KATEGORİLER

9 Haziran 2020 Salı

AĞAÇ EV SOHBETLERİ # 42

Son olarak Kedi Mırıltısı başkanlığında yürütülen Ağaç Ev Sohbetlerinin bu haftaki konusu Azbakan Firarisi' nden. Tartışmaya açılan konuda sorular şöyle;


Eğer bir zaman makinen olsaydı ve istediğin zamana gidebilseydin neyi değiştirirdin? İyi veya kötü sonuçlar doğurabileceğini bile bile yapabilir miydin?


Elbette, böyle bir varsayım beynimi yakabilir. İstediğim zamana gidebileceğim, bu yetmezmiş gibi, bir de istediğim şeyi değiştirebileceğim, öyle mi?

Yahu böyle bir şey insanın aklına düşse düpedüz şirke girer, kader mefhumunu yerle bir eder. Ne diyim şimdi bilmem ki? E, madem sohbetimizin konusu olmuş, çalıştıralım madem saksıyı.

Yapacağımız zaman yolculuğunun bir misyonu olacak sorudan anladığım kadarıyla. Yani, son model bir makineyle yapılacak turistik bir yolculuktan bahsetmiyoruz. Bu görevi bize kim verdi, rüyamızda mı tebliğ edildi, vahiy mi geldi, bilmiyoruz. Neyse, bunu da geçelim.

Bu ahval ve şerait dahilinde, bulunduğum zamandan ileri bir tarihi, yani geleceği varış noktası seçmezdim sanırım. Zira kimse takmazdı beni muhtemelen. Ateşin keşfedilmediği çağlarda yaşayan birini alıp şimdiki zamana getirdiğinde nasıl feleğini şaşırırsa benim de gelecek zamana gitme durumumda aynı şey olurdu.

O halde, geçmişe bir yolculuk görünürdü bana. Emir büyük yerden madem, yerine getirmek gerek. Üstelik böyle bir görev herkese nasip olmaz. Öncelikle Sümerlilerden başlayıp Lidyalılardan çıkardım. Sizler değil misiniz ilk parayı bulan? Elimde cep telefonumu görünce hepsinin dizleri titrer önümde secdeye kapanırlardı.  

"Kalkın bre densizler, para da neymiş, bundan sonra her kim parayı ağzına ala, tiz kellesi vurula" derdim. Yüzyıllar boyunca paranın ayıp ve günâh olarak algılanmasını sağlardım. 

Sonra günümüze dönerken iki bin yıl kadar önce mola verirdim. Havarilerle birlikte Hz. İsa Aleyhisselâm hazretlerinin son yemeğine katılır, onun on üçüncü havarisi olurdum. Hz. İsa'ya derdim ki,

"Size saygısızlık etmek istemezdim efendim ama birileri sizi kandırmış, ne yazık ki, siz de, farkında olmadan binlerce yıl boyunca insanları kandırmış olacaksınız."

Hz. İsa, şaşırıp kalırdı sözlerime.

"E, anlat bakalım işin iç yüzünü de neymiş öğrenelim" derdi muhtemelen. Ben de ona gerçekleri anlatırdım,

"Ya Isa Alehisselâm efendimiz, siz aslında Tanrı'nın oğlu falan değilsiniz. Anneniz Aziz Meryem, gizli saklı bir işler çevirmiş, Tanrı'yı kullanıyor. Şimdi bu kutsal masada ve diğer havarilerin önünde sizi daha fazla zora sokmak istemem. Yani, demek istediğim, Tanrı o işlerle ilgilenmez" derdim.

Herkesin şaşkın bakışları altında Hz. İsa'ya dönüp, havarilerinin kaleme aldıkları muhtelif İncil'lerde, masal anlatmalarını bırakıp hak, hukuk, adalet, eşitlik kavramlarını yüceltmelerini, savaşa ve kan dökülmesine, insanların din, dil ve ırkına göre muamele yapılmasına karşı olduğunuzu bildirmelerini özellikle isterdim.

Misyonumu tamamlayıp eve geri dönerken parayı gözden düşürmekle iyi bir şey yaptığımı ancak insanın doğası gereği birbirlerini sömürecek daha başka şeytani araçlar bulabileceğinden işkillenir, fakat yine de doğru karar verdiğimi düşünürdüm. Hz. İsa ile yaptığım muhabbetin ise tamamen hayırlara vesile olacağından yana zerre kadar kuşkum olmazdı.


14 yorum:

  1. Mr. Kaplan gülümseyerek okudum :) Ama Hz. İsa'ya inanmayan ve annesinin gizli saklı bir işler çevirdiğini söyleyen ilk kişi siz olmazdınız. İkna atmek için daha inandırıcı şeyler sunmalısınız bence :) Gitmeden önce inandırıcılığınızı arttıracak şeyler bulalım size. Ama günümüzde bile hâlâ buna inanıldığını düşünürsek işimiz zor gibi :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mezarını bulsak saygıdeğer efendimizin, acaba DNA'sında ne çıkar?:))))

      Sil
    2. Kudüs'te bir kilisede olduğuna inanılıyor, oldukça mütevazi bir kilise, fazla kalabalık da olmaz hiç :) Fakat biliyorsunuz Hıristiyanların sadece Katolik mezhebi inanır Hz. İsa'nın Tanrı'nın oğlu olduğuna, onların da ancak çok dindarları. Protestanlarda yok öyle bir inanç.
      Fakat ben de sizden bu sohbete mutlaka böyle bir cevap beklerdim :) İnsanların çoğu geleceğe gitmek istediğini söyler bu soruya, ben asla istemezdim geleceği görmek zaten anlamazdım da. Geçmişe gitmek ama hiç bir şeye ellemeden sadece izlemek isterdim gizlice. Fakat bu konuda Stephan Hawking'in "zaman makinası neden mümkün değildir" diye şahane bir tezi vardı, bulursam ekleyeyim :))

      Sil
    3. Tüm tepriler ve Stephen Hawking'inki de kısa özet: https://en.wikipedia.org/wiki/Time_travel#:~:text=Stephen%20Hawking%20stated%20that%20this,people%20of%20the%20present%20time.

      Sil
    4. Bildiğim kadarıyla binlerce yıllık fosillerden dna tespiti yapılabiliyor. Kudüs'teki mezar gerçekten Hz. İsa'ya ait ise, kemiklerinden alınacak örnekle dna sı tespit edilebilir ve oradan Tanrı'nın genom dizilimi hakkında bir fikir sahibi olunabileceğini düşünüyorum:)))

      Stephan Hawking ile ilgili bilgi için teşekkürler ayrıca:)

      Sil
  2. ooooo oleeey bu kez ciddi değil komikli bi yazııı. fantastik konu olunca mizah serbest hihihi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani:) Sorusuna göre. Bu soruya cevap verilirken felsefe yapacak halim yok, değil mi?:)))
      Artık ıssız bir adaya düşsek yanımıza almak isteyeceğimiz üç şey nedir sorusunu bekliyoruz:)))

      Sil
  3. Cevabınız yine her zaman ki gibi çok güzel. Bence bu soruda felsefe de yapılır, dinde tartışılabilir kişiye kalmış bu:) Bu soruyu cevaplarken kendinizi çok baskı altında, sorumluluk yükü almış gibi yazmışsınız. Ben mi öyle hissettim bilemedim ve bunun nedenini de anlayamadım açıkçası :) Mesela bence dediğiniz gibi turistikte yapılabilir bu yolculuk. Çok sevdiğiniz bir tatil ya da gezi anınıza döner orada kendi hayatınızla ilgili kimi şeyleri değiştirebilirsiniz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya da belkide turistik bir mekanın tarihini değiştirirsiniz? İlla ben kötülüğü durduracağım, insanları değiştireceğim demek zorunda değiliz ki... Bir de para konusuna kesinlikle katılıyorum. Lanet olası kağıt parçası keşke olmasaymış :D

      Sil
    2. Ah, teşekkür ederim:) Felsefe yapılmasına bayılırım ama dini ve iktidarı tartışmak o kadar kolay değil bu ülkede:) Haklısınız büyük bir sorumluluk. Soruyu soran arkadaş sağ olsun neredeyse tanrısal yetkilerle donatmış bizi:) İstediğin zamana gidebilecek, istediğin değişikliği yapacaksın. İnsanlığın geleceği sizin elinizde. Bundan büyük sorumluluk olur mu?:)
      Ben soruda bir misyon verildiğini anladım. Eğer bunu bir zevk meselesi olarak ele alsaydım doğal olarak cevabım tamamen farklı olurdu. Hatta o zaman hedefim geleceğe gitmek bile olabilirdi.

      Sil
  4. para aklıma gelmemişti ama değiştirseniz çok iyi olurdu. ama isa'yı ikna etseniz bile havarileri durduramazdınız bence.önemli, özel olmak için yazarlardı farklı incilleri .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Para olmasa ne savaşlar çıkar ne de insanlar sömürür birbirini. Hiçbiri İsa'yı takmazdı diyorsunuz yani. Mmm, belki de haklısınız:)

      Sil
  5. Ya çok hoş olmuş bu yazı. Okurken yüzümde bir temessüm oluştu. Hz İsa ile konuşmak bilmiyorum bu kadar cesaretli olabilir miydim ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim)
      Hz. İsa o zamanlar peygamber olduğunu bilmiyordu. Hele babasının Tanrı olduğundan kesinlikle haberi yoktu:) Bu yüzden ben çok fazla heyecanlanmazdım. Sonra ne olduysa oldu, havariler onu peygamber ve babasının oğlu yaptılar. Sanırım iki yüz yıl kadar sonra Doğu Roma İmparatoru Hristiyan olup İsa'nın peygamberliğini kabul etmeseydi, bugün muhtemelen hepimiz Yahudiydik:))

      Sil