KATEGORİLER

22 Temmuz 2020 Çarşamba

AĞAÇ EV SOHBETLERİ # 48

Ağaç Ev Sohbetleri'nin bu haftaki konusu yine sevgili Deeptone'dan. Aklını kurcalayan bir güncel konu başlığı açmış ve düşüncelerini burada güzel bir şekilde aktarmış. Hemen 48. Bölüm için sohbete açılan soruya geçelim:

Günümüzdeki genç insanlar daha önceki kuşaklardaki genç insanlara oranla daha güçlü ve etkili midirler?


Soru bana oldukça ilginç geldi. Hani Orson Welles'in bir şarkısı vardı, "I know what is it to be young but you, you don't know what it is to be old - Genç olmanın ne olduğunu ben biliyorum ama sen, sen yaşlı olmanın ne olduğunu bilmiyorsun."  Şimdi buradan yola çıkarsak, günümüzün gençleri, önceki genç kuşakların tam olarak ne kadar güçlü ve etkili olduklarını bilemezler ama önceki kuşak gençleri günümüzün genç insanlarının ne kadar güçlü ve etkili olduklarını bilir desem fazla iddialı konuşmuş olmam sanırım.

Mesela bir 68 kuşağı vardı dillere destan, bütün dünyayı kasıp kavuran. İdealist, sanatkar, zeki genç insanlar. Bırakın interneti, sosyal medyayı, televizyon bile yoktu o zamanlar. Ama hepsi çok okuyan, meraklı ve biz varız, bizim dediklerimizi de dikkate almak zorundasınız diyen, haklının, ezilenin yanında, sömürüye, emperyalizme ve kapitalizme karşı, ne yaptığını bilen fişek gibi gençler. İşte onlardı güçlü ve etkili olan. Fakat ne yazık ki yetmedi güçleri, o çelik yürekleri yenik düştü kirli sermayenin temsilcilerine. 

Günümüze gelince, Gezi Direnişi, içime umut kıvılcımları saçmıştı. Pırıl pırıl gençler güle eğlene, isyanlarını son derece naif ve vurucu bir şekilde duyurmuşlardı dünyaya. Sonra özellikle aralarına provokasyon gruplarını karıştırdılar. Sermaye ve sömürünün temsilcileri ellerindeki silah ve iktidar gücüyle susturdu seslerini. 

Umudumu kaybetmek istemiyorum. "Keşke" sözünü de hiç sevmem. Ama keşke diyorum yine, keşke günümüzün ve yarının gençleri Atatürk'ün çizdiği yolda gerçek bağımsızlık mücadelesini vermek, ülkede hak ve adaleti sağlamak konusunda güçlü ve etkili olabilseler. Zira bugünün genç kuşakları her ne kadar ileri teknoloji ve bilgiye ulaşım imkanlarına çok daha fazla sahip görünse de aynı imkanlar onları türlü oyunlarla etkisizleştirecek kapitalist sistemin elinde de var. Genç kuşakların aldıkları eğitim eskiye oranla çok daha kötü, bilimsellikten uzak. Üniversite sayısının artması eğitimin yükselmesine delil olarak sunuluyor. Oysa nicelik değil, niteliktir önemli olan.  İnsanlara bayrak, şehit, milliyetçilik, yerlilik, millilik, Atatürkçülük, demokrasi, ve bunun gibi nice kelimelerin ilke ve anlamlarını unutturuyorlar. 


13 yorum:

  1. değillerdir. ellerinde internet gibi bir silah olduğu halde hala hiçbir şeyi değiştirmeye yetkin ve cesaretli değiller. tek yapabildikleri şu işaret #

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu dönemde cesaret işe yaramıyor. Cesaretli insanlar ya hapsi boyluyor ya da canından oluyorlar. Fakat hiçbir şey değişmez değil. Dibe vurunca belki yeni umutlar doğacak. O işaret tam bir uyku ilacı.

      Sil
  2. İnternetle ilgili çok ciddi komplo teorileri gelip geçiyor aklımdan. Bilgi her an elinizin altında diyerek bizi okumaktan, öğrenmekten, gelişmekten alıkoyuyor bence. Ya ihtiyacım olunca açar bakarım fikri ile kimse bi'şeyi gerçekten öğrenmek için çabalamıyor. Daha önce yazmıştım, biz ansiklopediler ile büyüdük. Bir şeyi öğrenmek için sayfaları karıştırırken bir sürü başka şey öğrenir, öğrendiğimiz ilginç şeyleri arkadaşlarımıza da anlatırdık. Ödev yapmak için kütüphaneye gider, her gidişte 2-3 kitapla dönerdik eve.

    68 kuşağı hakkını meydanlarda arıyor, doğruyu anlatmak için eline geçen her fırsatı kullanıyordu. Şimdiyse her şey internete yazılıyor ve 2-3 gün "Trend Topic", "tt", olduktan sonra unutulup gidiyor. Bir nevi subap gibi gazımızı boşaltıyor internet. Yani demem o ki her türlü bilgiye ve birbirine her an, her yerden ulaşan insan hepten salıyor kendini. Çaba yok, azim yok, uğraş yok. Anca yazıp okuyoruz, klavye başında atıp tutuyoruz. Sanal tepkiler, gerçek sonuçlar doğurmuyor. Sadece gençler değil, bizler de artık böyleyiz maalesef.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tüketim kültürü, duyguların amaç ve hedeflerin ömürleri çok kısa süreli.
      Biz bu kadar hızlı değildik, üretim ve paylaşım bilgi çağında farklı anlamlara geliyor (kopyalama ve like etme ile devrim mesela.. peh)

      Sil
    2. Bak kendime kızdım, ben de "biz ve diğerleri" demişim hemen, kolaya kaçmışım. Keşke kıyaslama yapmadan ifade etmeyi becerebilseymişim.

      Sil
    3. Manxcat / KuyruksuzKedi,
      Evet, internet derya, deniz. Her türlü bilgiye kolaylıkla ulaşmak mümkün her türlü pisliğe de. İletişim konusunda büyük mesafe kaydedildi. İstediğimiz kişiye anında ulaşabiliyoruz. Ancak bu kolaylığın ilişkilerimize büyük zarar verdiğini göremiyoruz. Sanal bir dünyada kendimizi başka şekillerde gösteriyor, adeta maske takmışçasına gizliyoruz. Mektup yazmayı unutalı, postacının yolunu gözlemeyeli yıllar oldu.

      Evet, hepimiz aynıyız. Çünkü öyle olmamız isteniyor. İçimizdeki ateşi söndüremeseler de yarattıkları korku imparatorluğu sayesinde cesaretimizi kırıyorlar. Telefonda söyleyeceklerimizi bile tartarak çıkartıyoruz ağzımızdan. Her soluk alıp verişimiz gözleniyor. Bizlerin çoğunu önemsiz ve etkisiz gördükleri için dökülüyor bu satırlar. Yoksa yerimiz belli. Melike Demirağ'ın şarkısında söylediği gibi bir zamanlar, uyu yavrum uyu, şarkılarla, türkülerle, renkli menkli sinamaskop büyüteyim seni. Şimdi sosyal medya oldu bizim ninnilerimiz. Cumamız mübarek oluyor, vatan bölünmez diyorlar bölmek için ellerinden geleni ardlarına koymazlarken, yerli ve milli diyorlar sattıkları vatanı perdelemek için, neyse ki şükürler olsun Ayasofya camiye döndürüldü, en büyük sorunumuz giderildi.

      Sil
    4. Sadece C.
      Peki, insanları ötekileştirmek iyi değil deniyor. Yapmak istedikleri herkes bizim gibi olsun. Ama biz olamayız ki onlar gibi. Aklımızı yitirmemiz lazım önce. Dil, ırk, din, millet gibi insanın elinde olmayan şartlar ve doğdukları coğrafya temelli farklılıklara bağlı özellikler hususunda ötekileştirilmesine karşıyım. Fakat düşünmeyenler, aklını kullanamayanlarla aynı safta yer almayı asla düşünmem. Eğer ötekileşmemek adına onlar gibi olmam isteniyorsa, olamam.

      Bilgi çağında insanların daha çok zihninin açılacağını sanmıştık. Tüketim toplumunun bir bireyi olarak ne kadar büyük bir yanılgı içinde olduğumuzu görüyorum şimdi.

      Sil
  3. 68 kuşağı evet tabii yaa, paris, san fransisco da olmak varmış o zamanlar :) gezi eylemi heyoooo, ben de parktaydım heyooo ne günlerdi yaaa, ah gezi parkının önünden nerdeyse hergün geçiyom, geçiyodum yani, pandemikten önce, son eylemdi ooooo şimdilik :) gezi 68'lileriyiz biiiz kikiki :) ah ah yendi hep genjleri vahşi kapitalizm susturdular bizi bühüüüüü :) hep amerikanın oyunları bunlar bi de ingiltere ve israil :) zaten gezi parkı nı da cia yaptıydı, ah bunların hepsi işbirlikçi. kahrolsun bişeyler :) kaplanın ağaç eve dönüşü :) nat geo wild sunaaar dırın dırın dırın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, ben de isterdim 68 kuşağının bir ferdi olmak. Ama bunu ciddi olarak söylüyorum. Gezi eyleminde tamam dedim, gençler uyandı. Ne güçleri var ki zavallı gençlerin. Ellerinden geldiğince uyandırmaya çalıştılar milleti. Evet, kapitalizm ve onun yerli işbirlikçileri susturdular, etkisiz kıldılar. Paranın milliyeti yoktur, Amerikan, İngiliz deyip o ülkelerin halklarına lafım yok. Bütün örgütler, hatta en iyi görünenler dahi sermayeye hizmet ettiklerini düşünüyorum. Yoksa sistem yaşatmaz onları.

      Evet, Kaplan'ı Ağaç Ev uyandırdı uykusundan:) Biliyorum, sen eğlenceli bir konu başlığı buldum diye seviniyordun. Ben senin her şeyi bildiğini fakat kurtuluşu kaçmakta bulduğunu düşünüyorum. Hiçbirimiz de senden farklı değiliz az ya da çok:)

      Sil
  4. bu konudaa daaa geleceğe iyimser olumlu umutlu bakışından taviz vermemişsin :))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gençlerin ateşi yine de umut verici. Evet, bizden geçse de gençlerden ümitliyim. Ve akıllılar da. Zamanın gelmesini, ortamın olgunlaşmasını bekliyorlar:))

      Sil
  5. Her yeni yetişen nesil diğerinden ileride duruyor bence.Eski nesillerin yani bizim de, hep gençleri kendimizle kıyaslama ,''Bizim zamanımızda..'' diye başlayan cümleleri kurma özelliği var maalesef.
    Çok çok iyi yetişen nesiller olaydık dünya bugün bu halde olmazdı sanırım. Her neslin kendine göre iyi halleri, kötü halleri var. Şimdikiler kesinlikle daha özgür davranabiliyorlar,daha fazla imkanlara sahip olma şansları var, belki en önemli fark bu bence. Bu da iyi mi kötü mü onlar yaşayıp öğrenecek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, gençler bizden daha zeki, daha büyük imkanlara sahip. Onları eleştirecek hiçbir sözümüz olamaz. İsteseler çok güçlü ve etkili de olabilirler. Sorun gençler değil, gençleri düşünmekten alıkoyanlarda, onlara fırsat vermeyenlerde bana göre.

      Sil