KATEGORİLER

6 Temmuz 2020 Pazartesi

MASUM BİR ADAMIN İTİRAFLARI - BÖLÜM 63/4


Raging Bull'da Jake LaMotta'nın sandviç yerken televizyon antenini ayarlamaya çalıştığı bir sahne vardı. Orta siklet şampiyonluğunu kazandıktan sonra yeniden kaybetmişti. Bir süre sonra, LaMotta’nın göbeği şortunun üstüne taştığı için kardeşi onunla dalga geçmeye başlamıştı. Sonsuza dek sıkı bir disiplin uygulayamazsınız. Sıkıntılarınız arttığında, stresinizi üzerinizden atmak için geç kalırsanız kendinizi bir anda hücrede uyanmış bulursunuz.  Cumartesi günü öğleden sonra, Lockhart'taki bir barbekü restoranından çıktım ve US183 yolu üzerinden şehre geri dönerken, Teksas eyalet polisi tarafından çevrildim.

Polis, kaskını çıkardı, ehliyetimi ve trafik sigorta poliçemi istedi. Gözleri kobalt mavisiydi. Sinekkaydı bir sakal tıraşı olmuştu. Belgelerimi aldı, bulunduğum yerde kalmamı söyledi ve arabasına geri döndü. Çizmelerinin asfaltta çıkarttığı ses kalp atışlarımı hızlandırmıştı. Dikiz aynasından telsizle konuştuğunu ve bilgisayar klavyesine dokunduğunu görebiliyordum. Kaçmaya kalksam, beni yakalamalarının uzun sürmeyeceğinden emindim. Tutukladıkları takdirde bildiklerimi paylaşmam karşılığında acaba beni serbest bırakırlar mıydı? Onlara nasıl bir anlaşma önereceğimi zihnimde test ediyordum. “Uçağı düşen yargıçları tanıyor musunuz?” diye kendi kendime soruyordum. Sonra yine kendi kendime “Evet, yaşıyorlar ve nerede olduklarını biliyorum.” diye cevap veriyordum. Aklımdaki muhakeme devam ederken polis arabamın yanına geri döndü.


“Seni hatırlıyorum, Bay Zhettah” dedi.

"Buralarda oldukça meşhur birisin. Bu seferlik seni uyarmakla yetinip görmezden geleceğim. Hız sınırı yüz on km/s. Tamam mı? İyi günler, efendim.” dedi.


Omzundaki rütbeye baktıktan sonra “Teşekkürler, Çavuş.” dedim.



O gece otel odasının minibarındaki bütün viskileri içtim ve yemeği odama sipariş ettim. Kendimi soyutladığım zamanlarda Tieresse’le daha fazla konuşuyordum.

“Aşkım,” dedim. “Şanslıydım ve herhangi bir ücret ödemeden dersimi aldım. Bundan sonra bir daha risk almayacağım. Artık böyle dalgınlıklarım olmayacak. Küçük ihmallerim yüzünden asla kan ter içinde kalmayacağım.” dedim.

“Biraz daha dikkatli olmalısın, amor? Bütün bunlar senin neşeni kaçıracak küçük şeyler.” dedi.


“Dünyevi sevinç hakkımı çoktan tükettiğime inanıyorum.” dedim.

“Senden bunları duymak istemiyorum Rafael” dedi ve dudaklarının dudaklarımın üzerinde gezindiğini hissettim. Ertesi gün, henüz güneş doğmadan evime dönüş yolundaydım.


Sabah markete uğrayıp bir düzine yumurta ve dilimlenmemiş köy ekmeği aldım. Güneşte kurutulmuş domates, sarımsak, kırmızıbiber ve beyaz peynir ile bir frittata* pişirdim. Bir spatula ile birlikte üçer adet tabak ve çatal alıp 6. Kata indim.


“Biraz geç kaldım, ama biraz işlerim vardı.” dedim. “Geçmiş yeni yılınız kutlu olsun.”

Kahvaltıyı hazırladım ve mahkûmlarımın her birine birer tabak verdim.

Moss, “Teşekkür ederiz.” dedi.

Stream, “Geçen sene mahkemelerimizde sekiz bin duruşmaya girdik.” dedi.

Ağzımdaki çikleti çiğnemeyi kestim ve diyeceklerine kulak kabarttım.

“Bunların beş bini habeas corpus** dilekçesiydi.” dedi.

“Peki, o zaman sizlerle yarışabilirim." dedim. "Ben de haftada bin kişiye yemek servisi yapabiliyordum.” 

“İnsan faaliyetlerinin küresel ısınmayı arttırdığına inanıyor musun?” diye bir soru yöneltti.

“Tabii ki inanıyorum.” dedim. Bunun üzerine aşıların otizme neden olup olmadığını, dünyanın düz olup olmadığını ve evrim teorisini kabul edip etmediğimi sordu. Ona sırasıyla hayır, hayır ve evet cevaplarını verdim. Sonra bana dönüp bilim adamı olup olmadığımı sordu.

“Şimdi bu ilginç bir soru, John.” dedim. "İşini iyi bilen çoğu fırıncı ustası kalplerin kimyageridir. Şimdiye kadar son derece bilimsel bir şekilde çalışan iki üç şefle tanıştım. Bana sorarsan, onların hepsi ruhsuzdu ama işlerinde uzman kişilerdi. Sanırım biraz eski kafalıyım. Anlatabiliyor muyum?" dedim.

“Evet, anlıyorum.” dedi. “Tıpkı bizim gibi siz de işin uzmanlarına güveniyorsunuz.”


Moss'a baktım. Yumurtalarını ve ekmeğinin yarısını yemiş ve çatalını tabağın ortasına koymuştu. Stream, bir şeyler söylememi bekliyordu. Ağzıma bir lokma frittata attım. Benden cevap gelmeyince o yine devam etti.

“Bizler, işlerini layığıyla yapan alt basamak mahkeme hâkimlerimize ve savcılarımıza güveniyoruz. Yapılan her itiraz dilekçesini bizzat kendimizin inceleyecek zamanı yok. Siz de dâhil olmak üzere yaşayan herkes, uzmanların vereceği kararlara bağlıdır. Kendini dürüst bir intikamcı yerine koyuyorsun. Oysa sen, ucuz, ikiyüzlü adamın tekisin benim nazarımda.” dedi.

Patlaması beni şaşırtmıştı ve bir an onun bu ateşli konuşmasına hayran kaldım fakat hayranlığımın tiksinti haline gelmesi çok uzun sürmedi.

“İşte yanıldığın nokta burada, John. Anlatıldığına göre sizin uzman dediğiniz duruşma hâkimi,  davanın lehime ertelenmesi yönünde karar vermiş ve DNA'yı test etmek istemişti. Ancak sen ve Jane onun karşısında yer aldınız." dedim.

Stream,” “Çünkü o, yanılıyordu.” dedi.


“Ayrıca sizin mesai arkadaşlarınızdan biri de sizin gibi düşünmedi. Anladığım kadarıyla, Teksas eyaletinin en iyi yargıçlarından ikisi, kararlarını verirken doğru yaptıklarından emin olmak istiyorlardı, diğer ikisi, yani sizler ise buna gerek duymamıştınız.” dedim.

Stream, “Üç nihai karar vericiden ikisini, yani Yargıç Moss’la beni halk seçti. Ahlaki öfkenin*** seni otoriterliğe götürdüğünü görüyorum." dedi.


Önceleri, avukatım hakkında fazla bir bilgim yoktu ama sonra Sargent bana, biraz onun geçmişinden bahsetmişti. Hukuk fakültesine gitmeden önce Ivy League’ta eğitim görmüş, deniz piyadelerinden Teksaslı bir yüzbaşı ona akıl hocalığı yapmıştı. Yazıhanesinin bir köşesinde, uzun, pirinçten bir tükürük hokkası bulunduruyordu ve onu oraya sırf dekorasyon olsun diye koymamıştı. Yüzbaşının ödüllü bir belgesele konu olan biyografisinin bir kopyası Sargent'ın elindeydi.


Bir gece, Javier dediğimiz adam idam edilmişti. Javier, önceden, Batı Teksas'ta bir yerde, bir taksi şoförünü vurduğunu itiraf etmişti ancak son birkaç yıldır gerçekte o işi yapmadığı hususunda ısrar ediyordu. İnfazdan tam bir gün önce, cinayeti soruşturan dedektif,  Javier’in avukatını aramış ve suçu itiraf ettirmek için Javier'e işkence yaptığını kabul etmişti. Anlaşıldığına göre, dedektif, ölüm döşeğindeydi ve oradan sağ çıkıp çıkamayacağı belirsizdi. Avukatı son dakikada bir temyiz başvurusunda bulundu. Dava Yargıtay'a kadar gitti ve saat onu geçene kadar bir karara varamadılar. Daha sonra Javier'in aleyhine beşe dört oyla hüküm verdiler. Saat on bir civarında Javier’in idam edildiği açıklandı. Haber ölüm hücresine düştüğünde en ufak bir protesto yoktu. Sadece şaşkın bir sessizlik hüküm sürüyordu. Sargent,

“Inocente, dinle bak bunu.” dedi. Olvido’nun akıl hocasının biyografisinden bir pasaj okudu.

“Jüriye müvekkilinizin olay yerinde bile olmadığını söylüyorsunuz ama eğer olsaydı bile, tetiği çeken kişi o olmayabilirdi ve tetiği çekmiş olsa bile, iyi bir nedeni olabilirdi. Her bir varsayıma A, B ve C diyelim. Mahkeme salonu, bir cevabın doğru, diğerlerinin yanlış olduğunu ortaya koyan bir laboratuar değildir. Bu iş, ilk kaleyi ablukaya aldığınız sürece, sahada vurulmanızın, dolaşmanızın ya da vurmanızın önemli olmadığı bir beyzbol oyununa benzer.”

Javier için çok üzülmüştüm.


“Her zamanki gibi, Compadre, dediklerini yine tam olarak anlayamıyorum.” dedim.


“Bunun sadece bir oyun olduğunu düşünen polisler ve savcılar değil. Bizim taraf da aynı şekilde düşünüyor. Javier'in bir hiç uğruna hayatını kaybetmesinin sebebi duruşmaları bir spor karşılaşması gibi gören, doğru adım atmayı bilemeyen adamlardır.” dedi ve ardından bana hemen bir soru sordu,

“Sofist kime denir bilir misin?”


“Elbette, biliyorum.” dedim. “Onlara bir nevi filozof da diyebiliriz. Platon'a göre sofistler, gerçeği tanımlamaktan ziyade kendilerini haklı çıkaracak kanıtları arayan kişilerdir."


*frittata: İtalyan omleti

**habeas corpus: Bir kişinin, hukuka aykırı bir tutuklama veya hapis cezasını mahkemeye bildirebileceği ve mahkemeden, genellikle bir hapishane yetkilisi (gardiyan) tarafından, mahkûmu ya da tutukluyu mahkemeye getirilmesini talep edeceği yasal bir hukuk yolu.

***Ahlaki öfke: Ahlâki ilkelerin ağır ihlâli ile bağlantılı aşırı tutku ve öfke. 


(Devam edecek)

4 yorum:

  1. yemekler yine güzel, italyan omleti iyimiş, la motta, ünlü boksör, azgın boğa eveet nefis film :) çok muhabbete girdi bu rafaello yargıçlarla :) ayrıca, bu iki yargıcın da hatalı olduğu net değil, bu rafaelin davasında da net değil, eldeki verilerle rafael suçlu gibiydi, ama yargıçlar da hata yapabilir tabiiii onlar da insan yani, ama her hakkı yenen böle yaparsa yandık valla doktor polis hakim filan kalmaz ortadaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deep, sanırım anlaşamadığımız konu şu:

      Rafael'in karısını öldürdüğüne dair hiçbir somut kanıt yok!
      Üstüne üstlük olayın herhangi bir şahidi de mevcut değil.

      Genel hukuk prensibi, bir insanın suçlu olduğu kanıtlanıncaya kadar masumdur. Masumiyet ilkesi!

      İdam cezasına hükmeden jüri ve yargıçlar önyargılı ve ellerinde kanıt olmadan karar veriyorlar.

      Çünkü adam Meksikalı göçmen, potansiyel katil. Kadın ondan yaşlı ve çok zengin. Muhtemelen cinayeti ondan başkası işlememiştir!

      Var mı böyle bir şey ya? Kimsenin aklına bunun evi soymak üzere gelen bir başkası ya da olası bir düşmanı, parasında gözü olan biri neden gelmiyor?

      Daha önce Tieresse, Rafael'e söylemişti. Al bu parayı kendi adına bankaya yatır diye. Rafael itiraz edince, ya sen dediğimi yap, yarın olur da beni kaçırırlarsa fidyemi ödersin dememiş miydi?

      Sonra, kadın hep iyilik yapıyor diye düşmanı olmayacak değil. O kadar parası olan bir kişi evinde yalnız başına, bekçi koruma olmaksızin kendini nasıl güvende hissedebilir?

      Yargıçlar, daha önceki davalarında olduğu gibi pek çok kez hata yapmışlar ve suçsuz kişilere idam cezası vermişler. Bu ilk hataları değil ki. Ancak Rafael'in cinayetle ilgili hiçbir suçu yok.

      Eğer hakkı yenenler çoğalırsa arada Rafael gibi adamlar çıkabilir. Herkesin tepkisi farklı olur elbette. Kimi dayanamaz, kendini öldürür, kimi gider yargıçları. Bazıları da Rafael gibi orjinal fikirler ortaya koyar:)))

      Türkiye'de benzer durumlar çok ama Rafael gibi bir cesur adam çıkmıyor ortaya. Düşün evladına tecavüz edip öldürmüş bir katil, birkaç yıl yattıktan sonra afla dışarı çıkıp yüzüne gülümsüyor. Ne düşünürsün? Şahsen ben Rafael gibi olamadığım için vicdan azabı çekerim:)

      Sil
  2. Rafael'e acımaya başladım. Her şeyi planladı ama bu tarz konuşmalara hazır değil. Kendini savunamıyor, derdini anlatamıyor. Her karşılaşmada yenik düşüyor. Stream'in kibri insanı deli eder ama onu bu oyunda yenmek istiyorsa çok daha atik ve kendinden emin olmalı Rafael.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım gelecek bölümlerde Rafael'e biraz daha fazla acıyacağız. Aslında duygusal bir adam.

      Sil