"Dün akşam ben de annemlere gittim." cümlesinde de'yi çıkaralım bakalım ne olacak?

"Dün akşam ben annemlere gittim." Gördüğünüz gibi son derece anlamlı bir cümle!

O halde tereddüte düştüğünüz hallerde, cümleden de'yi çıkarıp bir bakın, anlamsız duruma geliyorsa bitişik, anlamını muhafaza ediyorsa ayrı yazmanız gerekir. Önce zorlansanız da zaman içinde doğru kullanıma alışacak ve bunu otomatikman yaptığınızı göreceksiniz. Ayrıca, bu hatanın yapıldığı yazıların sizi ne kadar rahatsız ettiğini de...

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, sevgilerimle.

52 yorum:

  1. Okulda da tıpkı bu şekilde öğrenmiştik. Olasılıkla değineceksiniz ama yazmadan duramayacağım; aynı ip ucuna, -ki bağlacını kullanırken de başvurabilir emin olamayan arkadaşlar. Ünlü özdeyişimizi hatırlayalım; bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp. Selamlar bay Kaplan.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Katkılarınız memnuniyet verici. Ki bağlacı da sıklıkla yanlış şekilde kullanılıyor. Ben yine blog yazılarını okumaya devam edeceğim. Gördüğüm yanlışları biraz araştırdıktan sonra teker teker örnekleriyle açıklamayı düşünüyorum. Kesinlikle, hata yapmak ayıplanacak bir davranış değil. Yapılan hataları önemsememek ve doğrusunu öğrenmemek konusunda direnç göstermek ayıp. Tekrar tekrar söylüyorum, yazılarımda bir sürü hata bulabilirsiniz. Kimse bana "Sen önce gidip kendi hatalarını düzelt" demesin:) Sadece hatamı söylediklerinde hemen düzeltir teşekkür ederim. Bir şeyler öğretmek bana göre öğrenmenin bir başka yoludur. Teşekkürler Sevda Hanım:)

      Sil
  2. Çok faydalı bir yazı dizisi olacak :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle, Handan Hanım. Buna gerçekten inanıyorum:)

      Sil
  3. çok sevdim bu yazıyı devamı gelsin.

    YanıtlaSil
  4. bilgilerimizi tazeleyip, bilmediklerimizi öğrenelim o zaman. devamını bekliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Elbette, birbirimizden çok güzel şeyler öğreniyoruz, teşekkürler:)

      Sil
  5. Aahadhjj ben direk battım:):)ilk zamanlar yani 12 yıl önce öyle dikkat ederek yazıyordumki hiç mutlu olmadığımı farkettim..Yani bu platformda tüm dilbilgisi ve imla kurallarını red ediyorum :):) ama gururlu ve kasıntı ve kinci değilim..sanırım bu özelliklerim beni kurallardan daha mutlu ediyor:):)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok canım abartmayın o kadar:))) Kendinizi germeyin ne olur. Bak ne diyeceğim, dedim de zaten; siz yazarken mutlu oluyorsunuz, okuru da mutlu etmek daha iyi değil mi? Hem inanın o zaman size daha büyük saygı gösterir, emin olun:) O katı dilbilgisi kurallarından ben de hoşlanmam ama madem yazıyoruz, okurun bizi mümkün olduğu kadar anlaması lazım, değil mi? Dilbilgisi dersinde değiliz, kemerlerinizi gevşetin ve rahatınıza bakın:))

      Sil
  6. Zamanında "bende seni seviyorum" diyen bir adama "de ayrı yazılır" dediğim için.....
    Neyse :D
    Dahi anlamındaki de ayrı yazılır ama ya...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yaptınız bilmiyorum ama inanın ben de aynısını yapardım:)) Neyse eşim Türk Dili ve Edebiyatı mezunu olduğu için ben problem yaşamadım, hatta bu konuda üzerimdeki emeği az değil:) Evet, yani...

      Sil
  7. Şu -de ekini yanlış kullananlara şaşırıyorum cidden. En basit dilbilgisi kuralı bence. Sizin de dediğiniz gibi cümleden çıkarınca anlam bozuluyorsa bitişik, bozulmuyorsa ayrı yazılıyor işte! Tabi ki bazen gözden kaçabilir, bitişik yazılmış olabilir ama sonra fark edince düzeltilir :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kelime Oyunu etkinliği kapsamında yazılan yazılarda o kadar çok denk geldim ki, buna ben de şaşırdım. Aslında yapılan hatanın farkında değiller. Benim salaklığım, sanki bu işe memur edilmişim gibi doğrusunu göstermek. Hata yapılabilir, ben de yapabilirim, dikkatsizlik olabilir. Zaten bir ya da iki kez yanlış kullanımı bu çerçevede değerlendiriyorum. Ama bir sayfada on on beş hata yapılınca artık bunun bilgi eksiliğinden kaynaklandığını düşünüyorum:)

      Sil
  8. Harika bir dizi olacağına eminim. Umarım insanlar okurken feyz alabilirler. Bilgileri güncellememiz için de süper olacak :) Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, sağ olun, mutlu ve sağlıklı bir yıl dilerim size de:)

      Sil
  9. heey ama bak önceliklee, yazıda bu bence, bana göre güzel yazı yazma sanatı budur desenee, bunlar senin kişisel düşüncelerin oluyor. bence böyle güzel yazı yazılır dersen doğru tamam, sana gör işte. ikincisi dee, şu üçüncü paragrafı yazmasaydın çok iyi olacaktı. gurur ve tahammül sözcükleri olan cümleyle blog arkadaşlarımızı suçlamış oluyorsun. bu da iyi bir şey değil ki. bu gurur ve tahammül de senin kişisel düşüncen oluyor. sen öyle görüyorsun onları. yoksa onlar öyle değiller. aranızdaki durumdan oldu bu. onlara göre de sen tahammülsüzsün. onların açısından bak empati yap, onlar da haklı sen de haklısın. sen de hatalısın onlar da hatalı. kişisel bir durum bu aranızdaki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hayır buna katılmıyorum. Bu kişisel düşünce değil, dil bilgisi kuralıdır. Tahammül etmek, müsamaha göstermek ayrı, bir "yazın sanatı" işi yaparken bilmediğin için yanlış kullanmak ayrı, "benim tarzım bu" demek apayrıdır. Bir kişi eğer "edebiyat" alanında uğraş veriyorsa, kuralları hiçe sayamaz, sayarsa da onu okuyan onu ciddiye almaz. Ha ciddiye alınmak hedefi değilse tamam ama hedef daha iyi yazmak ve edebi değeri olan bir "iş" yapmaksa o zaman oyunun kurallarına uyacak, uyarıldığında da bunu kendini geliştirme fırsatı olarak görüp teşekkür edecek. Bu kişisel bir durum değil..

      Sil
    2. kişisel bir durum bu. konu dil kullanımı değil, yaklaşım. bak şimdi kaplan sana bana manxcat e istediği gibi her yorumu yapabilir. uzun dönem yakınlık var aramızda. ama herkesi bizi okuduğu gibi okumuyor haliyle. her blogçuyla arasında rahat bir yakınlık yok. bu nedenle bir veya birkaç yazı okuyup yorum yaparken dikkat edilmeli. o kişinin yaşamını, tarihsel sürecini bilmeden yoruma girilmemeli. herkes farklı burda. önce yakın olup sonra yorum yapılmalı. kaplan tabiside iyi niyetli. ancak bizim faydalı olmak, düxeltmek gibi bir görevimiz yok. burda herkes keyfine göre yazıyor. sevmezsek okumayız bir blogu. şimdi, bize yakın olmayan, az yazısını okuduğumuz bir bloga yorum yaptığımızda, eğer o yazıdaki bazı hataları düzeltmek istersek belki önceden izin almalıyız, düzeltebilir miyim deriz, o daa zaten düzelt der, sonra söleriz hataları. kaplan iyi niyetle heyecanla yardımcı olmak için hataları gösteriyor. ama yaklaşımı yanlış. kelime oyununda oldu bu durum. kaplan hataları göstermekte hatalıydı. bak diyorum, konu dilin türkçenin kullanımı değil. kaplan belki heyecanla keyifle düzeltmek istedi, ama haliyle yorumu sert oldu, bu noktada blog arkadaşlarımız değil kaplan hatalı. yumuşaklıkla önce yazıya yorum yapmalı sonra da sonunda düzeltebilir miyim demeliydi. yani kaplanın bu noktada yaklaşımı yanlış oldu. diğer arkadaşlarımız haklı bu konuda. kaplan da üzüldü zaten. bence bu tür yazılar da iyi değil. blogçuları zor durumda bırakan yazılar bunlar. dediğim gibi bak ama türkçeden söz etmiyorum, blog iletişimi açısından diyorum. ben bir barıştırıcıyım. bu durumlarda hep ara bulmak durumunda kalıyorum. kaplan yaklaşımı açısından özür dileseydi örneğin, eleştirdiği arkadaşımız da üzülüp blogunu yoruma kapatmazdı. burda önce kaplan hatalı. iyiniyetli ve yapıcı düşüncelerini biraz sert ve ani bir yorum ile verdiği için yanlış anlaşılıyor. daha yumuşamalı bence ooo. bak biz başka diyorum. kaplanu tabisi çok seviyoruz.

      Sil
    3. Sevgili Deep, bu benim kişisel blogum, doğal olarak yazdıklarımın hepsi benim kişisel görüşlerim. Bir şey doğrudur, diyorsam o benim kendi doğrumdur. Farklı düşünen, hatalı düşündüğümü iddia edenler için yorum yolu açıktır. Bu bana ya yazdıklarımı savunma ya da düzeltme imkanı verir.
      Aslında yazdıklarımın çoğu hemen herkesin kabul edeceği şeyler. "Yazmak özgürlüktür" demişim. Biri çıkar "Hayır, arkadaş yazmak özgürlüğümü elden alır" derse, oturur tartışırız. Gerekirse evet, ikna oldum deyip fikrimi değiştirebilirim. Şimdi sen bana eğer varsa katılmadığın yerleri somut olarak söyle ki bileyim, ona göre karar vereyim. Sen güzel yazı yazma sanatı üzerine yazdıklarımdan hangi bölümüne katılmıyorsun?

      Hayır, blog arkadaşlarımı asla suçlamıyorum. Sadece eleştiriye tahammül göstermeyen, bunu bir gurur meselesi haline getiren arkadaşlarıma yorum yapmak yerine onları afişe etmeden hatalarını bu yazı dizimde ele alacağımı belirtiyorum. Bundan faydalanmak isteyen gelir yazılarımı okur, hatalarında ısrar etmeyi sürdürmek isteyenlere yapacak bir şeyim yok. Sen şimdi burada arkadaşlarımı suçlayıcı hangi öğeyi buldun merak ettim. Ben eleştirilerimi kendime en yakın bulduğum en sevdiğim arkadaşlara yaparım ve bütün arkadaşlarımı ister hata yapsınlar, ister fikirlerim uyuşmasın aynı şekilde seviyorum. Bana sadece iki isim verdin. Biri, medeni bir şekilde eleştirime katılmadığını söyledi, onun yaptığını gayet doğal buldum. Diğeri ise, yorumuma verdiği cevapla haksız yere beni suçladı.

      Bak sevgili deep, ben aslında sabırlı ve tahammül sınırları oldukça geniş bir insan olduğumu düşünüyorum. İlk kez, diyorum, ilk kez böyle bir durumla karşılaştım. Tahammül edemediğim tek konu saf duygularla yaptığım eleştirimi yanlış anlayıp suçlanmak ve aklıma bile gelmeyen bir şekilde yaftalanmaktır. Çalmadığın halde hırsız damgası yemek, öldürmediğin halde cinayetle suçlanmaktır. Buna tahammül edemem:) Yine de üzüldüm. Üzüldüm çünkü onun üzülmesine sebep oldum. O yorumu keşke yapmasaydım demiyorum, çünkü yaptığım yorumu hatalı bulmuyorum, son derece nazik bir üslup kullandım ama keşke öyle biri karşıma çıkmasaydı.

      Empati yapıyorum sevgili deep. Onun üzüldüğü kadar ben de üzülüyorum. Bunu hak etmedim ben de. Ama sen de Nasreddin Hoca fıkrasında olduğu gibi "sen de haklısın" deme bana:)) Kişisel bir durum olduğunu düşünmüyorum. Ne ben onu tanırım, ne de o beni. Hatta en az seni sevdiğim kadar sevmiştim onu, keşke olmasaydı, oldu. Neyse, önümüzdeki maçlara bakalım:)))

      Sil
    4. bak yukarda yazdım. yaklaşımın doğru değildi. ama neyse artık oldu bitti :)

      Sil
    5. Yukarıdaki yorumunu ve Sadece C. nin yorumunu şimdi okudum. Yorum yapmak için izin almak mı gerekiyor? Yorum hoşumuza gitmeyebilir, suçlama getirmek yerine silebilirsin. Yoruma tahammülün yoksa yoruma kapatır, kendin çalar kendin oynarsın. Yorumlar bizi besler sevgili deep:) Ben şahsen yazıya yorum yapıyorum sadece. Yazanın karakteri, psikolojisi beni ilgilendirmez. Yeter ki yorumumda hakaret, saygısızlık olmasın. Eğer kişiye, onun eğitimine, moral durumuna göre yorum yapacaksak bu başka bir konu. Ben yazılan bir öyküyü eleştiriyorum. Neyse bu konu da anlaşamayacağımız konulardan biri oldu. Biliyorum sen ortamı yumuşatmaya çalışıyorsun ama benim özür dileyecek bir durumum yok. Hatalı olduğumu düşünmüyorum. Hadi bu konuyu burada kapatalım, olur mu?:)

      Sil
    6. Sadece C.
      Bu konuda hemfikiriz, teşekkür ederim.

      Sil
    7. İstediğimi yaparım demiyorum. Sadece blogumda belirttiğim görüşlerin sadece bana ait olduğunu, kesin olarak doğrudur iddiasında bulunmadığımı ve en önemlisi saygı kuralları çerçevesinde her türlü eleştiriye açık olduğunu ifade ediyorum. Eleştiriye tahammülü olmayan yorumlarını kapatabilir ya da onay verdiğinde yayınlayabilir, bu imkan var. Bunun dışında yapılan eleştiriye kişisel olarak suçlayıcı tepki vermek hoş değil. Beni değil, yazılarımı ve fikirlerimi eleştirebilirsiniz. Ama beni tanımadan yaftalamak, suçlamak da hoş değil.

      Eleştirinizi tabii ki kabul ediyorum fakat sizin de aynı hataya düştüğünüz gibi yazdıklarımı değil kişiliğimin eleştirilmesini doğru bulmuyorum. Zira, kimseye laf dokundurmuyorum. Blogun sıradan bir sohbet platformu değil, çok daha değerli, daha seviyeli olduğunu düşünüyorum. Kullandığım sözcükleri dikkatle seçiyorum. Gerektiğinde özür dilerim. Zaten ilgili arkadaşın incinmesinden dolayı kendisinden özür diledim. Özür dilemem sadece onun üzüntüsünü hafifletmek adına yaptığım bir şey. Yazısına yaptığım yorum için özür dileyeceğim herhangi bir husus yok. Ama benim yorumuma verdiği kişisel tepkiden dolayı onun bana bir özür borcu var. Size etkinliğinizde hoş vakitler geçirmenizi temenni ederim ama benim açımdan nahoş sonuçlara yol açtığı için söz konusu etkinlikten çekilmemi anlayışla karşılarsınız umarım.
      Ha, bir de şunu hatırladım. Bu işin organizatörüne Kelime Oyununun ilk haftasında sormuştum. Yazılan eserleri münasip bir dille eleştirirsek acaba arkadaşlar kırılır mı diye sormuştum. O da tabii olabilir demişti. Doğrusu da buydu ama demek ki, herkes buna hazır değilmiş, üzgünüm.
      Teşekkürler:)

      Sil
    8. Birbirimizi anladığımızı umuyorum. Belirttiğiniz üzere kimseyi kırmak ve üzmek gibi bir niyetim yok. Buna bir neden de yok. Kimseye kişisel bir husumetim olamaz, hiç kimsenin de bana. Muhtemelen yaşananlar şuna benziyor. Hani adam işinde morali bozulur, gider evde karısından çıkarır acısını. Ben de o kadın gibi hak etmediğim bir dayak yedim:) Bırakın biraz ağlayayım:)) Okuduğum yazılara yorum yapıyor, gerektiği yerde eleştiriyorum, fikirlerim farklıysa söylüyorum. Ama karşımdaki kişinin hangi modda olduğunu bilemem, zaten onun moduna göre de yorum yapılmaz ki. Haklı olduğun bir şey var, bu iş fazla uzadı. Fakat yorumlara ve yapılan eleştirilere cevap vermek zorundaydım.

      Ha merkeze koymak konusunda farklı düşünüyoruz. Ben blogta yazdığım yazıların odağına okuru oturtuyorum. Yazılarımın içerik bakımından doyurucu olması, dilbilgisi kurallarına mümkün mertebe riayet edilmesi, okura bir şeyler verebilmesi önemli benim için. Neden mi? Çünkü yayınlıyorum onları, eleştirilmesi için yorumlarım açık. Bunu okura gösterdiğim bir saygı olarak düşünüyorum. Yoksa, word dosyasına yazar, arada döner döner sadece ben okurum. Fakat bu bana ne zevk verir ne bir şey kazandırır.

      Sevgili İlkay, bu tartışma uzar gider, istersen biz de burada keselim, Aydın havası olsun:)
      Teşekkür ederim:)

      Sil
  10. İmla kuralları konusunda hepimizin eksiği çok ne yazık ki. Bazı kelimeleri bilsem de teyid etmek için üşünmeden sözlüğe başvurduğum oluyor. Türk Dil Kurmu iyi bir referans olabilir. Gerçi orada da yerleşmiş bazı kuralların değiştiğine şahit olabiliyoruz. O yüzden sürekli güncellenmekte fayda var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıldız Hanım, takıldığım yerlerde ben de TDK kaynaklarından yararlanıyorum. Bu okura ve kendimize olan saygıyı gösterir. Zaten her şey mükemmel olsun diye bir gayret içinde değilim. Ancak madem yazıyoruz, belli bir seviyenin altına düşmemeye da gayret göstermeli, hatalarımızı gösterip kibarca yol gösterenlere minnet duymalıyız bence.
      TDK' da katılmadığım ve tartışmaya açık konular var, evet. Bir de sürekli olarak kuralları değiştiriyorlar. İnceltme işaretleri mesela. Ben bu konuda eskiden bildiğim şekilde ilerliyorum. Bilgisayarımda a'nın üzerine inceltme işareti nasıl konulur bilmiyorum. Karakterden girdiğimde font tutmuyor. İşin içinden çıkamadım. Lakin ben bu detayların peşinde değilim o kadar. Bazı temel kurallara uyulsun, yazılanı doğru anlayalım yeter. Yeri gelmişken, devrik cümle yazılarımıza renk getiriyor. Benim kastım özne, yüklem konuları değil. En temel konular. Teşekkürler:)

      Sil
    2. Yazıyı ve yorumları okurken denk geldiğim bir noktada size yardım etmek isterim. Yazınızdan bağımsız, fakat benim önem verdiğim, hakkıyla yapmaya uğraştığım bir konuyla alâkalı.

      "Bilgisayarımda a'nın üzerine inceltme işareti nasıl konulur bilmiyorum. Karakterden girdiğimde font tutmuyor. İşin içinden çıkamadım." İlk anda gördüğüm kadarıyla, şu anda kullandığınız fontun Türkçe karakterlerinde zaten bir problem var, özellikle ş'de çok belirgin. Genelde ü ve ö'lerde problem çıkmıyor (zannediyorum Almanca'da kullanıldığı için), ama ğ ve ş harfleri her zaman sıkıntı yaratıyorlar. Hele â, î ve û çok daha marjinal kalıyor. Bu karakterleri kullanan diller çok değil. Galiba bu yüzden fontları yaratanlar ince ayarla uğraşmıyorlar, karakterler de çoğu zaman yanındaki harfin iki katı büyüklükte görünüyor. Çare galiba blogun fontunu değiştirmek, o da tabii ki sizin tercihiniz.

      Bu arada, umarım bu yazdıklarım doğrudur. Ancak yorum yayınlanınca şapkalı harflerin blogda nasıl göründüğünü görebileceğim.



      Sil
    3. Fontu yaratan kimse, yüzümü kızarttı:) Şapkalılar güzel görünüyor. İsterseniz üstteki yorumu silebilirsiniz.

      Sil
    4. İlginiz için teşekkür ederim. Telefondan yazarken inceltme işareti kullanıyordum ama bilgisayarda nasıl yapılır bilmiyordum. Sayenizde kısa bir araştırma sonunda öğrendim:) Shift tuşu ile 3 tuşuna birlikte basıldıktan sonra yazacağınız a inceltme işaretli çıkıyormuş.
      Deneme Kar, Kâr sanırım oldu:) Teşekkür ederim, iyi yıllar:)

      Sil
  11. Karşılıklı insanlar kolay anlaşamıyorken yazı ile anlaşmaya çalışarak önce kendi ayağımıza sıkıyoruzdur belki :) Olup biten nedir, fikir sahibi değilim fakat böylesi bir durumun yaşanmış olabileceğine dair hüsnüzan taşıyorum.

    Net cümleler yanlış anlamaya sebep olabilir.Bu yüzden meramın detaylı anlatılması, bu problemi aşmada fayda sağlayabilir.

    Hoş bir yazı dizisine başlamışsınız.Çokça eksiğim var bu hususta benim de :) Kendimi düzeltmeye gayret etmeme rağmen var.Fakat söylemeden geçemeyeceğim , zamanlaması ve şekli itibari ile Sevgili İlkay gibi düşündüm ben de.Bu da hoş başlayan bir işe gölge düşürüyor.

    Mekan sahibi sizsiniz, elbette her türlü tasarruf yetkisi sizin .






    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru olan tekdir ama hepimizin farklı doğruları olabiliyor bazen:) Bu durumda karşılıklı da olsanız, birbirinizden uzak da olsanız değişen bir şey olmuyor. Herkesin birbirinden farklı beklentileri var. Anlaşmazlığın asıl sebebi bu olsa gerek. Zamanlama konusunda haklı olabilirsiniz. Bu, içine düştüğüm ruhsal durumun bir yansıması olabilir ama cümlelerimin herhangi bir kişiyi hedef almadığı açık. Bu yazı dizisine başlama nedenimi açıkça belirttim. Tekrar, tekrar okudum, yanlış bir ifade göremedim. Bundan sonraki bölümlerde böyle bir giriş yazısına zaten gerek olmayacak.

      Her şey normale dönecektir, bir süre sonra. Depremin artçı sarsıntıları diyelim. Teşekkür ederim:)

      Sil
  12. Çok güzel tavsiyeler içeriyor insan doğal olmalı yapmacık olmamalı kendisini yansıtmalı herkesin doğruları farklı olsa da bunlar olmadan olmaz benim içinde : ) güzel bir konu olmuş bu arada

    YanıtlaSil
  13. İmla kurallarını yazıda önemsiyorum ama bazen özellikle hızlı yazarken gözümüzden kaçabiliyor..
    Bu dizi iyi bir hatırlatma olacak :)
    Teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sadece sizin değil, hepimizin gözünden kaçabiliyor. Bunlar zaten sorun değil, gözümüzden kaçan bir iki hata olabilir. Benim üzerinde durduğum, nasıl söyleyeyim, bilgi eksikliğinden kaynaklanan hatalar. Yani hata yaptığımızın farkında bile olmuyoruz. Biri çıkıp bizi düzelttiğinde memnun olmamız gereken hatalar. Bu yazıların faydasına inanıyorum. Ben teşekkür ederim:)

      Sil
  14. ''de'' ve ''ki'' sorunu o kadar büyük ki. Bazen tam tersi uygulanıyor. Yani kişi tam tersini öğrenmiş. Ayrı yazması gerekenleri birleşik yazıyor sürekli. Şöyle bir örnek vereyim bakın.: ''Tencere de ki yemek'' :))) Bunu yapanlardan biri kitap kurdu üstelik. Neyse...

    Ben de ''ki'' yi ayırt etmek için kısa ve öz bir kolaylık ekleyeyim izninizle.
    Yer belirtirken kullanacaksak ki birleşik yazılır. Neredeki? Evdeki, bahçedeki, elimdeki, gözümdeki, tarladaki, resimdeki...
    Bir de şunu ekleyeyim; imlâya dikkat edilmeden yazılmış bir gazete ya da kitabı hangimiz tercih eder? Önümüzde internet gibi bir derya var. Takıldığımız yerleri lütfen birazcık vakit ayırıp yerine oturtalım.
    Gerçek hayattan derlediğiniz öyküleri yazmayı bırakmayın lütfen sayın Kaplan.
    Mutlu yıllar:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Harikasınız, söylediklerinizin üstüne başka ne denebilir ki? Ki konusunu ayrı bölümde ele almayı düşünüyordum. Bu verdiğiniz bilgiyi de kullanmak isterim. Serbest yazı, günlük, sohbet, makale, deneme türlerinde çok yazdım ama öykü konusunda yeni sayılırım. Bundan sonra bu konuya eğilmeyi düşünüyorum. Eleştirilerinizle beni doğru yönlendireceğinize inanıyorum. Blog platformunun hak ettiği düzeyde yol alabilmesi için sizin gibi düşünen yazar arkadaşlara her zamankinden çok daha fazla ihtiyaç var. Teşekkürler, size de sağlıklı ve huzurlu yıllar.

      Sil
  15. Çok faydalı bir seri olacak bu. Çok teşekkürler. Ben de yazarken hatalar yaptığımı fark ediyorum ne kadar dikkat etsem de. Sizin birkaç geri dönüşünüz olmuştu. Çok sevinmiştim hemen düzelttim. Böyle şeylerde kibar bir dille uyarmak gerekli bence de. Rahatsız etmiyor beni hatta mutlu oluyorum yanlışımı görebildiğim için. De bağlacına aynı bu yöntemle karar veriyorum. En çok ki ekini karıştırıyordum onu da sonuna -ler ekleyin anlamlıysa bitişik yazın diyen bir yazı gördüm. Gerçekten oluyor. Bundan sonra bu serinin takipçisiyim. Doğru ve kurallı yazmak çok önemli bence de. Dilimizi mümkün olduğunca doğru bilip kullanmalıyız. Hem telefuzda hem de yazımda dikkat etmeliyiz buna.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin gibi düşünenler mutlu ediyor beni. Ben de sizlerin de katkılarıyla, bu yazı dizisinin güzel yazı yazmak arzusunda olan bütün arkadaşlara fayda sağlayacağını düşünüyorum. Altını çizerek söylemek isterim ki, herkes hata yapabilir. Bazen dikkatsizlik bazen de bilgisizlik yüzünden yaptığımız hataları düzeltmeye çalışırsak yazma becerimizi geciktirebiliriz. Güzel yazı yazabilmek insana büyük saygınlık getirdiği gibi meramımızı daha doğru anlatabilmemize imkan verir. Dediğiniz gibi yaptığımız hatalar için kibar dille yapılan hata uyarıları, eleştirileri yazma becerimizi geliştirmek için büyük fırsat verir ve bundan mutluluk duymalıyız. -de ve -ki bağlaçlarının doğru kullanımı belli bir süre sonra kafaya iyice yerleşiyor. Ancak sizin verdiğiniz örnekler bu hataya düşenler için son derece yararlı.
      Bana göre hem kendimize hem de okura saygının gereğidir güzel yazmak. Teşekkür ederim:)

      Sil
  16. Okulda öğrenip de unutmadığım pratik bilgilerden biri. Bazen dikkatsizce yaptığım hataları yakalıyorum. Fena oluyor. Aslında yazdıktan sonra dikkatlice okumalıyız ya işte...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar kontrol etsek de gözümüzden kaçabiliyor. İnsan doğrusunu bildiğinde yanlışını da doğru okuyor sanki. Başka bir göz çok daha kolay yakalıyor hatayı. İnanıyorum ki yazdıkça hata oranımız azalıyor. Elbette, daha fazla dikkat etmeliyiz. Teşekkür ederim:)

      Sil
  17. gorben demişin :) suits iyi dizi ve çok uzun, çok sezonu var, kurgu tabi, yeni ingiltere prensesi de oynuyo dizide, bak dizi listemdeki "gerçek suç belgeselleri" ni bir dene, bir de "terör" başlığındakileri :) sonra düşünürüm yine :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biliyorum, oğlum üçüncü kez izliyor suits'i merak etmiştim, evet çook uzun bir dizi. Sen bana bir sürü öneriden ziyade bir tane söylesen daha iyi. Bitince yine sorarım sana:) Thank you.

      Sil
  18. ayrıca, designated survivor, homeland, the kenneedys, secret state, the west wing, house of cards, hepsi iyi ve sana uygun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Designnated Survivor'dan başladım, ilk bölümünü dün gece izledim. İlk bölüm bana biraz fazla kurmaca geldi. Amerika o kadar üst düzey yöneticinin ortadan kaldırıldığı bir suikastı nasıl gözden kaçırır? Geç vakit biraz uykuluydum belki ama bana biraz fazla hayalci gibi geldi. İkinci bölümünü seyrettikten sonra daha iyi karar verebilirim belki. Diyeceksin ki, Borgen'deki Brigitte hayalci değil miydi? Evet ama ah dedim, bizim memlekette bir parti kursa da yanında bugüne kadar hiç düşünmediğim siyasete girsem:))

      Sil
    2. designated surviyor da bizim 15 temmuz da var. izleyip bakarsın işte, olmazsa diğer dizilere de bakarsın. hepsi bir şekilde çok iyi diziler. gerçek suçlar da öyle, onların arasında politikler de var :)

      Sil
    3. Tamam bitireceğim, ilk bölümü bir kez daha izledim. Teşekkür:)

      Sil
  19. Merhabalar.
    Güzel yazma sanatı benim de ilgimi çeken bir sanattır. Ben de çok dikkat eder ve öğrenmeye gayret ederim. Hal eki ve bağlaç olarak da kullanılan "de" yi ne kadar güzel açıklamışsınız. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Bu yorumdaki "de" leri doğru kullanmış mıyım? Teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Recep Bey,
      Elbette ben en iyisini biliyorum diye bir iddiam yok ama elimden geldiği kadar yazılarımın anlaşılır olmasına dikkat ediyorum. Kuralına uygun güzel yazıları okumak da benim için büyük bir zevk. Gayet güzel yazmışsınız, bir hata göremedim yorumunuzda:) Selâmlar.

      Sil
  20. Çok yerinde ve faydalı bir konuya değinmişsiniz. Ben elimden geldiğince dikkat etsem de arada farkedemediğimiz hatalar olabiliyor. Blog yazan insanların bu konuya biraz daha önem vermesi gerekir. Sevgiler 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuda yazmakla hem kendime hem de arkadaşlarıma faydalı bir iş yaptığımı sanıyorum. Araştırırken kendi hatalarımı da görmüş olmam benim için bonus oldu:) Hepimiz hata yapabiliriz, önemli olan doğruyu öğrenip hatalarımızı düzeltmeye istekli olmamız. Teşekkür ederim:)

      Sil