KATEGORİLER

22 Haziran 2020 Pazartesi

MASUM BİR ADAMIN İTİRAFLARI - BÖLÜM 48/3

Stream'in evine yakın bir yerde park ettiğim Lexus arabamın içinde otururken, onu hack’leyerek kablosuz yönlendiricisine girmem sadece beş dakikamı almıştı. Reinhardt bunu bilse benimle ne kadar gurur duyardı. Stream için oluşturduğum e-posta hesabında oturum açtım ve oradan bir not gönderdim:


“Deneme, bir iki üç. Lütfen beni kabul et.”

Gönder tuşuna bastım ve bir an gözlerimi kapadım, sonra Yargıç Moss’un oturduğu, Travis Gölü'ne bakan ve üst düzey insanların yaşadığı evi aradım. Onun ağına girmem biraz daha uzun sürdü. Tabletimi kullanarak hesabına giriş yaptım.

“Mesajını net bir şekilde almış bulunuyorum. Yalnız, bir dahaki sefere senden biraz daha cesaretli olmanı bekliyorum. <baştan çıkarıcı sırıtış>”  yazdım.

Stream'in bloğuna geri döndüm. İkinci bir e-posta yazdım:

“Mükemmel! Bu hafta sonu kaçamağına ne dersin? Sahilde büyüleyici bir BB biliyorum.”

Acaba bu onun doyumsuz beklentilerini karşılar mıydı? Son bir e-postam daha olacaktı, Yargıç Moss'tan bir cevap geldi.


“Gerçekten iyi olur, mükemmel bir fikir. Benimki cemaatine vaaz vermekten kalan tüm hafta sonlarını golf oynayarak geçiriyor ve muhtemelen nereye gittiğimin farkına bile varmaz. Yarınki öğle yemeği için iş yerimizde buluşmaya ne dersin?”


Göz kırpışan bir gülen yüz emojisi ile imzaladım. Neyin yanlış gidebileceğini, hangi noktaların yanlış göründüğünü düşünmeye çalıştım, ancak hiçbir şey gözüme ilişmedi. Bu konularda iyiydim. Ya doğal halim buydu ya da hapishane beni düşündüğümden fazla etkilemişti. Her şeyi kapattım.

Serin, bulutsuz bir geceydi. Tüm elektronik malzemelerimi bagaja koymak ve bacaklarımı uzatmak için arabamdan indim. Sakallı üç adam, otobüs durağının bulunduğu caddenin karşısındaki parkın içinde, bir çardağın altına geçmiş, mariachi* çalıyorlardı. Müziğin etkisiyle ayağımla ritim tuttuğumun farkına vardım. Güney Lamar'daki bir taco standından rendelenmiş tavuk tamales**, fasulye ve iki şişe Carta Blanca birası aldım. Araba, onların yoğun kokularıyla doldu, daha sonra hepsini hangara taşıdım. Dışarıda katlanır bir sandalyeye oturdum ve başımı gökyüzüne dikip yıldızları inceledim. Bacaklarım titriyordu, o anda hissettiğim ateşli bekleyişi daha önce sadece iki kez yaşamıştım: La Ventana'nın kapılarını ilk açtığım gece ve Tieresse ile evlendiğimiz gün. İkinci biramın yarısına gelmeden, derin ve rüyasız bir uykuya daldım. Güneş doğarken uyandığımda kendimi tamamen yenilenmiştim.

Ertesi sabah, Lexus’ümü araçların çaprazlamasına dizildiği Adliye’nin park sahasına çektim ve aracımı caddeyi görecek şekilde konumlandırdım. Stream’in Motorola’sıyla, Moss’un Nokia’sını aradım ve kendimle iki dakika süren bir görüşme yaptım. Sonra Moss'dan Stream'a bir mesaj gönderdim,

“Sesini duymak güzeldi, yakışıklı. On dakika kadar geç kalacağım. Sakın bensiz başlama.”

Mesajın sonunu göz kırpan emoji ile imzaladım, sonra geri mesaj attım,

“Beni çok heyecanlandırıyorsun, otele kadar yürüyebileceğimden emin değilim. Emekleyebilirim.” <gülen surat>

İki saat sonra, Stream'den Moss'a bir mesaj daha gönderdim:

“Bu, hafta sonu için harika bir açılış atraksiyonumuz olacak.”

Moss, bir kalp göndererek cevap verdi. 

Telefonları kapattım ve her ikisini de alüminyum kılıflarına yerleştirdim. Verilerin uzaktan silinmesini önlemenin yanı sıra, kılıfların onları izlemeyi imkânsız hale getireceğini düşünüyordum. Stream ve Moss'u takip eden korumalarının olabileceğini zannetmiyordum. Lâkin aşırı duyarlılık ve paranoya arasında bocalarken yakalanmamak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdım.

Sonraki on bir ay boyunca, her perşembe akşamı güneye uçtum, hangarımdan  çıkıp Austin'e gittim, aynı gün birbirlerine bir ya da iki mesaj ve geceleri de bir ya da iki e-posta gönderdim. Kameraların bulunduğu ücretli yollardan ve marketlerden uzak durmaya çalıştım. Kafamda daima, iyice aşağı çektiğim bir kovboy veya bir beyzbol şapkası vardı. Gece yarısından sonra Austin'den ayrılıp, eyalet dışına çıkıyor, yemek ve otel ücretlerini kendi kredi kartımdan çektiriyordum. Gelecekteki suç mahallinin yakınlarındaki yerlere gitmemem ve gittiğim uzak yerlerde özellikle iz bırakıyor olmam, sözde Güneybatı'nın küçük kasabalarını keşfetme arayışımın bir parçasıydı. Pazar günleri yanıltmak amacıyla Kansas'a dönüyor hangarıma şöyle bir uğrayıp Moss ve Stream'i bir kez daha konuşturmak! üzere tekrar Austin'e gidiyordum. Moss ara sıra kocasının şüphelendiğini ve planlanan hafta sonu buluşmasına gelemeyeceğini belirtip özür diliyordu. Stream ise her zaman, ona endişelenmemesini, ilişkilerinde en önemli şeyin gizlilik olduğunu vurguluyordu.

Buluştukları yerleri özellikle üstü kapalı bir biçimde açıklamaya dikkat ediyorlardı - bir otele, plaja veya yaylaya gitmekten bahsediyorlardı - ama asla hareketlerinin izlenmesine imkân verecek şekilde değildi. Dikkatli olmaları gerekiyordu, bu yüzden müfettişler hiçbir motel veya restoran çalışanından sevdalı çiftleri ne zaman gördüklerine dair bilgi alamayacaklardı. E-postaları ve mesajları çapkın ve mahcup, müstehcen ve bazen de ahlaksızdı. Onları gözümün önüne getirdiğimde, kendimi, keskiyi eline almadan önce taşa gizlenmiş eserini görebilen bir heykeltıraş gibi hissediyordum.


Onurları böyle bir şeyi kaldıramazdı elbette, kimsenin kabul edebileceği bir şey değildi bu. Fakat şimdi, Yargıç Moss ile Yargıç Stream’ın dijital olarak kanıtlanabilecek ihtiraslı bir gönül ilişkisi vardı ve bu konuda oldukça aşağılayıcı bir durum yaşayacaklardı. Birlikte olmaları için bir bahane yaratmıştım ve bu yüzden birlikte kaybolmalarının net bir sebebi olacaktı. Durum böyle olunca her ikisini aynı anda hazırladığım yere koymam kimsenin dikkatini çekmeyecekti. Ancak onları oraya nasıl getireceğime dair hiçbir fikrim yoktu.

Ve sonra şans bir kez daha yüzüme güldü.
Batı Texas’taki romantik hafta sonu B&B buluşmaları konusunda, âşıkların birbirleri arasında birkaç e-posta ve mesaj alışverişini ayarlamak için yeniden Texas’a uçmam gerekmişti. Cumartesi sabahıydı. Villanın yakınlarında, yol kenarına park ettiğim Lexus’ümün içinde kahvemi yudumlarken, geçen tırlara aldırmaksızın I-10 mola yerine çektikleri arabalarının arka koltuğunda seksin ne kadar heyecan verici olduğuna dair birbirlerine süslü ve komik şeyler yazıyordum.

Stream, Porsche'una bindiğinde bilmediğim farklı bir şeylerin olduğunu düşünmeye başlamıştım. Önceki hafta sonlarında SUV'unu kullanırken peşini bırakmamıştım. İşime yarayabilecek başka bilgilere ulaşabileceğimden emin değildim ancak gereksiz riskler almak istemiyordum. Anında kararımı verip onu takip etmeye koyuldum.

Arabasının örtüsünü tepeden aşağıya indirdi ve 71 numaralı otoyola doğru sürdü. Bastrop ilçesinde altı kadar fast-food mekânı olan bir alışveris merkezinde mola vermek hususunda tereddüt geçirdi ama yemek için burada durmadı. Bunun yerine, güneydoğu yönünde iki şeritli bomboş bir yolda sürmeye devam etti. Aramızda bir kilometreye yakın mesafe bıraktım. On dakika sonra yoldan saptı. Elektronik olarak kontrol edilen bir kapıya şifresini girerken onun yanından geçip iki yüz metre kadar ileriye park ettim. Geldiği yer yaklaşık üç bin metre uzunluğunda bir piste sahip özel bir hava alanıydı. Orada başka hiç kimse yoktu. Bir dürbünle Stream'in doksan dakika boyunca yüksek performanslı tek motorlu bir uçakla piste kalkış ve iniş yapmasını izledim.

Yargıç Stream pilottu! Tanrılar benim yanımdaydı ve planım kafamda oluşmaya başlamıştı.

İki saat boyunca orada kaldı, gelen giden başka kimse olmadı. Uçağın kuyruk numarasını yazdım ve sonra uçağın Stream adına kayıtlı olduğunu öğrendim. Devam eden birkaç ay boyunca havanın izin verdiği her cumartesi günü havada vakit geçirdiğini keşfettim, bu yüzden güzel bir bahar gününde casusluk yapmak için Bastrop'a uçtum.

*mariachi: Geleneksel bir Meksika müziği

**tamales: Mısır unu ve kırmızıbiberle yapılan bir Meksika yemeği

(Devam edecek)

10 yorum:

  1. Yanıtlar
    1. Haklısınız, hemen düzelteyim:)) Teşekkürler:)

      Sil
  2. yemek ve müzik kısmını sevdim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rafael'le yemek ve müzik zevkleriniz uyuşuyor o zaman:))

      Sil
  3. Peki o mesajları nasıl oluyor da kendileri fark etmiyor yargıçların? Biri benim hesabıma girip mesaj yazsa ben bir dahaki girişte görürüm o mesajları. Biraz kafam karıştı 🤔

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onlar adına yeni hesaplar açtı ya. Bilgi işlem üzerine çok bilgim olmamakla beraber, arabasıyla evlerinin yakınına gidip onların her birinin internet ağına giriyor. Hacker'lık yapıyor yani. Ancak mevcut hesaplarını kullanmıyor, onun yerine sanki onlar kendi bilgisayarlarından birbirleriyle anlaşmak için özel hesap açmışlar gibi bir durum yaratıyor.

      Dikkatli olmak lazım, insanoğlu neler düşünüyor:)))

      Sil
    2. Hımmm... Ben yeni hesap açtığını kaçırmışım. Adam neleri düşünüyor, kendi halinde bir aşçıdan hacker.a dönüştü adam!

      Sil
    3. Bilgisayar ve network konusunda dersleri üvey oğlu Reinhardt'tan almıştı ya.:)

      Sil
    4. Oraları da okudum Mr. Kaplan ama yine de abartılı buluyorum sıradan bir insanın 6 yıl hapiste kalıp böyle bir plan yapmasını. Yargıçların kalacakları yerleri yaparken de aynı şeyleri düşündüm. Rafael intikam almak isteyen masum sıradan bir adam değil de takıntılı bir seri katil gibi çalışıyor adeta. İnşaattan anlıyor, takip edip ajanlık yapıyor, hacker oluyor... Sırada ne var? Bu gidişle yargıçlar hastalanınca doktorluk da yapacak sanırım onlar için.

      Sil
    5. Adam sıra dışı. Böyle bir işe kim kalkışabilir ki? Ruhsal problemleri olmalı.

      Diğer taraftan, kendisine reva görülen hak etmediği ceza karşısında ona hak vermemek zor. Mrs. Kedi, roman, tamamen kurgu, abartı da olabilir fakat yazar bir hukuk profesörü. Kitabın esas amacı ABD'de bazılarına yapılan eşitsiz muameleleri ve adalet konusundaki çarpıklıklara parmak basmak, ülkedeki hapishanelerin durumunu gözler önüne sermek. Bunu da başarıyor zaten.

      Romanın ilerleyen bölümlerinde karşımıza çıkacak, Rafael, yaşadıklarını yargıçlara bire bir yaşatmak istiyor, amacı onları öldürmek değil. Öyle olsa işi çok daha kolaylaşırdı. Bakın görün diyor, eğer işinizi doğru yapmazsanız, kanıtlanamış suça ceza verirseniz, masum insanlar ölüyor. Mesaj, sadece o iki yargıca değil, ABD hukuk ve ceza sistemine.

      Ha, bu sistemin düzeltilmesine bir fayda sağlıyor mu? Sanmam. Son yılların moda deyişiyle, farkındalık yaratıyor diyebiliriz. Aslında çok şeyin farkındayız ama elimizden gelen başka bir şey yok!
      Sevgiler, yine çenem düştü, sabah sabah:)))

      Sil