Zeytin toplamak için bugün iyi bir fırsat derken yine olmadı. Kahvaltıdan kalkar kalkmaz telefon geldi. Balkon camı için ekip yola çıkmış. Eh mecbur kapıyı açacağız, onlara eşlik edeceğiz, yemek işini halledeceğiz. Hani bir an önce olmasını da istiyorum. Yağmurlu havalar geliyor. Her ne kadar korumaya çalıştıksa da yine riskli. Yayla yolları taşlı... Düştük yine yollara. Güneşli bir hava ama iki gün önceki kadar olmasa da soğuk. Sular donmuş.
Ekip saat on bire doğru gelmiş ve malzemeyi indirmiş. Hemen çalışmaya başladılar. Onları bir süre izledikten sonra bahçe kapısına çıktım. Amacım hazır güneşli havayı yakalamışken taş evin uzaktan resimlerini çekmek. Bir de elektrik hattının güzergahına bakmak istiyorum. Elektrik Dağıtım Şirketinde bugün ve yarın çalışma olmayacağı için bizim elektrikçiyi de Pazartesi ararım diye düşündüm. Bahçe kapısından aşağı Kaplan Köyüne doğru yol boyu yürümeye başladım. Cambaz Ali'nin kapısı açık. Dönüşte uğrarım ayak üstü.
Biraz daha yürüyünce uygun bir yer buldum. Buradan birkaç poz resim aldım. Elektrik iletim hattının güzergahı gözüme biraz uzun geldi. Şu elektrik işini de bir halledebilsem.
Geri dönerek gerisin geriye yürümeye başladım. Cambaz Ali'nin açık kapısından içeri girdim. Yol boyu kıvrıla kıvrıla yukarıya doğru çıktım. Tam yol çatallaşmıştı ki bazı konuşma sesleri duydum. Sesleri takip ederek briket bir yapının önüne geldim. Cambaz Ali Amca komşusu Sabri ve bizim Kadir oturmuş hem sohbet ediyorlar hem güneşleniyorlar. Bir sandalye de bana verdiler. Tavuklar horozlar geziniyorlar ortada. Tam da Canan Hoca'nın tavukları bunlar. Gezen tavuklar...
Sabri Amca biraz küfürlü konuşuyor ama sevimli. Ne yapsın adamcağız ağız alışkanlığı. İki lafından biri küfür. Benim yanımda ne kadar tutmaya çalışsa da kaçırıveriyor ağzından. Bak yine kaçırdım diyor peşi sıra. Kadir saygılı çocuk, pek lafa karışmıyor. Sabri Amca hadi benim bahçeyi göstereyim sana diye kalkıyor ama benim ustalara bakmam lazım diyorum. O zaman hadi diyorlar senin yerine bakalım. Birlikte bizim yaylaya doğru yürümeye başlıyoruz. Taş evi çok beğeniyorlar. Binayı bir güzel gezdiriyorum. Sabri Amca'nın sıkıntısı büyük. Bak burayı aile için yaparsın, burada da biz otururuz diyor. Esas mesele aile yanında kendisini tutamayıp ağzından küfür kaçırma korkusu. Yok diyorum bizde haremlik selamlık olmaz. Gülüyorlar...
Onları uğurluyorum. Ustalar çalışmaya devam ediyor. Cam çerçeveler takılmış ama ince ayarları, izolasyonları, silikonları daha sürecek gibi. İşlerini acele değil, sağlam ve düzgün yapmalarını istediğimden gecikmelerinden rahatsız olmuyorum. Gideyim size yiyecek getireyim diyorum. Tire köftesini sevmişlerdi. Yine aynısından yaptırmak en iyisi.
Yemeklerini alıp döndüm. Bu sefer bayağı geç kaldığım için iyice acıkmışlar besbelli. Yemeklerini yedikten sonra devam ettiler çalışmaya ta saatin beşine kadar. Hava kararmaya başlarken alet edevatlarını topladılar. Sadece montaj esnasında makaralardan birinin döküm göbeği kırılmış. Önümüzdeki günlerde gelir değiştiririz dediler.
Bugün fırsatını bulup Ankara, İzmir ve Aydın'daki bazı arkadaşlarımı aradım . Yeni yıllarını kutladım.
Bu arada balkon camları katlandığında geniş bir açıklık çıkıyor ortaya. Yazın çok güzel olacak burası. Balkondaki manzara bir harika.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder